26 Kasım 2012 Pazartesi

Saygı Öztürk: Ballı bürokratlar, hastaneleri paylaştı

Evet, ben de biliyorum ki, Sağlık Bakanlığı Menzil tarikatı mensuplarına teslim edilmiştir.
Sağlık Bakanlığıyla azıcık ilgisi olan herkes bunu bilir.
Diğer bütün bakanlıklarda başka başka tarikat ve cemaatlerce paylaşılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, meczuplar ülkesi olmuştur.

Oraj POYRAZ

Saygı Öztürk: Ballı bürokratlar, hastaneleri paylaştı

Sağlık Bakanlığı, tüm valiliklere genelge gönderiyor, "Doktorlar çalıştığı yerin sınırları içinde ikamet etmelidir" diyor.
Ancak, bu genelgeye aykırı işlemler bizzat Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştiriliyor.
Geçici görevle doktorları başka illerde başhekim, başhekim yardımcısı olarak görevlendiriyorlar.

Sağlık Bakanlığı'nda bir saadet zinciri kurulmuş.
Müsteşar yardımcıları, genel müdürler, daire başkanları değişik il ve ilçelerdeki hastanelerde başhekim, hastane yöneticisi, başhekim yardımcısı olarak sözleşme imzalıyor.
Yüksek olan maaşı hastanelerden alıyor.
Onlar bakanlık üst düzey bürokratı olarak görev yaptığı için başhekimliğe de başkaları vekalet ediyor.
Dolayısıyla "ballı sağlıkçılar" çift görev yapıyor.

Müsteşar yardımcıları, kurum başkanları Ankara'nın yalnız merkezindeki değil, ilçelerindeki hastaneleri de paylaşmış.
Müsteşar Yardımcıları Yasin Erkoç, İsmail Demirtaş, Hakkı Yeşilyurt, Turan Buzgan, genel müdür, yardımcısı, kurum başkanı ve yardımcılarından Hakkı Öztürk, Ali Coşkun, Mustafa Aksoy, Orhan Koç, Erkan Çiçek, Ahmet Çakır, Muhammet Örnek, Orkun Yıldırım Ankara ve ilçelerindeki bütün hastaneleri paylaşmışlar.

Hepsi bir hastaneden başhekimlik maaşı alıyor.
Çünkü, müsteşar yardımcısı mevcut görevinden 6 bin lira alıyorsa, hastaneden 12 bin, hatta performansına göre daha da yüksek alabiliyor.
Genel Müdür İbrahim Şentürk, Ankara'da görevli ama İstanbul'daki hastanenin yöneticisi.
Kurum Başkanı Saim Kerman, Genel Müdür Yardımcısı Doğan Demirel Ankara'da görevli ama İstanbul'daki hastanelerin yöneticiliğinden maaş alıyor.

O ilçelerin suçu ne?

Ankara'da görevli daire başkanlarından Abdülkadir Özbek Diyarbakır-Bismil, İkbal Gültekin Silvan, Abdullah Öztürk Ergani, Fazıl İnan Kahramanmaraş- Afşin, Berrak Bora Başara Mardin-Nusaybin, Hamza Yuvacı Şanlıurfa-Birecik Devlet hastaneleri başhekimi olarak maaş alıyor.

Onlara haksızlık etmeyelim.
Elimdeki listeye göre tam 92 kişi değişik il ve ilçelerde başhekim, hastane yöneticisi gözüküyor, maaş ve döner sermayesini o hastaneden alıyor, Ankara'da ise üst düzey görev yapmaya devam ediyor.
Genel müdürlerden Dr.
Öner Güner "Bu yapılan etik değildir" deyip başhekimlik görevini kabul etmedi.
İki genel müdür de doktor unvanlı olmadıkları için uygulamadan yararlanamadı.

Başhekim ya da hastane yöneticisi yapılan kişi çalışmadığı yerden maaş alıyor ama kendisi Ankara'da görev yapıyor.
Başhekimliğe de birileri vekalet ediyor.
Onlar da vekalet ücreti alıyor.
Yani Devletin parası bu şekilde savruluyor.

Sağlık Bakanlığı yetkililerine sorduğunuzda, "Kamu Hastane Birliklerinde sözleşmeli personele ek ödeme yapılmasına dair yönerge incelendiğinde, birliklerde görev alan yöneticilere verilen ücretin, bu görevlere atanmadan önceki görevlerinde aldıkları ücretlerin ortalaması paralelinde olduğu görülecektir.
Bakanlık merkezinde görev yapan yöneticilerle ilgili kanuni düzenleme, geçmişten gelen uygulamanın devamı niteliğindedir.
Merkezde görev alan yöneticilere, kurumlarında çalışmış olduğunda elde ettiği gelir neyse, o seviyede ücret ödenmektedir"
diyorlar.
İnandırıcı mı?

Bakanlığın yaptığı şu:
kişiyi müsteşar yardımcısı, genel müdür, daire başkanı olarak atıyorsunuz, sonra bunları bir hastanenin başhekimliğine, yardımcılığına, yöneticiliğine kağıt üzerinde atıyorsunuz, maaşlarını o hastaneden alıyor.
Yani "yandaşa yandaşlık" yapılıyor.

Yüksek maaşlı bürokratlık

Sağlık Bakanlığı'nın "yandaşı kayırma" uygulamasına karşın bu bakanlıktan gelen tepkileri dinliyoruz:

"Sağlık Bakanlığı'ndaki eski yapının değişmesinin getirdiği tek yenilik yüksek maaşlı bürokrat ve yöneticiler yaratmaktır.
Az para ve az yönetici ile idare edilen işler sözde yapı değişti bahanesiyle sadece isimi değiştirilerek karşımıza başka bir versiyonla sunulmaktadır.

Başka bir yerde başhekim olan bir kişi başka bir il'e hastane yöneticisi olarak atanmakta sadece isim ve aldığı maaş değişmektedir.
Bu yöneticilerin atanmasında hiç bir kıstas aranmıyor.

Kıdem ve liyakatı ayaklar altına alarak tamamen akşama 'halı saha maçına ekip oluşturur' gibi 'sen sen sen gel' mantığıyla kendine yakın insanlardan ekip oluşturuldu.
Sağlık Bakanlığında şuan en çok kullanılan;
'ekibimizi kurduk, kendi ekibimle çalışırım' gibi cümlelerdir."

"Sağlık Bakanı 10 yıldır tüm çalışanların canına okudu.
Menzil tarikatının ne kadar üyesi varsa hepsini birkaç yere birden idareci yaptı."

"Şeyh" olarak bilinen kişi İstanbul'da hastane açtı.
Açılış görüntüleri cemaate "Seyidimiz mübarek Erol" diye ulaştırıldığını görüyoruz.

Sağlıkta her şeyin paralı olduğu dönemi yaşıyoruz.
AKP'yi iktidarda tutan sağlık, gidişinde de etkili olacaktır.

 


--
Ubi dubium ibi libertas.
* * *
Nerede suphe varsa orada ozgurluk vardir.

Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder