ŞEHİR HASTANELERİNİN GERÇEK YÜZÜ!
7 Haziran 2019 Cuma
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "hayalim" dediği şehir hastanelerinin hastalara ve sağlık çalışanlarındaki karşılığı "mutsuzluk" oldu. Şehir Hastanelerini değerlendiren TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz "Şehir hastanesi kurulan illerde bir adet yeni bina yapılırken mevcut hastaneler kapatılıyor. İşleten şirkete ödenen kiralar doluluk garantileri ise cabası…" dedi
Türkiye'de Kamu-Özel Ortaklığı ile hayata geçirilen "Şehir Hastaneleri" ile "hasta doluluk garantisi" verilen başta Rönesans CCN YDA Türkerler Astaldi olmak üzere AKP'nin "gözde" firmaları zengin edilirken hasta ve hekimleri mutsuzluğa sürükleyen bir süreç yaşanıyor.
Birgün'den Burcu Cansu'nun haberine göre 2017 yılında Adana Mersin Isparta Yozgat 2018 yılında Kayseri Manisa Elazığ Eskişehir ve 2019 yılında Ankara'da olmak üzere dokuz şehir hastanesi açıldı. 11 şehir hastanesi de açılmak için gün sayıyor.
TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz "Şehir hastaneleri 2010'un başından bu yana üzerinde önemle durduğumuz izlediğimiz bir süreç. Bu süreçte bizim en çok üzerinde durduğumuz konular kamudan özele kaynak aktarımı yüzde 70 oranında doluluk garantisi verilmesi 25 yıl kira ödenmesi oldu" dedi. Şehir hastanelerinin hastaları da sağlık çalışanlarını da "mutsuz" ettiğini belirten Yılmaz şehir hastaneleri ile ilgili merak edilenleri anlattı.
DEVLET HASTANESİ DEĞİLLER
Şehir hastanelerinin devlet hastanesi olmadığının altını çizen Yılmaz "Şehir hastaneleri bedelsiz olarak şirketlere tahsis edilen Hazine arazileri üzerine şirketler tarafından yapılıyor. Bu hastanelerde Sağlık Bakanlığı kiracı konumunda yer alıyor. Mülkün sahibi olan şirketlere Sağlık Bakanlığı en az 25 yıl boyunca kira ve bina bakım parası ödüyor. Şehir hastanelerinin kirası döner sermayeden ödeniyor. Döner sermayeden yapılacak ödemelerde öncelik bu kiranın karşılanması yani sağlık çalışanlarına eğer para kalırsa ödeme yapılacak. Bir çok şehir hastanesinde döner sermaye ödemeleri ile ilgili sorun yaşanmasının ana sebeplerinden birisi de bu durum. "
YATAK SAYISI ARTACAK YALANI
AKP Hükümeti'nin şehir hastaneleri ile ilgili en büyük vaatleri arasında yer alan "yatak sayısı artacak" söyleminin gerçeği yansıtmadığını kaydeden Yılmaz "Şehir hastanelerinin yapılmasına 'yapılacak hastanedeki yatak sayısı kadar mevcut hastanelerden azaltılması ya da mevcut hastanelerin kapatılması kaydıyla' izin verildi. Yani şehir hastanesi kurulan illerde bir adet yeni bina yapılırken mevcut hastaneler kapatılıyor. Böylece yeni hasta yatağı oluşmuyor. Yatak sayısı artacak söyleminin gerçeği yansıtmadığını bugüne kadar açılan dokuz hastanede gerçeği yansıtmadığını gördük" diye konuştu.
MALİYET KAOSU
25 yıl kira ödenecek şehir hastaneleri ile ilgili bir diğer problemin de maliyetleri olduğunu bildiren Yılmaz şunları söyledi:
"Şehir hastaneleri kamu özel ortaklığı olarak bilinen bir finansman modeliyle yapılıyor. Bu yöntemle yapılan yatırımlarda verilen kamu hizmeti mecburen kısmen ya da tamamen özelleştiriliyor. Çünkü ihaleyi alan şirketler aslında inşaat karşılığı aldıkları kiradan değil verdikleri hizmetten para kazanıyor. Üstelik bu hastanelerin mimari projeleri de ihaleyle çizdirildi. Yapılan hesaplamalara göre şirketler inşaat maliyeti artsın diye olması gerekenden çok daha büyük binalar yapmışlar. Ama asıl mesele şirketlerin bu hastaneleri yapabilmek için aldıkları kredilerden kaynaklanıyor. Devlet şirketlere nazaran daha ucuza borç para buldu. Ama bankalar ve diğer kredi kuruluşları bu şirketlere daha yüksek faizle borç verdi. Şirketin bu faizi de kazanması gerekiyor ve ödenen kira parasının içine bu bedel de ekleniyor. Kalkınma Bakanlığı'nın raporuna göre bugünün fiyatlarıyla 18 adet şehir hastanesine şirketler 10 Milyar ABD Doları yatırım yapıp 25 yılda 30 Milyar ABD Doları gelir elde edecek. Bizim hesabımıza göre yılda ödenecek kira bedelleri 3 Milyar lirayı çoktan geçti. "
ŞİRKET TEMSİLCİSİ YÖNETİYOR
Hastaneleri yapan şirketlerin görüntüleme ve laboratuvar hizmetlerini de yürüttüğünü ifade eden Yılmaz "Fizik tedavi rehabilitasyon radyoloji radyasyon onkolojisi patoloji gibi hizmetler şirketlerce veriliyor. Şirketler bu hizmetleri Sağlık Bakanlığı'na satarak bedelini alıyor. Ayrıca hastane içinde ve çevresinde yapılan ve yapılacak kafeterya yemekhane kreş servis otel otopark temizlik diyetisyenlik hastane bilgi yönetim sistemi şirketlerce işletiliyor. Sözleşmeye göre hastaneyi şirket temsilcisi yönetiyor" diye konuştu.
TTB "Şehir Hastaneleri İzleme Grubu" kurdu. Bu izleme grubu açılan şehir hastanelerini tek tek gezerek tespitlerde bulundu. TTB tarafından yapılan tespitler arasında şunlar yer aldı:
• YÖNETİM KRİZİ: Şehir hastanelerinde yönetim açısından iki başlılık söz konusu. Hastane başhekimleri genel olarak hastanenin yönetimi ile ilgili konuların yanı sıra gerek destek hizmetlerde gerekse de tıbbi destek hizmetlerinde artık yetkisiz. Bu konularda yetkinin şirket yöneticilerine verilmiş olması büyük sorunlara yol açıyor.
• BÜROKRASİ ENGELİ: Sağlık hizmetleri sunumu sırasında gereksiz bir bürokrasi ile sağlık hizmetinin bütünselliğini ortadan kaldırıldı. Bu durum hasta bakımını olumsuz etkiledi. Görev tanımlarının sağlık hizmetlerine özgü olarak hazırlanmamış olması önemli bir sorun kaynağı.
• GÜNDE 20 BİN ADIM: Şehir hastanelerinin yatak başına kapalı alanının çok fazla olması nedeniyle hekimler ve sağlık çalışanları hastane içerisinde hizmet sunmak zorunda kaldıkları mesafe çok arttı. Bazı hekimler nöbetleri sırasında yirmi binden fazla adım atmak zorunda kaldıklarını bildirdi.
• ACİL HASTAYA ERİŞİM ENGELİ: Şehir hastanelerinde bölümler arasındaki mesafelerin uzaklığı sağlık hizmeti sunumunda önemli engeller çıkardı. Yakın ilişki içinde olması gereken birimler arasında bile uzun koridorlar ve kat edilmesi gereken uzun mesafeler var. Bu durum özellikle acil müdahale zorunluğu bulunan hastalarda telafisi zor sonuçların yaşanmasını beraberinde getirdi.
• HASTANE DEĞİL OTEL: Şehir hastaneleri tasarlanırken otelcilik hizmetlerinin ön plana çıkartıldı ancak acil ameliyathane yoğun bakımlar ve kliniklerde sağlık hizmeti sunulmasına ilişkin temel ilkelerin göz ardı edildiği anlaşıldı. Tasarım yanlışları nedeniyle asansörlerden veya yangın merdivenlerinden yoğun bakımların veya ameliyathanelerin içine bile yanlışlıkla ilgisi olmayan kişiler ya da ameliyathanede çalışmayan sağlık çalışanları girebilmekte sterilizasyon ve hasta güvenliği ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilmektedir.
• LABORATUVAR HİZMETİ SIKINTISI: Şehir hastanelerine geçişle birlikte şirket tarafından yürütülen laboratuvar görüntüleme gibi birçok alanda önemli sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Kamu sağlık personeli yerine şirket elemanı deneyimsiz kişiler çalıştırılıyor. Şirket tarafından yürütülen bu hizmetlerde ekonomik kısıtlamalar nedeniyle hasta takip ve tedavisinde birçok zorluk yaşanıyor.
• ŞEHRE ÇOK UZAK: Şehir hastanelerinin şehrin dışında yapılmış olması hem hastalar hem hekimler hem de diğer çalışanların ulaşımını zorlaştırdı.
• ENFEKSİYON TEHDİDİ: Şehir hastanelerinde hem kapalı alanın hem de hasta sayısının artmış olmasına karşın enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının ve hastane enfeksiyon kontrol komitesinde çalışan hemşire sayısının arttırılmaması nedeniyle denetimler yeterince yapılamamaktadır. Bu durum hastane enfeksiyon hızlarında ve şehir hastanelerinde ölüm hızında artışa yol açabilir.
• HASTA TAŞIYACAK PERSONEL YOK: Hastaların ameliyata veya tetkiklere götürülmesi-getirilmesi için gereksinim duyulan taşıma personeli sayıca az olması sorunlara yol açıyor.
7'DEN 70'E BORÇ ÖDENECEK ŞİRKETLER
25 yıl boyunca bütün yurttaşları borçlandıran şehir hastanelerini yapan firmaların AKP'nin gözde firmaları olması dikkati çekti. İşte 7'den 70'e herkesin 25 yıl boyunca borçlu olduğu firmalar ve hangi hastaneleri yapacakları:
Rönesans Holding: Adana Elazığ İstanbul İkitelli Yozgat Bursa Şehir Hastaneleri ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Psikiyatri ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastaneleri.
CCN Holding: Ankara Bilkent ve Mersin Şehir Hastaneleri Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu.
Akfen Holding: Isparta Eskişehir Tekirdağ Şehir Hastaneleri.
YDA: Kayseri Şanlıurfa Manisa Konya Şehir Hastaneleri.
KAYI İnşaat Sanayi ve Ticaret A. Ş. : Gaziantep Şehir Hastanesi.
HASTALAR MAĞDUR OLDU
Şehir hastanelerinin açılması ile kent merkezinde bulunan köklü hastaneler kapatıldı.
Hastalar kent merkezine 10 km uzaklıkta kurulan şehir hastanelerine gitmek zorunda kaldı. Görüntüleme ve tetkik hizmetleri şirketlerin sınırlı sayıda elemanı tarafından verildiği için aylar sonrasına randevu verilmeye başlandı. Hastanelerin çok büyük olması sebebi ile hastalar hastane koridorlarında kayboldu.
Acil ameliyatlar için dahi şirketlerden personel talep edilmesi ameliyatların hızını yavaşlattı. Fizibilite çalışması tamamlanmadan yapılan hastane arazileri sebebiyle bazı hastanelerde lağım kokusu ve su basması gibi sorunlar yaşandı.
- - - - - - - - - - - - -a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Insan toplulugu kadin ve erkek denilen iki cins insandan murekkeptir.
Kabil midir ki bu kutlenin bir parcasini ilerletelim otekini ihmal edelim de kutlenin butunlugu ilerleyebilsin?
Mumkun mudur ki bir cismin yarisi topraga zincirlerle bagli kaldikca oteki kismi goklere yukselebilsin?
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
69. "TANRININ ISTEGI INSAN ICIN TANRISAL BIR SIRDIR, INSANIN BU SIRRI INCELEME VE BU KONUDA BIR KARAR VERME HAKKI YOKTUR" DEMEK SACMADIR
Bize surekli olarak; "Insanlari Allah'tan ayiran muazzam boyut, bu Allah'in isteginin bizim icin bir sir kalmasini zorunlu kilar ve Allahimizi sorguya cekmek hakkina sahip olamayiz" diyorlar. Size gore, bu cevap inandirici midir? Degil mi ki, benim sonsuz mutlulugum soz konusu oluyor, bizzat Tanrinin istegini, durumunu incelemek hakkim degil midir? Insanlar, Allah'tan umduklari mutluluk nedeniyledir ki, ilahi saltanatina boyun egmislerdir. Insanlarin ancak korku etkisiyle boyun egecekleri bir zorba, kendisinden aciklama isteminde bulunulamayacak bir hudavent, kesinlikle yanina varilamayan, gorulemeyen, taninamayan bir hukumdar; akilli, anlayisli insanlarin saygisini kazanamaz. Eger, Tanrinin istegi benim icin bir sir ise, bu, benim icin hic cekici degildir. Her seyin anlasilamaz oldugu ya da kendisinden cogu kez isyan ettirici fikirler edinilebilen bir gidisata, bir istege, icyuzu bilinmeyen kimseye insan ne tapabilir, ne hayran olabilir, ne saygili olabilir, ne de onu taklit edebilir. Meger ki, bilmemeye, cahili olmaya zorunluluk duyulan her seye ibadet etme geregi ve her anlasilmaz seyin bu anlasilmazlik nedeniyle hayranliga deger oldugu one surulsun.
Ey rahipler! Bize surekli olarak bagiriyor; "Tanrisalligin istegi anlasilamazdir ve onun yollari bizim yollarimiz degildir; icyuzu bizce hic bilinmeyen yonetiminden sikayette bulunmak deliliktir; Allah'in hukumlerini adaletsizlikle suclamak haksiz bir harekettir, cunku bizim icin anlasilmasi mumkun degildir" diyorsunuz. Ancak bu konuda hosa gidecek sozler soylerken gormuyor musunuz ki, tek konusu, nufuz edilemez ve anlasilmaz dediginiz tanrisallik yollarini bize aciklamak olan din sistemlerinizi kendi elinizle yikiyorsunuz. Peki bu hukumleri, bu yollari, bu mukadderati siz kavradiniz mi? Bunlarin kokune inerek baktiniz mi? Gordunuz mu? Bunu soylemeye cesaretiniz yok. Gerci vicdaninizin herkese kapali yerinde bunu dusunmekten geri kalmiyorsunuz, bunlari bizlerden cok anlamiyorsunuz. Bizi kendisine hayran etmek istediginiz Allah'in "plani" hakkinda, bircok kimsenin adil, iyi, anlayisli, insafli bir varliga layik bulmadigi plani hakkinda, tesadufen ilgili iseniz, su halde artik "Allah'inplani anlasilamaz, bilinemezdir" demeyiniz. Eger Allah'in planini, amacini siz de bizim gibi bilmiyorsaniz, hicbir sey anlamadiklarini, ya da bu istekte tanrisal bir sey anlamadiklarini itiraf edenler hakkinda koruyucu, aciyici, insafli davraniniz. Kendiniz de bir sey anlamadiginiz fikirler icin herkese satasmaktan, herkesi baski yaparak uzmekten vazgeciniz. Her seyin reddettigi ve yalanladigi uyku hayalleri icin birbirinizin etini yemekten, bogaz bogaza gelmekten vazgeciniz; bize anlasilir ve gercekten insana yararli seylerden soz ediniz. Hakkinda yalniz kekelediginiz ve soylediklerinizin tumu birbirini yalanlayan, bir Allah'in "nufuz edilemeyen" ve "anlasilamayan" yollarindan artik soz etmeyi birakiniz!
Buyuk Allah'in bilinmeyen gizli derinliginden bize surekli olarak soz ederek, girdaplari arastirmaktan bizi yasaklayarak, Allah'i ciliz akil ve muhakememize getirmenin kustahlik oldugunu soyleyerek, hudavendimiz hakkinda hukum vermeyi cinayet sayarak, ilahiyatcilar, kendilerinin de bir sey anlama imkansizligi icinde bulunduklari, sasirtici bulduklari bir Allah'in eylem ye davranislari soz konusu olunca, icinde bulunduklari saskinliktan baska bir sey ogretmiyorlar.
- - - - - - - - - - - - -
Baglilik, dusunmemek demektir, dusunmeye gerek duymamak demektir.
Baglilik bilincsizliktir.
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - -
Tanrilari inkr edisiyle ateizm, ayni zamanda insanligin da en buyuk olumlamasi ve insanlik araciligiyla hayata, amaca ve guzellige sonsuz evet anlamina geliyor.
GOLDMAN,EMMA (1869-1940) Litvanya dogumlu ABD'li anarsist.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder