21 Ekim 2012 Pazar

Fwd: 1)Rövanş almanın zevki 2)RUSYA'dan uyarı


From: turkerbaykal@hotmail.com
Subject: "Rövanş almanın zevki için'
Date: Sat, 20 Oct 2012 18:21:33 +0300

DOĞRU SÖZE NE DENİR. YAPILMASI GEREKENDİ, İNTİKAM ALINMALIYDI, YILLARCA SABREDİLDİ VE SONUCA GİDİLDİ. İNTİKAM, CAHİL TOPLUMLARIN DUYGUSUDUR; 600 YIL CAHİL BIRAKILAN ULUSUMUZUN ULAŞTIĞI NOKTADIR. DİLEYELİM Kİ CUMHURİYET ÇOCUKLARI BU GÜNLERİ UNUTMASINLAR VE BİR GÜN, ESARET İÇİNDE OLAN CANIM TÜRKİYE'MİN İNSANLARI UYANIP, ZİNCİRLERİNİ KIRARAK BU GÜNLERİ SORGULAYABİLSİNLER!!..
Türker



'Rövanş almanın zevki için'

'Hem rövanş almanın zevki için, hem de ibret olsun diye'

Radikal gazetesi yazarı Ezgi Başaran Balyoz Davası'nı böyle yorumladı:

"Balyoz davasının sonucu davayı yakından izleyen hiç kimse için sürpriz olmamıştır.
Böyle olmak zorundaydı.
Çetin Doğan , İbrahim Fırtına, Özden Örnek darbeye teşebbüsten ceza alacaktı.
Aslında tutuklu yargılanan herkes ceza alacaktı.
Belliydi.

Neden derseniz… Davanın başından beri ortada ne gerçek bir savcı, ne de gerçek bir mahkeme vardı.
Bir karar verilmişti.
Uygulanacaktı.
Çetin Doğan ve yakın silah arkadaşlarından Ankara 'nın davetlerinde
"İrtica geliyor" diye ileri geri konuşmanın, 28 Şubat dönemindeki girişimlerinin ve tabii görüş ve düşüncelerinin rövanşı alınacaktı.
Hem rövanş almanın zevki için.
Hem de tutuklanmamayı başaran ordunun geri kalan muvazzaflarına ibret olsun diye.

Bir karar verilmişti.
Uygulanacaktı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin en yüksek öğrenim görmüş, en parlak subaylar serisi, türlü mercilerdeki güçlerin zihniyetine göre makbul bulunmadığı için tasviye edilecekti.
Hem onlardan kurtulmak için, hem de yeni ve
'makbul' olanlarına yer açılsın diye.
Böylelikle Kara Kuvvetleri olmasa da, Deniz ve Hava Kuvvetleri'nin önümüzdeki 20 yılına istenildiği gibi şekil verilebilecekti.

Balyoz 'yargılaması' budur.

Onlarca kez yazdığım tutarsız dijital delillerden, delil değerlendirme bölümünün atlanmasından, atanmayan bilirkişilerden, dinlenmeyen kilit tanıklardan bahsetmek istemiyorum.
Bunlardan bahsettik.
Mahkeme heyeti dahil herkes biliyor.

Evet herkes biliyor ki, Balyoz davası hukuki manada meşruiyeti olan bir dava değildi.
Dünyanın hiçbir medeni hukuk devletinde bu haliyle görülmesine imkan yoktu.
Aslına bakarsanız, ilk duruşmadan sonra devam etmesi sivil toplumda infial yaratırdı.
Fakat bizde öyle olmadı.

Bunda manipülatif haberler yapan gazetelerin, gazeteci benzeri muhtelif kişilerin, söz konusu asker olduğu için ilkeyi, hukuku, prensibi unutan kalantor gazeteci-yazar abilerin sessizliğinin, tembelliğinin, korkaklığının payı çoktur.

Halbuki Balyoz davasının ne olduğu, delillerin ve iddianamenin nasıl bir 'modus operandi' ile hazırlandığı ilk etapta görülseydi, sonrasında gelen Oda TV , KCK , Devrimci Karargah ve Fenerbahçe davaları başka türlü yürürdü.
Hem de çok başka yürürdü.
Ama olmadı.
Artık Bor-Niğde denklemi.
Geçiniz.

Balyoz davasının sonucu beni hiç şaşırtmadı.
Fakat Silivri Cezaevi'nin önünde elleri titreyerek ağlayan eşler ve çocuklar mideme oturdu.
Bu dava da yıllar içinde büyük bir ayıp ve vicdansızlık örneği olarak Türkiye 'nin midesini bulandırmaya devam edecek.
Eminim."


Date:
Sat, 20 Oct 2012 14:32:41 +0100

From:sdkgcr61@yahoo.com

Subject:İlt:RUSYA'dan tarihi uyarı...

NE GAM, KENDİ ÇIKARINDAN BAŞKA HİÇBİR DEĞERİ OLMAYANLAR YILLARDIR BİZİ BU GÜNLERE GETİRENLERE DESTEK OLMADILAR MI?
WASHINGTON VE BRÜKSEL HAİNLERİ KULLANMAYI SEVMEZ Mİ...

 

------------------------------------------------------------------

Bu kadar yanlış işleri, çılgınlıkları yapabilmek için bir insanın son derece inançlı(!) olması gerekir.(Kör) inanç sağduyuyu, özeleştiriyi, rasyonel, mantıklı düşünmeyi, akılcılığı alır götürür;
gerçekler karşısında gözleri körleştirip kulakları sağırlaştırır.
En doğru ve haklı uyarılar, eleştiriler bile bir saldırı şeklinde görülür ve (gereğini yapmak yerine) karşı taarruza geçilir.
En büyük hata, necip Türk halkının böylesine istikrarsız, çapsız birine (sırf dindar göründüğü için) ülkemizi her türlü felakete sürükleyebilecek yaşamsal yetkileri vermiş olmasıdır.
Kendi kazdığı kuyuya halk düştüğü zaman hatasını belki anlayacaktır, ama (kurunun yanındaki bizim gibi yaşların da) ödeyeceği bedel çok ağır olacaktır.

20.10.2012 Kemal Rastgeldi

----------------------------------------------------------------------------------

Rusya Avrasya Hareketi Başkanı Aleksander Dugin'den uyarı ...!

'Türkiye kendi kuyusunu kazıyor'

'Türkiye'nin Katar ve Suudi Arabistan'ın seviyesine inerek Suriye'ye karşı ortak cephede yer alması, Türk dış politikasının en büyük hatasıdır.
Ayrıca Kürt sorunu da derinleşti.
Çok yakında Türkiye'de ülke içi durumun gerginleşeceğini tahmin ediyorum'

'Suriye, yeni bir dünya savaşının çıkmasına sebep olabilir.
Batı ile Avrasyacı devletler karşı karşıya gelmiş durumda ve kimse geri adım atmak niyetinde değil.
Türkiye'nin bu sorunda terörizmi destekleyen Batı'dan yana politika izlemesi tarihindeki en büyük hata'

'ABD'nin yeni Ortadoğu haritasında Türkiye'ye bir pay bırakılmamış.
Tam tersi Türkiye'nin topraklarında büyük Kürdistan'a ve Ermenistan'a yer verilmiş.
Türk dış politikasının yanlış müttefik seçmesi Türkiye'nin bir ülke olarak dünya haritasından silinmesine yol açacak'

Rusya Avrasya Hareketi Başkanı Aleksandr Dugin, Türkiye'nin dış politikasını sert bir dille eleştirerek, "Türkiye'nin Atlantik eksenli Batı ittifakı doğrultusunda politika izlemesi ülkede siyasi krize ve parçalanmaya neden olabilir" uyarısında bulundu.

Rus jeopolitik uzmanı Dugin, İHA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Atlantik eksenli Batı ittifakının çıkarlarını savunduğunu belirterek, bu yaklaşımın Türkiye'nin apaçık zararından başka bir sonuç doğurmayacağını ifade etti.

"Türkiye'nin, izlediği dış politikayla kendi kuyusunu kazdığını" savunan Dugin, "Zira ABD'nin yeni Ortadoğu haritasında Türkiye'ye bir pay bırakılmamış.
Tam tersi Türkiye'nin topraklarında büyük Kürdistan'a ve Ermenistan'a yer verilmiş.
Türk dış politikasının yanlış müttefik seçmesi Türkiye'nin bir ülke olarak dünya haritasından silinmesine yol açacak"
dedi.


 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder