24 Kasım 2015 Salı

TSK’daki Cemaatçi Komutanların Listesi. Din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, isbirligi ve ihanet.

TSK'daki Cemaatçi Komutanların Listesi.

CEMAAT'İ İSİM İSİM ANLATTILAR
CEMAAT'İN GİZLİ TOPLANTILARI
Askeri hakimlerin ifadelerinde;
CEMAAT HAKİMLERİ NASIL FİŞLEDİ
AKİT'Çİ YAZARLA CEMAAT İŞBİRLİĞİ

24 Kasım 2015

Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki Cemaat yapılanması, olayın tanığı olan skeri Yüksek Yargı mensuplarının tanıklığı ile belgelendi.

Genelkurmay Başkanlığı, geçen haftalarda "Yüzde 100 Siyaset" programındaki açıklamalarından dolayı Avukat Fidel Okan ve Gazeteci Abdurrahman Şimşek hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusu dilekçesi ve Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamaları sıklıkla Cemaat'e yakın medya organlarında verilmiş, TSK'da Cemaat yapılanmasının olmadığına yönelik yayınlar yapılmıştı. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı da Avukat Okan'ı tanık sıfatıyla ifadeye çağırarak elindeki bilgi ve belgeleri paylaşmasını istemişti.

Askeri kaynaklardan edinilen bilgiye göre; söz konusu gelişmeler yaşanırken 21 Kasım 2014 tarihinde Askeri Yargıtay ve Genelkurmay Başkanlığı'nda görev yapan üst düzey hakimler Avukat Fidel Okan ile gizli bir görüşme gerçekleştirdi.

Söz konusu görüşmede TSK'daki Cemaat yapılanmasını isim isim deşifre eden yüksek hakimleri dinleyen Fidel Okan, kendisine teslim ettikleri belgeleri de alarak hakimleri "Ana Örgüt Dosyası"nı yürüten Savcı Serdar Coşkun'un yanına götürdü. Savcı Serdar Coşkun saatlerce süren ifade işleminde; görevdeki üst düzey askeri hakimlerin ifadesini tanık sıfatıyla alarak, TSK'daki Cemaat yapılanmasını devletin resmi kayıtlarına sokmuş oldu.

CEMAAT'İ İSİM İSİM ANLATTILAR

İfadelerde isim isim TSK'daki Cemaat yapılanması ortaya konulduğu gibi, Cemaat yapılanmasının mensubu olan TSK mensuplarının kumpasları da ayrıntıları ile anlatıldı.

Askeri Yüksek Yargı'da da uzun yıllardır görev yapan ve halen bu görevlerini sürdüren hakimler buraya seçilişlerinden son ana kadar olan tüm olaylarda Cemaat'in etkinliğini ve yaptıkları kumpasları detayları ile açıkladı.

Buna göre; Askeri Yargıtay'daki Cemaat oluşumunu Hakim Ahmet Zeki Liman, Hakim Yavuz Sayalgı ve Haluk Zeybel'in organize ettiği; Askeri Yargıtay'a aday olan üyeleri kendileri ile aynı doğrultuda hareket etmeleri garantisi aldıktan sonra Eski Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri üzerinde nüfuslarını kullanarak seçtirdikleri iddiasına ifadelerinde yer verdiler.

CEMAAT'İN GİZLİ TOPLANTILARI

İfadelerde Cemaat mensubu hakimlerin toplantılarına dair bilgiler de yer aldı.

Askeri hakimlerin ifadelerinde;

Cemaat üyesi olan Askeri Yargıtay Üyeleri'nin dışarda gizli toplantılar yaptıkları, söz konusu toplantıların Ahmet Zeki Liman başkanlığında gerçekleştiği, toplantı öncesinde cep telefonlarının toplanarak başka bir yere götürüldüğü, toplantıyı dua ile açan Ahmet Zeki Liman'ın "Askeri Yargıtay Üyelerini biz belirliyoruz" dediği ve her konuda birlikte hareket etmeleri gerektiğini söylediği, toplantı sırasında Kuranı Kerim'den ayetler okunduğu, ayetleri okuyan Askeri Yargıtay Üyesi Yavuz Sayılgı'nın "Ben değil biz olarak hareket edelim, Allah ben demiyor biz diyor" dediği, 2012 yılı Eylül-Ekim ayında Çukurambar Mado Pastanesi üst katında yapılan toplantıda birlikte hareket edilmesi, oylamada birlik ve beraberlik içinde olunması, üye seçiminde birlikte hareket edilmesinin kararlaştırıldığı iddiaları yer aldı.

Toplantıya katılan ve Cemaatçi olduğu iddia edilen hakimlerin; Ahmet Zeki Liman, Turgay Öztoprak, Zafer Yağlıoğlu, Özcan Ersayın, Aslan Duru, Yavuz Sayalgı, Haluk Zeybel, Hakan Ata, Semih Palavaroğlu, Şeref Ayyıldız, Yusuf Tamer Çetin, Mehmet Alıcıoğlu olduğu iddiası da ifadelerde yer aldı.

Askeri Yargıtay içerisindeki sol dünya görüşüne sahip üyeleri, Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse ile birlikte hazırladıkları kumpaslar çerçevesinde tasfiye ettikleri, dönemin Askeri Yargıtay Başsavcısı Ertuğrul Ozan Odabaşı hakkında 1. Daire'de görev yapan Şeref Ayyıldız'a hakaret ettiği gerekçesi ile Askeri Yargıtay'da sanık olarak yargılayıp başsavcıya mahkumiyet verip tasfiye ettikleri, hakaret olayını Şeref Ayyıldız'în bizzat duymamasına rağmen ortaya söylenmiş bir sözü ona söylenmiş gibi gösterip mahkumiyet kararını bu şekilde kurdukları, olayın düzmece ve kumpas olduğunun sonradan ortaya çıktığını, Şeref Ayyıldız'ın Cemaat mensubu olarak kumpasın içinde olduğu tanık ifadelerinde yer aldı.

CEMAAT HAKİMLERİ NASIL FİŞLEDİ

İzmir Özel Yetkili Savcısı Zafer Kılınç tarafından İzmir Askeri Casusluk dosyasında fişlenen hakimlerin listesini Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse'ye gönderdiği, bunun üzerine Muharrem Köse'nin isimleri yazılı kişiler hakkında soruşturma açılması için dosyayı Askeri Yargıtay'a gönderdiği, buradaki amaçlarının 2013 yılı Askeri Şura toplantısı öncesinde bu kişiler hakkında soruşturma açarak tasfiye etmek ve terfilerini engellemek olduğu, yapılan soruşturmaya ilişkin toplantıda çoğunluğun Cemaat mensuplarından olması dolayısı ile soruşturma kararı çıkardıklarını, çıkan karardan sonra Askeri Yargıtay tarihinde ilk kez Askeri Yargıtay Başkanı Hasan Dengiz'in de fişlendiği ve hakkında soruşturma kararı çıktığı için süresi olmasına rağmen emekli olmak zorunda kaldığı, kumpası Muharrem Köse ile birlikte kuran Cemaat mensubu Ahmet Zeki Liman'ın kumpastan sonra generalliğe terfi ettirilerek Askeri Yargıtay Başkanlığına getirildiği iddiası da tanık askeri hakimlerin ifadelerinde yer buldu.

Genelkurmay Adli Müşaviri ve Cemaat yapılanmasının TSK'daki Askeri Yargı Sorumlusu olduğu iddia edilen Muharrem Köse ile Askeri Yargıtay Başkanı Ahmet Zeki Liman'ın 2013 yılı ve 2014 yılı başına kadar sürekli görüştükleri, Cemaat'in Askeri Yargıdaki kadrolaşmasını beraber organize ettikleri, kendilerinden olmayan kişilere yönelik kumpasları birlikte hazırladıkları, Cemaat'e yönelik soruşturma başladıktan sonra görüşmelerini sonlandırdıkları iddiası da ifadelerde yer aldı.

Askeri hakimlerin ifadelerinde TSK'daki kumpasla tasfiye edilen askerlere ilişkin bilgiler de yer buldu. Kurulan kumpaslar ve verilen kararlar neticesinde birçok TSK personelinin mağdur edilip tasfiye edildiği, Ahmet Zeki Üçok'un da bunlardan biri olduğu, Cemaat'in en önemli isimlerinden olduğu ifadelerde yer alan Turgay Öztoprak, Zafer Yağlıoğlu, Özcan Ersayın, Aslan Duru, Yavuz Sayalgı, Haluk Zeybel, Hakan Atan, Semih Palavaroğlu'nun aleyhe oy kullanmaları için bazı üyelere baskı kurduğu da iddia edildi.

AKİT'Çİ YAZARLA CEMAAT İŞBİRLİĞİ

Tanık hakimler Cemaat'in Askeri Yargı'daki ele başlarının Yeni Akit Gazetesi yazarı Yener Dönmez'i sürekli kullandıklarını, bu ismi özellikle seçtiklerini, bu şekilde Yener Dönmez üzerinden oluştukları kamuoyu algısını sanki Hükümet yapıyormuş izlenimi verdiklerini, Yener Dönmez'in kritik askeri davalarla ilgili bilgileri bizzat bu kişilerden aldığını, Yener Dönmez'in medya üzerinden kendisinin kullanıldığını bilmeden veya bilerek yaptığı haberlerin hepsinin Cemaat'e yaradığını ve bu sistemi çok iyi yürüttüklerine dair iddialarını ayrıntıları ile ifadelerinde belirttiler.

Ortaya çıkan gelişmeden sonra Genelkurmay Başkanlığı'nın "TSK'da Cemaat yok" direnişini sürdürüp sürdürmeyeceği ve nasıl bir tavır alacağı, ifadeye çağrılan Avukat Fidel Okan'ın Genelkurmay Askeri Savcılığı'na tanık sıfatı ile ifade verip vermeyeceği merakla bekleniyor.

Odatv bu olayı ve sonrasında ortaya çıkacak tüm gelişmeleri yazmaya ve paylaşmaya devam edecek….

Odatv.com




a45UyF587661-151124105539 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/24  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

SOKAKLAR
. . . . . .
Sokakta gun, sokakta gece,
Ben sen o biz kus ve karinca.
. . . . . .
Sokaktan gelir vehimlerim,
Sokakta gecer bayramlarim.
. . . . . .
Sokakta kibarlar, sakatlar,
Alaylar, dugunler, tabutlar.
. . . . . .
Sokakta aglanir, gulunur,
Hayal kurulur ve olunur.
. . . . . .
Memelerinde keder sutu,
Sairi sokak anne buyuttu.
. . . . . .
Sokaktan isitti her gelin
Seferberlik haberlerinin
. . . . . .
Gecede ayak seslerini.
Ciziyorken kavislerini
. . . . . .
Ay, gunes, yildizlar, kosarak,
Unutus da sendedir, sokak!

Ahmet Muhip DRANAS

Duz dunya
GASIYE 20.
Yeryuzunun nasil yayildigina bir bakmazlar mi?
***(sufihat:duzlestirmek)
ISRA 78.gunduzun gunes donup gecenin karanligi bastirincaya kadar (belli vakitlerde) namaz kil; bir de sabah namazini.
Cunku sabah namazi sahitlidir.
ISRA 79.gecenin bir kisminda uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak uzere namaz kil.(boylece) rabbinin, seni, ovguye deger bir makama gonderecegini umabilirsin.
BAKARA 187.oruc gecesinde kadinlariniza yaklasmak size helal kilindi.
Onlar sizin icin birer elbise, siz de onlar icin birer elbisesiniz.
Allah sizin kendinize kotuluk ettiginizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bagisladi.
Artik (Ramazan gecelerinde) onlara yaklasin ve Allah in sizin icin takdir ettiklerini isteyin.
Sabahin beyaz ipligi (aydinligi), siyah ipliginden (karanligindan) ayirt edilinceye kadar yeyin, icin, sonra aksama kadar orucu tamamlayin.
Mescitlerde ibadete cekilmis oldugunuz zamanlarda kadinlarla birlesmeyin.
Bunlar Allah in koydugu sinirlardir.
Sakin bu sinirlara yaklasmayin.
Iste boylece Allah ayetlerini insanlara aciklar.
Umulur ki korunurlar.
BAKARA 149.nereden yola cikarsan cik (namazda) yuzunu mescid-i haram tarafina cevir.
Bu emir rabbinden sana gelen gercektir.(biliniz ki) Allah yaptiklarinizdan habersiz degildir.
SUARA 28.musa devamla sunu soyledi: sayet aklinizi kullansaniz (anlarsiniz ki), o, dogunun, batinin ve ikisinin arasinda bulunanlarin rabbidir.
KEFH 86.nihayet gunesin battigi yere varinca, onu kara bir balcikta batar buldu.
Onun yaninda (orada) bir kavme rastladi.
Bunun uzerine biz: ey zulkarneyn!
Onlara ya azap edecek veya haklarinda iyilik etme yolunu sececeksin, dedik.
KEFH 90.nihayet gunesin dogdugu yere ulasinca, onu oyle bir kavim uzerine dogar buldu ki, onlar icin gunese karsi bir ortu yapmamistik.

Yilmaz Odabasi : Marilyn ve Rabia


Marilyn Monroe, olumunun uzerinden gecen yarim yuzyila ragmen hala bir efsane.

Gayri mesru olarak dunyaya gelen ve annesini timarhanede yitiren Marilyn nin, mutsuz bir cocukluk gecirdigi ve bakimevlerinde istenmeyen bir esya gibi gorulme duygusuyla yasadikca didistigi bilinir.

Rabia yi ise, Diyarbakir da bir asiret reisi olan Haci Huseyin in kizi olmasina ragmen, aile cevresi disinda kimseler tanimaz.

Rabia, Marilyn e kiyasla, ailesiyle birlikte mutlu bir cocukluk gecirmis, bes kardesin en guzeli ve en kucugu olarak bir dedigi iki edilmemistir.

Bu iki kadinin Hollywood kokenlisi, genclik yillarindan itibaren unun doruguna cikmis, bas dondurucu bir populerlik ve servet edinmis, diledigi erkekle birlikte olup firtinali asklar yasamistir.

Rabia ise, ergenlik donemine geldiginde taliplerinden Sefer e, o yillarin torelerine uygun bicimde -baslikla- gelin edilmistir.

Marilyn, uc kez evlenip onlarca erkekle flort ederken, Rabia ise esi Sefer e varligini armagan edip, o gunden itibaren yazgisina itaatle boyun egmistir.

Daha sonra Rabia nin kocasi Sefer, bir omrun yoksullukla gecmeyecegine karar verip, birkac yil icinde Almanya dan zengin bir adam olarak donecegine Rabia yi ikna etmis ve Almanya da otomotiv sektorunde isci olarak calismaya basladiginda, Rabia ise kaynanasi ve iki cocuguyla aci dolu gunleri, yillari saymaya koyulmustur.

Marilyn, genis salonlarda onlarca erkegin iltifatlariyla suh kahkahalar atarken, Rabia ise sirret bir kaynananin bekciliginde her gun aglamayi yazgi bilmistir.

Rabia, evinin perdelerini acamaz, dis kapisinin onunu bile -bir baska erkege bakmasin diye- supuremez olmustur. Kaynanasi ve kayinlari, Rabia, Sefer i namusuyla (!) beklesin diye onu birkac gunde bir tokatlamayi da huy edinmislerdir.

Butun gazeteler Marilyn in bir narsisist oldugunu yazarken, Rabia nin ise hic secmeden, hic istemeden Diyarbakir in varoslarinda bir mazosist olabildigini kimseler bilmemistir...

Uc yil sonra Almanya dan donecegine soz vererek giden sefer, her yil sadece on bes ila yirmi gun tatile gelebilmis ve Rabia nin butun sitemlerine ragmen iki daire ve bir ekmek firini parasi biriktirmeden Diyarbakir a donemeyecegini, soyleyerek ona sadece sabir dilemistir...

Marilyn, firtinali yasamindan dolayi p$ikolojik tedavi gormeye baslarken, Rabia ise bir kaynana ve iki cocugu ile dort duvar arasinda silik ve dingin, bunaltici yillar gecirmekten giderek p$ikolojik bir vaka haline gelmistir.

Onu tedavi eden de olmamis, aradan upuzun on yil gecmis ve Sefer, iki daire, bir de ekmek firini parasi biriktirip nihayet- Almanya dan donmustur.

Kaynanasi ve kayinbiraderleri gorevlerini yapip (!) tam on yil boyunca Rabia nin yanina bir erkek sinegi bile yaklastirmayarak, onun bedenini Sefer adina bir yetkiyle korumuslardir. Bedenini korumuslardir ama, Rabia nin ruhsal durumu yillarca yasadigi intihar boguntulariyla artik paramparcadir...

Marilyn, cevresinde sohreti ve parasi icin dolasan yuzlerce insandan hangisinin gercek dost, hangisinin sevgili oldugunu kalabaligin kusatmasinda anlayamadigi icin tedavi gorurken, Rabia ise on yil suren upuzun bir yalnizlikta sadece Sefer in adini sayiklamaktan bir sizofrendir artik...

Marilyn, Saint Exupery, Dostoyevski, Miller okurken ve Miller le flort ederken, ilkokul cikisli Rabia ise Sefer i bekledigi gunlerdeki yalnizlikta cocuklarinin hikaye kitaplarini okumus, radyo programlari, haberlerden vb yerlerden Napolyon un, Gorbacov un kim olduklarini ogrenmistir.

Diyarbakir a yillar sonra donen Sefer, artik Rabia yi taniyamamaktadir; cunku Rabia, her sabah Napolyon Bonapart in selamini Gorbacov a ulastirmak uzere evden cikmakta ve Sefer in Almanya dan getirdigi fotr sapkayi giyip, dudaklarinin kiyisina bir sigara ilistirip dussel olarak kurguladigi ordulara kendince komutlar vermektedir.

Belki de kendini hep arzuladigi bir ozgurlugun kollarina boyle birakmaktadir; artik suursuzdur...
Rabia yi bir sure gozleyen Sefer, anasina, artik Rabia nin kendisine kadinlik yapamaya cagini, bu yuzden yeni bir evlilik icin genc ve guzel bir kadin bulmasini soyler. Baslik parasi fazlasiyla odenir ve kirk bes yasindaki Sefer e on yedi yaslarinda bir kiz bulunur civar koylerden; incecik, gencecik bir kiz.


Rabia, artik otuz yedi yasina gelmis ve yillarca evde oturmaktan hayli kilo almis bir delidir (!) Sefer, kucuk bir oda tutar Rabia ve cocuklarina; kendisi de genc esiyle yeni aldigi daireye cekilir. Rabia yi baglamak da bir cozum getirmez ve kaldigi evin duvarlari disinda ne varsa her seyi paramparca ederek disari, sokaklara kacar durur...

Rabia, artik Diyarbakir in muhtelif semtlerinde kah Napolyon un askerlerine komutlar verirken, kah yollarda, kaldirimlarda oturup bir basina aglarken gorulmektedir. Artik kocasi Sefer in hicbir isine yaramayan Rabia nin onuru ve delirmis yalnizligi ne kaynanasinin ne kayinbiraderlerin umurunda degildir...

Rabia, bir aksam Diyarbakir in Dagkapi semtinde SSK hastanesi bitisigindeki askeri karargah civarinda yururken, nasilsa kirmizi sapkali kizin buyukanne kiligina giren kurt tarafindan yenmek uzere oldugunu dusler. Kirmizi sapkali kizin kulubesi ise, askeri karargahin icindeki karanlik alandadir.
Rabia, arkasinda yuruduklerine inandigi Napolyon un askerlerine komut verir ve kirmizi sapkali kizi kurtarmak uzere tel orgulerle cevrili yasak alana girer...

Nobetci askere, karargaha parolasiz girmeye kalkan olursa ona vurmasi emredilmistir. Asker uyarir, bagirir, ama kirmizi sapkali kizi kurtarmaya giden Rabia, o an hicbir sey duymaz...


Nobetci askerin once bir, ardindan ik kursun Rabia nin bedenine isabet eder. Rabia, vurulup yere duserken bile hala Napolyon un askerlerine komutlar vermektedir.

Namlusundan dumanlar cikan nobetci er, onun mirildandiklarindan hicbir sey anlamaz.Askerin onun hakkinda bildigi tek sey dur ihtarina uymadigidir...
Nobetci er, siyasal gerilimin alabildigine boyutlandigi o gunlerde olaganustu hal bolgesi kapsamindaki Diyarbakir daki kisla nobetinde, aklinca kendisine verilen emre itaat etmistir(!)

Rabia, sonraki gun sahipsizler mezarligina gomulur ve o yil bazi insan haklari dernek ve kurumlarinin yilliklarinin Guneydogu daki yargisiz infaz lar listesinde adi gecer. Oysa ki olumu degil, asil Rabia nin yasami bir yargisiz infazdir...

Bu iki efsane kadin, benim kalbimde yillar yili ev sahibi gibi oturup kalmislardir ve daha kalmaktalardir. Cunku Marilyn, biricik platonik askim, Rabia ise oz teyzemdi benim...

Sevgili Marilyn, Cemal Sureya nin dedigi gibi, simdi cennette Nietzsche nin metresi olmalidir ; anamin kara gozlu bacisi Rabia ise, belki cennette bile hala Sefer i sayiklamaktadir...

Yilmaz Odabasi - Sevginin Herkesten $ikayeti Var adli kitabindan


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder