9 Ocak 2020 Perşembe

AFYONCU TEVFİK FİKRET’TEN BAŞLAYIP AYDINLARA SALDIRDI

Konu yine II. Abdülhamit.
Peki II. Abdülhamit kimdir?

Şansılı birinin pipisinden yine şanslı birinin kukusuna fışkırtılmış bir kişidir.
Mutlak bir monark, bir sultan, bir padişah olarak iktidarı kucağında bulmuştur.
Ancak, onun için kötü bir şans eseri olarak önce Jön Türkler, sonra İttihat ve Terakki Derneği(henüz dernektir), ve bütün bunların en tepesinde yer alan Mithat Paşa onu önüne bir anayasa koymuştur.
Adam, adamın ataları anayasa neyim bilmemiş, bilmeden yaşamıştır.
Bu yönüyle bir hafifletici sebep bulmak mümkün.
Ancak, artık dünyada ve Avrupa'da anayasalar vardır.

Anayasalar ne getirir.
Meclis getirir.
Halkın meclis aracılığı ile denetimini getirir.
Sultanların sultasını sınırlar.
Sultanları denetler.
Hatta hanedandan kimlerin sultan olacağını dahi belirler.
Suç işleyen hanedan üyelerini yargılar.
Bütün bunlar için bir sürü denetim kurumu kurar.
Bunlar günümüzde Sayıştay, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Yüce Divan gibi isimlerle anılır.

İşte bu fışkırma şanslısı abimiz bütün bunları kendisine yönelik bir dayatma, bir zorlama olarak görmüş ve ömrü boyunca buna karış mücadele etmiştir.
Ve bütün bu macerada kendisine bir anayasa dayatan o meşhur dernek/parti olan İttihat ve Terakkiyi can düşmanı bilmiş, onunla mücadele ederken ülkede ne kadar işbirlikçi liberal, mürteci, bölücü varsa onlarla işbirliği yapmıştır.

Aynı zamanda bu fışkırma şanslısı abimiz, kendisine bu nizamı dayatan bütün kişileri de can düşmanı bilmiş ve başta Mithat Paşa olmak üzere bunların bir bir halledilmesi için çaba harcamıştır.
Elbette bu çabalar kanlı olmuştur.
Bu yönüyle eli elbette kanlıdır.

Peki bunca kan banyosunda biz kimin yanında saf tutmalıyız.
Elbette demokrasi talebinde bulunan, bunun için mücadel edenlerden yana olmak zorundayız.

Evet, sonradan üçlü yönetim döneminde zırvalamış, işin bokunu çıkarımış olsalarda İttihat ve Terakki mutlak monarşiye karşı meşruti monarşi, bir anayasa, bir meclis, ve bu anayasanın gerektirdiği bütün anayasal kurumlar için mücadele etmesi nedeniyle yanında durmamız gereken bir fikir, bir dernek, bir partidir.
Elbette ilk meclis seçildikten hemen üç yıl sonra bu meclisi fesh eden, ve anayasayı ilga eden, bu suçlarını işlerken pek çok aydın, demokratın kanına giren II. Abdülhamit'i düşman bilmemiz gerekir.

Devran dönmüştür.
Artık o tarihte görülen mutlak monarkların, sultan ve padişahların dönemi bitmiştir.
II. Abdülhamit ise bunu görmemiş, anlamamış, ve bu olumlu dönüşüme direnmiştir.
Konu tarih olsaydı bu işi burada noktalar, bu zavallı monarkı da tarihte bulunduğu yerde yalnız başına bırakırdık.

Ancak, Türk tarihinin ilk demokratik deneyimine karşı şiddetle mücadele eden bu sultanı bir mağdur, bir darbe mağduru göstermeye yeltenen dahili ve harici bedhahlar ortaya çıkınca söylenmesi gereken sözler var.
Bu fışkırma şanslısı abimiz ülkenin ilk meclisini açıldıktan üç yıl sonra kapatmış ve 30 yıl kadar bir süre de ataları gibi mutlak bir monark olmaya yeltenmiştir.
Bunca olay sırasında çok fazla kan akmıştır.
Elbette biz kanı akıtılan demokratların yanında olmak zorundayız..

VE son olarak ülkemizede cahil kitleleri harekete geçirmek, kandırmak için sıkça kullanılar şu vatan haini olmak, yabancıların ajanı olmak argumanına gelelim.
Biz burada kimin işbirlikçi, kimin hain olduğunu anlamak için yaptığı işlere ve söylediği sözlere bakarız.

Sonuçları itibariyle II.Abdülhamit ülkenin daha iyi zemin ve zamanlara ulaşmasına engel olmuştur.
Ve bu yönüyle devletin  ve milletin pek çok trajedi yaşamasına da imkan vermiştir.
Bir mutlak monarkın bile 19. Y.Y. başlarında yapacağı tek şey anayasa, parlamento denetimine razı olmaktır.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

AFYONCU TEVFİK FİKRET'TEN BAŞLAYIP AYDINLARA SALDIRDI

Afyoncu Türk aydınını vatana ihanetle suçladı.

04-08-2019 15:07

AKP'li Turkuvaz medyanın amiral gemisi Sabah'ın 'tarihçi' yazarı Erhan Afyoncu aydınlara saldıran bir yazı kaleme aldı.

Televiyonlarda 'tarih' programlarında boy gösteren yazar Afyoncu Tevfik Fikret'ten 'teröristleri alkışlayan' şair diye bahsederken; şairlerin II. Abdülhamid Adnan Menderes ve Turgut Özal'a yönelik eleştirilerine karşılık da "Halkın yöneticilere sevgisi ne kadar çoksa entellerimizin nefret ve kinleri de o kadar çoktur. " diye yazdı.

"Türkiye'de kendilerine aydın denilen enteller kendi milletinin değerlerine sırt çeviren kendi milletine kendi devletine kendi tarihine küfreden kişilerdir" satırlarını köşesine taşıyan Afyoncu Türk aydınını vatana ihanetle suçlayarak şu satırları yazdı:

"Aydın ihanetine başka ülkelerde de rastlanmıştır ama Türkiye'deki aydın geçinen entellerimizin ihanetlerinin ve milletlerine yabancılaşmalarının dünyada eşi benzeri yoktur. İhanette sınır tanımayan aydın müsveddelerinin farkında olmadıkları durum tarihin en büyük üç imparatorluğundan biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nu kuran Türk milletinin üç-beş tane entele ve fantezilerine boyun eğmeyeceğidir. "

Aynı zamanda Milli Savunma Üniversitesi Rektörü olarak atanan medyatik tarihçi Erhan Afyoncu'nun "Bizde teröriste 'şanlı avcı' diyen Tevfik Fikretler bitmez" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

"Bizde teröriste 'şanlı avcı' diyen Tevfik Fikretler bitmez

Sultan Abdülhamid'e 1905'te suikast düzenleyip 26 kişinin ölümüne sebep olan bombacı teröristlere alkış içimizdeki bir şairden (Tevfik Fikret) gelmişti. Bu kafa yapısında olup dünyayı kurtardıklarını sanan entellerimiz Türkiye aleyhtarı bildiriler yayınlayıp günümüzde terörü ve teröristleri övmeye devam ediyorlar

Ermeniler Avrupalılar'ın kışkırtmalarıyla 19. yüzyılın sonlarına doğru bağımsız olabilmek için Taşnak ve Hınçak komiteleriyle çeşitli isyanlar çıkardılar. Dönemin hükümdarı İkinci Abdülhamid Ermeniler'e taviz vermeyip bağımsızlık yolunu tıkayınca Ermeni teröristler sultanı en büyük düşman olarak gördüler.

* * *

Entelektüel (münevver/aydın) bilgisini paylaşıp yayarak halkını aydınlatan ve hakikat peşinde koşan ülkesinin dilini edebiyatını tarihini ve toplumsal değerlerini bilen kişidir. Bizde ise maalesef çok az entelektüel çok fazla entel vardır. Bizim entel geleneğimizin iki temel ögesi vardır. Birincisi "memlekete küfretme" ikincisi ise "özellikle devleti yöneten kişilere karşı nefret saplantısı".

Müstemleke aydınları olan entellerimiz rahmetli Durmuş Hocaoğlu ağabeyimizin de dediği gibi çok kolayca ihanet ve yabancılaşma hastalıklarına yakalanırlar. Maalesef bu hastalıklarının tedavisi de yoktur.

Türkiye'de halkın çok sevdiği devlet adamlarının entellerimizle yıldızları hiç barışmamıştır. II. Abdülhamid Adnan Menderes ve Turgut Özal birkaç örnektir. Halkın yöneticilere sevgisi ne kadar çoksa entellerimizin nefret ve kinleri de o kadar çoktur. Bunların iradeleri siyasi ihtiraslarının esiridir. Siyasi ihtiras oyunu oynayıp dururlar. Bütün gücün kendilerinde olması gerektiğine ve en doğruyu kendilerinin bildiğine inanırlar. Türkiye'de olupbitenler kendi istedikleri gibi değilse sinir krizlerine girerler. İnatla halkın benimsemediği ülke gerçekleriyle ve menfaatleriyle uyuşmayan uçukkaçık kendi düşüncelerini ön plana çıkarmaya çalışırlar. Her fırsatta saplantılı nefretlerini kusarlar. Halka ve devlet adamlarına hakaret ederler ve bunu ifade özgürlüğü diye savunurlar. Terörist seviciliklerini ise barış maskesi altında gizlemeye çalışırlar. Görünüşte siyasi iktidarın kusurlarını otoriteyi kötüye kullanmasını eleştirirler. Ancak dertleri kendi çevrelerinin çıkarlarını kollamaktır. Kin ve nefretleri hiç bitmez. Entelektüelin bilgilerini kullanarak iktidarların meşruiyet temellerini sorgulamasını devlet adamlarına ve devlete küfretmek olarak algılarlar. Milletin taleplerini devlet karşısında korumak yerine herkese ve her türlü milli değere küfrederler. Asılsız yaygaralarla dehşet ortamı yaratarak devleti ve devlet adamlarını yıpratırlar.

Türkiye'de kendilerine aydın denilen enteller kendi milletinin değerlerine sırt çeviren kendi milletine kendi devletine kendi tarihine küfreden kişilerdir. Ne kadar küfrederlerse o kadar büyük entel olduklarını sanırlar. Entel milletini tarihini devletini ve devlet adamlarını hiç beğenmez. Donkişot'un yel değirmenleriyle savaşması gibi bizim aydın müsveddelerimiz de kendi milletiyle kendi tarihiyle savaşırlar. Entellerimizin fantezileri hiç bitmez Bunların çoğu SSCB'nin çökmesiyle birlikte işsiz kalan eski komünistlerimizdir. Her fırsatta Türkiye aleyhtarı faaliyetlerde boy gösterirler. Ermeni tezlerini Türkiye'de yaymak için ellerinden geleni arkalarına koymazlar. Terörü ve teröristleri desteklerler. Türk'e zararı dokunacak ne varsa orada bit gibi biterler. Hiçbir milli idealleri ve vatan sevgileri yoktur. Türk milletine olan dinmez nefret ve kinlerinden beslenirler. Aydın ihanetine başka ülkelerde de rastlanmıştır ama Türkiye'deki aydın geçinen entellerimizin ihanetlerinin ve milletlerine yabancılaşmalarının dünyada eşi benzeri yoktur. İhanette sınır tanımayan aydın müsveddelerinin farkında olmadıkları durum tarihin en büyük üç imparatorluğundan biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nu kuran Türk milletinin üç-beş tane entele ve fantezilerine boyun eğmeyeceğidir. "

https://gazetemanifesto.com/2019/afyoncu-tevfik-fikretten-baslayip-aydinlara-saldirdi-284593/

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Turk kuvvet ve zekasinin yenmedigi ve yenemeyecegi gucluk yoktur.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

26. ALLAH'IN SONSUZLUGUNUN VE ILAHI ICYUZUNUN BILINMESININ IMKANSIZLIGI TANRISIZLIGA NEDEN OLUR VE BUNU HAKLI KILAR

Kuskusuz zihinleri daha cok karistirmak icin, ilahiyatcilar, Allah'larinin icyuzu ve gercegi hakkinda bir sey soylememeyi gerekli gorduler. Bize, Allah'in olanaksiz sifatlarindan baska bir sey soylemezler.

"Allah sonsuzdur, olumlu degildir" gibi soyutlamalar zoruyla gercek ve tam olgun bir zat olusturabilecekleri zehabinda bulunurlar. Oysa bu olusumdan sonuc olarak ortaya cikabilen, ancak hayali bir yaratiktir. Bir "ruh"tur, madde olmayandir. Bu, olumsuz bir varlik, asla sonu olmayan bir varliktir. Eksiksiz, hicbir eksigi olmayan tam bir varliktir.

Boyle bir fikirsizlik ve anlamsizlik yiginlarindan, gercek, kisa ve ozlu bir bilgiyi ictenlikle edinebilecek bir kimse var midir? Her dusunceyi olumsuz kilan, hicbir aklin kabul etmedigi sey, ademden (yokluktan) baska bir sey olabilir mi?

"Allah'in sifatini anlamak insan aklinin iktidari icinde degildir" iddiasinda bulunmak, Allah'in "insanlar icin yapilmamis" oldugunu (yani Allah'in insanlarla hicbir iliskisi olmadigini) teslim etmektir. Eger Allah'ta her seyin sonsuz oldugu temin olunursa, onunla yarattiklari arasinda hicbir iliski olmayacagi itiraf edilmis olur. Allah sonsuzdur demek, Allah'i insan icin bir "hic"e cevirmektir. Ya da en azindan, onu insan icin yararsiz kilmaktir.

Bize denilecek ki, "Allah insani akilli yaratti, ancak onu her seyi bilir olarak yaratmadi". Bundan su sonuc cikar: Allah insana tanrilarin icyuzunu anlayacak olcude genis yetiler vermedi. Bu durumda sabit olur ki, Allah insanlar tarafindan ne bilindi, ne de Allah bunu istedi. Is boyle olunca, bu yapilari yuzunden tanrilarin icerigi hakkinda bir fikir edinemeyen yaratiklara kizmaya, gucenmeye, Allah'in ne hakki vardir!

Kisisel yaratilisi geregi olarak bilemedigi, taniyamayacagi bir seyi bilemediginden, tanimadigindan dolayi, bir tanritanimazi, yani bir Allah'in varligini kabul etmeyen kimseyi cezalandirmis olsaydi, Allah hic kuskusuz zorbalarin en haksizi ve en tuhafi olurdu.

- - - - - - - - - - - - -
Insan ile hayvanlarin ortak cikari vardir, birinin dirligi oburlerinin de dirligidir, diyen cikabilir.
Onlara sakin kulak asmayin.
Hepsi yalan.
Insanoglu, kendinden baska hicbir yaratigin cikarini gozetmez.
George Orwell Hayvan Ciftligi

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Kosnullugun ruhanilestirilmesine ask denir Iste Hiristiyanliga karsi en buyuk zafer.

VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder