2 Aralık 2015 Çarşamba

Türkiye'nin Hava Savunma Sistemi İhtiyacı

Nisan 1920'de büyük ATATÜRK şöyle diyordu:

"Hududu Milliyemiz dahilinde her şeyden evvel kendi kuvvetimize müsteniden muhafazai mevcudiyet ederek millet ve memleketin hakiki saadet ve ümranına çalışmak…
Alelıtlak tûl emeller peşinde milleti işgal ve izrar etmemek…
(Boş hayaller peşinde milleti oyalamak ve ızdırabına sebep olmamak)
Medenî cihandan medenî ve insanî muameleye ve mütekabil dostluğa intizar etmektir."

Savaş bu şakası yok.
Ucunda işgal, kölelik, sömürü, katliam, etnik arındırma ve her türlü onursuzluk var.

Savaşı satranç gibi düşünün.
Hoş satranç bilen kaç kişi var.
Daha basit bir örnek bulmalı.
Ne yapsak bilmiyorum.

Kısacası bu iş şöyledir.
Savunma ve saldırı ayrı şeyler değildir.
Savunma saldırıdır, saldırı savunmadır.
Düşmanla aranızdaki mücadelede bütün delikleri tıkamış, bütün kötü ihtimaller için bir çözüm yolu üretmiş olmanız gerekir.
Savunmanızda tek bir delik bile sizi bitirmeye yeter.
Oysa bizim savunmamız folloş.
Tek kelimeyle FOLLOŞTUR.

Karasal alanlarınızı karadan savunursunuz.
Kıyılarınızı hem karadan hem denizden savunursunuz.
Deniz ve kara sahanızı basamaklı olarak havadan savunursunuz.
Hava sahanızı ise uzaydan savunursunuz.
Her savunma basamağı bir öncekinin üstünde, ondan daha hakim olan alandan başlar.
Bütün bu savunma silsilesinde tek bir açık sizi bitirir.

Oysa bizim bazı kıymetli hedeflerimizi savunan alçak irtifa sistemlerimiz vardır.
Orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemlerimiz yoktur.
YOK-TUR, YOKKKK-TUUUUR..
Anlaşıldı mı şimdi?

Ülkemizin hava sahası sadece yer radarları, AWACSLAR'ın gözetiminde, Hava Kuvvetlerinin önleyici uçak filolarının yeteneklerine kalmıştır.
Düşman unsurların bizim hava savunmamızı yok etmesi için hassas ve değerli hedeflere yönelik akıllı füzelerden oluşan bir salvoyu takip eden ve yine akıllı ve uzaktan ateşlenen mühimmat kullanılan bir büyük hava saldırısı büyük oranda yeterli olacaktır.

Bizi böyle bir saldırıdan ancak orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemleri koruyabilir.
Bu ise ellimizde yok.
Evet, şu an itibariyle bize baskın yapan bizi basabilir.

Hava hakimiyetini yitirdiğimiz andan itibaren barış ve teslim görüşmelerini başlatmak gerekir.
Çünkü bu vakitten sonra yenilgi, hatta hezimet kaçınılmazdır.
Düşman sahil kenarlarındaki büyük metropollerimizin açıklarına devasa filolarını rahatça sokabilir.
Ne değerli endüstriyel tesislerimiz imha olabilir.
Cumhuriyet tarihi boyunca inşaa edilmiş alt yapı birkaç aylık bir hava operasyonuyla yok edilebilir.
Ülke taş devrine döndürülebilir.
Sokaklarımız her türden it, kopuk, çetenin insafına kalabilir.

Ve bizim bütün bu olumsuzlukları durdurma kabiliyetimiz yoktur.
On yıl sonra olabilir.
Birkaç yılda satın alma yoluyla bu telafi edilebilir.
Ama şu an yoktur.

Bu nedenle afur tafur yapmadan önce bunları hesaplamak lazımdır.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

Türkiye'nin Hava Savunma Sistemi İhtiyacı

http://www.ozel-buro-istihbarat.com tarafından derlenmiştir.

Türkiye'nin ivedilikle savunma yeteneklerini arttırması ve T-LORAMIDS projesiyle amaçlandığı gibi uzun menzil ve yüksek irtifa hava savunma kapasitesini güçlendirmesi gereklidir.

Türkiye-Rusya ilişkilerinde hâlihazırdaki aşırı hararetli ve gergin ortamın, savaş boyutuna evrilmeyen bir krizle atlatılması kuvvetle muhtemel olsa da; yakın gelecekte, benzer hadiselerin yaşanması veya siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda farklı türde kriz, yaptırım, mukabele, caydırıcılık gibi seçeneklerin gündeme gelmesi ihtimal dâhilindedir.

Türkiye çok kısa bir süre Suriye'nin hava sahasını ihlal eden ve dahası Rus operatörleri tarafından düşürüldüğü öne sürülen RF-4E hadisesi üzerine, yeni angajman kuralları çerçevesinde daha katı ek güvenlik tedbirlerini uygulamaya koymuştu ki; 24 Kasım'la birlikte, hudut hattında devriye görevi icra eden F-16'ların sayısı 18'e, gece nöbeti devriye uçuşu yapanların sayısı ise 8'e çıkarıldı. Nitekim yakın geçmişte; Türk-Rus jetlerinin it dalaşına girmesi, Rus uçaklarının radar kilitlemesi ve sınır ihlali yapması gibi bir dizi kritik vaka meydana geldi. Moskova'nın hadiselere verdiği tatminkâr olmayan yanıtlarda; seyrüsefer hatası, hava şartları ya da başlatılması öngörülen teknik incelemeler vardı.

Mevcut aşamada ise karşımızda, Suriye'nin silah tedarikçisi rolünün çok ötesinde; Türkiye'nin sınırlarını ihlal etmekten ya da tır'larını vurmaktan çekinmeyen, Akdeniz'e savaş gemilerini çıkaran ve hatta Lazkiye'ye S-400 füzelerini konuşlandıracak kadar Suriye'deki askeri varlığıyla meydan okuyan bir Rusya var. Büyük resme bakıldığında, NATO'nun Moskova'ya kınama ya da itidal çağrısı veyahut "Ankara'ya destek vermeye hazırız" söylemlerinden öte ne kadar somut adımlar atacağı müphem iken; Türkiye'nin imkânları ölçüsünde mukabelede bulunması yadsınacak bir durum değil... Ancak 24 Kasım'dan geriye kalan belki de en önemli şey; bilhassa S-400'leri hesaba kattığımızda, Türkiye'nin ivedilikle savunma yeteneklerini arttırması ve T-LORAMIDS projesiyle amaçlandığı gibi uzun menzil ve yüksek irtifa hava savunma kapasitesini güçlendirmesi gerektiğidir. Zira 2015 Mart'ında İran menşeli Fateh-110 füzesinin Reyhanlı'ya düşmesine ve akabinde Rusya'nın da artık doğrudan oyuna girip Suriye'deki askeri gücünü bilhassa hava kuvvetleriyle perçinlemesine rağmen; NATO'lu müttefikler "Suriye'den kaynaklı tehdit riskinin azalması" ve "sistem güncellemesi" gerekçesiyle, Patriotlarını geri çekme kararı almışlardı.

[Sabah Perspektif, 28 Kasım 2015]




a45UyF587661-151202143627 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/02  15:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

Akilli olan savasci, savasi onceden kazanir, oysa cahil asker kazanmak icin savasmak zorundadir.

Sun Tzu

Peygamberin izniyle ihramdan cikip Mina da bulunan kadinlarimiza yoneldik.
Zekerlerimizden meni damliyordu .

Buhari, Hac/81; Muslim Hacc/141

SMS cilesi

24 Temmuz

Gecen sene bir basvuru icin belediyeye gitmistim. Orada bir form doldurup telefon numarami yazmami istemislerdi. O gunden sonra surekli SMS gelmeye basladi; Belediye Baskanimiz Feridun Duzagac cevrecilerle bulustu , Belediye Baskanimiz Feridun Duzagac yarin esnaf ziyaretinde bulunacak gibi... (Burada belediye baskaninin ismini vermek istemedigim icin Feridun Duzagac i ornek olarak verdim. Kendisinden ozur diliyorum ama bir isim sallamak zorundaydim.) Baskan esnaf ziyareti yapacaksa bundan bana ne diye dusundum. Esnaf miydim? Bu ziyarette bana dusen bir gorev mi vardi? Cevreci oldugum da soylenemezdi.

Sonunda dayanamayip belediyeyi aradim, Seffaf belediyecilik anlayisimiz geregi, beyefendi dedi. Bana beyefendi demesi cok hosuma gitmis, gururum oksanmisti. Ilk defa birisi bana boyle hitap ediyordu. Birader, mudur, haci, kardo, panpa gibi hitaplara aliskindim ama buna hazirlikli degildim. Bir an panikleyip telefonu kapattim.

ESNAF NE COK ZIYARET EDILIYOR

SMS ler gelmeye devam ediyordu. Bu kez belediyenin bagli oldugu partiyi aradim. Gorevli telefon numarami sordu. Numaram sudur dedim. Numarayi soylemeyecek misiniz? dedi. Soyledim. Sorunla ilgileneceklerini belirtti.

Aradan bir hafta gecti. Belediye SMS leri tum hiziyla gelmeye devam ediyordu. Feridun Duzagac kah kendinden gecmis bir halde esnaflari dolasiyor, kah odalar birligini kabul ediyor, kah bir hali saha acilisinda penalti kullaniyordu. Tek bir fark vardi; bu kez belediye SMS lerine partinin SMS leri de eklenmisti. X Parti Ilce Baskanimiz yarin esnaf ziyaretinde bulunacak seklinde mesajlar gelmeye basladi telefonuma. Esnaflarin ne cok ziyaret edildiklerini fark ettim. Gorunen o ki X parti sorunla gercekten ilgilenmisti ama en cok ilgilerini ceken benim cep numaram olmustu.

Iyiden iyiye uyuz olmustum. X parti ilce baskani sanki kiz arkadasimmis gibi devamli rapor veriyordu. Kimsesizler yurdu ziyaretindeyim, market acilisindayim, cevrecilerle pisti oynuyoruz, babana soyle ben onunla artik konusmuyorum gibi mesajlar geliyordu. O sonuncusu annemden gelmis aslinda, bizimkiler bosandiktan sonra fark ettim.

Bu is karakolda biter deyip polisi aradim. Telefonum bir belediye ve surekli bir yerlere ziyaretler duzenleyen bir parti tarafindan taciz ediliyor dedim. Numarami sordu. Bu kez tecrubeliydim, numarami bir kuruma daha kaptirmayacaktim. Yo dostum yo, bu tuzaga dusmem, numarami vermiyorum dedim. Telefon numaranizi bilmeden telefon numaraniza gelecek mesajlari nasil engelleyebiliriz ki? dedi. Bir sure dusundukten sonra Evet bu gercekten ciddi bir sorun dedim.

Uzun bir sessizlik oldu. Iki taraftan biri taviz vermeden bu is cozulmeyecekti. Telefon numaramin birinci ve altinci hanesini soyleyebilirim dedim. Bu hicbir sekilde isimize yaramaz diye cevap verdi. Ama boyle olmaz ki biraz da siz adim atin komserim dedim. Aslinda siradan bir memurdu ama komserim diyerek onu onore edersem isimi halleder diye dusunmustum. Maalesef tam tersine, polis memuru sinirlendi Kardesim oyalama bizi, soyleyeceksen soyle su numarayi dedi. O an gozumun onune polislere yeni dagitilan son model coplar geldi ve numarayi soyleyiverdim.

SEN DE MI TUGCE? SEN DE MI!

Takip eden haftada tahmin ettigim uzere emniyetten de SMS ler gelmeye basladi. Bulgar numaralarindan arayip sizinle evlenmek istedigini soyleyerek kontor isteyenlere itibar etmeyiniz gibi bir seyler yaziyordu birinde. Son derece otekilestirici, irkci bir soylemdi bu ama bosver dedim. Pesinden hemen her Allah in gunu Sunlara itibar etmeyiniz, bunlara itibar etmeyiniz, sunlar dolandirici, bunlar yankesici mesajlari gelmeye basladi. Bir sure sonra arayan kimseye guvenemez oldum. Anama babama itibarim kalmadi. Kontor isteyen yakin arkadasimi polise ihbar ettim. Ailesi Bulgar gocmeniydi. Zaten hicbir zaman tam anlamiyla guvenmemistim ona.

Artik sinirden aglayacak hale gelmistim. Mesaj kutum kurum SMS leriyle dolup tasiyordu. Sinirlerim bozulmustu ve yapacak hicbir seyim kalmamisti. Dayanamayip eski kiz arkadasim Tugce nin yanina gittim ve omzunda agladim. Tugce her zaman yanimda olacagini, butun bunlarin gececegini, sakin olmami soyleyerek beni teselli etti.

Ertesi gun cep telefonuma XYZ magazalarinda yuzde 50 lere varan indirim seni bekliyor! seklinde bir mesaj dustu.

Tugce XYZ de calisiyordu...

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder