Emin Çölaşan - İçimizdeki Kürdistan
Sevgili okuyucularım, Hakkari'nin Beytüşşebap ilçesinde birkaç yıl önce öldürülen bir teröristin cesedi bulunmuş, tabut içerisinde Beytüşşebap devlet hastanesine getirilmiş.
Böyle işler törensiz olmaz!
Dün fotoğrafları sadece bizim gazetede vardı.
Tabut PKK paçavralarına sarılmış.
Sopalara Apo pankartları asılmış.
Ölen teröristin fotoğraflı pankartları ellerde.
Hastanenin girişinde, merdivenlerin üzerinde iki PKK'lı var.
İkisinin de elinde yine sopalara asılmış PKK paçavraları…
Ve hemen yanlarında, hastanenin bayrak direğinde dalgalanan Türk Bayrağı.
Kendi kendime "Onlara teşekkür borçluyuz, iyi ki bayrağımızı indirmemişler" demişim!
* * *
Güneydoğu'da "Kürdistan" resmen olmasa bile uygulamada kurulmuş durumda.
Bu ismi taşıyan dernekler açılıyor, çocuklara "Kürdistan" ismi veriliyor, nüfus müdürlükleri kabul ediyor.
İşin kötüsü, bu konuda açılan davaları AKP yargısı da kabul ediyor.
Gerekçeli karardan:
"Yeni doğmuş çocuğa Kürdistan ismi verilmesinde yasal açıdan herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Davanın reddine…"
Güneydoğu'nun -Kürdistan'ın- (!) çeşitli yerlerinde birbiri ardına PKK şehitlikleri açılıyor.
Geçmişte ölen veya öldürülen teröristlerin cesetleri mezarlarından çıkarılıp buralara büyük törenle gömülüyor.
Törenlerde hep aynı manzaralar…
Kürtçe şehitlik tabelaları, paçavralar, marşlar, halaylar…
Bu gösteriler askerin ve polisin gözleri önünde yapılıyor, karışan yok.
* * *
Devletin güvenlik güçlerine Ankara'dan emir verilmiş durumda:
"Hiçbir törene, pankarta, yabancı bayrağa karışmayacaksınız.
İstediklerini yapsınlar.
Silah kullanmadıkları sürece dokunmayın, görmezden gelin."
İşte böyle emirler sayesinde Güneydoğu'nun çeşitli bölgelerinde PKK asayiş timleri kuruldu.
Silahları, poşuları ve maskeleriyle kentlerin ortasında yemin törenleri düzenlendi.
Evet, her şey askerin ve polisin gözleri önünde oluyor.
Asker kışlasında, mıntıka temizliği yapıyor!
Polis karakollarda ve birim binalarında, silahlı eylem olmadıkça karışmıyor!
"Kürdistan işte böyle kuruluyor" demiyorum, "Kürdistan işte böyle kuruldu" diyorum.
AKP iktidarının ve hepimizin gözleri önünde…
Son pazarlıklar Tayyip-Apo ikilisi arasında sürdürülüyor.
Tayyip'i MİT temsil ediyor.
Neymiş!..
AKP Güneydoğu'da Kürtleri kafakola alıp oylarını artıracakmış.
Sıra yavaş yavaş geliyor İmralı'daki katil ve tüm teröristlerin salıverilmesine.
Onu da göreceğiz, biraz daha sabredin!
Bunların hesabı günün birinde elbette sorulacak.
Yandaş basında dün
Sevgili okuyucularım, bu yandaş basın tam bir komedi!
..
Okuyunca gülüyorsunuz, neşenizi buluyorsunuz.
Dalkavukluğun, yağcılığın, yalancılığın, yutturmacanın ancak bu kadarı olur.
Bazıları liboş, bazıları şeriatçı, hemen hepsi çıkarcı.
Bir tek ortak özellikleri var…
Tamamı ya Tayyipçi, ya Fethullahçı.
Dünkü yandaşların birinci sayfadaki o kocaman manşetlerinden iki örnek vereyim.
Akit: "Bunlar hangi dinden?" (Mısır ve Suriye yönetimlerinin Müslüman olup olmadığını sorguluyor!)
* * *
Star: "Gizli görüşmenin ayrıntılarına Star ulaştı."
Bu manşet çok ilginç.
Hiç bilmediğimiz bir propaganda konusunu Davutoğlu
Ahmet'ten öğrenmişler ama onun ismini vermeden gündeme getirip şöyle diyorlar:
"MİT Müsteşarı Hakan Fidan darbeden 15 gün önce yaptığı görüşmede Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'ye Ankara'nın 'Bölge hareketleniyor, dikkatli olun ve tedbirinizi alın' mesajını iletti."
Vay vay!..
Meğer o sırada neler yaşanmış neler!
..
Tayyip o üstün zekasıyla Mısır'da darbe olacağını keşfetmiş, bazı aktörlerin darbe planı içerisinde olduğunu ve dış destek aradığını belirterek MİT Müsteşarı'nı Kahire'ye göndermiş.
Bizim Müsteşar Bey Mursi'ye gidip Tayyip'in ağzından şu nasihatleri vermiş:
"Aman dikkatli olun.
Siyasi parti temsilcileriyle görüşmelerinizi artırın.
Dış dünya ile irtibatınızı koparmayın.
Ekonomiye odaklanın.
Halkın hayat standardını yükseltin.
Devlet deneyimi için bürokratlarınızı Türkiye'ye gönderin…"
Bu haber şaka değil, vallaha haber aynen böyle!
Mursi ve Mısır yönetimi ayakta uyurken darbe haberini Tayyip'ten almışlar!
Meğer bizim üstün zekalı Tayyip, Mısır'da darbe olacağını çakmış, MİT Müsteşarı'nı darbeden 15 gün önce Kahire'ye gönderip uyarmış…
Ve yukarıda sıralanan baba nasihatlerini iletmiş.
Fakat işin bir de ilginç yanı var.
Haberde şöyle deniliyor:
"Hakan Fidan, Kahire'de İhvan hareketi liderleriyle de görüştü…"
Yani şeriatçı ve terörist Müslüman Kardeşler örgütü ile!
Türkiye Cumhuriyeti'nin MİT Müsteşarı bu örgütle muhatap oluyor, onları yönlendirmeye kalkışıyor.
Peki onlar bizim müsteşara ne demiş?
İşin o tarafı haberde yok!
Dünya lideri dediğin işte böyle olacak abicim!..
Mısır'da darbe olacağını onlardan önce bilecek, haber gönderecek ama herifler umursamamış ki!..
Sallandıracaksın o geri zekalı Mursi'yi ve ekibini!
* * *
Tayyip yandaş bir televizyon kanalına çıkmış, üzüntüsünden ağlamış.
Ben görmedim ama dün yandaş gazetelerin manşetlerinde verilen haberleri okudum.
Arkasından ağladığı kızın babası meğer Müslüman Kardeşler örgütünün yöneticisi imiş, kız Kahire'deki olaylarda öldürülmüş.
Babasının kızına yazdığı bir mektup varmış, ekranda okununca Tayyip ağlamaya başlamış.
Hem de canlı yayında!
Bu şahıs ne kadar duyguluymuş yaaa!
Ama başkaları için duygulu, kendi insanı için duygusuz.
Türkiye'de bizim binlerce insanımız, askerimiz, polisimiz, sivillerimiz öldü veya öldürüldü, nice dramlar yaşandı ve yaşanıyor.
Onlardan birinin arkasından ağladığını görmedik, duymadık…
Bırakın ağlamayı, üzüntüsünü bile açıkladığına tanık olmadık.
Gezi olaylarında polis tarafından öldürülen fidan gibi gençler için acaba üzüldü mü, sevindi mi?
* * *
Bunlar, ekranda ağlamalar falan siyasi propaganda yöntemleridir.
Canlı yayında ağlayarak seçmene göz kırpar, hem kendini acındırır, hem de "Vay be, bizim başbakan amma da duygulu adammış" dedirtirsin.
İşin içine biraz da sos katarsın:
"Ağlarken kızlarım aklıma gelmişti.
Beni göremiyorlardı, çok özlemişlerdi…
Çok duygulandım!.."
Kusura bakmasın ama astığı astık kestiği kestik bir şahıs, hiç tanımadığı Mısırlı bir kızın arkasından sadece ve sadece siyasi nedenlerle ağlar görünüyor, hem de bunu kameraların karşısında yapıyor.
Bir kez olsun bu ülkede ölenler, hapishanelerde haksız yere perişan duruma düşürülen kişiler ve onların aileleri için ağladığını görür veya duyarsam, bu yazdıklarım nedeniyle kendisinden özür dilemeyi görev bilirim.
Emin Çölaşan
a45UyF587661-201307301451-10
^^^^^ - vvvvv
zaryop:jaro
Non omnes qui habent citharam sunt citharoedi.* * *
Her gitari olan gitarci degildir.
Latin Atasozu - (Varro)
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder