13 Ocak 2020 Pazartesi

MUSTAFA'M BİR GÜN DÖNER DİYE... ÖLENE KADAR HER ÖĞÜNDE SOFRAYA BİR TABAK FAZLA KOYDU.

Arap dölleri ile Ermeni, Rum tohumları nereden bilecek?
Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

MUSTAFA'M BİR GÜN DÖNER DİYE... ÖLENE KADAR HER ÖĞÜNDE SOFRAYA BİR TABAK FAZLA KOYDU.

Mustafa karlı bir kış günü iki bacağı üzerinde koşarak ayrıldığı köyüne dokuz yıl sonra güneşli bir bahar sabahı tek bacağı üzerinde girdi. İki kolunda koltuk değnekleri üzerinde Cafer Kumandanın hediye ettiği üniforma… İçinde derinlerinde her geçen gün büyüyen özlem… Ana şefkati yar kucağı evlat kokusu…

Eksikte olsa dönmeyi başarabilen az sayıda vatan evladından biriydi Mustafa. Dokuz koca yıl boyunca yaşadıklarını gördüklerini duyduklarını kan ve barut kokan topraklara gömdü. Acılarını yüreğindeki derin kör kuyuların içine sakladı.

Köyün taşlı yollarından çeşme başına yaklaştıkça ne eksik bacağını hisseder oldu ne de dokuz yılın hediyesi tüberküloz'un genzinde hissettirdiği kan kokusunu. Tek bacağı üzerinde ilerledikçe vuslatın sıcaklığını hissetmeye başladı.

Mustafa çeşme başına oturup biraz soluklandı kana kana su içti. Az sonra merkebiyle yanına köy eşrafından eski imam Halil Emmi yaklaştı. Üniformalı birini görmek heyecanlandırdı Halil Emmi'yi. Giden kolay kolay gelmezdi geri. Uzunca Mustafa'nın gözlerine baktı… Yüzünü okşadı saçlarını okşadı. Dudakları belli belirsiz titremeye gözleri dolu dolu nemlenmeye başladı. Hırıltılı bir ses tonuyla ağzından tek bir kelime çıktı dışarı. Sanki dokuz yıldır mahpustu ağzında… Mustafa'm…

Sarıldılar doyasıya… Hıçkırarak ağlayan Mustafa şaşırdı haline hala dökecek gözyaşım kalmış diye mırıldandı içinden kendi kendine.

Halil Emmi bir şey söylemeden kolundan tutup biraz ilerideki evine götürdü Mustafa'yı. Avlunun tahta kapısından içeri girip tahta bir sandalyeye oturttu. Halil Emmi'nin ağlaması hala son bulmamıştı. Kendini biraz toparlayıp beyaz mendiliyle gözlerini sildi. Hafif bir tebessümle: " Hoş geldin Mustafam Nasılsın?" diyebildi.

Mustafa sessiz bir şekilde "şükür" dercesine sağ elini kaldırıp iki göğsünün ortasına koydu. Yorgun gözlerle Halil Emmi'nin gözlerine baktı. Heybesinden bir zarf çıkarıp Halil Emmi'ye uzattı.

Köydeki okuma yazma bilen birkaç kişiden biri olan Halil Emmi zarfı açtı okumaya başladı. Cafer Kumandan'ın imzasıyla biten mektup Mustafa'nın Tüberküloz olduğunu Çanakkale'de bir bacağını kaybettiğini ve artık konuşamadığını bildiriyordu. Yetmiş yaşındaki Halil Emmi nice savaşlar görmüş açlık çekmiş tarifsiz acılar yaşamış biriydi fakat biraz sonra Mustafa'ya anlatacaklarının acısı her şeyin üzerine taht kurup oturacaktı.

- Mustafa'm… Yiğidim… Anlıyorum hissettiklerini heyecanını. Yıllar önce bende köyüme dönüp aileme kavuştuğumda gayri ölüm de gelse hoş gelsin derdim. Siz köyden ayrıldıktan üç yıl sonra annen vefat etti. Karın Zehra bebeğiyle ortada kaldı. Sizden bir haber alınamayınca öldünüz sandık. Ne bir mektup geldi ne bir haber ne de gidip de geri dönen biri. Ortada kalan muhtaç kadınlar harbe giden erkeklerin yakınlarıyla evlendirildi. Zehra'da küçük kardeşin Hasan ile evlendi. Bir çocukları oldu. Senin oğlun Ali'de Hasan'ı babası biliyor. Ama artık Ali demiyorlar Mustafa diye değiştirdiler adını. Halil Emmi yutkuna yutkuna hıçkıra hıçkıra olan biteni anlatmaya devam etti.

Mustafa duydukları karşısında önce tepkisiz kaldı. Göz damarlarının kızardığı fark ediliyordu. Artık daha acısını yaşamam dediği her olaydan sonra daha katmerlisini yaşamıştı dokuz yıl boyunca. Ayağa kalktı… Koltuk değneklerine tutunup kapıya yöneldi. "Nereye oğul?" diye seslendi Halil Emmi. Mustafa mektubu uzatıp parmağıyla bir yeri işaret etti. Parmak ucunun gösterdiği yerde "Kolağası Cafer" yazıyordu. Halil Emmi anladı Mustafa'yı… Geldiği yere geri dönecekti.

O gün Halil Emmi Mustafa'yı bırakmadı. Geceyi beraber geçirdiler. Gece geç saatlere kadar Cafer Kumandan'a bir mektup yazdı Halil Emmi. Tüm olan biteni uzunca anlattı. Sabahın ilk ışıklarıyla yine hıçkıra hıçkıra yolcu etti Mustafa'yı. Heybesine biraz para biraz azık. Mustafa'yı Halil Emmi'den başka köyde gören olmadı.

SONRASI

Mustafa sekiz günlük bazen yaya bazen katır üstünde zorlu bir yolculuğun sonunda Cafer Kumandan'a ulaştı. Halil Emmi'nin mektubunu okuyan Cafer Kumandan her şeyi öğrendi. Mustafa'yı evine aldı. Kendi evlatlarına göstermediği şefkati Mustafa'ya gösterdi. Mustafa her geçen gün daha da durgunlaştı. Hareketleri anlamsızlaştı. Bir müddet sonra akli dengesini kaybetti. Tüberkülozu ağırlaştı.

Mustafa yağmurlu bir tan vakti sabah ezanı okunurken Cafer Kumandan'ın kollarında hayata gözlerini kapadığında 29 yaşındaydı.

Ve karısı Zehra… Mustafa'm bir gün döner gelir diye ölene kadar her öğünde sofraya bir tabak fazla koydu. Zehra 64 yaşında vefat ettiğinde avucunda Mustafa'sının mendili vardı.

Saygı ve sevgi ile... 28 Nisan 2017-Denizli / Özkan SARI

http://blog.milliyet.com.tr/mustafa-m-bir-gun-doner-diye-olene-kadar--her-ogunde-sofraya-bir-tabak-fazla-koydu/Blog/?BlogNo=559715

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Milletlerin tarihinde bazi donemler vardir ki belli amaclara erisebilmek icin madd ve manev ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve ayni dogrultuya yoneltmek gerekir.
Yakin yillarda milletimiz boyle bir toplanma ve birlesme hareketinin onemli sonuclarini kavramistir.
Memleketin ve devrimin iceriden ve disaridan gelebilecek tehlikelere karsi korunmasi icin butun milliyetci ve cumhuriyetci kuvvetlerin bir yerde toplanmasi gerekir.
Ayni cinsten olan kuvvetler ortak amac yolunda birlesmelidir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

139. HUKUMDARLARI KORKUDAN, VICDAN AZABINDAN KURTARARAK DOGRU YOLDAN SAPMALARINI, DIN KOLAYLASTIRIR

Ruhanilerin dalkavuklari, hukumdarlari, kargasalik cikararak zorbalara cevirmeyi basarirlarsa, ote yandan zorbalar da, ister istemez buyuklerin ahlakini bozarlar. Haksiz, soysuz, erdemsiz olan ve keyif ve arzusundan baska yasa tanimayan bir hudavendin eli altindaki bir milletin ahlakinin bozulmasi zorunludur. Bu hudavend, cevresinde dogru, aydin, erdemli kisilerin bulunmasini ister mi? Hayir; ona yalniz dalkavuklar, "evet efendim"ciler, taklitciler, kullar, suyuna giden asagilik ve alcak ruhlar gereklidir. "Mabeyin"i, ahlak bozuklugunu asagi tabakalara bulastirir ve yayar. Baskani kotu ahlakli olan bir hukumette herkes bulasici yolla kotu ahlaka zorunlu olarak tutulur. Cok once denilmistir ki, hukumdarlar, kendi yaptiklarini yapmayi emrediyor gibidirler.

Din, hukumdarlar icin bir dizgin olmak soyle dursun, tersine, onlari korku ve vicdan azabi duymaksizin, kendileri icin oldugu kadar yonettikleri millet icin de kotu taskinliklara sevk etti. Insanlar, hicbir zaman cezasiz kalinarak aldatilmaz. Insanlari aldatmanin cezasi mutlaka cekilir. Bir hukumdara bir ilah oldugunu soyleyiniz; hemen, kimseye muhtac olmadigina inanir. Elverir ki, kendisinden korkulsun; sevilmeye az onem verir. Ne duzen ve usul tanir, ne uyruguyla iliskilerini, ne onlara karsi gorevlerini. . .

Hukumdara, eyleminden dolayi Allah'tan baska hickimseye hesap vermek zorunda olmadigini soyleyiniz; hemen, "hic kimseye" hesap vermek zorunda degilmis gibi hareket eder!

- - - - - - - - - - - - -
Iceride on ikisi de ofkeyle bagiriyor, on ikisi de birbirine benziyordu.
Artik domuzlarin yuzlerine ne oldugu anlasilmisti.
Disaridaki hayvanlar, bir domuzlarin yuzlerine bir insanlarin yuzlerine bakiyor ama onlari birbirlerinden ayirt edemiyorlardi.

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Butun bu musibetlerin icinde lanetleyen insanligi En kotusudur Dinin tiranligi.

DEFOE,DANIEL (1660-1731) Ingiliz yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder