26 Kasım 2015 Perşembe

Mustafa MUTLU (AYDINLIK) : ON YEDİ SANİYE…

Bizim devlet ricali yalamadır, daha önce de çok söylediler, biz de alıştık.
Kestirmeden bizi kandırdılar, oyuna getirdiler diyebilirler.
Oldu bir kere, işin buralara varacağını bilmiyorduk diyebilirler.
Bilseydik engel olurduk diyebilirler.
İt gibi pişmanız diyebilirler.
Türkçe konuşabilen Anadolu ve Trakya halkları adına değil ama kişisel olarak özür dahi dileyebilirler.

Doğrusu bu sefer tam da öyle olduğunu düşünüyorum.

Kim kandırmış olabilir?
El cevaaaap, Amerikalılar...

O emri, bundan en az üç hafta önce, yani Rus uçakları Suriye hava sahasında uçmaya ve IŞİD güçlerini bombalamaya başladığı zaman ABD verdi.
Emir, yukarıdaki hiyerarşi izlenerek pilotlarımıza tebliğ edildi.
Havadaki uçaklarımızın pilotları da kimseden talimat falan beklemeden, zaten ellerinde olan bu emri uyguladı.
Hasan Mutlu.

Işte aynen böyle oldu.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Mustafa MUTLU (AYDINLIK) : ON YEDİ SANİYE…



Suriye sınırında düşürülen Rus uçağının hava sahamızı ihlali sadece 17 saniye sürmüş…

Başbakan Ahmet Davutoğlu diyor ki, "O uçağın düşürülmesi emrini bizzat ben verdim."

Yersen!

Genelkurmay, önceki gün düşürülen Rus uçağının "radar izi haritası"nı yayınladı:

Sınırımıza iki uçak yaklaşmış… Bunlar sınırımıza 15 mil (24,1 kilometre) kala uyarılmaya başlamışlar… Beş dakika içinde on kez uyarı alan uçaklardan biri dönmüş… Diğeri dönmemiş ve 17 saniye süresince sınırlarımızı ihlal etmiş… Sonra da düşürülmüş!

Başbakan diyor ki, "Emri ben verdim!"

Rus uçaklarını izleyen Türk radar uzmanları, üs komutanını haberdar edecek de…

Üs komutanı hemen telefona çıkacak da…

Durumu dinleyip anlayacak da…

Bağlı bulunduğu Hava Kuvvetleri Komutanı'nı arayacak da…

Komutan bey hemen telefona çıkacak da…

Durumu dinleyip anlayacak da…

Bağlı bulunduğu Genelkurmay Başkanı'nı arayacak da…

Genelkurmay Başkanı hemen telefona çıkacak da…

Durumu dinleyip anlayacak da…

Bağlı bulunduğu Başbakan'ı arayacak da…

Başbakan hemen telefona çıkacak da…

Durumu dinleyip anlayacak da…

Bağlı bulunduğu Cumhurbaşkanı'nı arayacak da…

Cumhurbaşkanı hemen telefona çıkacak da…

Durumu dinleyip anlayacak da…

Tercümanını bulup çağıracak da…

Tercüman Cumhurbaşkanı'nın yanına gelecek de…

ABD Başkanı'nı arayacak da…

ABD Başkanı durumu dinleyecek ve anlayacak da…

Savunma Bakanı'nı ve Genelkurmay Başkanı'na arayıp danışacak da…

Onlar da hemen telefona çıkacak da…

Başkan'ı bilgilendirecekler de…

ABD Başkanı, bizim Cumhurbaşkanı'na dönecek de…

Tercümanla konuşacak da…

"Vurabilirsiniz" diyecek de…

Tercüman konuşmayı Türkçeye çevirecek de…

Cumhurbaşkanı, Başbakan'a dönecek de…

"Vuralım" diyecek de…

Başbakan, Genelkurmay Başkanı'na dönecek de…

"Vurun" diyecek de…

Genelkurmay Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı'na dönecek de…

"Vur" diyecek de…

Hava Kuvvetleri Komutanı, üs komutanına dönecek de…

"Gazanız mübarek olsun, vurun arkadaşlar" diyecek de…

Üs komutanı, havadaki uçaklarımızın pilotlarını arayacak da…

"Ateş" diyecek de…

Pilotlarımız o Rus uçağını bulup vuracak…

Sadece yukarıdaki "telefon zincirini" okumanız bile bir dakikaya yakın sürdü değil mi?

Bir de uzun uzun konuşmaları, bilgi vermeleri, dert anlatmaları, tartışmaları ekleyin…

En az bir saat gerekir!

Peki; tüm bunlar olurken, sadece beş dakika uyarılan ve hava sahamızı ihlali 17 saniye süren Rus uçağının, çoktan Suriye'nin Laskiye Askeri Üssü'ne inmiş olması gerekmez mi?

Gerekir.

Ama… O uçak kaçamıyor, çünkü düşürülüyor.

İyi de bu durumda Başbakan kimi kandırıyor, "O uçağın dürülmesi emrini bizzat ben verdim" diye?

O emri, bundan en az üç hafta önce, yani Rus uçakları Suriye hava sahasında uçmaya ve IŞİD güçlerini bombalamaya başladığı zaman ABD verdi.

Emir, yukarıdaki hiyerarşi izlenerek pilotlarımıza tebliğ edildi.

Havadaki uçaklarımızın pilotları da kimseden talimat falan beklemeden, zaten ellerinde olan bu emri uyguladı.

ABD'nin tuzu kuru…

Çünkü bu 17 saniyenin faturasını biz ödeyeceğiz…

Üstelik de en az 17 yıl boyunca…

Güvenliğimiz etkilenecek, ekonomimiz etkilenecek, turizmimiz etkilenecek…

Başbakan diyor ki, "Talimatı bizzat ben verdim!"

O zaman bedeli de sen ödersin cesur (!) yürek!

Bizden medet umma…



a45UyF587661-151126102857 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/26  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Cave ne cadas
Dususe hazirlikli ol
(gelenek olarak bir zafer sirasinda imparatorun arkasinda duran kolenin soyledigi sozler)

Latince Atasozleri

Bundan on iki sene evvel isittim ki, en dehsetli ve muannid bir zindik, Kur an a karsi su-i kastini, tercumesiyle yapmaya baslamis.
Ve demis ki: Kur an tercume edilsin, ta ne mal oldugu bilinsin
Yani, luzumsuz tekrarati herkes gorsun ve tercumesi onun yerinde okunsun diye dehsetli bir plan cevirmis.
Fakat Risale-i Nur un cerh edilmez huccetleri kati ispat etmis ki, Kur an in hakiki tercumesi kàbil degil.
Ve lisan-i nahvi olan lisan-i Arabi yerinde Kur an in meziyetlerini ve nuktelerini baska lisan muhafaza edemez.
Ve herbir harfi on adetten bine kadar sevap veren kelimat-i Kur aniyenin mu cizane ve cemiyetli tabirlerinin yerinde beserin adi ve cuz i tercumeleri tutamaz, onun yerinde camilerde okunmaz, diye Risale-i Nur her tarafta intisariyla o dehsetli plani akim birakti.
****
Fakat, o zindiktan ders alan munafiklar, yine seytan hesabina Kur an gunesini uflemekle sondurmeye, ahmak cocuklar gibi, ahmakàne ve divanecesine calismalari sebebiyle, bana gàyet $iki ve $ikici ve $ikintili bir halette bu Onuncu Mesele yazdirildi tahmin ediyorum.
Baskalar ile gorusemedigim icin hakikat-i hali bilmiyorum

Said-i Kurdi
Risale-i Nur Kulliyati Sozler 11.Sua sayfa 425
Risale-i Nur Kulliyati > Sualar 11 Sua Onuncu mesele > Sayfa: 227
http://www.risaleinu...Sozler&Page=425
http://www.risaleinu...ayiMusa&Page=64
http://www.risaleinu...Sualar&Page=227

Varolma nedenleri bize gore bir Tanri tarafindan, aslinda sadece insanin zaafinin bir yansimasindan baska bir sey olmayan bir Tanri tarafindan belirlenmis olan, bu yaratilmis seyleri odullendiren ve cezalandiran bir Tanri tasavvur edemiyorum.
I cannot imagine a God who rewards and punishes the objects of his creation, whose purposes are modeled after our own a God, in short, who is but a reflection of human frailty.
Neither can I believe that the individual survives the death of his body, although feeble souls harbor such thoughts through fear or ridiculous egotisms

Albert Einstein, quoted in The New York Times obituary, April 19, 1955; from George Seldes, ed., The Great Thoughts, New York: Ballantine Books, 1996, p.134.)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder