15 Ocak 2020 Çarşamba

RABOVA VE MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ NEDİR?

Elin arabı için yas tutanlara söylüyorum.
Soyu kurutulmuş atalarınızın yasını tutun.
Ve atalarının soyunu kurutanlara olan nefretinizi hatırlayın.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


================================

RABOVA VE MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ NEDİR?

TARİHİMİZDE AZ BİLİNEN İKİ OLAY

"Tarihini unutan milletlerin coğrafyasını başkaları çizer...

" RABOVA VE MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ NEDİR?

Okullarımızın tarih dersinde pek anlatılmayan ya da sığ olarak yazılan bu iki konuya kısaca değinmek istedim.

RABOVA TALKAN ve CURCAN katliamları.

Bu konulara inanmak istemeyenler ciddi araştırma yaparak öğrenebilirler.

Unutmamalıyız tarihi sorgulamadan kabul edenler sömürgecilerin yazdığı tarihi gerçek diye kabul etmek zorunda kalabilirler.

Tarih: 30 Eylül 1918.

Osmanlı I. Dünya Savaşı'nı kaybetmek üzereydi artık.

Alman Mareşal Liman von Sanders komutasındaki Osmanlı Ordusu Şam'ı boşaltıp Halep'e çekilme kararı aldı.

Şam'da binlerce Türk ailesi vardı…Binlerce kadın-çocuk Türk yollara düştü.

İnsan acımasızlığının boyutunu nereden bilsinler?

Tren Şam-Rayak demiryolunun geçtiği Rabova boğazında saldırıya uğradı.

Boğazın iki yakasını tutmuş ayrılıkçı Araplar silahlarla treni taramaya başladı.

Saldırganların gözü öylesine kin doluydu ki bir tek sağ çocuk bile bırakmadılar…Rabova katliamının olduğu her "30 Eylül" günü "MASUM ŞEHİTLER GÜNÜ" olarak anıldı.

Zamanla unutuldu gitti!

Sonra "Ermeni soykırımı" sözleri bilinçlere şırınga edildi!

Sonra "Rojava direnişi" lafları bilinçlere şırınga edildi!

Bırakınız "Masum Şehitler Günü" anmasını "Rabova kıyımını" bile bilen kalmadı.

*Araştırmacı yazar Soner Yalçın'ın çalışmasından derlenmiştir.

TALKAN VE CURCAN KATLİAMI

Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında bulunan bölge tarihi ipek yolu üzerindedir...

Türk beylikleri bu bölgedeki BUHARA SEMERKANT TALKAN BAYKENT gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar deri imal ediyor ve pamuktan kağıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı...

Bu üretimlerinin yanı sıra Altın madenleri çalıştırıyorlardı.

Özellikle adı zengin şehir manasına gelen Semerkant'ın zenginliğinin o devirde dillere destan olduğu söylenir...

Bu zenginlik öteden beri Talancı Arapların iştahını kabartıyorduysa da Türklerden çekiniyorlar ve araya sınır olarak koydukları Ceyhun nehrini geçmeye pek cesaret edemiyorlardı...

Çünkü daha önce Halife Osman zamanında Muhammed bin Cerir komutasındaki Araplar İslamı yayma bahanesiyle oraları talan etmek için 2700 kişilik bir ordu ile Fergane'ye kadar girdiyse de Türkler tarafından yok edilmişlerdi...

Ancak daha sonraları Muaviye tarafından Ceyhun nehrinin altında kalan Horasan'ın tamamıyla işgal edilmesi ile o bölgede ilk Araplaştırma ve İslamlaştırma girişimleri başlamış oldu.

Binlerce yıllık tarihi boyunca defalarca dünyaya hükmetmiş farklı imparatorluklar ile tarih sahnesinde kendisine yer edinmiş olan Türk ırkı dünya tarihinden asla çıkartılamayacak bir etki ve güce sahiptir.

Bu muhteşem bir birikimin söz konusu olduğu dünya tarihine kara leke oluşturacak olaylarda mevcuttur.

Bunlardan birisi de aslında bizim tarihimizde yaşadığımız bir durum olmasına karşın tarih kitaplarımızda pek fazla yer verilmeyen ancak dünyanın pek çok ülkesindeki tarih kitaplarında yer alan Türk soykırımı TALKAN ve CURCAN katliamı bulunmaktadır.

Dünya tarihine yansıyan skandal olaylar arasında yer alan Talkan ve Curcan katliamları Türk tarihi açısından ciddi bir soykırım niteliği taşımaktadır.

Farklı katliam olan bu katliamlarda yüz binlerce Türk hayatını kaybetmiştir.

TALKAN KATLİAMI

Araplar tarafından Türk toplumları üzerinde o güne dek yapılmış en büyük katliamların başında gelir.

Talkan Katliamı neticesinde toplamda 40 bin kadar Türk kılıçtan geçirilmiştir.

Özellikle de Talkan yolu üzerinde bulunan ağaçlara asılan Türkler' in asılı olduğu mesafe ise 24 kilometre gibi bir uzunluğa ulaşmıştır.

KUTEYBE BİN MÜSLİM ile yaptığı anlaşmada kendisi ve toplumu açısından herhangi bir güvence olmadığının farkına varan NEYZEK TARHAN diğer Türk Beyliklerinin her birine kendisinin gibi aldatıldığına dair uyarı mektupları gönderdi.

Bu gelişmelerden haberdar olan Kuteybe bin Müslim ise Belh isimli kentte hazırlıklarını tamamlayarak bahar aylarında ciddi bir silahlı güç ile Talkan kentine doğru hareket etti.

Bu tip bir saldırıya karşı herhangi bir hazırlıkları bulunmamasından dolayı Talkan kenti meliki Sehrek Kuteybe ve ordusunun gelmesinden önce Talkan' ı tamamen terk eder.

Bu sayede herhangi bir savaş girişiminde dahi bulunmadan şehri ele geçiren Kuteybe buna rağmen şehirde ne kadar eli silah tutabilecek erkek varsa hepsini kılıçtan geçirir.

Daha sonra Kuteybe hükümdar Nizek Tarhan'ın da boynunu vurdu ve onun başını Haccac'a yolladı.

Nizek Tarhan'dan sonra bölgede İslamiyet yayıldı ve eski dinini koruyanlar Budizm'den ayrılmayanlar ise "kafir" olarak sayıldılar.

Kuteybe bin Müslim ayrıca Nizek Tarhan'ın çocukları dahil ailesi ve silah arkadaşlarının da aralarında bulunduğu yüzlerce insanın boynunu vurdurdu.

Toplamda 40 bin kişiyi kılıçtan geçiren Kuteybe' nin ordusu geriye kalanlarda 34 kilometrelik mesafede Talkan şehri yolundaki ağaçlara asar.

Kuteybe bin Müslim (669 715) Emevilerin en önemli Arap komutanlarından biri ve Emevilerin Horasan valisi olan Kuteybe bin Müslim 715'te ölür.

Ölümünün ardından Maveraünnehir' deki Arapslam fetihleri geçici bir süre için kesintiye uğrar.

CURCAN KATLİAMI

Türkler üzerinde etkili olarak onları Müslüman yapma gayesi ile KUTEYBE BİN MÜSLİM ve Emevi valisi HACCAC tarafından yapılan kıyımlar ve saldırılar onların ölümünden sonra da devam etmiştir.

Özellikle askeri kökenli olan Türk toplumlarının yaratmış olduğu korkudan sıyrılan Araplar Kuteybe ve Haccac öldükten sonra dahi bu amaçlarından vazgeçmemiş ve saldırılarını tüm hızıyla sürdürmüştür.

716' da ölen Kuteybe ile aynı yıl içerisinde Horasan' a vali olarak atanan YEZİD İBNİ MUHELLEB hemen Dağıstan üzerine yürür.

Dağıstan meliki SALTEKİN burada uzun süre direniş gösterse de en sonunda şehir düşer.

Sonucunda ise Horasan valisi ordusu ile burada 14 bin Türk' ü katleder.

Hızını alamayarak buradan Curcan'a doğru harekete geçer.

Burada 300 bin dirhem ile Curcan teslim edilir.

Savaşmadan şehir teslim edildikten sonra Horasan valisi Taberistan'a doğru devam eder.

Bu sırada bir bölüğünü Curcan' da bırakır.

Deylem melikinden aldığın on bin kişilik ordu desteği ile Taberisten meliki Yezid' e karşı direniş gösterir.

Bu sırada Curcan' da halk ayaklanır ve buradaki düşman askerlerini yok eder.

Bunu öğrenen Yezid Curcan üzerine tekrar yürümeye başlar.

7 ay süren savaş sonucunda 4 bin kadar Türk' ü esir alır ve bunları Enderiz Nehri'ne sürerek burada katleder.

Kırmıza boyanan kanlı nehrin geçtiği un değirmenlerinde ekmek yaptırarak da bunlar yer.

Bu şekilde kendince Allah' a verdiği sözü yerine getiren Yezid' in bazı tarih kitaplarına göre Curcan Katliamı boyunca tıpkı Talkan' da olduğu gibi 40 binden fazla Türk' ü katlettiği belirtilir.

Sonuç: Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları sürece avcı hikâyelerine inanmak zorunda kalır…

Adnan GÜLLÜ

https://www.marasgundem.com.tr/makale/rabova-ve-masum-sehitler-gunu-nedir-17153

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ogretmenler!
Cumhuriyet fikren ilmen fennen bedenen kuvvetli ve yuksek karakterli muhafizlar ister.
Yeni nesli bu ozellik ve kabiliyette yetistirmek sizin elinizdedir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

119. TEOLOJININ ASIL ILKELERINE GORE, HER YENI VAHIY VE TEBLIG, SAHTE VE DINSIZ ESER SAYILMALIDIR

Teolojinin gerek dogal gerek bildirilmis ilkelerine gore, her yeni vahyin, her yeni tebligin, sahte sayilmasi gerekir. Tanrisalliktan gelen bir dinde, her degistirmenin, bir kufur ve dinsizlikle azarlanmis olmasi gerekir. Her yenilik, her iyilestirme, Allah'in dinine istenilen dayanma gucunu ve olgunlugunu daha once vermemis oldugunu gostermez mi? Allah'in bir iyilik yasasi vererek aydinlatmak istedigi halkin fikirlerine goz yumdugunu ve ilk yasayla halkin kaba fikirlerini daha mukemmel yasalari kabul etmeye ve uygulamaya hazirladigini ileri surmek, Allah'in aydinlattigi kavmi, kendisinin hosuna gidecek olcude akli basinda yapmayi ne istemis, ne de bunu yapabilmis oldugunu iddia etmektir.

Museviligin gercekten kutsal, degismeyen, butun her seye gucu yeten ve kayiplari bile bilen cok bilgin bir Allah'tan ciktigi dogruysa, Isevilik bir kufur ve dinsizliktir.

Isa'nin dini, ya dogrudan dogruya Allah'in Musa araciligiyla bildirdigi yasada bazi "eksikliklerin" bulunmus olmasini, ya da Yahudileri, olmalarini arzu ettigi gibi oldurmaktan, bu Allah'in aczini, ya da kotu niyetini gerektirir. Butun yeni dinler -ya da eski dinlerin iyilestirilmis bicimleri- acik olarak, tanrisalligin aczi, dayaniksizligi, tedbirsizligi ve kotu niyeti uzerine kurulmustur.

- - - - - - - - - - - - -
Gecmis siliniyor, silindigi unutuluyor, yalan gercek oluyordu.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Herkes Tanri'nin kendi yaninda oldugunu sanir.

Zenginler ve guclulerse bunu bilirler.
ANOUILH,JEAN (1910-1987) Fransiz oyun yazari.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder