7 Eylül 2017 Perşembe

TURAN ESER : AKILDAN VAHİYE DİNCİ EĞİTİM



TURAN ESER : AKILDAN VAHİYE DİNCİ EĞİTİM

Hedefleri çocuklarımızın aklını ve geleceklerini çalmaktır. Aklın özgürleştirici, sorgulayıcı, eleştirel ve yaratıcı gücüne saygı duymuyorlar. Aklın bu gücünden vazgeçip, gericiliğin dogmalarına ve hurafelerine hamallık yapması vaaz ediliyor. Şeyhlerinin dizlerine kapanmaları, bireye kulluğu aşılıyorlar.

"Kader" ve "şükür" ile boyun eğmeyi ve yoksulluğa razı olun buyuruyorlar. Emeğin hakkından sermayenin menfaatleri lehine feragat etmeyi, köleleşip patrona teslim olmaları öğütleniyor.

Madem "ağaç yaş iken eğilir", öyleyse çocukların aklını ve ruhunu yaş iken eğip, muktedirlerin lehine büküp kırmak lazımdı. 15 yıldır bunu yaptılar. Son müfredat değişiklikleriyle dinci gericilik eğitimde egemen kılındı.

Yetmedi, Diyanet İşleri Başkanlığı "Kuran Kursları Uygulama Esasları"nı değiştirip, Kuran kurslarını hastanelere, üniversitelere, cezaevlerine, yurtlara, gençlik merkezlerine, sosyal hizmet kurumlarına ve kamu kurum ve kuruluşlarına kadar taşıma kararı aldı.

Sosyal ve siyasal hayatın dini referanslara göre şekillendirildiği bir dönemde, HAZİRAN, 9-10 Eylül'de saat 10.0'da Ankara'da, ODTÜ Vişnelik Tesislerinde iki günlük "Laik Eğitim Kurultayı" düzenliyor. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve Eğitim Sen Genel Merkezi, ise "Laik, bilimsel, kamusal, parasız ve anadilde eğitim" için, 17 Eylül Pazar günü saat 13:00'de İstanbul Kartal meydanında miting yapacak.

Toplumsal kutuplaşmayı hedefleyen dinci eğitime karşı, demokratik, laik, bilimsel ve kamucu eğitim talebiyle herkes, HAZİRAN'ın düzenlediği kurultaya ve ABF ve Eğitim Sen'in düzenlediği mitingde yer alacak.

Neden?

Çünkü eğitim, AKP'nin ve siyasal İslamcı yapıların hegemonya kurma mücadelesi verdiği alanların en başında yer alıyor. Bu nedenle eğitim alanı ile daha yoğun ilgililer. Mücadele verdikleri diğer bir alan ise, devlet düzeninde ve kamu hizmetlerinde bitirilmiş laikliğin, toplumsal yaşam ve siyaset alanından da söküp atmak.

İslamcı hegemonya kurma mücadelesi, öncelikle eğitimde ve okulda müfredat denilen araçlarla gerçekleşiyor.

Çünkü çocukların toplumsal yaşama girdiği ve dönüşüme uğratıldığı ilk kapı orası.

AKP açısından, eğitimin temel amacı ve görevi, "toplumsal dönüşümü" İslamcılık üzerinden kurmak.

Bunun içinde müfredatlar daha çok dinselleşiyor, okullar ise imam hatipleştiriliyor. Eğitim alanı, eleştirel düşüncenin, sorgulayan aklın, bilimselliğin ve laiklik değerlerin dışlandığı alana dönüşüyor.

Çünkü AKP'nin eğitim ideolojisinin merkezindeki kurucu ana fikrini; "geleceğin dinine, davasına, halifesine, kinine sahip dindar neslini eğiterek hazırlamak" olarak özetleyebiliriz. Bu eğitim ideolojisinin temel çimentosu da dindir.

Artık eğitim, çok yönlü ve çok aktörlü kuşatma altında. Çocuklarımız ve veliler bu gerici kuşatmanın mağduru olarak, kendilerini dinci mengeneyle sıkıştırılmış, mutsuz ve geleceklerinden endişeli hissediyorlar.

Eğitimde MEB, Diyanet ve Cemaatler Bloku

Önümüzdeki süreçte, eğitim alanında MEB'ten daha çok, Diyanet, İslamcı Vakıf, dernek ve cemaatlerin okullardaki yatay işbirliğine tanık olacağız.

MEB, Diyanet ile İslamcı vakıf, ve dernekler arasında yapılan "Eğitimde İşbirliği Protokolleri", tarikatların okullarda örgütlenmesine ve "Değerler Eğitimi" adı altında çocuklarımızı dinci propagandayla teslim alacaklarının en temel göstergesi. Böylece okullar giderek, devlet ve cemaatler eliyle İslamcı hegemonya kurma alanına dönüşecek.

AKP'nin eğitim ideolojisi bir yandan yurttaşlık yerine, biat etmeye alıştırılmış kulluk tahayyül ederken, diğer yandan da kapitalist dünyaya, hak ve sınıf bilincinden mahrum kalmış, "şükür ve kader" arasına sıkıştırılmış modern köleler yaratmak amacını taşır.

Dolaysıyla, laiklik ve eğitim alanı önümüzdeki süreçte mücadelenin daha çok yoğunlaşacağı ve yaygınlaşacağı zemine dönüşecek gibi görünüyor.

Laik eğitim talebi sokakta

Bir yandan haklar gasp edilirken, diğer yandan eğitimin içeriği, uygulamaları daha da dinselleşiyor, bilimsellik yok ediliyor. Eğitimin kurumsallaşması ise dine dayalı yeni okullaşma (imam hatipleşme) stratejileriyle, laikliğe, din, vicdan ve inanç özgürlüğüne, çocuk haklarına ve temel insan haklarına aykırı yönde gelişiyor.

Müfredatlar cihat ve şeriatçı kavram ve dogmalarla besleniyor. Okullar medreselere dönüştürülürken, çocuklar ensarcılara teslim ediliyor. Cep ve cemaat arasına sıkıştırılmış eğitim sisteminde, paran kadar eğitim ve daha çok din, daha az bilimsellik dayatılıyor.

Dolaysıyla, okulların yeni eğitim ve öğretim yılına açılma öncesinde, Eğitim Sen, Alevi kurumlarının çağrıcısı olduğu mitinge, birçok demokratik kitle derneği, sendika, meslek odası, yöre derneği, siyasi parti ve örgütün destek vermesi ve sokakta bu haklı talebin toplumsallaşmasına zemin yaratmak için önemli bir adım ve başlangıç.

Sokağın Talepleri;

  • Laiklik, eşitlik, çoğulculuk, nesnellik, objektif ve eleştirel düşünce ilkeleriyle uyumlu olmayan müfredatlar kaldırılmalı,

  • Eğitimde mezhepçi, cinsiyetçi, ayrımcı, asimilasyoncu, tek tipleştirme ve toplumsal gerilim kaynağı eğitim politikalarına son verilmesi,

  • AİHM kararlarının uygulanması,

  • Zorunlu/seçmeli din derslerinin kaldırılmasını, müfredatların laik, bilimsel, eşit, çoğulcu ve kamucu ölçülere göre hazırlanması,

  • Okulların imam hatipleştirilmesine son verilmesi,

  • MEB'in, Diyanet ve siyasal İslamcı yapılar ve cemaatlerle imzaladığı "Eğitimde İşbirliği Protokolleri" iptal edilmesi,

  • Laik, bilimsel, kamusal, parasız ve anadilde eğitim hakkının kabul edilmesidir.

Bu taleplerin karşılık bulması ise, ancak demokratik toplumsal muhalefet dinamiklerinin, laiklik ve eğitim alanında birleşik mücadeleyi örgütlemeleri, önemsemeleri, toplumsallaşmasını öncelikleri arasına koymalarıyla mümkün olacaktır.

 
a45UyF587661-170908003454 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/09/08  08:17 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Diyelim ki vatan sevgisi...
Eger bize Ataturk un vatan sevgisini ogretmemis olsalardi, soyle derdik
vatan sevgisini soranlara:
...Seyahat ederseniz Dogu ve Orta Anadolu ya geldikce Once vatan yazdigini da gorursunuz.
Yani bunlar tek parti doneminden kalan zorla halkin kendi inanc degerleriyle butunlesmemis bir dunya sistemini halka zorla kabul ettirmektir...

(Abdullah Gul-1992)

Fussilet-34 Iyilik ve fenalik bir olamaz. Sen fenaligi en guzel sekilde karsila. O zaman aranizda dusmanlik bulunan kimse ile bile yakin dost oldugunu gorursun. Bu ayet e karsilik ise;

Sura-40 Bir kotulugun karsiligi ona denk bir kotuluktur. Fakat kim affeder ve barisirsa onun mukafati Allah a aittir. Suphe yok ki o zalimleri sevmez.

Bakara-179 Ey akli erenler! kisasta sizin icin hayat vardir... veya

Maide-45 O kitapta cana can, goze goz, buruna burun, kulaga kulak, dise dis ve yaralara karsi yaralari odesme yazdik. Fakat kim sadaka olarak bagislarsa, bu ona kefaret olur... yazilmaktadir.

Bana Adini Sor

11 Mart 2015

Gectigimiz gunlerde, bu tanitim yazisini yazmak icin 13 Mart ta vizyona girecek Bana Adini Sor un on gosterimindeydim. Biz unluler pek cok seyi halktan once gorme imkanina sahip oluyoruz ve bu harika bir duygu. Tabi unlu olmanin dezavantajlari da var. Yolda rahat rahat yuruyememe, gece kulubu cikisinda $ikistirilma, magazin basininin devamli takibinde olma gibi... Ama bunlar hic basima gelmedi nedense. Birileri benim unlu oldugumu bu insanlara soylemeli.

Bana Adini Sor bir ask hikayesi gibi basliyor. Yetistirme yurdundan iki yakin arkadas, Yasemin ve Hakan, yillarca hic ayrilmadan 30 lu yaslara yaklasmislar. Iliskileri dostluk gibi gorunse de, Yasemin Hakan i obur turlu de sevmektedir. Bir de hayatlarina Merve isimli biri girer. Ve ask ucgeni start alir.

Rahat rahat yayilmis cay ve kurabiyeler esliginde filmi seyrederken (biz unlulerin boyle bir ayricaligi var) Hakan in hal ve hareketleri yuzunden sinirlerim bozuldu. Yasemin (Ozge Borak) kendisini sevmesine ragmen Hakan bunu fark etmiyor. Ona adeta bir baci gozuyle bakiyor. Dikkat buyurun, baci gozuyle baktigi kisi Ozge Borak. Okuyucularimizin daha iyi anlamasi icin buyuk harflerle yazayim: OZGE BORAK. Hala bir seyler netlesmediyse google > search > Ozge Borak.

Bir insanin Ozge Borak a baci gozuyle bakabilmesi icin onun gercekten bacisi olmasi gerekir. Obur turlusu esyanin tabiatina aykiridir. Ama Hakan, tabiat kanunlariyla alay edercesine, skolastik bir zihin yapisiyla, Yasemin e sevgili gozuyle bakmiyor. Uc gunluk bes gunluk hadise degil, neredeyse 20 yil boyunca anlamamis Yasemin in kendisini sevdigini!

Hakan sen iyi misin? Iyi misin sen Hakan? Nasil hayatlar yasiyorsunuz siz ya? Bir kiz benden hoslanacak ve ben bunu fark etmeyecegim oyle mi? Ben boyle bir durumda en ufak ipucuna bile devasa anlamlar yuklerim. Otobuste akbilini uzattigim kiz bana gulumsese bundan mana cikaririm, dogacak cocuklarimiza isim dusunurum, arkadaslara hatunun teki pis yazdi bana derim. Nasil insanlarsiniz Hakan, anlamiyorum sizi Hakan, bu hoyratligi cozemiyorum Hakan.

Yaninda Ozge Borak varken bir de bu Hakan in hayatina Merve (Basak Parlak) giriyor. Kurban oldugum Allah verdikce veriyor. Kiza tam araba carpacakken Hakan kiza sarilarak kurtariyor, sonra firsat bu firsat deyip sarildikca sariliyor, Hakan amacini asiyor, Hakan hoyratlasiyor, Hakan capkinligin kitabini yaziyor. Vay arkadas. Biz ayni durumda kizi sarilarak kurtarsak yuru git pis herif, birak araba carpsin bana, dokunma sen der. Ama Hakan da seytan tuyu var.

Pek cok Turk gencinin bir sevgili bulamadan yillar gecirmesi iste bu Hakan lar yuzunden. Normalde evrende bir denge var. Dunyada ortalama her bir erkege bir kadin dusuyor. Ben niye yalnizim, benim hakkim nerede diye sizlaniyorsaniz, sizi Hakan la tanistirayim. Bravo Hakan, al Yasemin i de sen al, Merve yi de sen al, buyur Nebahat da senin olsun, genc adamsin Buse ve Ilknur da yaninda dursun. Biz kimiz ki? Kimiz ki biz?

Iste bu ask ucgenini, yer yer gulerek yer yer duygulanarak, cogunda Hakan a ofke dolu bakislarla izlerken filmin yarisindan sonra isler bambaska bir hal aliyor. Hikaye sadece bir ask hikayesi degilmis, tuhaf seyler oluyor. Vay arkadas neler donmus diyorsun, ama surprizini kacirmamak icin soyleyemem.

Son sozum Merve ye. Hakan seni arabanin onunden cekip kurtardiginda uzun uzun sarildiniz, sonra sana yemege cikmayi teklif etti ve kabul ettin. Yarin obur gun ayni durumda ayni hareketi ben yaparsam ve sen kabul etmezsen yakana yapisirim, samimiyetini sorgularim, rencide ederim. Haberin olsun.

http://beyinsizadam.net/turkiyede-bilim-neden-ilerlemiyor/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder