29 Eylül 2017 Cuma

DANIŞTAY, 'MÜHÜRSÜZ OY' BAŞVURUSUNA 5 AYDIR CEVAP VERMİYOR!

Birileri yasa dışı bir iş yaparsa, yani suç işlerse ne yaparsınız?
Mahkemeye verirsiniz değil mi?
Peki hakim ve savcılar suç işlerse ne olur?
HSYK'ya şikayet eder, bunların da yargılanmasını istersiniz.
HSYK kılını kımıldatmazsa, yargı taraf tutarsa?
Peki ya Yüksek Yargı mensupları yasa dışı işler yaparsa ne olur?
Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayışta üyeleri hatta topluca her bir mahkemenin kendisi suç işlerse ne olur?

Dünya kaşınıyor..
Büyük bir nüfus azaltma projesi pişirilip kotarılıyor.
Yine Avrupa ve Ortadoğu bu işin odak noktasında.

Fakat kör talih bu sefer ülkemizin tepesinde kuş kadar beyni olmayan liderler, ve beynini imamlara kiraya vermiş bir politik kadro var.
Boku yedik.

Asım Can Gündüz&Sevda Demirel - Boku Yedik - Boku Yedik -Star TV (1992)

https://www.youtube.com/watch?v=Kciu_LMJtNk
Peki ya, ülkemizde bulunan irili ufaklı bütün yönetim kurulları ve meclislerinin en büyüğü ve en yetkilisi Türkiye Büyük Millet Meclisi suç işlerse ne olur?
Ne mi olur?
Boku yeriz!...
Resmen boku yeriz.
Artık şikayet edecek bir yer yoktur çünkü.
Çözüm yoktur, hak arama yolları tükenmiştir.

Artık isyan etmek, karşı koymaktan başka bir yol kalmamıştır.
İşte ülkemizin halen karşı karşıya kaldığı en büyük sorun budur.
Ülkemizde hak arama yolları tükenmiştir.
Mahkemeler hak ve adaleti sağlayamamaktadır.
Mahkemeler doğrudan haksızlık ve adaletsizliklere temel olmaya başlamıştır.
İktidar sahipleri, oligarklar mahkemeleri kötüye kullanarak kendilerine haksız menfaat temin etmeye, halkın aciz kesimleri üzerinde baskı ve zulüm yapmaya başlamıştır.

Uluslar arası kabullere göre böyle bir ülkede halkların isyan etme, direnme hakkı vardır.
Böyle bir ülkede yapılan isyanlar haklı görülür, ayrılıkçı hareketler haklı görülür, desteklenir, isyancılar mağdur ve mazlum görülür.
Böyle bir ülkenin hükumeti ve devleti uluslar arası toplum tarafından marjinalize edilir, dışlanır, ekonomik, siyasi ve askeri yaptırımlara maruz kalır.

İşte ülkemizin giderek sıkıştığı kurt kapanı budur.

Ülkemizin tepesine çöreklenmiş olan AKP parti hükumetleri devleti demokrasi, hukuk ve insan hakları dışına doğru taşımaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti giderek uluslar arası toplumda meşruiyetini yitirmekte, haklılık ve yasal olma zeminini yitirmektedir.

Çok uzun yıllardır ülkemizde yürütülen ayrılıkçı hareket AKP hükumetlerinin yarattığı iklim sayesinde bu şekilde haklılık ve yasallık zemini kazanmaktadır.
Giderek işler kontrolden çıkmaktadır.

Bu nedenle en kısa sürede artık ülkemiz sırtında yük olmaya başlamış RTE başta olmak üzere AKP kadrolarından, diğer cemaatçi kadrolardan kurtulmak, devleti yeniden demokrasi, hukuk ve insan hakları zemininde yapılandırmak gerekmektedir.
Özellikle devletin denk bütçe ilkesine göre ekonomik yaşamda yeniden pozisyon alması çok önemlidir.
Cari açıklar ve bütçe açıkları ülkemizi tıpkı Osmanlının Duyun-u Umumiye'ye teslim olmasına benzer bir duruma sürüklemiştir.
Aksi halde önümüzdeki dönemde tıpkı bir zamanlar Irak'a yapılan muamelelerle karşılaşmak tehlikesi vardır.

NeoOsmanlı olalım, büyüyelim derken daha küçük ve hayli hırpalanmış bir Türkiye ile karşılaşmak tehlikesi oldukça kuvvetlidir.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


DANIŞTAY, 'MÜHÜRSÜZ OY' BAŞVURUSUNA 5 AYDIR CEVAP VERMİYOR!

29.09.2017

Anayasa değişikliği için 16 Nisan 2017'de yapılan halkoylamasında yasa dışı karar veren YSK'nin Danıştay'dan gelen üyeleri için yapılan şikâyete Danıştay Başkanlığından 5 aydır yanıt verilmedi.

Danıştay, 'Mühürsüz oy' başvurusuna 5 aydır cevap vermiyor!

Avukat İsmail Sami Çakmak'ın, 26 Nisan tarihinde Danıştay Başkanlık Kuruluna sunulmak üzere Danıştay Başkanlığına verdiği dilekçede, YSK'nin Danıştay'dan gelen üyeleri Erhan Çiftçi, Zeki Yiğit, İlhan Hanağası, Nakiddin Buğday, Yunus Akın'ın halkoylaması sürerken, "mühürsüz zarf ve oy pusulalarının geçerli sayılacağı"na ilişkin bir karar vererek anayasal ve yasal açısından suç işlediklerini belirtmiş, şikâyet olunan kişiler hakkında soruşturma yapılmasını istemişti.

Cumhuriyet'in haberine göre Avukat Çakmak, bu dilekçesine, dilekçe hakkının kullanılmasına ilişkin yasadaki sürenin çok aşılması, aradan geçen 5 aydır kendisine bir yanıt verilmemesi üzerine yeniden Danıştay Başkanlığı'na başvurdu. Çakmak, başvuru dilekçesinde, şunları dile getirdi:

"Dilekçemin kaybolmuş olmasından veya başka evraklarla karışarak bir başka dosyaya girmiş olmasından veya hukuki veya fiili bir imkânsızlıktan kaynaklandığı konusunda haklı olarak ikircikliğe düştüğüm ve bir değerlendirme yapılmazlıkla karşı karşıya kaldığım nedeniyle ve başvurumdan başlayarak tarafıma olağanı ve alışagelmişi çok aşan bir süre de geçmiş bulunduğu nedeniyle başvurumu yineliyorum."

https://www.birgun.net/haber-detay/danistay-muhursuz-oy-basvurusuna-5-aydir-cevap-vermiyor-181869.html

 
a45UyF587661-170929125729 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/09/29  14:04 1  39  3-ekim-dernegi@googlegroups.com


 
--

Ne kadar buyuk ya da kucuk olursa olsun, dusmaninizin gucunu hafife almayin, bir gun zarariniza olabilir.

Sicak siddetlendigi vakitte salat(-i Zuhru) (namaz kilmayi) serinlige birakiniz.
Zira sicagin siddeti Cehennem in kaynamasindandir.
Nar(-i Cehennem) Rabbine ($ikayette bulundu, ve):
- Ya Rab, beni ben yiyorum.(izin ver) - dedi.
Allahu Teala da iki def a nefes almasina izin verdi.
Nefesin biri kisin, digeri yazin.
En cok maruz oldugumuz sicak ile sizi en ziyade usuten zemherir (iste budur)

Buhari nin Ebu Hureyre den rivayeti icin, Diyanet yayinlarindan Bkz.Sahih-i Buhari Muhtasari ...
cilt 2, sh.476 H.321

Turk ler Arap larin dinini kabul etmeden evvel de buyuk bir millet idi.
Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Araplarin, ne ayni dinde bulunan Acemlerin ve ne de Misirlilarin vesairenin Turk lerle birlesip bir millet teskil etmelerine hicbir sekilde tesir etmedi..
Bilakis, Turk milletinin milli rabitalarini gevsetti, milli hislerini, milli heyecanini uyusturdu.
Bu pek tabii idi.
Cunku Muhammed in kurdugu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde samil bir Arap milliyeti siyasetine muncer oluyordu.
Bu arap fikri ummet kelimesi ile ifade olundu.
Muhammed in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaga hayatlarini Allah kelimesinin her yerde yukseltilmesine hasr etmege mecburdular.
Bununla beraber, Allah a kendi lisaninda degil Allah in Arap kavmine gonderdigi Arapca kitapla ibadet ve munacatta bulunacakti.
Arapca ogrenmedikce Allah a ne dedigini bilmeyecekti.
Bu vaziyyet karsisinda Turk Milleti bir cok asirlar ne yaptigini ne yapacagini bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasini bilmedigi halde Kuran i ezberlemekten beyni sulanmis hafizlara donduler

ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Medeni Bilgiler kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder