30 Kasım 2015 Pazartesi

Yılmaz ÖZDİL : Soğuk savaş

Yılmaz ÖZDİL : Soğuk savaş



Belçikalı aşçı Lucien Olivier, teee 1860'larda Moskova'daki Hermitage restoranın sahibiydi. Bir salata türevi icat etti. Ahaliye parmaklarını yedirdi. Kapısında kuyruk oluyordu. Öyle lezzetliydi ki, şöhreti sınırları aştı, "Olivier salatası" adıyla dünyaya yayıldı.

*

Bize 60 sene sonra ulaştı. Bolşevik devriminden kaçan Beyaz Ruslar, İstanbul'da restoranlar açtı, menülerde elbette Olivier salatası da vardı. Rus restoranlarında tanıştığımız için, adı Rus salatası oldu.

*

30 sene böyle yedik.

*

İkinci dünya savaşı bitti, Moskova gözü bize dikti. Boğazlarda üs talep etti, doğu sınırımızdan toprak istedi. Tam o sırada… Washington büyükelçimiz Münir Ertegün kalp krizi geçirdi, vefat etti.

*

Propaganda şaheseri Beyaz Saray, bu diplomatik fırsatı kaçırmadı.

*

Münir Ertegün'ün cenazesi, Missouri zırhlısına yüklendi, ABD'nin dostluk mesajı olarak, Türkiye'ye gönderildi.

*

Bu "ölüm" hadisesi, Türk-Amerikan ilişkilerinde "doğum" noktasıydı.

*

Missouri zırhlısı, ABD'nin en büyük savaş gemisiydi. 270 metre boyundaydı. 1600 mürettebatı vardı. Pasifik'te savaşmıştı. Japon imparatorluğunun ABD'ye kayıtsız şartsız teslimiyet belgesi, Missouri'nin güvertesinde yapılan törende imzalanmıştı.

*

Bu kadar önemli bir savaş gemisinin, adeta cenaze arabası gibi gönderilmesi, ABD'nin Türkiye'ye verdiği değeri gösteriyordu. "Siz hiç merak etmeyin, biz sizi Ruslara karşı koruruz" mesajı veriliyordu.

*

Hatta, Missouri tek başına yeterli görülmemiş, yanına refakatçi olarak, Providence kruvazörüyle, Power destroyeri ilave edilmişti.

*

Demem o ki kardeşim…

Tabutu taşımak için filo göndermişlerdi, filo.

Kelimenin tam manasıyla gövde gösterisiydi.

*

Missouri'nin gelişi, yalaka basınımız tarafından anbean takip ediliyor, vatandaşa duyuruluyordu. Missouri cebelitarık'tan geçti, Missouri İtalya açıklarında, Missouri ege sularında filan… Fotoğraflar yayınlanıyordu, gemilerden röportajlar yayınlanıyordu. Peki, yalaka basınımızın o dönemin ilkel şartlarında, Akdeniz'in ortasından fotoğraf çekebilme, röportaj yapabilme imkanı var mıydı? Elbette yoktu. Amerikalılar çekiyor, bunlara veriyor, bunlar da yayınlıyordu. Bugün olduğu gibi, o gün de "sahibinin sesi"ydi, yalaka basınımız.

*

Neticede…

Boğaza demirlediler.

*

"Mübarek Cuma" gününe denk getirmişlerdi.

Hayırlara vesileydi!

*

Bir zamanlar elalemin zırhlıları boğaza demirledi diye kurtuluş savaşı başlatan millet… Elalemin zırhlılarını "kurtarıcı" gibi karşıladı.

*

Beylerbeyi'nden Üsküdar'a, Beşiktaş'tan Sarayburnu'na kadar bütün sahillere yığılan sayın ahalimiz, sevinç çığlıkları attı, davul zurna çaldı, el salladı… Ve Missouri, toplumsal histeriye dönüştü.

*

Yalaka basınımız, tarihimizde ilk kez İngilizce manşet attı, sekiz sütuna "Welcome Missouri" dedi. Dolmabahçe sarayının hemen yanındaki Bezmialem Valide Sultan Camisi'nin minareleri arasına "Welcome" mahyası asıldı. Kız Kulesi'ne "Welcome Missouri" afişi asıldı. Hereke'de özel halı dokundu, üzerinde İstanbul haritası vardı, Missouri'nin komutanı oramiral Henry Hewitt'e hediye edildi.

*

Kerhane bembeyaz badana yapıldı. Duvarlarına "hoşgeldiniz denizciler" yazıldı. Amerikalı bahriyelilere hastalık bulaşmasın diye, doktorlar gönderildi, kerhane komple muayeneden geçirildi. Kerhanede çalışan kadınlar, göbeklerine "welcome" yazdırdı.

*

Dolarlarını Türk parasına çevirsinler diye, Dolmabahçe'de döviz bürosu açıldı. Taksim meydanına dev boyutlu Missouri fotoğrafı yerleştirildi. TEKEL, Missouri markasıyla sigara üretti. PTT, Missouri anısına pul çıkardı. Vitali Hakko'nun Şen Şapka'sı "Hoşgeldin Missouri" yazılı eşarplar bastı. Amerikan bayraklı uçurtmalar uçuruldu.

*

İstanbul belediyesi, Beşiktaş'tan Karaköy'e kadar tüm binaları pırıl pırıl boyadı, asfaltı yeniledi. Sadece Amerikalılara hizmet vermesi için, Dolmabahçe'yle Taksim arasında çalışan, 12 adet belediye otobüsü tahsis edildi. Otobüsler ücretsizdi. Sinemalarda, tiyatrolarda 80'er adet koltuk Amerikalılara ayrıldı, bilet alınmayacaktı.

*

Ankara'da Missouri adıyla lokanta açıldı. Başkentin en iyi lokantalarından biri, adını Washington olarak değiştirdi.

*

Ve… "Rus salatası" aniden "Amerikan salatası" oluverdi!

*

Niko ve Aleko, iki kardeş, Rum vatandaşlarımızdı. İstiklal caddesinde, Atlantik ve Pasifik adıyla iki büfe işletiyorlar, tost, sahanda yumurta, sosis filan, bugünkü tabirle fastfood satıyorlardı. Uyanık Niko efendi, şööle cafcaflı bir tabela hazırladı, üstüne "Amerikan salatası 35 kuruş" yazdı, büfesinin camına yerleştirdi… İstanbul kuyruğa girdi!

*

Memlekette ne kadar büfe, birahane, lokanta varsa, Amerikan salatasının üstüne atladı. Ruslar gelince, Rus salatası, Amerikalılar gelince, Amerikan salatasıydı. Kırk yıllık kani, olmuştu yani.

*

Üzerinden 70 sene geçti.

*

Lütfen girin google'a…

Rus salatası tarifi diye arayın.

200 küsur bin sonuç çıkar.

Amerikan salatası tarifi diye arayın.

200 küsur bin sonuç çıkar.

*

Salata aynı salatadır ama… Sayın ahalimiz, bizimle hiç alakası olmayan bu salata için, Rus ve Amerikan diye, tam ortadan ikiye bölünmüştür.

*

Türkiye'nin soğuk savaş tarihi, budur!

*

Kore de budur, Suriye de budur!


a45UyF587661-151130094505 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/30  10:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Carpe diem, quam minimum credula postero.
* * *
Gununu yasa, yarina olabildigince az guven.

Latin Atasozu - (Horatius)

Seleme Ibnu l-ekva (Radiy Allahu anh) anlatiyor:
resulullah (Aleyhissalatu Vesselamesselam) bir gazve sirasinda basimiza hz.ebu bekir (Radiy Allahu anh) i komutan tayin etti.
Bu seferde musriklerden bir gruba gece baskini yaptik.
Onlardan cokca olduruldu.
Ben kendi elimle yedi kisi oldurdum.
Bunlar, farkli ailelerdendi.
O gun parolamiz: ey mansur (yardim goren) oldur, oldur! idi
Ebu davud, cihad 78, (2596),102, (2638).

Cocuklar Bayrami Hak Edecek Ne Yapti?

24 Temmuz 2013

23 Nisan ulkemizde Cocuk Bayrami olarak kutlaniyor. Peki cocuklar boyle bir bayrami hak edecek ne yapti? Bir basarilari vardi da biz mi gormedik? En buyuk basarilari yemegini bitirmek olan bir gruptan bahsediyoruz.

Cocuklara boyle bir bayram vermek gereksiz. Cocuklara her gun bayram zaten. Her gun parkta, bahcedeler. Ekstradan bir bayram vermenin manasi ne? Sanirsin ki yil boyunca santiyede calisiyorlar, sanirsin ki siva yapiyor, cimento tasiyorlar... Butun yaptiklari cikolata yiyip cam cerceve indirmek.

O SIIR DINLENECEK

Cocuklar gulsun diye... Bak sen! Cocuklar zaten guluyor. Neye gulduklerini bilmiyorum ama guluyorlar. Hatta en berbat esprilere bile guluyorlar. Gecen gun yegenime Sana Japon taklidi yapayim mi deyip gozlerimi cekik hale getirdim, gulme krizine girdi. Bu mudur yani? Sen buna gulersen ben neden iyi espri yapmak icin kendimi kasayim ki? Kalite yerlerde ama kahkahayi basiveriyor. Dolayisiyla cocuklar gulsun diye bayram vermenin manasi yok.

En uzuldugum de Meclis in acildigi bu ozel gunun cocuk bayrami yapilmasi. Meclis in acilmasinda cocuklarin ne gibi bir katkisi var acaba? Demokrasi isteriz deyip yuruyus mu yaptilar, miting mi duzenlediler? Onu birak, Meclis in acildigi gun neredeydiler? Dur yerleri de biz silelim, su sandalyeleri de biz tasiyalim deyip bir isin ucundan tuttular mi? Hayir. Tam tersine ayakbagi olmuslardir. Pek cok milletvekilinin uykusuz gecelerinin sebebi bu keratalardir.

Ote yandan bayram veriyorsun vermesine ama keratalar eglenmiyor ki? Neymis, sira sira dizilip saatlerce kotu siirler dinlemek cok $ikiciymis. Bak, bak!

Ben sana bu bayrami veriyorsam sen de o siraya girip o siirleri pasa pasa dinleyeceksin arkadasim! Begenmiyorsan geri ver bayrami. O istiyor ki cebine bir 10 lira koyalim, istiyor ki cikolata verelim, seker verelim.

Istiyor ki bir degil iki degil tam 5 kavanoz bal verelim, ustelik polen de hediyesi olsun. Yok oyle yagma!

GOZUN DOYSUN GOZUN

Peki kendilerine bir bayram verilen cocuklari gercekten taniyor muyuz? Cocuk dedigimiz insanlar kavgaci, gecimsiz, bencil tipler. Bir oyuncak alinmadi diye ortaligi birbirine katabilecek canlilardan soz ediyoruz burada. Tatmin olsalar neyse... Bir kilo cikolata versen ellerine, oburunun elindekine goz dikecek kadar da acgozluler. Ben Ayse nin cukulatasini da istiyommmm! Gozun doysun, gozun! Ayrica Istiyom ne? Cukulata ne? Guzel Turkcemizi mahveden de maalesef bunlardir.

Cocuklar bu 23 Nisan da eglenmek yerine oturup bir dusunsunler. Yedigi onunde yemedigi arkasinda olup da bu kadar sorun cikaran baska bir canli var mi? Ote yandan biz yetiskinlere bakiyorum, gercekten de cok olgun insanlariz. Onlar gibi degiliz. Burada cocuklarin Caillou sapkalarini onlerine koyup bir ic muhasebesi yapmalari gerekiyor. Nerede yanlis yaptiklarini ve hayatin cikolatadan ibaret olmadigini anlamalari lazim. Ama maalesef bundan cok da umitli degilim.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder