7 Aralık 2015 Pazartesi

Yüzyılın mühim yazarlarına ilham olmuş 12 kedi

Yüzyılın mühim yazarlarına ilham olmuş 12 kedi

Dizimizin üzerine başını koyduğunda ister istemez aklından neler geçtiğini merak ederiz. Uykudan yeni uyandığında yaşlı bir dede gibi etrafı süzmesini izleriz. Gecenin karanlığında parlayan gözlerinde dünyanın en acayip sırları gizlidir de asla bilemeyiz.

Belki de bu gizler yüzündendir edebiyat ve kedi arasındaki o güvenilir bağ. Yazarın en konforlu yardımcısı gibidir kedisi. Bu yüzden birçok yazar kedi sahibidir. Aslında kedi sahibi demeyelim de kedileriyle yaşar diyelim; çünkü yazarın dünyasında işin içine kedi girdi mi genellikle kimin kime sahip olduğu belirsiz hale gelir.

Edebiyat tarihinden ünlü yazarlar ve kedilerini derledik sizlere. Birbirleriyle arkadaş, sevinçlerine ve yaslarına ortaklar. En önemlisi de yıllardır tüm dünyanın okurken ortak hislerle içlendiği eserlerin yaratılışına belki de ilk önce onlar şahit oldular.

Muhtemelen Mark Twain, Tom Sawyer'ın ilk cümlelerini kağıda dökmeye başlarken dizinin dibindeydi kedisi. Huzurlarınızda edebiyat tarihine şahitlik etmiş kediler, yerde mayışmış uzanırken, yazarlarının kucağında, masalarında ya da en iyi romanların yazıldığı odalarda.

Kedilerin bir kısmının ismi orijinal, bir kısmına ise "literary cats" blogunun sahibi, yazarların eserlerinden ilham alarak isimler takmış. Mesela Tom Sawyer'ın kedisine Huckleberry ya da Bernard Shaw ve kedisi Pygmalion gibi. Bu fikre sadık kaldık ama kedilerden orijinal isimlerini bildiklerimizi yazdık. Örneğin Camus'un pisisine Stranger demiş blogun sahibi; Cigarette olarak düzelttik.

1. Stephen King ve kedisi Clovis

Kedi ve yazar ilişkisi söz konusu olunca ilk akla gelenlerden biri kuşkusuz Stehen King. Hatırlarsanız edebiyat tarihinin ve sinemanın kült yapımlarından Hayvan Mezarlığı'nda da her şey evin kedisinin ölümüyle başlıyordu. Bu muhteşem fotoğrafta isim etiketinden adını okuyabildiğimiz Clovis de ünlü yazarın filme de çekilen Sleepwalkers adlı eserindeki kediye isim babalığı yapıyor. 90'ların önemli gerilimlerinden olan filmde Clovis'in hayli kritik bir rolü vardı. Merak edenler kitabı okusun ya da filmi izlesin, spoiler vermeyelim.

2. Jack Kerouac ve kedisi Tyke

Şarap, şiir ve macera, tercihen doğada, şehrin çılgın kalabalığından uzakta... Beat kuşağının en ünlü isimlerinden Kerouac da kedileriyle yaşayan yazarlardan. Yukarıda alıntıladığımız yazarın kendi anılardan derlediği "Big Sur" adlı romanı, beat kuşağının kutsal kitabı kabul edilen "Yolda"nın bir devamı gibi. Yazar Big Sur'da da en sevdiği kedisi olan Tyke'den bahseder.

3. W.H. Auden ve kedisi Pangur

Şiir sevenler Auden'i bilirler. Sinema sevenler ise ünlü yazarı "Dört Nikah Bir Cenaze" filmindeki meşhur cenaze sahnesinden hatırlayacaklar. Cenazede okunan şiirin yazarıydı Auden'di. Ünlü "Pangur Ban" şiirindeki kedi olan "Pangur" yazarın da kedisine verdiği isim: Pangur beyaz Pangur. Seninle ne kadar da mutluyuz. Yazar ve kedisi. Birlikte ama yalnız.

4. Sylvia Plath ve kedisi Daddy

Hayatı boyunca boğuştuğu ileri derecede manik-depresif bozukluğu sonucunda 1963 yılında 30 yaşında intihar ederek yaşamına son veren Plath, çocukluğundan beri kedilere ilgi duyardı. Yazarın 2011 yılında ortaya çıkarılan çizimlerinde de bir kedi tasvirine rastlanmıştı. Sırça Fanus eseri defalarca farklı sanat dallarından uyarlanan Plath'ın yaşam öyküsü, Gwyneth Paltrow'un yazarı canlandırdığı "Sylvia" filminde izlenebilir.

5. Hermann Hesse ve kedisi Narciss

Siddhartha ve yarı biyografik Steppenwolf (bozkır kurdu) eserlerinin ünlü Alman yazarı Hesse, 1946'da "Masallar" yapıtıyla Nobel'i kazandı. Bu 3 eseri okumayan varsa ödev veriyoruz, bu kışın sonuna kadar hepsi bitecek. Emin olun kışınız çok farkı geçecek :) 1960'ların ortalarına kadar Amerika'da pek tanınmayan (cidden çok cahil bir kıta) Hesse, o tarihten sonra özellikle Hippi hareketinin temel taşlarından biri olur.

6. Edgar Allan Poe ve kedisi Catterina

Modern gerilim ve polisiyenin öncüsü sayılan Poe bu anlamda yüzyılın yazarlarının hemen hemen hepsine ilham kaynağı olmuştur diyebiliriz. Yazarın "The Black Cat" adlı eseri alkollü bir adamın kedisini öldürüp sonra kedinin ruhunu gördüğünü sanmasını anlatır. Zavallı Poe kendi de bir meyhanede berbat durumda bulunduktan dört gün sonra yaşamını yitirir.

7. Doris Lessing ve kedisi Black Madonna

Sylvia Plath ile birlikte feminizmin önemli yazarlarından olan Doris Lessing, 2007 yılında Nobel kazandı ve bu ödülü alan en yaşlı kişi oldu. İran'da İngiliz bir aileden doğan yazarın hayatı başlı başına bir macera şeklinde geçer. Bankacı olan babasının işi nedeniyle İran'dan sonra Zimbabwe'ye yerleşirler ki o dönem daha ortada Zimbabwe bile yoktur, ülkenin adı o zamanlar Rodezya'dır.

Kedilerle olan ilişkisinin evin içinde hem bir canavar, hem avucun altında pürüzsüz bir yüzey olarak tanımlayan Lessing'in kedisinin ismi de olan "Siyah Madonna" halen çok okunanlar listelerine girer. Ayrıca yazarın sadece kedileri anlattığı "Kedilere Dair" isimli bir eseri daha vardı: Bej renkli, ... ön ayakların bitiminde gümüşe çalan patiler. Kenarları beyazla çerçevelenmiş olduğu için simli gibi duran kulaklar dikilip, öne arkaya oynardı; dinleyerek, algılayarak...

8. Haruki Murakami ve kedisi Kafka

Japonya'nın son dönem en popüler yazarlarından olan Murakami, kendi ülkesinde fazlaca batı hayranı olmakla eleştiriliyor. Yazarın "Sahilde Kafka" kitabı ve kitaptaki "Kafka Tamura" karakteri üzerinden kedisine de Kafka ismi uygun görülmüş.

9. William S. Burroughs ve kedisi Junkie

Kedisinin ismine bak yazarını anla. Naked Lunch - Çıplak Şölen'in yazarı Burroughs da kedi tutkunu yazarlardan. Hem yer altı hem de pop kültürü derinden etkilemiş yazarlardan olan Burroughs tıpkı Kerouac gibi beat janrının ve karşı kültürün öncüsüdür.

Kediler ve Burroughs izini sürmek için yazarın The Cat Inside - İçerdeki Kedi adlı eserinin kapak yazısına başvuralım: Burroughs'un son demleri ve kedileri: Ruski, Smokey, Fletch, Calico Jane... Hayatının son on altı yılını kedileriyle Kansas'ta geçiren Burroughs, bu dönemde kedilerini ruhani birer dost olarak görmeye başlamış ve kendisi üzerindeki etkilerini her fırsatta vurgulamıştı: "Kedilerimle aramdaki ilişki beni ölümcül ve her şeye nüfuz eden bir cehaletten kurtardı."

10. George Bernard Shaw ve kedisi Pygmalion

Dünyanın bilinen en büyük ayarlarını veren yazar kesinlikle George Bernard Shaw'dır diyebiliriz. İrlandalı yazar hem 1925'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü hem de 1938'de Pygmalion ile Oscar'ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk ve tek insan olur.

Ünlü yazarın kedisine blog tarafından uygun görülen isim olan Pygmalion hem bir sinema hem de tiyatro klasiğidir. Yunan Mitolojisi'nde Kıbrıs'lı bir heykeltraş olan Prens Pygmalion kendi yonttuğu bir heykel olan Galatea'ya aşık olur. Pygmalion tanrıça Venüs'e, Galatea'yı canlandırması için yalvarır. Galatea öylesine güzeldir ki, Pygmalion gözlerini ondan alamamaktadır. Edebiyat ve psikolojide bu duruma Pygmalion Etkisi (beklenti etkisi) denir. Shaw'ın eseri de daha çok bu etki üzerine gelişir.

11. Jean Paul Sartre ve kedisi Nothing

Yazar ve filozof Sartre. 20. yüzyıl'a damgasını vurmuş isimlerin en önemlileri arasında. En önemli diyorsak adamın kendi felsefi akımı var. Varoluşçu felsefenin babasının kedisinin isminin "Nothing - Hiçbir şey" olması kadar güzel ne olabilir şu dünyada? Cevap veriyoruz: Hiçbir şey.

Sartre'ın 1964'te kazandığı Nobel Edebiyat Ödülü'nü Albert Camus'un ödülü kendisinden önce aldığı için reddettiği iddia edilir. Bu iki koca düşünür yıllarca çocuk gibi didişip durmuştur. İyisi mi bu meseleye diğer madde olan Camus'dadeğinelim.

12. Albert Camus ve kedisi Cigarette

Herkes Camus'u "Yabancı" ile tanısa da yazarın aslında en önemli eseri "Veba". 1957 yılında Nobel'i kazanan Camus'un ağzında ya da elinde sigarasız bir fotoğrafını bulmak zor. Kedisine bile sigara ismini koymasından belli. Bu isim bloğun yakıştırması değil kedinin gerçek ismi.

Camus da Sartre gibi yüzyılın en mühim filozof edebiyatçı kuşağından. Ömürleri boyunca karşılıklı yazılarıyla didişen bu iki düşün insanının yazışmaları, geçtiğimiz dönemin bireye ve felsefeye dair en etkili eleştirileri arasında yer alıyor. Günümüzde iki yazarın karşılıklı fikir çatışmalarını yorumlamaya çalışırken, nice sosyolog adayı üniversite öğrencisinin beyni kulağından aktı.

Camus en son Fransa'nın başına gelen en büyük troll olan eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, Albert Camus'un naaşını ülkenin en önemli şahsiyetlerinin gömüldüğü Pantheon'a taşımak istemesiyle gündeme gelmişti. Neyse ki aydınlar ve Camus hayranları Sarkozy ibişine engel olmayı bildiler. Yaşamı boyunca otoriterliğe karşı bireyin savunucusu olan yazarın mirasından Sarkozy gibi bir siyasinin rantlanma çabası ülkeyi ayağa kaldırmıştı.


a45UyF587661-151207155257 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/12/07  23:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

hazirlikli olarak firsatla karsilasmak, sans dedigimiz sicrama tahtasidir.

ANTHONY ROBBINS

Musluman anne babanin birinci temel vazifesi cocuklarini (sosyolojik musalla Muslumani degil!) iyi, imanli, gercek Musluman olarak yetistirmektir.
Bu da onlara sahih=dogru ilmihal bilgileri vermekle olur.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Yalan soyleyin mutlaka inanan cikacaktir. Olmazsa yalana devam edin. Bir seyi ne kadar uzun sure tekrarlarsaniz, insanlar ona o kadar fazla inanirlar.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder