25 Kasım 2015 Çarşamba

Soner YALÇIN : Afname komisyonu

Soner YALÇIN : Afname komisyonu

Eski Ahit'te…

Antik Yunan'da…

Roma'da…

İncil'de…

Erkekler yemin ederken ellerini yumurtalarına götürüp testisleri üzerine yemin ederlerdi!

Yahudi Tekvin'de yazar; "Elimi testisime kor: Yerlerin ve göklerin tanrısı efendimizin huzurunda yemin ederim ki…"

Çünkü…

Yaşam kaynağının testis olduğuna inanılırdı. İnançlarına göre, bebek erkeğin kesesinde minyatür olarak bulunurdu. Erkek bunu kadının içine fışkırtıyordu.

Bu nedenle testisi olmadığı için kadınların ve hadımların şahitliği kabul edilmiyordu!

Yani…

Yemin meselesi önemli…

Baksanıza… Danimarkalı tarihçi Axel Olofsson, 1896'da yazdığı "Savaşlar Tarihi" kitabında, Rusların, Napolyon Ordusu'nu yenmesinin nedeni olarak testislerinin büyük olmasını gösterdi! (Niye şaşırıyorsunuz günümüz yandaş tarihçilerin yazdıkları farklı mı?)

Amerikalılar cesaretli birini överken "he has balls" (testisli) der.

Evet… Neredeyse her dilde vardır: "t.şaklı" lafı…

İncil'de açık açık yazar; "t.şakları burulmuş, s.ki kesilmiş biri kiliseye giremez."

Protestan ahlakından önce, .mcık, s.k, g.t, osu..k gibi kelimeler ayıp sayılmazdı; kutsal kitaplarda bile açık açık yazılırdı; mahremiyet diye bir şey neredeyse yoktu.

Londra'da ".m okşama kulvarı" vardı; fahişelerin buluşma noktasına bu isim verilmişti!

Ayıp/edepsiz olan neydi bilir misiniz?

Boş yere yemin etmek!

Ortaçağ'da en kötü ve en tehlikeli olan yemin'di.

Boş yere yemin etmek, Tanrı'nın adını değersizleştirme alışkanlığı olarak görülürdü.

Tanrı, bir yalana nasıl şahit edilebilirdi?

Aziz Augustine göre, cinayetten daha kötü olan boş yere yemin etmekti!

Kuşkusuz yemin vardı ve bunlar hayati ciddiyetteydi. Çünkü, yalan yeminin cezası korkunçtu.

Zamanla…

Yemin sıradanlaştırıldı; herken yaptığının-söylediğinin doğruluğu için Tanrı adını kullanmaya başladı…

Kissinger'ın yemini

Tarih: 22 Eylül 1973.

Henry Kissinger; sol elini İncil'in üzerine koyup, sağ elini kaldırarak yemin ederek ABD Dışişleri Bakanı olarak göreve başladı.

Bildiğiniz gibi Kissinger Yahudi'ydi.

Yorum yapmaya gerek var mı?

Bugün…

Günlük yaşamda ne çok insan Allah adını vererek yemin ediyor:

Vallahi…

Billahi…

Tallahi…

Kimbilir… Bu nedenle İslam, gerçek niyetten sizi sorumlu tutar.

"Allah'ı yeminlerinizde; iyilik etmenize, fenalıktan sakınmanıza ve insanların arasını bulmaya engel yapmayın; Allah semi'dir, alim'dir." (Bakara 2/224)

İslam'da üç çeşit yemin vardır.

1) Yemin-i Lagv:

Bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kur'an-ı Kerim'de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir.

2) Yemin-i Gamus:

Bile bile yalan yere edilen yemindir. En büyük günahlardan biridir. Bu yemin kefaretle telafi edilemez. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep olan kimse, bu zararı tazmin edip zarar verdiği kimselerden helallik istemelidir.

3) Yemin-i Mün'akide:

Mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Mutlaka Allah adı geçmelidir bu yeminde.Yeminini bozarsa kefaret öder.

Deniyor ki….

"Allah adını vererek yemin etmedikleri için çalıyorlar!"

Yahu…

Niyet çalmak ise, aç-açıkta olan birine üç kuruş yardım yaparak gönüllerini hoş tutarlar, siz hiç merak etmeyiniz! Niye vakıf kuruyorlar sanıyorsunuz! Ne diyor bu duruma; Yaşar Nuri Öztürk, "Allah ile aldatma!"

İşte…

"Çalıyor ama yapıyor" sözü de bu yozlaştırılmış kültürün sonucudur…

Benim önerim

Meclis yemini meselesini konuşup duruyoruz.

Yemin öyle olsa ne olur böyle olsa ne olur? Ne inandırıcılığı kaldı ki?

"Allah" adı eklenmeliymiş! Her kültür hegemonyasının yaptığıdır bu. Bugün tartışılan yemini de 12 Eylül askeri darbesi dayatmadı mı?

"Allah" isminin yemine eklenmesi 12 Eylül'ün Danışma Meclisi'nde de tartışılmıştı.

Denilmişti ki, Müslüman olmayan milletvekilleri Allah üzerine nasıl yemin edecek?

Öyle ya…

AKP ve HDP'de Ermeni milletvekilleri var; mesele sadece ırki değil ki…

Gerçi…

20 Mart 1877'de açılan ilk parlamentomuz "Meclis-i Umumi" de 46 Müslüman olmayan milletvekili vardı ve hepsi Kur'an-ı Kerim'e el basarak şu yemini etti:

"Padişahıma, vatanıma ve Kanun-i Esasi hükümlerine, bana verilmiş olan vazifeye hürmet gösterip, aksine hareket etmekten sakınacağıma vallahi billahi…"

Nice yeminler edildi, nice antlar içildi.

Sonuçta… Halimiz ortada!..

"Bir yemin ettim ki dönemem" durumu hiç olmadı!

Aslında olan şudur:

Leyla Zana "gollük pası" Erdoğan'ın önüne yuvarladı.

Kuşkusuz Erdoğan golü kaçırmayacak; "TBMM yemini" Anayasa değişikliğine eklenecek. Kürt seçmenler de "ırkçı yemin değişiyor" diye Erdoğan'a başkanlık yolunu açacak oyu verecek.

Mesele budur. Anayasa'yı yıkmak isteyenler "Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağım" diye niye yemin etsin?

Başkanlık rejimi referandumunda halka soracaklar:

- "Yemine Allah adı konsun mu?"

- "Allah'ı istiyor musunuz, istemiyor musunuz?"

Mesele başka anlamadınız mı?..

Benim de bir önerim var.

Yemin nasıl olursa olsun bir de şu olsun:

Rönesans habercilerinden İngiliz edebiyatçı G. Chaucer (1343-1400) tarafından kaleme alınan "Canterburg Hikayeleri" adlı eserde, "Afnameci" karakteri vardır; para karşılığında günahları affeden!

Bizim dekor haline getirilen Meclis'e "yeni yemin" değil, "Afname Komisyonu" gerekiyor; yemin suçlarını affedecek!..

Ama Leyla Zana'yı kadın olduğu için bu affetici dinci komisyona almazlar!

Evet..

Leyla Zana şunu bilmeldir ki…

Bugün Meclis'te ise, bunu tarihin ilerlemeci safında yer alan Atatürklere borçludur.

14 yaşında evlenmesine neden olan feodal-dinci siyasi düzene değil!




a45UyF587661-151125155800 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/25  20:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Bizden baskalarinda olan yetenek ve beceriye biz sans deri.

MICHEL AUDIART

ALI IMRAN - 7.O, sana Kitab i indirendir.
Onun bazi ayetleri muhkemdir, onlar kitabin anasidir.
Digerleri de mutesabihtir.
Kalplerinde bir egrilik olanlar, fitne cikarmak ve onun olmadik yorumlarini yapmak icin mutesabih ayetlerinin ardina duserler.
Oysa onun gercek manasini ancak Allah bilir.
Ilimde derinlesmis olanlar, Ona inandik, hepsi Rabbimiz katindandir derler.
ancak akil sahipleri dusunup anlar.
***
Ayetin baslangici...
ALI IMRAN - 7.Oysa onun gercek manasini ancak Allah bilir.
Ayetin sonu..
ALI IMRAN - 7 ancak akil sahipleri dusunup anlar.

Turker Erturk: MUAVENET.
Kasten vurdular-Mesaj verdi-Mesaj anlasilmadi

1 Eki, 2015

Muavenet in 2 Ekim 1992 de Display Determination-92 (Kararlilik Gosterisi-92) adli NATO tatbikati sirasinda Ege de ABD ucak gemisi Saratoga nin atesledigi 2 adet Sea Sparrow hava savunma fuzesiyle vurulmasinin uzerinden tam olarak 23 yil gecti.

Fuzeler geminin kalbi sayilabilecek kopruustu ve SHM (Savas Harekat Merkezi) gibi yerlerin yakinina isabet etti. Fuzelerin isabeti sonucunda geminin komutani Deniz Kurmay Yarbay Kudret Gungor dahil olmak uzere 5 sehit ve 22 yarali verdik. Donemin ABD Disisleri Bakani Lawrence Ealeburger haberi Washinton Buyukelcimiz Nuzhet Kandemir e geminizi batirdik ozur dileriz diye iletti.

Olay gece yarisi yesil periyot olarak adlandirilan tatbikat disi bolumunde meydana geldi. Saratoga ve Muavenet Ege de Saroz Korfezi yaklasma sularindaydilar. Bildiginiz gibi Ege nin her iki tarafi NATO muttefikleriyle (Turkiye ve Yunanistan) cevrilidir. Ayrica civarda tatbikati veya ABD gemilerini yakindan izleyen Rus ve Cin harp gemileri mevcut degildi. Bunun anlami Saratoga dahil ABD harp gemilerinin yuksek hazirlik durumunda veya tetikte olmasini gerektiren herhangi bir durum yoktu.

KASTEN VURDULAR

Sea Sparrow satihtan havaya atilan, 19 km. menzile sahip, 231 kg agirliginda, 3,6 metre boyunda ve yakla$ik 170 bin ABD dolari maliyete sahip yari aktif radar gudumlu bir fuzedir. Sea Sparrow bir hava savunma fuzesi olmasina ragmen satihtan satiha yani suustu hedeflerine de atilabilme ozelligine sahiptir.

Sea Sparrow fuzesi atabilmek tek bir kisinin tabancayi eline alip ateslemesi gibi kolay bir sey degildir. Yine bu fuzenin firlatilabilmesi SHM de vardiya tutan bir subayin kolunu atesleme dugmesine yanlislikla carpmasi aciklamasi ile de izah edilemez. Fuzenin kazaen ateslenebilmesinin onune gecebilmek icin sistem cok sayida emniyet tedbirini icermektedir. Fuzeyi basari ile atesleyebilmek icin 6 asamadan gecilmesi ve gemi komutanin onayinin alinmasi gereklidir. Ayrica fuze at ve unut (fire and forget) turu bir gudumlu mermi degildir. Fuze ateslendikten sonra hedefini vurabilmesi icin bilgiye ihtiyaci vardir. Bu nedenle atan geminin hedef gemisini (Muavenet) radarla aydinlatmasi gereklidir.

Sonuc olarak olayin kaza olmasinin imkan ve ihtimali yoktur. Kaza olma sansi bir milyonda bir dahi degildir. ABD, en yetkili agizlarindan bu olayin bir kaza oldugunu acikladi. Ama bize gore Muavenet kasten, isteyerek, bilerek ve planlanarak vuruldu. O zaman akliniza su soru geliyor; ABD nicin bunu yapsin?

MESAJ VERDI

ABD bu olay ile Turkiye ye mesaj vermek istedi. Birincisi stratejik olani; soguk savas donemi sonrasi liderligimde yenidunya duzeni kurulmaktadir. Farkli yol arama kipirdanmalarinin farkindayim. Kayitsiz ve sartsiz izlemen gereken yol benim gosterdigimdir. Ikincisi ise guncel bir sorunla ilgiliydi ama sonuclari itibariyla bu da stratejikti. Cekic gucun Turkiye deki varligi ve yapacagi gorevler benim icin hayati oneme haizdir. Engellenmesi kabul edilemez.

ABD Muavenet i vurarak yakici ve yikici gucunun kucuk bir ornegini vermisti. Sonrasinda da Muavenet e karsilik 8 Knox sinifi firkateyni Turkiye ye cok ucuza vererek havucu da gostermisti.

ABD, kurguladigi yenidunya duzeni icinde Ortadogu yu yeniden sekillendirecekti. Bunun icin Turkiye yi kaybetmemek ve iliklerine kadar kullanmak yasamsal oneme haizdi. Bolgede ikinci bir Israil olmasi planlanan kukla Kurt Devleti nin olusumu icin Cekic guc cok onemliydi. Temmuz 1991 de goreve baslayan Incirlik ve Pirinclik te konuslanmis 77 ucak ve helikopter ile Amerikan, Ingiliz, Fransiz 1862 kisiden olusan Cekic guc un Turkiye den cikarilmasi asla ve asla kabul edilemezdi.

MESAJ ANLASILMADI

Gorunurdeki amaci Saddam Huseyin in olasi saldirilarina karsi Irak in kuzeyinde bulunan Kurtleri korumak olan ama esas amaci Irak i bolmek ve bolgede Kurt Devleti kurmak olan Cekic guc un gorev suresi TBMM de uzun ve sert tartismalardan sonra 24 Aralik 1992 de 6 ay uzatildi. Bu uzatmalar 2003 e kadar devam etti.

Turk Silahli Kuvvetleri ve Turkiye, Muavenet ile verilmek istenen mesaji anlayamamisti. Ama ABD nin ulkemiz ve bolgemiz icin planlari vardi. Anlamamakta direnince 1995 de Turk Generalleri hizadan cikti dediler. Irak a mudahelede yer almak istemeyen Ecevit i tasfiye etmek icin Kara Carsamba olarak bilinen 2001 Turkiye Ekonomik Krizini manipule ettiler ve Erdogan liderliginde AKP yi iktidara getirdiler. Erdogan a zorluk cikaran TSK yi itibarsizlastirmak icin 4 Temmuz 2003 de Turk Askeri nin kafasina cuval gecirdiler. Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlarla projelerinde gorevlendirdikleri AKP nin onunu actilar. Ve gunumuze kadar geldik!

Sehitlerimize rahmet diliyorum.

Saygilar sunarim

ILK KURSUN


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder