14 Aralık 2021 Salı

YILMAZ ÖZDİL : ÖLMEME GÜNÜ…

Karışmayın milletin neşesine keyfine.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


YILMAZ ÖZDİL : ÖLMEME GÜNÜ…

yozdil@sozcu.com.tr

14 Aralık 2021

Akp genel başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Türkiye İstatistik Kurumu'na güvenmeyeceksin de, masada oturup içki içerken fikir söyleyen adamlara mı güveneceksin" diye sordu.

Cevap veriyorum, evet.

Çünkü, Tüik için aynı şeyi söylemeyiz ama, rakı vatan sevgisidir…

İki tek attığında noolacak bu memleketin hali diye kafa yorulması, ondandır.

Tüik verileriyle yalan söyleniyor, Tüik ciddiye alınmadığı için, yalandan kimse ölmüyor… Ama rakı ciddi iştir, yalanı kaldırmaz, sahtesine denk gelirsen, ölürsün.

Sahte dindar ol mesela, Allah ile aldat, her mevkiye gelirsin, ama sahte rakı içersen, her yer karanlık, doooğru, pir nur o mevki!

Rakı hesap işidir, kesene uygunsa içersin, hesabı ödersin, içmezsen, tek kuruş ödemezsin… Ama Tüik öyle mi? Tüik'in bedelini istese de istemese de, asgari ücretli de öder, emekli de öder, memur da öder.

Rakı sofrasında teklif vardır, ısrar yoktur, ister içersin, ister içmezsin, kendin bilirsin… Tüik metazori değil midir?

Türkiye, rakıdır.

Rakı, Türkiye'dir.

İnanmıyorsan gel, laboratuvarda deney yapalım…

İlk gördüğünde, şişedeki su gibi berraktır, halbuki, su ilave ettiğinde, aniden sisli-puslu hale gelir, artık dışardan bakınca içini göremezsin, arkasını göremezsin. Anlayabilmen için, kavrayabilmen için, hissetmen lazım, hissetmek için, dışardan ahkam keserek olmaz, içine girmen lazım.

Türkiye hakkındaki gerçekler, işte ancak bu yolla anlaşılabilir.

Ve işte bu yüzden, Türkiye'yi asla anlayamıyorsunuz.

Özbeöz Türk'tür rakı.

Türk icadıdır.

Ne malum derseniz?

Nerede, ne zaman ve kim tarafından icat edildiği bilinmiyor, meçhuldür, oradan malum!

Eğer, biz Türklerden başka bir milletin icadı olsaydı, cilt cilt yazılı tarihi olurdu, şeceresini bilirdik.

Şampanyanın mucidi Fransız keşiş Dom Perignon mesela, 1638 yılında dünyaya gelmiş… Evliya Çelebi'nin 1635 tarihli seyahatnamesinde ise, rakıdan bahsediliyor.

Bu demek oluyor ki… Şampanyayı icat eden adam bile kundakta ana sütü içerken, biz aslan sütü içiyorduk.

Hatta, taa 1326 yılında Bursa'yı fetheden rahmetli Orhan Gazi'nin, kendisine fetihte yardımcı olan dervişlere kasalarla rakı hediye ettiğini biliyoruz… Ben sana daha ne diyeyim.

Tüik dediğin 1962'de kuruldu, dünkü çocuk.

Bu millet 700 yıldır rakı içiyor birader.

"Milli"dir rakı.

Üstelik, rakıyı resmen "milli içki" ilan eden, Akp hükümetidir.

Türk Patent Enstitüsü rakıyı Akp iktidarında "milli içki" olarak tescilledi.

Rakıyı milli içki olarak tescilleyen Türk Patent Enstisüsü başkanının eşi de Akp milletvekiliydi.

Asrın liderimiz başbakanken, dindar cumhurbaşkanı dediğiniz Abdullah Gül cumhurbaşkanıyken, Resmi Gazete'de yayımlandı…

"Karakteristik özelliğini Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yeralan doğal unsurlardan, özellikle Türkiye'de yetişen üzüm, anason ve Türkiye'de uygulanan geleneksel üretim yöntemlerinden alan, kendine has, renksiz alkollü içki" olarak tanımlandı.

"Geleneksel tat" olduğu belirtildi.

Resmi Gazete'nin o sayısını aç da oku Numan Kurtulmuş… Sen güya has partiyi kurmuştun ama, Türkiye Cumhuriyeti'nin has'ı rakıdır!

Asildir rakı.

Bakın, 1900'lü yıllardan bir davetiye aktarayım size…

"Muhterem efendim, teşrin'i saninin 21'inci gününe müsadif Cuma akşamı, Hristo'nun meyhanesinde taam eylemek ve hususi eğlence tertip ederek vakit geçirmek istiyoruz. Sizi pek seven cümle dostlarımız teşrif edeceklerdir. Binaenaleyh, icabetiniz bizim içün mücib-i şeref olacaktır. Bu lütfu bizden esirgemeyeceğiniz ümidi ile takdim-i ihtiram eyleriz efendim… Pera sahaflarından Şener Efendi."

Nezakettir.

Zarafettir.

Adabımuaşerettir rakı.

Fava, pilaki, şakşuka…

Memleket "meze"lesidir.

Evrim Teorisi'dir.

Fazla kaçırırsan, özüne dönersin, maymun olursun… Bilimdir.

Bilim deyince, aklıma geldi… Elektriğin icadından sonra Akp'nin sembolü "ampul" icat edildi sanıyorsan, kesinlikle yanılıyorsun.

Elektriğin icadıyla birlikte, buz üretildi, buz üretilince "rakıya niye buz koymuyoruz azizim?" denildi, bu makul soru üzerine, rakıya buz koymak için daha uzun bardağa ihtiyaç oldu, düşündük taşındık, pratik Türk zekası devreye girdi, limonata bardağı rakı kadehi olarak kullanılmaya başlandı.

Kronolojik olarak açıkça görüldüğü gibi, elektriğin icat edilmesinden sonra, Türk milleti olarak ilk icadımız rakı kadehi oldu!

Fevkalade'dir.

Aliyülala'dır.

1926'da üretime başladığında, bu caanım isimleri koymuştu Tekel.

Kadındır rakı.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında "Sevim, Elif, Hanım, Denizkızı, Üzümkızı, Jale" isimlerini taşırdı rakı markaları.

Botokstur aynı zamanda.

Çirkin insan yoktur, az rakı vardır.

İçilir "güzel"leşilir.

Hayatın anahtarıdır.

Büst gibi oturan adamın bile çenesinin kilidini açar.

"Çilingir" sofrasıdır.

Kontörsüz muhabbettir.

Kahkahadır.

Çocuktur, ağlarsın.

İçki denip geçilemez… İçki içen ne yaptığını hatırlamaz ama, rakı içen unutulanları bile hatırlar.

Acısıyla tatlısıyla hatıraları kaydeden harddisk'tir.

Tıp bazen çaresizdir.

O ilaçtır.

Gurbete bile iyi gelir.

Ruha merhemdir.

Herkesin gençlik hatası olabilir, bira içersin, sonradan para kazanınca şarap içmeyi matah zannedersin, Amerikalı kamyon şoförlerinin içtiği viskiye kamyon parası ödersin, orası ayrı…

Kürkçü dükkanıdır.

Döner dolaşır, gelirsin.

Akil'dir rakı.

Hem de Akp'nin bile akil'idir, Orhan Gencebay'dır.

Entel dantel ayaklarına yattığın için sanki dinlemiyormuş gibi yaparsın ama, hepimiz biliriz ki, ezbere bilirsin.

Tatlıses'tir.

Kürt Realitesi'dir.

Örgüttür rakı!

Peynir, kavun, rakı, PKR'dir.

Ama bölücü değildir, birleştirici örgüttür.

Türk'ü de içer, Kürt'ü de, Ermeni'si de, Yahudi'si de… Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir!

Ne anlamı var rakısız ot'un, radika'nın cibez'in deniz börülcesi'nin?

İnek miyiz biz?

Niye avlayıp günahına giriyorsun boşu boşuna… Ayranla mı yiyeceksin lüferi?

Bestedir rakı.

Güftedir.

Dönülmez akşamın ufkudur.

Müzeyyen Senar'dır.

Zeki Müren'dir, Mesut Bahtiyar'dan şarkılardır.

Şiirdir.

Orhan Veli'dir, "şiir yazıyorum, şiir yazıp eskiler alıyorum, eskiler verip musikiler alıyorum, bir de rakı şişesinde balık olsam"dır.

Yahya Kemal Beyatlı'dır.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'dur.

Cahit Sıtkı Tarancı'dır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca'dır.

Ümit Yaşar Oğuzcan'dır.

Edip Cansever'dir.

Sait Faik Abasıyanık'tır.

Necati Cumalı'dır.

Oktay Rıfat'tır.

Melih Cevdet Anday'dır.

Turgut Uyar'dır.

Metin Altıok'tur

İlhan Berk'tir.

Can Yücel'dir.

Hasan Hüseyin Korkmazgil'dir.

Küçük İskender'dir.

Refik Durbaş'tır.

Murathan Mungan'dır.

Sayayım mı daha…

Ölmeyen şairlerin ölmeme günüdür!

"Ertesi gün için bir şey diyemem ama, rakı içtiğin gün ölmezsin" diyen Cemal Süreya'dır.

"Gözlerin gözlerime değince, su katılıyor rakıya, denizler açılıyor önümde" diyen Cahit Külebi'dir.

"Bu rakı var ya, bu rakı, seninle içerken güzel / kimler olursa olsun varsın, rakılı ağzından öpmek en güzel" diyen Aziz Nesin'dir.

"Bu meret öyle bir merettir ki, acıyla içilir, tatlıyla içilir, neşeyle içilir, ağlayarak içilir, kavunla içilir, peynirle içilir, ikisi beraber çok güzel içilir, yemekle içilir, mezeyle içilir, suyla içilir, susuz içilir, sodayla içilir, şalgamla içilir… Ama işte, bir tek salakla içilmez" diyen Nazım Hikmet'tir.

Mustafa Kemal'dir.

Utanmadan ayyaş diye iftira atarlar ama, kurup yücelttiği memleketi "ayık kafa"yla niye yönetemiyorsun diye sormazlar mı adama?

Rakı içenleri beğenmiyorsunuz…

Kokain çekenleri o yüzden mi tercih ediyorsunuz acaba?

https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/olmeme-gunu-6825666/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Non semper ea sunt quae videntur.
* * *
Seyler cogu zaman gorundukleri gibi degildir.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Eşsiz olarak doğdun. Bir kopya olarak ölme."

~John Mason~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Tarafsızlık, Geri Tepen Bir Armağandır.

~BARACCİO~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Belki Yine Gelirim

(Cemile Çakır hocaya)

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka
hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
tükürsek cinayet sayılıyor artık
ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
tek yaprak bile kımıldamıyor nedense
ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
dizginlerini koparan bir at sanki bu
soluksoluğa kalıyorum her sonbahar
ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez
şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün

~Ahmet Telli~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cephane pahalı, hayatınsa ucuzdur.

MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde "Murphynin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Vatan İçin

Neler yapmadık şu vatan için\
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.

~Orhan Veli Kanık~

- - - - - - - - - - - - - - - -

My father says Yurdunu Sevmeliymis insan
Love your homeland Oyle diyor babam
My homeland is Benim yurdum
Divided into two Ikiye bolunmus ortasindan
which part should Hangi yarisini
I love Sevmeli insan

Tin patrida na agapas.
Etsi lei kai o pateras mou sichna.
I diki mou i patrida
exi mirasti sta dio
Pio apo ta dio kommatia
prepi na agapw.


- - - - - - - - - - - - - - - -

"Ne olduğuna bakmaktan kaçının ve ne olacağına bakın."

~Marsha Petrie Sue~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Hepimizin problemleri var. Onları çözdüğümüz yol bizi farklı yapandır."

~Anonim~
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder