Makalenin işlediği fikir, gerçek midir? Hükümet BOP projesinden çekilip gerçekten de AVRASYA projesine mi dönmektedir? Hiç sanmıyorum. Peki ya Türk milletinin stratejik tercihi ne olmalıdır? Biz kimiz, kim olmalıyız? Ülkümüz ne olmalı? Biz ne olmayı hedeflemeliyiz? İşte burada tarih, duygusal ve maddi gerçeklerin bir harmanı yatıyor. Tarihe bakarsak, bizler yani Anadolu'da yaşayanlar genellikle kendimizi atalarımıza bakarak Türk, müslüman olarak tanımlıyoruz. Türklük ve müslümanlık sanki bir kokteyl gibi biraz ondan biraz bundan bir karışım sanki. Ama konu o kadar basit değil. Türk ama nasıl Türk? Müslüman ama nasıl müslüman dediğimizde ortaya bir sürü nüans çıkmakta. Sizce nasıl olmalı, ne yapmalı? Saygılar. Oraj POYRAZ |
DIŞLANAN POLİTİKA
ABD'nin, Türkiye'nin desteklediği Suriye muhalefetini muhatap almayarak yeni bir Muhalif gücü kabullenmesi Türkiye'yi zor duruma düşürmüştür. ABD, Katar'ın başkenti Doha'da Arap ülkelerinin katılımı ile 4-5-6-7 Kasım günleri toplanacak ve alınan kararlar 8 Kasım'da açıklanacakmış. Türkiye bu toplantının karar merciinde olmayacak. Ancak alınan kararların açıklanacağı 8 Kasım'da Dışişleri Bakanı seviyesinde temsil edilecekmiş…
OLUŞUMUN ANA ÇERÇEVESİ
* Yeni oluşumda Suriye Ulusal Konseyi'ni (SUK) oluşturan bazı unsurlar da yer alacak. Ancak SUK'un dışladığı Suriye içindeki ve dışındaki muhalif güçler de oluşuma sokulacak.
* Yeni oluşumda El Kaide gibi radikal dinci grupların sızmasının önlenmesi için, radikallere eğilimli gruplar devre dışı bırakılacak.
* Kürtlerin muhalefet içinde güçlü şekilde yer alması sağlanacak.
* Değişik grupların katılımıyla alt komisyonlar oluşturulacak. Bu komisyonların 4-5-6-7 Kasım günlerinde gerçekleştireceği toplantılarda bir sonuca varılmaya çalışılacak.
* 7 Kasım'da oluşum sağlandığında, 8 Kasım günü yeni muhalefet oluşumunun dünyaya deklare edilmesi öngörülüyor. Türkiye'nin de 8 Kasım'daki oturuma dışişleri bakanı düzeyinde katılması planlanıyor.
* Yeni oluşum deklarasyonunda 'Sürgündeki Suriye Hükümeti' tanımlamasının da olabileceği belirtiliyor. ABD, bu hükümetin tüm dünya tarafından tanınması için ciddi şekilde devreye girecek. (http://www.hurriyet.com.tr/planet/21841938.asp?top=1)
Suriye'de ki iç savaştan ekonomi, siyasi ve sosyal alanda en fazla zarar gören ülke Türkiye olmasına rağmen toplantıda olmaması sadece alınan kararları izlemek için Doha'da bulunması Türkiye'nin dış politikada etkisizliğini mi yoksa dışlandığını mı gösteriyor?
Buna karşılık Türkiye'nin Rusya ve İran'la, Suriye meselesini görüşmek istemesi ve Rusya'nın da bu öneriyi kabul etmesi Büyük Ortadoğu Projesinden, Avrasya Projesine geçildiğini mi gösteriyor?
Anlaşılan şu ki; Türkiye'nin yanaşacak güvenli bir liman aradığıdır.
YILMAZ KARAHAN
http://www.yenidenergenekon.com/324-dislanan-politika/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder