26 Ağustos 2021 Perşembe

AŞI KARŞITLIĞI BAYA MESAFE ALMIŞ! TÜRKİYE'DE KAÇ MİLYON AŞISIZ VAR?

AŞI KARŞITLIĞI BAYA MESAFE ALMIŞ! TÜRKİYE'DE KAÇ MİLYON AŞISIZ VAR?

Türkiye'de aşı hakkına sahip olup da aşı yaptırmayanların sayısı 22 milyondan fazla birinci doz aşı olduğu halde ikinci dozu yaptırmayanların sayısı ise 5 milyon üzerinde olduğu belirtiliyor.

17 yaşındaki gençlerin 703 bininin yılın ilk 7 ayında 18 yaşına girdiği varsayımıyla şu an itibariyle 18 yaş altı nüfus 22 milyon 247 bin 858 olarak hesaplanıyor.

Dün saat 20.00 itibarıyla ilk doz aşı olanların toplamının 39 milyon 384 bin 758 olduğu dikkate alınırsa ortalama bir hesapla 18 yaş üstü 22 milyon 182 bin kişinin hiç aşı olmadığı ortaya çıkıyor.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da önceki gün yaptığı açıklamada 18 yaş üstü nüfusta olup henüz hiç aşı olmayanların sayısının 23 milyona yakın olduğunu söylemişti.

Hürriyet'ten Meltem Özgenç'in haberine göre aşısızların bu yüksek oranı vakaların yeniden artışa geçmesinde de etken olarak görülüyor. Bu nedenle uzmanlar vatandaşı aşıya çağırıyor. İşte uzmanların aşı ile ilgili yaptığı çağrılar:

'ÇİFT DOZA BEDAVA BİLET' ÖNERİSİ

Prof. Dr. İsmail Balık: Dünyada ve Türkiye'de maalesef homojen bir aşılama yok. Doğu'da aşılama çok düşükken Batı'da bu oran daha yüksek.

Aşılama hızı her yerde aynı olmadıkça salgının hızı düşse bile hastalığın görülmesi kalıcı hale gelir. Hâlâ ilk doz aşısını olmayan 22 milyon ve zamanı geldiği halde ikinci doz yaptırmayan 5 milyondan fazla kişinin salgının devam etmesi ve ölümlerden kendilerini de sorumlu hissetmeleri gerekiyor.

Deltaya bağlı büyük dalgadan ve ölümlerden ancak iki doz aşı ile korunulabilir.

Çift doz aşılı olanlara konserlerde maçlarda ücretsiz bilet verilsin. Örneğin kura ile koltukların yüzde 20'si verilebilir.

Telefon şirketleri ücretsiz bir miktar kontör verebilir. Belediyeler yaz konserlerine başladılar sadece çift doz aşılı olanları alabilirler. Bu tip ödüllendirmeler ülkemizde kararsız gençleri aşıya yöneltmede işe yarayacaktır.

HAYATINIZI GERİ ALIN

Prof. Dr. Tevfik Özlü: Şu anda ABD'de Colorado eyaletindeyim. Buranın nüfusu 6 milyona yakın. Nüfusun yüzde 54 kadarı çift doz aşısını olmuş durumda.

İnsanlar pandemiyi neredeyse arkalarında bırakmış gibi görünüyor. Sadece toplu taşımada maske takmak zorunlu. Onun dışında diğer tedbirler uygulanmıyor.

Kafe ve restoranlar ağzına kadar dolu. Burada insanlar hayatlarını geri almışlar.

Günlük vaka sayıları 300 civarında ama hiç ölüm yok. Hasta olanlar ve ölüm bulguları sadece aşızızlar arasından çıkıyor. Aşının nasıl işe yaradığını burada görebiliyorsunuz.

Delta varyantına rağmen vaka sayıları düşük. Bu nedenle bizde de normale dönmek için aşılanma oranlarında artışa ihtiyaç var.

Çift doz aşısını yaptırmış popülasyonumuzun yüzde 60'lara 70'lere ulaşması gerekiyor. Bunu sağlayabilirsek biz de sonbahara güvenle çıkabiliriz. Okullarımızı da açabiliriz hayatlarımızı normal yaşayabiliriz.

Yasaklamaların olmamasının tek yolu aşı. Ben başka bir yol bilmiyorum bilen varsa söylesin. Bu nedenle herkesin çift doz aşısını olması gerekiyor.

AŞI YÜZDE 88 KORUYOR

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da geçtiğimiz günlerde yaptığı Twitter paylaşımında BioNTech aşısının koruyuculuğuna dikkat çekti.

Ceyhan tweet'inde "Biontech/Pfizer aşısının delta varyantına karşı etkinliği: 2 gün önceki NEJM (bilim dergisi) İngiltere'de 19.000 vakada tek doz BioNTech aşısı hastalığa karşı yüzde 30 ikinci doz sonrası ise yüzde 88 koruyor (alfaya karşı yüzde 93.5). Bu oran 2 doz Astra/Zeneca aşısı için yüzde 67 bulunmuş" diye yazdı. "

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/asi-karsitligi-baya-mesafe-almis-turkiyede-kac-milyon-asisiz-var-464866h.htm

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Savaşı bilmeyen, barışı da bilmez.

Japon atasözü

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ekonomi kiIitIendi.
RESET'IeyeIim Iütfen.

Sadece gülmece olsun diye

- - - - - - - - - - - - - - - -

GOZLERIM
. . . . . .
Gozlerim,
Gozlerim nerde?Seytan aldi, goturdu;
Satamadan getirdi.Gozlerim,
Gozlerim nerde?

- - - - - - - - - - - - - - - -

AŞK ŞİİRİ (Üstte orijinal altta günümüz Türkçesiyle)

Kasınçığımın öyü kadgurar men
Yavuklumu düşünüp dertleniyorum.
kadgurdukça
dertlendikçe
kaşı körtlem
kaşı güzelim
kavışıgsayur men
kavuşmayı özlüyorum

öz amrakımın öyür men
Kendi sevgilimi düşünürüm ben
öyü evirür men ödü/…/ çün
düşünürüm düşünürüm de… [mısra silinmiş]
öz amrakımın
kendi sevgilimi
öpügseyür men
öpmek isterim ben

barayın tiser
Kaçıp gitsem
baç amrakım
güzel sevgilim
baru yime umaz men
gene de gidemem ki ben
bağırsakım
merhametlim

yaruk tengriler
Işık Tanrılar
yarlıkazunın
sayesinde
yavaşım birle
huyu güzelimle
yakışıpan ardılmalım
birleşip ayrılmayalım

küçlüg priştiler
Kudretli meleklerin
küç birzünin
kudreti sayesinde
közi karam birle
kara gözlümle
külüşüpen külüşügin oluralım
gülüşüp oturalım.

Gününüz aydın olsun, Ullu Tengri sizleri gözetsin, korusun.

APRIN ÇOR TİGİN – ESKİ BİR UYGUR TÜRK ŞAİRİ
https://leventerturk1961.wordpress.com/author/leventerturk1961/

Uygur Türklerinin Mani (Maniheizm) dinine mensup oldukları dönemlerde yaşamış olan Türk şair Aprın Çor Tigin'in bilinen en eski Türk şiirlerini yazdığı kabul edilmektedir.
Mani dini, aydınlık ile karanlığın bitmeyen çatışması üzerine kuruludur.
Aydınlık tarafın bir parçası karanlığın içinde (dünyanın içinde) kalmıştır.
Bu dinde Tanrısal öz taşıdığı kabul edilen canlara zarar vermek yasaktır.
Aydınlanmaya ise ancak "seçilmişler" denilen ve kendilerini Tengri'ye (Burkan'a) adayan dinsel kişiler aracılığı ile ulaşılabilir.
Mani dinindeki Türkler, Buda'ya Burkan derlerdi.
Seçilmiş kişiler, hiçbir canlıyı incitmezler ve cinsel ilişkiye girmezlerdi.
İhtiyaçları ise dileyen kişiler tarafından sağlanırdı.

Bu dinin etkisinde yazan Aprın Çor Tigin'in günümüze sadece 2 şiiri ulaşabilmiştir.
Şiirler Kuzey Doğu Türkistan'da Turfan kazılarında bulunmuştur.
Kazılarda bulunan iki şiirin ilki dinsel içerikli olup maniye övgü içermektedir.
İkincisi ise aşk konuludur.
Orijinal Uygur alfabesi ile ilk çevirileri Alman arkeolog Albert Von Le Coq ve Türkolog dilbilimci J.W.Kaup Nabg tarafından yayınlanmıştır.
Türkiye'de ise, Reşid Rahmeti Arat, Talat Tekin ve Osman Fikri Sertkaya gibi araştırmacılar bu şiirler üzerinde incelemede bulunmuşlardır.
Yapılan yaş analizlerine göre, şiirlerin en erken 8.en geç 9. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir.
Edebiyat açısından ise, şiirlerde ahengi kuvvetlendiren tekrarlara, kafiye oluşturacak şekilde hece oyunlarına rastlanmaktadır.

Kaynaklar

Bilinmeyen Türk Tarihi web sitesi
http://www.bilinmeyenturktarihi.com/bilinen-en-eski-turk-sairi-aprin-cor-tigin.html
Eski Türk şiirinin kaynaklarına toplu bakış.
Yrd.Doç.Dr. Osman Fikri Sertkaya Turfan Kazıları.
Türk ansiklopedisi, M.E.B devlet kitapları, Milli Eğitim Basımevi, 32 C, Ankara, 1983, ilgili bölüm.

- - - - - - - - - - - - - - - -

YUNUS SURESİ - 99: RABBİN dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı.
oyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?"
***
TEVBE SUREsi - 29: "kendilerine kitap verilenlerden Allaha ve ahiret gününe iman etmeyen, Allahın ve resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din islamı din edinmeyen kimselerle elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın"

- - - - - - - - - - - - - - - -

Safsata [( İng:Fallacy), (Osm;Kıyası-ı batıl)], bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamaların tamamına safsata denir.
Safsatalar, ilk anda geçerli ve ikna edici gibi gözüken ancak yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte argümanlardır.
Günümüz Türkçe'sinde safsata kelimesi kusurlu akıl yürütme anlamını kaybetmiş, yanlış inanç manasında kullanılır olmuştur.
Oysa, safsata, insanın muhakeme yetisinin yanlış yönde kullanımıdır ve çoğu kez önyargı, eksik bilgi, batıl inançlar, duygusallık, yersiz göndermeler, acelecilik, özensizlik, genelleme, duygu sömürüsü, Türkçe'yi kötü kullanma gibi sebeplerden kaynaklanır.
---
Tecahülü Arifane İspatlama Mecburiyeti Safsatası (Argument from Ignorance Argumentum Ad Ignorantium) :
Bir şeyin yanlışlığının ispatlanamamış olması nedeniyle doğru olduğunu ya da doğruluğunun ispatlanamamış olması nedeniyle yanlış olduğunu ileri sürmek.
Bu "Siyah-Beyaz Safsatası"nın özel bir şeklidir.
Bu safsata "Bir şey aksi ispatlanamadığı sürece doğrudur" varsayımına dayanır.
Örnek 1: Allah'ın varlığı kimse tarafından kanıtlanmamıştır.
Öyleyse Allah yoktur.
Örnek 2: UFO'ların olamayacakları ispat edilemediğine göre, UFO lar mevcuttur.
Örnek 3: Hayaletlerin olmadığı kanıtlanamadığına göre, hayaletler vardır.
Örnek 4: Bilim adamları "küresel ısınma" nın varlığını ispat edemediklerine göre, küresel ısınma yoktur.
Örnek 5: Mehmet, Barış'tan daha yakışıklı olduğunu söyledi.
Fakat bunu ispat edemediğine göre, demek ki değil.
Örnek 6: Peki, uzaylıların hükümette kontrolü ele geçirdiğine inanmıyorsun.
Bunu ispatlayabilir misin?
Örnek 7: Emin:
Bazı insanların telepati gücüne sahip olduğunu düşünüyorum.
Akın: Delilin var mı?
Emin: Hiç kimse insanların telepati gücüne sahip olmadığını ispatlayamaz.
Güncel Örnek 1:
Muhabir telefonda haberi Erbakan'a çok yakın kaynaklardan aldığını ileri sürüyor, Erbakan Ailesi'nden yalanlama gelmemesini de haberin doğruluğuna kanıt olarak gösteriyordu.
Ahmet Hakan ise birincil kaynağının kendisi olması gereken haberin tamamen yalan olduğunu öne sürüyordu.
(3.9.2000, Hürriyet)
Muhabir, haberin yalanlanmamasını haberin doğruluğuna kanıt olarak öne sürmektedir.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilmektedir.

John Christian

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 8. - 389 ]

Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Değişik

Sen her gün başka bir güzel olsan
Ben her gün başka bir âşık
Her göz göze gelişimizde
Yıldırımla vurulmuş gibi olsak
Yepyeni bir aşk olsa aramızdaki
Her seferinde
Ne harika olurdu yaşamak
Hele evlilik
Sen her gün başka bir güzel olsan

Cahit Sıtkı Tarancı
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder