- El Kaide'ciler Taksim'deki otellerde iddiası
- "Tanıyor musunuz bunu, 14 yaşında, daha kaç kişiyi öldüreceksiniz?
- Sokaklarda, mahallelerde, parklarda…Eskişehir halkı Ali İsmail'i yaşatıyor
- 'Eylül Sendromu' değil AKP'yi halk korkusu sardı
- Başta Bülent Arınç olmak üzere iktidar sözcülerinin ve kalemşorlarının "Eylül'de yeni eylemler olacak bunlar önlenmeli, izin verilmemeli" diyerek sürdürdüğü tekerlemenin tek bir anlamı var.
- "Tatilciler dönecek, okullar açilacak, ligler başlayacak"
- 'Korkma, biziz halk'
- AKP'nin derdi çok dermanı yok
- AKP nereye saldıracağını şaşırdı
- Mahallede 'Sırdaş Polis' kampanyası
- Üniversiteler, stadlar AKP'nin kabusu
- Savunma yapmayan 59 SANIK VAR
El Kaide'ciler Taksim'deki otellerde iddiası
3 Ağustos 2013
Yaklaşık 100 El Kaide üyesinin İHH aracılığıyla Taksim'deki otellere yerleştirildiği iddia edildi
ANF'de 2 Ağustos günü yayımlanan bir haberde Keşmirli 20 kişilik El Kaide üyesi bir grubun İstanbul Taksim'deki Family Hause Hoteli'ne yerleştirildiği iddia edildi.
El Kaide üyesi grubun yaklaşık 100 kişi olduğu, farklı otellere yerleştirildikleri de iddialar arasında.
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH) aracılığı ile Keşmirli 20 kişilik El Kaide üyesi grubun İstanbul Taksim'deki Family House Hoteli'ne yerleştirildiği iddia ediliyor.
Taksim Meydanı'na yakın olan otelde yerleştirilen El Kaide üyesi grubun İngiliz pasaportu taşıdığı da kaydediliyor.
Söz konusu El Kaide üyesi grubun toplam 100 kişi olduğu, çeşitli otellere yerleştirildiği de vurgulanıyor.
Grup arasında Sudanlıların olduğu da belirtiliyor.
Geçen hafta da Taraf Gazetesi muhabiri Fatih Çarşamba'ya giderek El Kaide militanlarının geçiş ve konaklama mekanı olarak bu bölgeyi de kullandığını, El Kaidecilerin Suriye'ye geçişlerinin Türkiye istihbaratının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini Türk El Kaidecilerin ağzından aktarmıştı.
El Kaideci gruplar AKP tarafından Suriye yönetimine ve Suriye Kürtlerine karşı destekleniyor.
Sendika.Org
0000
"Tanıyor musunuz bunu, 14 yaşında, daha kaç kişiyi öldüreceksiniz?
2 Ağustos 2013
31 Temmuz günü Taksim'de Berkin için düzenlenen eylemde, bir direnişçi polislere Berkin'in fotoğrafını gösterdi ve sordu:"Tanıyor musunuz, 14 yaşında, daha kaç kişiyi öldüreceksiniz!"
Çapul TV o anları görüntüledi…
Berkin Elvan 16 Haziran'da ekmek almak için Okmeydanı'ndaki evinden çıktı.
Mahallede terör estiren polisin ateşlediği gaz bombası fişeği ile başından vuruldu ve o gün bugündür yaşam mücadelesi veriyor.
14 yaşında.
Onu vuranlar, vur emri verenler, sorumlulara kol kanat gerenler hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmadı.
31 Temmuz'da "Diren Berkin, Taksim seninle" diyen direnişçiler Taksim'deydi.
Sorumluların diyecek sözü yoktu, polis ne yapacağını bilmez halde, çaresizce saldırdı, Taksim ve İstiklal yine direniş alanına döndü.
Sendika.Org
0000
Sokaklarda, mahallelerde, parklarda…Eskişehir halkı Ali İsmail'i yaşatıyor
2 Ağustos 2013
Eskişehir'de Ali İsmail Korkmaz ve "Haziran Direnişi'nde hayatını kaybeden fidanlar" için Gültepe Mahallesi'nde fidan dikimi yapıldı.
Eskişehir forumlarının Ali İsmail için başlattığı kampanyalar devam ediyor
Eskişehir Gültepe Forumu'nun aldığı kararla bugün (2 Ağustos) forum öncesinde toplanan Eskişehirliler, Hacı Bektaşi Veli Parkı'na fidan dikti.
Mahallelilerin de destekleriyle, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım anısına hazırlanmış 5 fidan parka dikildi.
Üzerinde "Unutursak kalbimiz kurusun" yazılı, direnişçiler için hazırlanan sembolik anıt mezar parka kuruldu.
Halk parka karanfillerini bıraktı.
Gültepe Forumu'nun yapıldığı yerde yetişecek fidanlarla, "Direnişte hayatını kaybeden fidanlar" yaşatılacak.
Gültepe Forumu'ndan önce Ali İsmail'in ağabeyi Gürkan Korkmaz da bir konuşma yaptı.
"Bu çınarlar büyüyecek gölgesinde nice Aliler büyüyüp yetişecek" diyen Korkmaz, Eskişehir halkına duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti.
Tüm forumlardan katılımcıların geldiği etkinlikte Ali İsmail Korkmaz'ı anlatan bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.
Etkinliklerden sonra Gültepe Forumu yapıldı.
Eskişehir Ali İsmail'in katillerini arıyor
Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu'nda alınan karar doğrultusunda Ali İsmail'in katillerinin bulunması için bir kampanya başlatıldı.
Belediyelere iletilen taleplerin sonucunda onlarca reklam panosuna "Ali İsmail Korkmaz'ın katilleri kim?"
başlığıyla ilan verildi.
Kampanyayla beraber olaya ilişkin bilgisi olanların İnsan Hakları Derneği'ne başvurarak yardım etmesi amaçlanıyor.
İsmi fiili olarak değiştirilen Eti Park'ın resmi olarak Ali İsmail Korkmaz Parkı olması ve Anadolu Üniversitesi Kütüphanesi'nin Ali İsmail Korkmaz ismini alması için imza toplama kampanyaları devam ediyor.
Ali İsmail Korkmaz Parkı Forumu öncesinde katılımcılar, Adalar'da stant açarak forum çağrısı yapıyor ve imza topluyor.
Sendika.Org
0000
'Eylül Sendromu' değil AKP'yi halk korkusu sardı
2 Ağustos 2013
Bugünlerde iktidar çevreleri "Eylül Sendromu"na tutulmuş durumda.
Başta Bülent Arınç olmak üzere iktidar sözcülerinin ve kalemşorlarının "Eylül'de yeni eylemler olacak bunlar önlenmeli, izin verilmemeli" diyerek sürdürdüğü tekerlemenin tek bir anlamı var.
AKP isyanın yeniden yükseleceğini görüyor ve önleyici saldırı stratejisini geliştirmeye çalışıyor.
AKP Şimdiden "tehdit" unsurları yaratıp isyanı suçlulaştırmaya çalışıyor.
Böylece bir yandan kullandığı/kullanacağı şiddeti meşrulaştırmayı diğer yandan kendi tabanını saflaştırmayı hedefliyor.
Oysa direniş AKP'nin tüm hamlelerin boşa çıkardığı gibi bu stratejiyi de alt edecek.
Mehmet Kaçmaz (Narphotos)
"Tatilciler dönecek, okullar açilacak, ligler başlayacak"
Star gazetesinin "Marjinal gruplar o tarihi bekliyor" diyerek eylül ayını işaret ettiği manşet, "Eylül Sendromunu" özetliyor.
Gazete eylül ayının alışılagelen hareketliliğini, "Tatilciler dönecek, okullar açılacak, ligler başlayacak" spotları ile olağanüstü durum olarak veriyor.
Aslında halkın yan yana geldiği her alan ve mekan artık tehdit olarak tanımlanıyor.
Aynı haberde üniversitelilerin her yıl gerçekleştirdikleri yaz kampları "sokak olaylarını yönlendirmek için Gezi eğitimi verilen yerler" olarak özellikle hedef gösteriliyor.
Gülen'in gazetelerinde köşe yazarlığı yaptıktan sonra Star'da yazmaya başlayan Fehmi Koru "Eylül sendromunu" anlattığı yazısında direnişçilerin planlarına dair komplo teorisini açıklıyor.
Mısır ve darbeyle ilişkilendirdiği direnişin hedefleri için "İlk aşamasında, ön planda gençlerin görüneceği biçimde halkı sokaklara dökmek ve onların görünürlüğe kavuşmasıyla birlikte iktidar partisini yıpratacak çok-yönlü saldırılar başlatmak…
İkinci aşamada, kafası karıştırılmış milyonların, Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde, farklı tercihlerde bulunmasını sağlamak…" Fehmi Koru'nun "darbe girişimini de beklemeli miyiz?"
sorusunu da sorduğu yazı yine bir "gelsinler bakalım" tehdidi ile bitiyor ama görünen köy kılavuz istemiyor.
Sokağın gücünü görenleri ikbal endişesi almış durumda.
'Korkma, biziz halk'
Erdoğan, isyanın daha ilk günlerinde kaçmak zorunda kaldığı Fas'ta 3 Haziran'da bir açıklama yapmış ve "birkaç gün sonra her şey normale döner" demişti.
Beklediği gibi olmadı.
Aynı tarihlerde Gezi direnişçileri ise özgürleştirdikleri Taksim'de "Korkma biziz, halk" yazılamaları yapıyorlardı.
AKP için 2023 hedefleri ile üçlü seçim sürecine hazırlıkla geçireceği, tüm teşkilatını seçim başarısına kilitleyeceği ve yeri göğü AKP propagandası ile inleteceği yaz ayları iktidarını "koruma" kaygısı ile geçti.
Erdoğan bütün yaz, enerjisini, iktidardaki yerini ve kitle temelini sağlamlaştırmak için harcadı.
AKP, her türlü saldırı yöntemini deneyip yenilgiye uğratamadığı bu halk direnişinin her an yeniden, bu defa iktidarını sadece sarsmayacak onu yıkacak bir isyan dalgasına dönüşebileceğini biliyor.
AKP artık her şeyi kendisine yönelik tehdit olarak görecek, gösterecek, ancak bu şekilde kendisi de halkı tehdit edebilecek.
AKP'nin derdi çok dermanı yok
Gezi direnişini tetikleyen tüm nedenler yerinde duruyor.
AKP'nin Ortadoğu ve Kürt politikalarında, ekonomide yansımalarını gösteren krizi ise derinleşiyor.
AKP'nin Ortadoğu politikası tamamen çöktü.
Türkiye artık Ortadoğu'da emperyalizm için "örnek model" değil "riskli ülke", AKP "bölge aktörü" değil sınırlandırılması gereken bir iktidar.
AKP'nin Suriye krizinin asıl sonucu ise Kürt sorunundaki açmazın derinleşmesinde kendini gösteriyor.
Kürt halkının direnişi ve Kürt hareketinin Suriye'de fiili yönetim oluşturma düzeyine gelmesi ile ülke içinde bir müzakere masası kurmak zorunda kalan AKP süreci "PKK'yi topyekün silahsızlandırma ile sonuçlandırma" hedefinde başarısız oldu.
PYD Eş Başkanı Salih Müslim görüşmek için Türkiye'ye davet edildi.
AKP Suriye'de karşısına kiralık cihatçı katil çetelerini diktiği, boğmaya çalıştığı bir hareketle masaya oturmak zorunda kaldı.
Ekonomik kriz emareleri ile birlikte AKP'nin bugüne kadar iktidarını süreklileştirmedeki en önemli etken olan, sermayenin tüm fraksiyonlarının temsil etme yeteneğinin pamuk ipliğine bağlı hale gelmesi ekleniyor.
Seçimlerde yaşayacağı en ufak gerileme ve direnişin sürmesi AKP bloğundaki çatırtıları derinleştirecek.
AKP nereye saldıracağını şaşırdı
İktidarla halk arasındaki çatışma kimi zaman bir rock konserinde ya da futbol maçında kimi zaman bir mahalle parkında, bir ÇED toplantısında ve ülkeye yayılan forumlarda her gün ama her gün farklı direniş biçimlerini açığa çıkarıyor.
AKP temsilcileri korunaklı "AKP mitingleri" dışında halkla karşı karşıya kalacakları seçim çalışmalarını nasıl yapacaklarını kara kara düşünmeye başladılar.
Yağma ve yıkım projeleri için adım atarken elleri titriyor, ancak iktidarlarının temeli bu.
İlerlemezlerse düşecekler.
AKP "tehdit algısını" sürekli diri tutuyor.
Direnişin sembolü olan Gezi Parkı'nın hala polis işgali altında olması, en ufak bir eylem potansiyelinde Park'ı yasaklaması, halka kapatması, evsizlerin dahi orada kalmasına izin vermemesi AKP iktidarının paniğinin göstergesi.
AKP, sosyalistleri polis operasyonları etkisizleştirmeye çalışırken toplum üzerindeki denetimi arttırmanın türlü yollarını bulmaya çalışıyor.
Mahallede 'Sırdaş Polis' kampanyası
Her gittiği yerde "Tencere tavacıları şikayet edin" diyen Erdoğan bu süreç boyunca kendi "pasif kitlesini" Gezi direnişi karşısında işlevlendirecek yollar aradı.
Direnişin kemikleşmiş tabanı dışındaki geniş kitlesine sızmasını engellemeye, halkı saflaştırmaya çalıştı.
İhbarcılık çağrısı şimdi de Emniyet Genel Müdürlüğü'nün "Sırdaş Polis İhbar Noktası Projesi" adı altında mahalle mahalle, sokak sokak yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.
Uygun görülen sokak ve mahallelere yazılı ve aynı zamanda sesli ihbar kutuları yerleştirmeyi düşünen AKP bir taşla iki kuş vurmayı planlıyor.
Amaç Gezi direnişi
Üniversiteler, stadlar AKP'nin kabusu
AKP Gezi direnişinin en önemli sürükleyicilerinden üniversitelileri nasıl denetleyeceğini düşünüyor.
Kredi yurtlar, yönetmelikte yer alan ama sık kullanılmayan "direniş, boykot, işgal, yazı yazma, resim yapma ve slogan atma gibi davranışlarda bulunan öğrencilere burs verilmeyeceği" maddesini altını çizerek tüm öğrencilere duyurdu.
İstihbarat birimlerinin Suat Kılıç'la görüştüğü ve yeni kayıtların ailelerine yönelik Gezi'yi anlatacak bir çalışmanın yapılacağı yazıldı.
AKP'yi ve rektörlerini üniversite mezuniyet törenlerini eylem alanına çeviren, direnişin en önünde yer alan üniversitelilerin, sokaklarda çatışarak LYS'ye girip üniversiteyi kazanan liselinin korkusu sarmış durumda.
AKP'nin üniversiteyi her denetleme çabası kendisine direniş olarak dönecek.
AKP tarafından kontrol alınması gereken bir diğer topluluk ise taraftar grupları oldu.
Dev stadları güçlü iktidarın mabetleri olarak gören AKP'liler oralara protesto edilmeden girmek istiyor.
Şimdilik buldukları yöntem maçlarda taraftarı fişleyecek e-bilet uygulaması, kombine alan Beşiktaş taraftarına "siyasi slogan atmamak" üzere taahhütname imzalatılması ve spor bakanının amigoları toplayıp gözdağı vermesi.
Ancak bu çabanın da beyhude olduğu taraftar gruplarından gelen açıklamada görülüyor: "Sözlerimiz stadlarda sloganlara dönüşecek, davullar yasaklanmış olsa da yüreğimiz Gezi coşkusuyla gümbürdemeye devam edecek" Artık kitlesel olarak halkın buluştuğu her yer, mahalleler, üniversiteler, kent merkezleri, stadyumlar, konser alanları AKP politikalarının yıkım yarattığı her alan okullar, hastaneler, otobüsler bir anda eylem alanına dönme potansiyeli taşıyor.
Her eylem ise AKP'yi yıkacak yeni bir isyana göz kırpıyor.
Kaynak: Halkın Sesi
0000
Savunma yapmayan 59 SANIK VAR
Ergenekon Mahkemesi, 59 tutuksuz sanığın son savunmalarını almadan 5 Ağustos'ta karar vermeye hazırlanıyor.
Ancak Mahkeme'nin sanığın son savunmasını almadan hüküm vermesi yasalara aykırı.
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi, esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasını yapmayan 59 tutuksuz sanığın söyleyeceklerini dinlemeden haklarında hüküm verecek.
Davada tutuksuz yargılanan eski Aydınlık Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Sabuncu, 21 Haziran'da yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Ben öğleden önceki duruşmaya gittiğimde hakim ismimi anons etti.
Ben de avukatımın Çağlayan'da duruşması olduğu için avukatsız savunma yapmak istemediğimi söyledim.
Ben öğleden sonra savunma yapmak isteyince salonda bulunan Ulusal Kanal Haber Müdürü Ufuk Akkaya'ya söz verildi."
HABERİN TAMAMI GAZETENİZ AYDINLIK'TA
a45UyF587661-201307301451-15
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Kucuk bir tartismanin tum dostlugu mahvetmesine izin verme.Anonim Nasihat
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder