Olmayan bir şey çökebilir mi?
Olan şey millettir.
Konu İslam olunca millet Araplardır.
Ve İslam Arap milliyetçiliğinin bir aracıdır.
Türk topraklarında, Türke karşı, Arap milliyetçiliği elbette çökecek
Çökmeseydi ne olurdu?
Tıpkı berberiler gibi Arapça konuşan, Arap iklim ve kültür dairesine ait bir millete dönüşür, Araplaşır, assimile olurduk.
Beden kendisine takılan yabancı organı reddediyor.
Bu kadar basittir.
L2fSIJNoA0xfSNxA
================================
ERDOĞAN'IN "ÜMMET" SİYASETİ ÇÖKÜYOR MU?
12.09.2019 22:49
Suriyeli sığınmacı sorununa çare bulamayan iktidar ikinci bir göç dalgası için 'Ülke altından kalkamaz' itirafından bulunurken AKP tabanının da durumdan giderek daha fazla rahatsız olmaya başladığı belirtildi.
15 Mart 2011'de başlayan Suriye iç savaşından en fazla etkilenen bölge ülkelerinin başında gelen Türkiye bu çok boyutlu sorunun siyasal toplumsal ve ekonomik etkilerini sıcak biçimde yaşamaya devam ediyor.
İçişleri Bakanlığı'na bağlı Göç İdaresi'nin verilerine göre iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli sayısı 2019 Ağustos ayı itibarıyla 3 milyon 649 bin 750. Ağustos ayında yaşanan İdlib krizi ile birlikte İstanbul başta olmak üzere yüzde 98.24'ü şehirlere dağılmış olan Suriyeli varlığına bir o kadarının daha eklenme tehlikesi tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Her konuda olduğu gibi Suriyeli göçmenler konusunda da Türk kamuoyunda homojen bir yaklaşım yok. Halkın bir kesimi onları "misafir"olarak görüp ülkelerine dönene kadar 'anlayışlı' davranılması gerektiğini savunurken bir diğer kesimi büyük bir çoğunluğu belirli bir işte çalışmayan Suriyeliler'in (Çalışma iznine sahip Suriyeli sayısı 31 Mart 2019 tarihi itibarıyla sadece 31 bin) asayiş ve güvenlik sorunu yarattıklarını düşünüyor.
ERDOĞAN'IN "ÜMMET" SİYASETİ ÇÖKÜYOR MU?
Euronews'te yer alan habere göre bütün bu tartışma ve eleştirilerin muhatabı olan AKP'de ise sorunu yönetmede tek yetkili kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Avrupa Birliği ile yardım fonları konusunda sık sık meydan okuma içeren polemiklere giren Erdoğan AKP tabanını "ümmet" ve "ensar" gibi ideolojik ve dini söylemlerle konsolide etmeye çalışıyor. İslam tarihinde Ensar Mekke'den Medine'ye göç eden Hazreti Muhamed ve yakınlarına kucak açmış Medinelilere verilen isim. Erdoğan'a göre Suriyeliler Esad'ın zulmünden kaçtı ve Türkiye'deki din kardeşleri (Ensar) onlara kucak açtı.
Suriyeli sorunu tartışmalarında Erdoğan'ın kullanmayı sevdiği kavramlardan birisi de ümmet. AKP ve Erdoğan'a göre dünyadaki Müslüman ümmetin bir parçası olan Suriyelilere el uzatmak bir din kardeşliği görevi. Suriye'de bir iç savaş yaşandığı 'savaşan tüm tarafların Müslüman olduğu dolayısıyla neden sadece Suriye yönetimi karşıtlarının ümmetin bir parçası olarak görüldüğü' sorusu ise AKP çevrelerinde cevap bulamıyor.
Peki Erdoğan'ın Ensar- Ümmet söylemi tabanın Suriyeliler konusunda kemikleştirilmesine faydalı oldu mu? Bu sorunun cevabını İstanbul seçiminin sonuçlarında arayanlar var. Parti içinde eleştiriler yüksek sesle dile getirilmese de seçim öncesi yapılan anketlerde AKP de dahil tüm parti tabanlarında Suriyeliler konusunda yüzde 80'lere varan rahatsızlık tespit edilmiş ve bu araştırmalar Erdoğan'a da sunulmuştu. Erdoğan'ın AKP tabanında böyle bir rahatsızlık yokmuş gibi davranması kimilerine göre "Suriyeli sorununa çözüm bulacağız" diyen İmamoğlu'na zaferi getirdi.
Ülke siyasetinin ana gündem maddelerinden biri haline gelen Suriyeli mülteci sorunu kamuoyu siyasi partiler ve devlet kurumları için yeni sıcak gelişmelere gebe.
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdoganin-ummet-siyaseti-cokuyor-mu-248705h.htm
================================
- - - - - - - - - - - - -a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Istiklal istikbal hurriyet hersey adaletle kaimdir!
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
132. HUKUMDARIN KUTSAL HUKUKU DENILEN EN SACMA, EN GULUNC, EN IGRENC GASPIN KOKENI... HUKUMDARLARA HAKIMANE OGUTLER
Magrur bir Papa'nin girisimlerine ve rahipler tarafindan kiskirtilan safdil halkin suikastlerine karsi kendilerini korumak icin, Avrupa'nin bircok hukumdari, tac ve tahtlarini, hukumdarliklarini ve hukuklarini ozellikle Allah'tan almis olduklarini ve eylemleri hakkinda Allah'tan baska kimseye hesap vermek zorunda olmadiklarini one surduler.
Ruhani saltanatla ilgili goruslerinde, maddi saltanatin son tahlilde ustun geldigini teslim etmek zorunda olan rahipler, hukumdarlarin tanrisal hukukunu tanidilar. Hukumdarlarin tanrisal hukukunun, rahiplerin ilahi hukukuyla her catismasinda, degistirme fikrini ve ayaklanmaya cagirma ozgurluklerini korumak sartiyla, halka, hukumdarlarin kutsal hukukunu tanimalarini tavsiye ettiler. Krallarla rahipler arasinda baris, hep milletlerin zararina olarak yapildi. Bununla birlikte rahipler, anlasmalara ragmen iddialarini korudular.
Ihmallerinden ya da fesatliklarindan dolayi, vicdanlari tarafindan surekli olarak azarlanan bu kotu hukumdarlar ya da zorbalar, Allah'larindan korkmak soyle dursun; uyruklariyla gorulecek isleri, bunlara verilecek hesaplari olmaktansa; hicbir seye karsi cikmayan bu yururlukte olmayan hakime, ya da yeryuzunun tanrisi olarak kendileriyle hep uyum halinde olan rahiplere verilecek hesaplari olmasini tercih ederler.
Umitsizlige dusen kavimler, baskanlarinin tanrisal hukukunu "suistimal" olarak adlandirabilirler. Insanlar, uzerine cok varildiginda galeyana gelirler; ve o zaman zorbanin tanrisal hukuku, yerini uyrugun dogal hukukuna terk etmek, ona boyun egmek zorunda kalir.
Tanrilar, insanlardan daha ucuz satin alinir. Krallar, eylemlerinin hesabini yalniz Allah'a; rahipler ise, yalniz kendi kendilerine vermek zorundadirlar. Her iki taraf da, sanilir ki, yeryuzunun hosgorusunden cok, gokyuzunun hosgorusunden emindirler.
Biraz masrafla yatistirilan ve tatmin edilen ilahlarin hukumlerinden kurtulmak, sabri tukenmis insanlarin hukmunden kurtulmaktan daha kolaydir.
"Hukumdarlardan bir gizli kudret korkusunu kaldirirsaniz, onlarin taskinliklarina karsi hangi gem, hangi dizgin kalir?" diyorlar. Sevilen hakim olmayi ogrensinler; insanlardan korkmayi, insaf ve hakkaniyet yasasina boyun egmeyi ogrensinler. Hicbir kimse hakkaniyet yasalarinin sinirina, tehlikesiz tecavuz edemesin. Bu yasalar, kuvvetliye, zayifa, buyuge, kucuge, hukumdarlara ve uyruguna esit uygulansin. Ilahlar korkusu, din, ahiret dehsetleri. . . Hukumdarlarin azgin ihtiraslarina karsi kullanilan metafizik barikatlar, metafizik engeller, iste bunlardir. Bu engeller yeterli midir?
Sorunun cozumu, tecrubeye baglidir. Zorbalarin neden oldugu mutsuzluklara karsi dini cikarmak; belirsiz, kesin olmayan ve anlasilmaz teorilerin, hukumdarlarda her seyin gunden gune saglamlastirdigi egilimlerin daha kudretli olmasini istemektir.
- - - - - - - - - - - - -
Oynadigimiz bu oyunda, kazanmak soz konusu degil.
Ama bazi yenilgiler otekilerden daha iyidir...
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
Bu gezegendeki rolumuz belki de Tanri'ya tapmak degil, onu yaratmaktir.
CLARKE,ARTHUR C. (1917-2008) Ingiliz bilimkurgu yazari.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder