22 Ağustos 2021 Pazar

AKP yağması devam ediyor.

  1. 'HAFIZ' REKTÖRÜN MAKAM ODASI TADİLATI 3.2 MİLYON LİRAYA MAL OLACAK!
  2. TRABZON HAVALİMANI PİST BAKIM İŞİ İHALESİZ OLARAK YANDAŞA VERİLDİ
  3. MURAT AĞIREL : SATMAK İSTEDİKLERİ TEİAŞ
  4. REMZİ ÖZDEMİR : BANKALARA BASKI MI VAR?
  5. EVREN DEVRİM ZELYUT : DOLARDA IMF, PİYASADA KGF YALANCI BAHARI!

Devran döner.
Çünkü devreder.
Fıtratında var.
Kusturulur bu aç gözlü köpekler.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


'HAFIZ' REKTÖRÜN MAKAM ODASI TADİLATI 3.2 MİLYON LİRAYA MAL OLACAK!

Rektör Emin Aşıkkutlu'nun makam odasında ayrıca dinlenme odası da olacak. Rektörün oda kapılarının iç kısımları ise deri kapitone kaplı olacak. Rektör odasında ayrıca tuvalet ve banyo da bulunacak. Radyatörlerin üzerleri ahşapla dekoratif şekilde kapatılacak. Rektörün sekreteri, özel kalemi, şoförü, danışmanı ve yardımcılarının ayrı odaları bulunacak.

22-08-2021 12:46

Hafızlıkta dünya 3'üncülüğü olan Trabzon Üniversitesi Rektörü Prof. Emin Aşıkkutlu, rektörlük binasında tadilat yaptırıyor. 3.2 milyon liraya mal olacak, rektörün makam odası yenilenecek, dinlenme bölümü, tuvalet ve banyo da yapılacak.

Trabzon Üniversitesi'nin rektörlük binasında büyük tadilata gidiliyor. 2 bin 500 metrekarelik alanda tadilat ve peyzaj işleri yaptırılacak, maliyeti de 3 milyon 268 bin lira olacak. Rektörün makam odasının içinde dinlenme odası, tuvalet ve banyo da bulunacak. İlahiyat profesörü olan üniversitenin rektörü Emin Aşıkkutlu, 1982 yılında Mekke'de yapılan Uluslararası Hafızlık Yarışması'nda Türkiye'yi temsil etmiş ve dünya üçüncüsü olmuştu.

11 FİRMADAN TEKLİF

Sözcü'den Deniz Ayhan'ın haberine göre, Trabzon Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı 27 Nisan 2021'de ihaleye çıkarak rektörlük binasında tadilat yaptıracağını duyurdu. İhaleye 11 firma teklif verdi, 17 Haziran 2021'de ise tadilat için Trabzonlu bir firmayla 3 milyon 268 bin TL'lik sözleşme imzalandı. Binadaki tadilat, inşaat imalatları, elektrik tesisatı ve mekanik tesisat olmak üzere üç ayrı bölümde yapılacak. Binanın çatısı ile pencere ve kapıları da yenilenecek. Bina içerisinde doğal granit kullanılacak, banyolardaki evyeler hilton tipi lavabolar ile değiştirilecek.

SEKRETER VE ŞOFÖRÜNÜN ODASI AYRI

Rektör Emin Aşıkkutlu'nun makam odasında ayrıca dinlenme odası da olacak. Rektörün oda kapılarının iç kısımları ise deri kapitone kaplı olacak. Rektör odasında ayrıca tuvalet ve banyo da bulunacak. Radyatörlerin üzerleri ahşapla dekoratif şekilde kapatılacak. Rektörün sekreteri, özel kalemi, şoförü, danışmanı ve yardımcılarının ayrı odaları bulunacak. Peyzaj kapsamında ise çim ve çiçeklik sahaları tanzim edilecek, gübreleme yapılacak. Yeni çim ekilecek. Bahçeye sert ağaç oturma bankları yerleştirilecek.

https://gazetemanifesto.com/2021/hafiz-rektorun-makam-odasi-tadilati-459065/

=======================

TRABZON HAVALİMANI PİST BAKIM İŞİ İHALESİZ OLARAK YANDAŞA VERİLDİ

"Pistin bakımı 1 yıl önce yapıldı ve 58 milyon TL harcandı. İhaleyi alan Makyol; 10 yılda 24 kez vergiden muaf tutulmuş, 5 yılda da "5'li çete" ile kamu ihalelerinin yüzde 24'ünü alan şirket."

22-08-2021 12:10

Trabzon Havalimanı'nın altından da 5'li çete mensubu yandaşlar çıktı.

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Trabzon Havalimanı pist bakım işinin geçen yıl ihalesiz bir şekilde yandaş Makyol İnşaat Şirketi'ne verildiğini iddia etti.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Trabzon Havalimanı pistinin güneyinde 25 metrekarelik alanda meydana gelen ondülasyon nedeniyle 20 Ağustos Cuma saat 20.40 itibarıyla trafiğe ara verildi. Pistin bakımının yapılmasının ardından havalimanı yeniden uçuşa açıldı.

Sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yapan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, "Trabzon Havalimanı'nda çatlak meydana geldi. Oysa pistin bakımı 1 yıl önce yapıldı ve 58 milyon TL harcandı. İhaleyi alan Makyol; 10 yılda 24 kez vergiden muaf tutulmuş, 5 yılda da "5'li çete" ile kamu ihalelerinin yüzde 24'ünü alan şirket. Zararın hesabı kimden sorulacak?" diye sordu.

https://gazetemanifesto.com/2021/trabzon-havalimani-pist-bakim-isi-ihalesiz-olarak-yandasa-verildi-459058/

=======================

MURAT AĞIREL : SATMAK İSTEDİKLERİ TEİAŞ

murat.agirel@hotmail.com

23 Ağustos 2021 Pazartesi

Cumhurbaşkanlığı Kararı'yla 2 Temmuz'da, Türkiye'nin elektrik şirketi Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) özelleştirme kapsamına alınmıştı.

Karar, Resmî Gazete'de yayımlandı.

Bu kurumumuz, uzman birinin de söylediği gibi adeta enerji sistemimizin "kozmik odası"dır. Bırakın özelleştirmeye açılmasını daha fazla nasıl kamulaştırılabilir diye zorlanması gerekiyor.

Her felaket yaşandığında dış dünyadan örnekler vererek olayların aslında olağan olduğu algısını yaymaya çalışan sayın yetkililer özelleştirmeye çalıştıkları kurumların dış dünyadaki emsallerinden söz etmezler.

Hali hazırda pek çok Batı ülkesinde de elektrik iletimi kamu eliyle bir doğal tekel olarak yönetiliyor.

Ve biliyor musunuz TEİAŞ, 2019 yılında 2,1 milyar TL kâr elde etmişti.

Türkiye'nin en büyük 500 şirketinin sıralandığı Fortune 500 Türkiye Araştırması sonuçlarına göre, TEİAŞ 2020 yılında 14,9 milyar TL'lik ciroyla 500 şirket arasında 26. sırada yer aldı.

2020 yılı bilanço verilerine göre ise, TEİAŞ'ın varlıklarının toplam değeri 27,9 milyar TL.

İYİ Parti Millî Güvenlik Politikaları Başkanı Nuri Okutan TBMM'de, "TEİAŞ'ın her ne kadar başlangıçta yüzde 10'luk bir bölümünün halkı arzı planlanıyor gibi görünüyorsa da asıl hedefin şirketi Sayıştay denetiminden çıkarmak ve değişik modeller zorlanarak özelleştirmek olduğu 20 yıllık tecrübeye istinaden gayet iyi bilinmektedir" uyarısını yaptı.

Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin'e açıklama yapan Petrol Mühendisleri Odası Eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Enerji Uzmanı Necdet Pamir konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Elektrik üretiminde kamunun ağırlığı 1984 yılında yüzde 87 iken, 2000 yılında yüzde 60, 2020 yılında ise ne yazık ki sadece yüzde18.7'ye düşürüldü. Sektör, tamamen yerli ve yabancı şirketlerin insafına terk edilmiş durumda. Elektrik üretiminde dışa bağımlılık oranımız, 1984'te yüzde 23 iken, 2020'de yüzde 43.3 oldu. Yandaş şirketlere 'iş yaratmak' ve 'rant sağlamak' amacı ile (sadece bu dönemde değil) doğal gaz ve elektrik talep tahminleri abartılmış ve yıllar içinde gereksiz ve çok yüksek bir santral kurulu güç kapasitesi yaratıldı. Bunlar, son on yılların, sektörde hızla yaygınlaşan özelleştirme furyasının kaçınılmaz sonuçlarıdır. TEİAŞ özelleştirmesi gerçekleşirse, elektrik sektörü tamamen yerli-yabancı tekellerin rant sevdasına teslim edilmiş olacak."

2000 yılında Petrol Ofisi özelleştirildi, 2008 yılında PETKİM ve 2005 yılında TÜPRAŞ özelleştirildi. Bu özelleştirmelerin ardından doğal gaz şehir şebekeleri özel şirketlere açıldı. 2008 yılında elektrik dağıtım özelleştirmeleri başladı. TEDAŞ'ın altındaki bölgesel dağıtım şirketlerinin 2013 yılı sonu itibariyle tamamen özelleştirilmesi ile dağıtım faaliyeti tümüyle özel işletmelere bırakıldı. Dağıtım faaliyetini takiben elektriğin perakende satışının da özelleştirilmesi ile elektrik alanında iletim dışındaki tüm faaliyetler özel sektöre bırakıldı.

Devlet elini ayağını çekti yani bu işlerden.

Elimizde kalan sadece TEİAŞ…

Onun için de yapılan açıklamada hisselerin büyük çoğunluğunun devletin elinde olacağı ve çalışan personelin statüsünde hiçbir değişiklik olmayacağı belirtildi.

İnanıyor musunuz?

Yaşadığımız tecrübeler ne yazık ki durumun böyle olmayacağını gösteriyor. Bunu hep birlikte göreceğiz.

Tam da bu noktada bir ihaleden bahsetmek istiyorum…

Hem de 487 milyon TL'lik ihale!

İhale Kayıt no: 2021/379013

TEİAŞ ülke çapındaki elektrik iletim hatlarıyla bölge müdürlüklerine güvenlik amacıyla kuracağı yaklaşık 18 bin kamera ve donanımı için 5 Ağustos'ta bir kamera ihalesi düzenliyor.

İhale şartnamesinde "Yapay Zeka Tabanlı Entegre Güvenlik Kamera (CCTV) Sistemi" ismi verilen bir şart konuluyor. Tabii bu durum ihalenin adrese teslim olduğu iddiası ile KİK'e (Kamu İhale Kurumu) itirazlar yapılıyor.

İtirazlar dikkate alınıyor ve bir zeyilname ile ihale 9 Ağustos tarihine erteleniyor. Yapılan ihalede ise 5 firma katılıyor. Ne enteresandır ki 5 firmadan üçü teklif vermiyor. Yaklaşık bedeli 512 milyon 491 bin TL olarak açıklanan ihaleye kalan 2 katılımcıdan birisi yaklaşık bedelin üzerinde teklif veriyor ve eleniyor.

Bak sen Allah'ın işine..!

Kaldı tek firma. O da yüzde 4,9 kırım ile 487 milyon 179 bin TL teklif veriyor ve ihaleyi alıyor.

Kim bu firma?

Fatih Başçı'nın sahibi olduğu ERUS gruba bağlı ERB Teknoloji ve Bilişim Hizmetleri. Firmanın internet adresinde uzman olduğu alanlar içerisinde "Yangın Alarm Sistemleri, Tarama Sistemleri, TV Sistemleri, Askeri tesis güvenliği, Boru hattı güvenliği vs" gibi konular belirtilmiş.

Millî Saraylar'ın kamera güvenlik sistemi ihalesinin de aralarında olduğu birçok devlet ihalesini kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğulları Burak ve Bilal Erdoğan'ın arkadaşı Fatih Başçı'nın ismini daha önce yine bir ihale haberi ile hatırlıyoruz.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, İbrahimli Kent Parkı Çevre Düzenleme işi ihalesini önce 19 Ekim 2020 tarihinde yapıyor.

İhalenin yaklaşık maliyeti 29 milyon 327 bin TL.

İhalenin sınır değeri ise 19 milyon 853 bin TL. İhaleye 4 firma katılıyor. Firmalardan biri Başçı'nın şirketi ERB Yapı. Bu şirketin verdiği teklif sınır değerin altında kalıyor. İhale 17 Kasım 2020 tarihinde "yeterli rekabet ortamı oluşmaması" sebebiyle iptal ediliyor. Belediye ihaleyi tekrar 17 Aralık 2020'de yapıyor ve bu kez ihaleyi 24 milyon 398 bin 147 lira bedelle ERB Yapı şirketi alıyor.

İhale Kayıt no: 2019/278555

Yine 2019 yılında Önder İmam Hatipliler Derneği yönetim kurulu üyesi olan Fatih Başçı, Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı'na bağlı Beykoz, Küçüksu ve Ihlamur Kasrı "kamera ve güvenlik sistemi alımı işi" ihalesini 7 milyon 456 bin TL'ye aldı.

TEİAŞ özelleştirmesinden nerelere geldik gördünüz mü?

Dönelim TEİAŞ ihalesine.

Konuştuğum sektör temsilcilerinin belirttiğine göre bahse konu ihale çok daha ucuz rakamlara kurulur dedi. Şartnamede yapay zekanın kamera içerisinde olacak bir modelinden bahsediyor. Bu modelin sadece Güney Kore firması tarafından üretildiği iddia ediliyor. Oysa ağızlarından düşürmedikleri yerli ve millî kurumumuz ASELSAN bu ve benzeri sistemleri üretiyor ve hatta yurt dışına ihraç ediyor.

Başçı'ya ulaşmaya çalıştım ancak başaramadım. Şayet kendisi konu hakkında bir açıklama yapar ise bu köşeden yayınlamaktan zevk duyacağımı belirtirim.

Zira ülkemizin döviz sıkıntısına düşüren "dış güçler" ile mücadele ettiği böylesi bir dönemde bu kadar yüklü bir miktarın Güney Kore'ye gönderilmesi ne anlama geliyor?

Hep birlikte takip edip göreceğiz.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/satmak-istedikleri-teias-469993h.htm

=======================

REMZİ ÖZDEMİR : BANKALARA BASKI MI VAR?

remzi@ekonomist.net

23 Ağustos 2021 Pazartesi

Merkez Bankası'nın gösterge faizi yüzde 19. Yani baz alınan faiz oranı. Bütün hesaplar bunun üzerinden yapılıyor.

Vatandaşın parasının değerini koruyup koruyamadığının hesabı da bu rakam üzerinden yapılıyor.

Daha basit bir hesap ile Türkiye'de son 12 aylık enflasyon ortalaması 18.95. Bu şartlarda siz elinizdeki parayı bu rakamın üzerinde bir getiriye yatırmalısınız ki değerini koruyasınız. Yoksa paranız enflasyon karşısına eriyip yok olacaktır.

Hemen dönüp bankalara bakıyoruz. Bankaların mevduata verdiği faiz oranına...

Cuma günü itibariyle 100 bin lira üzerinden en az 6 banka ile görüşme yaptım. En yüksek faiz olarak yüzde 17 aldım.

Yüzde 17 ne demek?

Yani elimdeki paranın enflasyon karşısında 1,9 oranında yaklaşık yüzde 2 erimesi demek. Tabii ki bir de buna stopajı eklediğinizde paranız yüzde 3'e yakın enflasyon karşısında eriyor. Siz bankadan faiz aldığınızı düşünüyorsunuz ama işin aslı öyle değil. Enflasyonun altındaki her faiz oranında mutlaka zarar ediyorsunuz. Çünkü paranızın değeri eriyip yok olup gidiyor.

İyi de Merkez Bankası'nın gösterge faizi yüzde 19 ise bankalar neden vatandaşın mevduatına en fazla yüzde 17 veriyor?

Bunun iki nedeni var.

Birincisi bankalar AKP'nin faiz takıntısından faydalanıp vatandaşın parasını ucuza kapıyor. Nasıl olsa kimse sesini çıkartmıyor. Banka vatandaşın parasını ucuza alıp, yine bir başka vatandaşa daha yüksekten kredi olarak satıyor.

İkinci neden ise piyasada kulaktan kulağa dolaşan bir iddia. Bu iddiayı ilk kez Ziraat Bankası eski genel müdür yardımcısı Prof. Şenol Babuşcu ortaya attı.

Prof. Babuşcu bu iddiayı bir soru şeklinde gündeme getirdi:

"Bankalara acaba bu talimatlar mı veriliyor? Mevduat faizleri Merkez Bankası faizinden daha fazla olmasın!"

Prof. Babuşcu'nun iddiası çok önemli. Sektörün içinden gelen bir isim bu iddiayı boşuna gündeme getirmez.

Bankalara neden yüksek faiz vermeyin diye baskı yapılır?

Bunun iki nedeni var.

Birincisi paranın öncelikle tüketime gitmesi isteniyor.

Mal alsın, piyasa canlansın. Ev alsın, inşaat sektörü kurtulsun.

İkincisi ise biraz daha finansal okur yazarlığı olan kişiler parasının değerini korumak için mutlaka borsaya girsin.

Hükümet biraz da borsayı gazlamaya çalışıyor. Borsa şu anda yurt dışı piyasaların aksine yükseliyor. Bunun nedeni de bu gaz. İktidara göre, borsa yükselirse yabancı yatırımcı gelecek, Türkiye'ye yeniden para girişi olacak.

Peki bunda başarılı oluyor mu?

Kısmen oluyor!

Gelenler oluyor elbette. Ancak bunlara Londra'nın çakalları diyebiliriz. Vur kaççılardan başkası değil.

Türk piyasasına geliyorlar, banka hisselerinden yüzde 10 alıp kaçıp gidiyorlar.

Neden uzun kalmıyorlar?

Çünkü dövizdeki istikrarsızlıktan dolayı. Türkiye'ye 8.300'den dolar sokarak hisse alan yabancı bu hisseden kazansa bile döviz yükselince kârını kaybediyor.

İktidar kendi kafasına göre bir ekonomi modeli yaratmış ve peşinden sonbahar rüzgârı gibi vatandaşları sürükleyip duruyor.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/bankalara-baski-mi-var-469998h.htm

=======================

EVREN DEVRİM ZELYUT : DOLARDA IMF, PİYASADA KGF YALANCI BAHARI!

evrendevrim@hotmail.com

23 Ağustos 2021 Pazartesi

Uluslararası Para Fonu (IMF) üye ülkelerin merkez bankalarına, küresel krizde destek olması adına, toplamda 650 milyar dolarlık (SDR-özel çekme hakları) yardım sağlıyor. Bu yardımın aktarımı ise bugün başlıyor. Türkiye'ye de bu plan dahilinde 6,4 milyar dolarlık bir giriş gerçekleşecek.

Bu girişin eksi rezervlere iyi geleceği muhakkak. Ancak Türkiye'ye duyulan iç ve dış güven o kadar düşmüş, firmaların döviz borcu o kadar yüksek ki, kurun nereye çekileceği, çekilse de kalıcı olup olmayacağı büyük soru işareti.

Netice itibarıyla IMF parası; dolar/TL'de yaşadığımız kanamaya yaz aylarında yapılan son pansuman olacak. Çin Merkez Bankası swap (borç) anlaşması, gurbetçi dövizleri, turizm gelirleri, kaynağı belli olmayan girişler derken Türkiye son kartını da oynuyor.

Ne garip bir tesadüf değil mi? Erdoğan'ın IMF hakkında o kadar atıp tutmasından sonra, şimdi 6,4 milyar dolar eminim ki kapı kapı gezip swap (borç) arayan Merkez Bankamız'a ilaç gibi gelmiştir.

Ancak bu ilaçlar tedavi edici değil. Anlık rahatlık sağlıyor. Türk ekonomisinin sorunu, 'yüksek teknoloji ihracatına dayalı bir büyüme modeli' yerine, 'tüketim ve betona dayalı, düşük teknoloji içeren malları üretip satması'. Böylece rezervleri dolmuyor. Ürettikçe dışarıdan yarı mamul aldığı için sürekli dolar/Euro kaybediyor…

Dışa bağlı sakat sistemi değiştirmek için artık çok geç. Seçimlere çok az kaldı. O zaman ne yapacak AKP? Şunu demiştik: Kredi basarak piyasayı şişirip, dış rekabet şansı olmayan, çoktan ölmüş 'Zombi Firmaları' hayatta tutmaya çalışacak.

Onların resmen ölümü AKP'nin seçimlerde sandıkta batması demektir. İşte bunun için Erdoğan, enflasyon yüksekken bile faizleri indireceğiz diyor. Bu yüzdendir ki, Bakan Elvan çıktı tekrar Kredi Garanti Fonu (KGF) ile firmaları destekleyeceğiz dedi.

Bütün bu hamleler AKP'nin kendisini kurtarmak için yaptığı işlerdir. Eğer AKP, ekonomiyi kurtarmak isteseydi ilk başta eğitim reformu ile iş yaşamına kaliteli personel sağlardı. Ama bunu asla yapmaz; çünkü imam hatip yerine fen lisesi açarsa milletin evladı gözünü açar. Aynı anda 3-5 maaş alan AKP'li bürokratları, yandaşlara giden ihaleleri, işlerin nasıl kitabına uydurulduğunun farkına varır.

AKP ekonomiyi düzeltmek isteseydi, firmaların dış girdi bağını bitirmek için toplumun tamamının katıldığı büyük bir planla, hangi sektörde dev fabrikaların kurulup ithalata nasıl son verileceğini belirlerdi.

AKP kendini değil ekonomiyi düşünseydi, toplumdaki kutuplaşmanın azalması için elinden geleni yapar, keyfi uygulamalardan uzak durarak iç/dış yatırımcı güvenini sağlardı.

Önce Erdoğan'ın sonra Elvan'ın açıklamaları kredi genişlemesine tam gaz devam edileceğinin işaretleridir. Eğer Delta işi başımıza bela açmazsa (ki rakamlar açacak gibi duruyor) ekonomi önce genleşecek ama yapısal sorunlar devam ettiği için yine çakılacak.

Dönüp dolar/TL'ye baktığımızda her hâlükârda çıkış bizi bekliyor. Zira Delta işi tekrar kapanmaları gündeme alırsa, üretim ve ihracat bundan olumsuz etkilenecektir. Hâliyle kur da yukarı gidecektir.

Yok Delta'dan aşı ile sıyırırsak bu sefer Türk ekonomisi, Amerikan Merkez Bankası FED'in tahvil alım programının azaltılması ve faiz artırımları ile karşılaşacak; bu da kuru yukarı çekecektir.

O zaman tespitlerimizi maddeler halinde özetleyelim:

1- AKP'nin kredi genişlemesi için bu sefer atacak kurşunu yani vereceği para miktarı az. 2017 yılındaki KGF uygulaması gibi büyümede büyük bir etki yaratamazlar.

2- Faizleri zorla düşürseler bile bu politika FED'in faiz artırım sürecine çarpıp etkisiz olacaktır.

3- FED faiz artırmazsa (Delta nedeniyle) bu sefer küresel ekonomi yine zora girmiş demektir. AKP'nin faiz hamlesi tüm sistemin durması nedeni ile yine boşa düşecektir.

Sözün özü, AKP yönetimi siyasette olduğu gibi ekonomide de hepimizi çıkmaz bir sokağa sokmuştur. Geçici önlemlerin yaratacağı anlık rahatlamalar ve karşısında yapısal sorunların devam ediyor olması piyasalardaki oynaklığı artıracaktır.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dolarda-imf-piyasada-kgf-yalanci-bahari-469990h.htm

=======================

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Gerçek mutluluk, koşullar ne olursa olsun, yenilmeyen güçlü bir ruhu oluşturmak demektir."

~Daisaku Ikeda~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hayvanların dinin ve büyünün böyle absürd ve genellikle korkunç aptallıklarını yaptıklarını asla göremezsiniz.
Sadece insan böyle mantıksızca davranır.
Bu onun zeki, ama yeterince zeki olmaması yüzünden ödemesi gereken bedeldir.

~Aldous Huxley~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Savasi arzulamadigimizda, kampimizin izleri ortada olsa bile, biraktigimiz izlerle oynayarak dusmani sasirtabiliriz.

~Sun Tzu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Noli turbare circulos meos
* * *
Cemberlerimi bozmayin.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 92. - 389 ]

Bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz;
Şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz;
Yarın yel savuracak toprağımızı:
İçelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Asinus asinorum in sæcula sæculorum
Yuzyillarin gordugu eseklerin en esegi.

~Latin Atasozu~

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder