29 Ekim 2012 Pazartesi

BALKANLARI NASIL/NİYE KAYBETTİK?

-Bu yenilgide İttihatçıların payı yok mu?

İttihatçıların payı var ama o savaşta İttihatçılar iktidarda değil. Bu olaylar karşısında İttihatçılar darbe yapıyor. Ben burada Balkan Harbi'ni kaybettiler diye İttihatçılara pek günah yüklemiyorum.

İktidarda padişah taraftarı paşalar var, azınlıklar, İttihat ve Terakki aleyhtarı toprak sahipleri, zenginler var.
İyi niyetliler, demokrasi istiyorlar.
Fakat gidişatın farkına varamıyor, durumu anlamıyorlar.

Karşındaki adam seni yok etmek istiyor, memleketi bölüşmek istiyor. İktidarda hâlâ eskiyi devam ettirmek isteyen bir hükümet var. Dünyanın tümüyle değiştiğini idrak edemiyorlar.
Her şeyin güllük gülistanlık olacağını umanlar,  Osmanlı kardeşliğinin canlanacağına inananlar var.
Dünya o kadar değişmiş ki İttihat ve Terakki'nin 1908'de iktidara gelmesini gayrimüslimlerin bir kısmı destekledi ama eski Osmanlı'yı geri getirmek değil, kendi millî emellerini gerçekleştirecek bir hükümet bekledikleri içindi bu destek.
İttihatçılar bunu gerçekleştirmediği için onların aleyhine döndü, padişah tarafına geçtiler.
Evet ben de çok okudum.
Her yerde, her kaynakta aynı ya da benzeri söylüyor.
Elbette bir savaş kaybedilince en büyük suçlu her zaman olduğu gibi önce komuta heyeti, sonra da bizzat ordunun kendisidir.
Ancak, harbe hazırlıkla ilgili esas sorumluluk her zaman sivillerin üzerindedir.
Orduları donatmak, savaşmak için ihtiyaç duyduğu her şeyi, bunun içinde yasal, idari düzenlemeler de vardır, hazırlamak hükümetlerin görevidir.

Benim hemen her kaynakta gördüğüm aksaklıklar;
  • Savaşın hemen arifesinde bir jest olarak yapılan toplu terhislerdir.
    Şimdi de, orduların etkinliğini azaltacak şekilde askerlik süreleri ve şekilleriyle oynanmaktadır.
  • Özellikle II.Meşrutiyetle yapılan etnik açılımlar, Türk dışındaki milletlerde milliyetçililik temalı kalkışmaları körüklemiştir.
    O dönemde yapılanlar şimdiki açılımları acaip şekilde andırmaktadır.
  • İkincisi, tıpkı şimdi olduğu gibi bir mürteci kalkışmanın hükümet olmaya yaklaşacak derecede güçlenmesidir.
    Subayların siyasete karışması da büyük oranda bu yüzdendir.
  • Redif sistemi denilen, bir daha asla uygulaması yapılmayan yedek asker sistemi.
    Şimdi de profesyonel askerlik denemesi yapılmaktadır.
    Kimse profesyonel askerlerin vatan savunmasında ne derece etkin olacağını irdelememektedir.
  • Harp hazırlıklarının adeta hiç önemsenmemesi.
    Şimdi de Türk harp sanayiinin imal ettiği birkaç prototip önplana çıkarılarak aşırı bir iyimserlik pompalanmaktadır.
    Oysa kitlesel ölçekte üretimi yapılan ve birliklere teslim edilen silah sistemleri gerçekte çok fazla değildir.
    Birliklere kısıtlı miktarda dağıtılan topçu, uçaksavar, çok namlulu roketatar sistemleri sanki çok fazla mikdardaymış gibi bir resim çizilmektedir.
  • Osmanlı ordularının sayısal çokluğundan bahisle, aşırı bir iyimserlik halinde düşmanın gücünün küçümsenmesi. Ki bu sorun şimdi de vardır.
    Düşmanın aynı anda bütün cephelerde taaruz edeceği hiç planlanmamıştır.
    Bu gün de Yunan, Bulgar, batılıların denizlerimizden yapacağı harekatlar, Suriye, Irak, İran cephelerinde ve iç cephemizde aynı anda çatışma yaşanacağı hiçbir zaman düşünülmemektedir.
    Misal, kimse batılı donamaların Adana, Antalya, İzmir, Trabzon, Samsun, Zonguldak gibi büyük sahil metropollerine geldiğinde ne olacağının zihin cimnastiğini yapmamaktadır.
    Herkes kendinden emindir, ama bu emin olma halinin somut gerekçelerini kimse tam olarak izah edememektedir.

Bazı tarihçiler bu yenilgi için, "tarihte böyle bir yenilgi görülmemiştir" der.
Bu yüzden büyük endişe duyuyorum.
Balkan Yenilgisinden yeterli tecrübe almadığımızı düşünüyorum.
Benzer bir yenilginin tekrarı halinde artık gidecek yerimiz kalmadığını da herkese bir kez daha hatırlatmak isterim.

Saygılar. Oraj POYRAZ




BALKANLARI NASIL/NİYE KAYBETTİK?

 

              

 

Balkan harbinin üzerinden yüz yıla yakın bir zaman geçti ancak toplumsal şuurda yarattığı ağır kırılmadan dolayı, hiç unutulmadı. Tarihin tozlu sayfalarına terk edilemedi. Öyle ki sonuçları bakımından, Balkan coğrafyasında yüzyılların sonu oldu.
Osmanlı Devleti, siyasete bulanmış subaylar yüzünden beş asırlık vatanını terk ediyordu.

BALKAN SAVAŞLARI'NDA SUÇLU KİM


Peki Balkan Harbi'nde neler yaşanmıştı? Şimdiye kadar Balkan Savaşları hakkında birçok eser yayınlandı ve herkes suçluyu bulmak istedi. İşte bu noktada Kurtuluş Savaşı'nın en önemli isimlerinden biri olan Fevzi Çakmak'ın söyledikleri çok önemli bir yer edinmektedir.

FEVZİ ÇAKMAK TARİHE NOT DÜŞÜYOR


Mareşal Fevzi Çakmak Balkan Savaşı'nın ardından 10 yıl geçtikten sonra genç Cumhuriyetin Genel Kurmay Başkanı sıfatıyla Harp Akdemileri'nde

Balkan Savaşı'na tanıklık etmiş biri olarak çok ciddi eleştirilerde bulunur ve yarına dönük mesajlar verir.

BALKAN HARBİ NÂMUS LEKESİDİR


Mareşal Çakmak, Balkan Harbini yalnız bir askeri mesele değil, "namus lekelerinin sürüldüğü" bir olaylar zinciri olarak ele alır. Ordunun temel disiplin ilkesinin, bireysel siyasi tercihlerinin öne çıkarılmasıyla nasıl alt üst olup bozulduğunu, işlevini tamamen kaybetmesini anlatıken öfkesini saklamaz: " 1'nci Tümen, 1912'de İstanbul'dan Arnavutluk'a geldiğinde, o vakte kadar görülmemiş bir disipline, düzene sahipti. Bu düzenli tümen, iç siyasetle uğraşan birkaç subayın kışkırtmasıyla çürüdü, inancı bozuldu. Askerler subaylarını, subaylar komutanlarını tanımamaya başladı. O düzenli birlik rezil oldu..."

SUBAYLAR SİYASETE KARIŞINCA..


Çakmak, Balkan Harbi öncesinden siyasi iradenin zayıflığının orduya da sirayet ettiğini anlatır. 1912 Haziran'ında iktidara gelen Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti ordunun önemli bir kısmını oluşturan 1908 girişli nizamiye askerlerini terhis etti.

70 BİN ASKER TERHİS EDİLDİ


Seferberlikten önce Trakya ve Makedonya'daki askeri kuvvetimiz düşmanlarımızın iki katıydı. 70 bin asker terhis edilince barış zamanında düşmanlarımıza karşı mevcut olan üstünlüğümüzü kaybettik.Zeki Paşa anılarında şöyle anlatıyor "Ordu ve halk arasında Makedonya'nın Arnavutluk'un bağımsızlığı bir oldu bitti gibi kabul edildiğinden dolayı, harbin lüzumsuzluğuna bile inananlar vardı.

OSMANLI ORDUSU SAYICA ÜSTÜNDÜ ANCAK..


Bir savaşın kazanılmasında nicelik değil nitelik önemlidir. Çakmak olayı şöyle anlatır " Müttefiklerin subay sayısına oranlanırsa bizim ordunun subayları ikibuçuk kat fazladır. Bizim Ordu bütçesi, Bulgar Ordu bütçesinin dört, müttefiklerin Ordu bütçelerinin toplamının iki katıydı.

DİSİPLİNSİZLİK ORDUYU BİTİRDİ


Orduların ayakta durmalarını sağlayan temel unsur; disiplindir. Balkan harbinde ordunun mahvolmasının en büyük sebebi, disiplinsizlik olmuştur. Disiplinsizlik önce zihinlerde başlamış, ardından eylem halinde hayata geçmiş ve bütün unsurları sarmıştır.

TEK KURŞUN ATILMADAN SELANİK TESLİM EDİLDİ


Namus lekelerinden en büyüğü tek kurşun atılmadan Selanik'in teslimi olmuştur. İşkodara'da Esat Toptani Paşa'nın şahsi bir siyasi hesapları uğruna Hasan Paşayı katlettirip, burayı Karadağlılara sunması tarihin en acı sayfalarından birini teşkil
etmektedir.

DİLENEN ASKERLER VE KORKUNÇ MANZARA


Balkanlardan geri çekilirken açlık ve sefalet manzarası korkunçtu. Askerler sokaklarda dileniyor, çamurların içinde düşüp kalkıyorlardı. Hepimiz ağır ağır açlığa sürükleniyorduk. Bunun neticesinden Başkomutanlığa ateşkes yapılması teklifinde bulunduk.

500 YILLIK VATANA VEDA


19 Haziran 1913 tarihi, Mareşal Fevzi Çakmak'ın askerlik hayatında unutmadığı günlerden birisidir. "19 Haziran 1913 sabahı Karadeniz gemisi, akşama doğru da Gülcemal vapurundaydım. Batı Rumeli'de 500 yıllık Türk hakimiyetine veda ettik. Güneş batarken Arnavutluk kıyıları da yavaş yavaş gözümüzün önünden siliniyordu. Atalarımızın asırlar boyunca kanlarıyla suladığı eski ve yeni şehitlerimizin gömüldüğü vatan parçasının terk edilmesi kalplerimizde giderilmeyecek acılar, hasretler meydana getiriyordu..." 


Batı Rumeli'yi Nasıl Kaybettik, Fevzi Çakmak (Hazırlayan: Ahmet Tetik), İş Bankası Kültür Yayınları



Enson Haber

 


--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

0 hanede acilar egemenken, insanlar agit yakarken, hastanede digerleri can cekisirken, hayat memat mucadelesi verirken biz onlarin senin cevrende toplanip adeta siritarak saga sola mesaj gecmelerini engellemiycekmiyi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder