24 Kasım 2015 Salı

Yılmaz Özdil : Yeni Osmanlılar

Yılmaz Özdil : Yeni Osmanlılar

Kasım 24, 2015


Padişahımız efendimiz zat-ı şahane hazretleri, henüz 17 yaşındaki Abbas Hilmi Paşa'yı Mısır'ı yönetsin diye hıdiv yapmıştı.

Ama…

Bıyıkları yeni terleyen sayın paşamız, hem İngiliz kuklası olduğu için, hem de çölden mölden sıkılıp İsviçre'de yaşadığı için, Mısır'a pek uğramıyordu.

*

Zahmet edip arada sırada İstanbul'a geldiğinde bile ruhu daralıyor, Nimetullah isimli yatına atlıyor, soluğu püfür püfür Dalaman'da alıyordu.

Çünkü, avlanmaya çok meraklıydı.

Dalaman o zamanlar ideal av bölgesiydi, tavşanlar, geyikler cirit atıyordu, tapusu da komple hıdiv'indi.

*

E koskoca hıdiv bu…

Çadırda kalacak hali yok.

Talimat verdi, "buraya şöyle şatafatlı bir av köşkü dikin" dedi.

"Kardeşim, sen Mısır valisi değil misin, niye Mısır yerine Dalaman'ı imar ediyorsun?" demesinler diye, "İskenderiye'ye de güzel bir tren garı dikin" dedi.

Çekti, İsviçre'ye gitti.

*

Diktiler…

Adresleri karıştırdılar.

Tren garını Dalaman'a, av köşkünü İskenderiye'ye diktiler!

*

Yolunuz düşerse, Dalaman tarım işletmeleri genel müdürlüğüne uğrayın lütfen, hâlâ orada…

Pencereleri gişe şeklinde, etrafında inekler otluyor.

Dünyanın, önünden tren geçmeyen ilk ve tek tren garı…

En yakın demiryolu, Aydın'da.

*

Ve…

Rusya'nın Suriye'deki Türkmenlere yönelik hava saldırısını protesto eden sayın ahalimiz, Beyoğlu'nda Rusya Konsolosluğu yerine, yanlışlıkla, bayrağını benzettikleri Hollanda Konsolosluğu'na yumurta fırlattı.

Hollanda Konsolosu tweet attı, "gene binayı karıştırdılar, ne zaman Rusya'ya öfkelenseler bize geliyorlar" dedi.

*

(Hollanda konsolosluk binası 300 senedir, 1714'ten beri orada…

Rusya konsolosluk binası ise, 250 senedir aynı adreste…

Sanırsın geçen ay açıldılar, sayın ahalimiz hâlâ karıştırıyor.)

*

Neyse…

Savulun bre gafiller.

Yeni Osmanlılar geliyor!




a45UyF587661-151124101909 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/24  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Gece ile gunduz seni islerler.

Hz.Ali

M.O. 1375 yilinda Misir da AMENOFIS adli bir Firavun (Fir avn) tahta geciyor.
Tek tanri olarak da AMON-RA ( ATON) Gunes tanrisini gosteriyor.
Bu tarihten sonra ilk tek tanrili din ortaya cikiyor.
Tanrinin adina AMON RA, bazen sadece RA, bazen de RAB deniyor.
AMENOFIS bununla da kalmiyor, tanriya ibadet eden her kisi ibadetin sonunu benim adimla bitirecek diyor.
Boylelikle her dua edenler, duanin sonunda Firavunlarinin ismini anarak, AMEN diyerek duayi bitiriyorlar.
Musa Misir dan cikinca bu gelenegi bozmadan aliyor.
Sonradan Muhammed Peygamber de Musa ya ve Isa ya bagli kalmak adina O da dokunmadan Muslumanlarin namazdan sonra ve her duadan sonra AMIN demelerini emrediyor.
Iste ozellikle bizim ulkemizde sevap sanarak soylenen AMIN kelimesi aslinda bir firavunun ismidir.

AMENOFIS, bir de Aton a siir yazar:
Bakin, siiri okudugumuz zaman dinin kaynaklarinin nerelerden geldigini daha iyi anliyoruz.
Amenofis in siiri;
Tanri uludur, birdir, tektir.
Ondan baskasi yoktur.
Bir tanedir,
O dur her varligi yaratan,
Bir ruhtur tanri, gorunmeyen bir ruh,
Ta baslangicta vardi tanri,
Tek varlikti o.
Hicbir sey yokken o vardi.
Her seyi o yaratti,
Ezelden beri suregelen varligi,
Ebediyete kadar surecek,
Gizlidir tanri, kimse gormemistir onu.
Insanlara ve yarattiklarina sir kalir her zaman.

Kendi Kendisi ile Yetinme

Krallar hicbir seyimi almazlarsa bana cok sey vermis olurlar hicbir kotuluk etmezlerse yeterince iyilik etmis sayilirlar bana. Butun istedigim budur onlardan. Ama nasil sukrediyorum tanriya, varimi yogumu bana aracisiz vermis, beni yalniz kendisine borclu kilmis oldugu icin! Nasil yalvariyorum ona gece gunduz beni hicbir zaman, kimseye karsi agir bir minnet altina sokmasin diye! Ne mutlu bir ozgurlukle bunca zaman yasadim: Onunla bitsin omrum!
Butun cabam kimseye muhtac olmadan yasamak. Butun umudum kendimde.
Bunu basarmak herkesin elindedir; ama olmeyecek kadar yiyecek icecegi olanlar daha kolay basarabilirler elbet bunu. Bir baskasina bagli yasamak yurekler acisi ve belali bir seydir. Kendimiz ki en iyi, en emin siginagimiz odur; kendimiz bile guvenilir degiliz yeterince.
Kendimi hem yurekce asil is yurekli olmakta cunku, hem varlikca oyle hazirliyorum ki, baska her seyimi yitirdigim zaman kendimle yetinmesini bileyim. Hippias gereginde her seyden sevine sevine elini cekip Musalarla bas basa kalabilmek icin kendini bilime vermekle kalmadi; ruhunun kendi kendiyle yetinmesi, disaridan gelecek rahatliklardan yigitce vazgecebilmesi icin filozof olmakla da kalmadi; buyuk bir merakla yemek pisirmesini, tiras olmasini, giysilerini, ayakkabilarini, ote berisini kendi yapmasini da ogrendi ki, kendi yukunu tasiyabildigi kadar kendi tasisin ve kimsenin yardimina muhtac olmasin... Vermede nasil bir ustun olma niteligi varsa, almada da bir boyun egme niteligi vardir. Onun icindir ki Beyazit I, Timurlenk in gonderdigi hediyeleri kufurler ederek geri cevirmis. Sultan Suleyman in bir Hint Imparatoruna yolladigi hediyeler de oyle kizdirmis ki adami, kabaca reddederek bizim adetimiz almak degil vermektir, demekle kalmamis, hediyeleri getiren elcileri zindana attirmis.

Michel de Montaigne : Denemeler


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder