KUTLU KAĞAN : MODERN HAYATIN VE DİNİ NASSIN ÇÖKÜŞÜ
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Türk Modernleşme Serüveni ve Türk Siyasi Tarihi üzerine çalışmalar yapıyor. Tıp doktoru ve okur yazar. Politik psikoloji ile siyaset bilimi felsefesi ile ilgileniyor. Gelenekten geleceğe klasikten moderne geçişken ve hibrit alanları yazın hayatına taşımayı hedefliyor.
Kasım 19, 2021
Müslümanlar laiklikle hem modern hayattan faydalanıyor hem dini inancı koruyabiliyorlardı. Erdoğan anti-laisizmi zorladıkça hayat da din de krize giriyor. Bırakın olsun, hem böylece bu defter de kapanır.
Erdoğan, faiz meselesiyle ilgili son yaptığı açıklamada "faiz sebep enflasyon sonuç" teziyle ilgili açıkça dini nassı işaret etti. Böylece alenen anlaşıldı ki, laik idari hukukun ve modern ekonominin gereklerinden ziyade din temelli referanslar iyiden iyiye hayatımıza girmeye başladı.
Kemal Gözler bundan epey önce aslında bunları yazmıştı, laik hukukun yıpratılması adına ikincil referansların hayatımıza girmeye başladığını söylemişti. Bu alternatif referanslardan yeni bir hayat kurmanın mümkün olmadığını da belirtiyordu. O zaman tek bir amaç kalıyordu: Yenisini yapmaya imkânın ve gücün yoksa en azından mevcut olanı boz.
Kemal Gözler'e katılmakla beraber konuyu biraz daha açmak istiyorum…
Müslümanlar şüphesiz modern hayatla geleneksel, dini ve kültürel naslar arasında yaklaşık üç asırdır ciddi bir kriz yaşıyor. Zira eski hayat, dini nastan hareketle şeri hukukla ve fakat ağırlıkla hayatın dinamizmini esas alan gelenek temelli içtihatlara dayanan örfi hukukla düzenleniyordu. Modern hayat referans metnini değiştirdi. Vahiy ve nassa dayalı mesele hukuku gitti, akla ve tecrübeye dayalı sözleşme hukuku geldi. Kutsal makule evrildi. Referans alınan gelenek başkalaştı, kültür ve medeniyet değişti, hepsinden öte maddi ihtiyaçlar değişti.
Bu yeni hayatla eski hayat arasındaki kriz ahali tarafından önce yadırgandı ve büyük bir direnç gelişti. Uzun bir süre Meşrutiyet ve Cumhuriyet aktörleri bu toplumsal dirençle mücadele etti. Mücadele edilen alan devletin kurumsal modernleşmesi olduğu kadar milletin hayata dair maddi manevi referans metnini de güncellemekti.
Bu zor bir işti zira üretim ilişkilerine dayalı maddi altyapı ve kültüre dayalı üstyapıdan doğan sosyal-siyasal dirençler vardı. Milletin eski hayata dair referans metni modern hayatın maddi ihtiyaçlar ve rekabetini karşılayacak güçte değildi; üzerine bir de gelenek ve dini kimliğe dair kültürel sembolik çatışmalar eklenince kriz iyice büyüdü, günümüze kadar geldi.
Tüm bunların temelinde en kaba hatta görünen şey; modernleşme hamleleriyle senkronize bir seküler hayatın olmayışıydı. Modernleşmeye dair tüm icralar zeminsiz ve karşılıksız kalıyordu. Modernleşmeye dair hamleleri taşıyacak seküler bir hayat yoktu.
Uzun bir süre sonra, hayatın içinde toplumsal anlamda tüm politik yelpazede sekülerleşme epey yol aldı. Eski hayatla yeni hayat arasındaki çatışma çok partili hayata geçişle beraber siyasal alanın eski hayatı savunanlar lehine gelişmesiyle duruldu. Son olarak bu iktidarla beraber birikmiş reaksiyoner enerji de boşaldı.
Memlekette muhafazakârlar ve sağ iktidarlar gücü eline aldıkça bu yeni hayatı bir süre sonra kerhen de olsa kanıksadı ve kabullendiler. Zira yeni hayatın seküler gerekleri, faydaları, imkânları ve avantajları baş edilemeyecek kadar büyüktü ve ortada eski hayatı diriltmeye dair ciddiye alınabilecek bir realite de yoktu. Bunu onlar da biliyordu.
Bu çatışmadan doğan krizi aşmak adına travmatik de olsa insan ve toplum için sekülerlik; devlet ve idare için de laiklik oldukça kullanışlı bir manivela olarak çok işe yaradı. Muhafazakâr Müslümanlar netameli konularda buldukları "o başka bu başka" sihirli cümlesi ile artık hayatı iki ayrı referans metniyle idare ediyorlardı. O hayata göre eyliyor ve yaşıyor; bu hayata göre inanmayı sürdürüyorlardı. Bu durum laikliğin hayatı ikiye ayıran ancak beraber sürdürmeye de imkân tanıyan zemininden doğmuştu.
Laikliğin muhafazakârlar için avantajı sekülerleşmeyle beraber travmatik de olsa dini inançla modern hayatı ayırma ve fakat beraber yürütme imkânıydı. Müslümanlar laiklikle hem modern hayattan faydalanıyor hem dini inancı koruyabiliyorlardı.
Erdoğan bunu anti-laisist biçimde zorladıkça hayat da din de krize giriyor. Laikliğe aykırı biçimde idarede alenen dini nassa referans veren tüm icralar; modern hayatın faydasını zarara, dinin onursal pozisyonunu da onursuzluğa itiyor. Müslümanların dini nasla modern hayat arasındaki sihirli ara bulucusu laiklikti; çifte hukuk girişimi ve laik idareyi alternatif dini referanslarla yıpratma girişimi bu sihri zehre dönüştürüyor.
Nihayet faiz meselesindeki laiklik karşıtı ve alternatifi bir dini nassa dayanan ısrar; vatandaşın modern hayatın içinde yoksulluğuna dini hayatın içinde de inanç krizine sebep oluyor ve olacaktır. Bırakın olsun, bunları çoktan hak ettik, hem böylece tıpkı başkanlık sisteminde olduğu gibi bu defter de tecrübi olarak kapanır.
Tecrübeye dayalı politik hayatın önünü açmak lazım; zira bizim milletimizin politik tercihleri ile politik sorumlulukları arasına askeri vesayet girerek müdahil oluyordu; böylece tercih ediyor ancak sorumluluk almıyorduk dolayısıyla öğrenemiyor ve ilerleyemiyorduk. Pek âlâ anlaşıldı ki bu toplumun yegâne öğrenme yolu bu tarz ağır bedeller ödeme hâli ile mümkün oluyor.
O yüzden laissez faire laissez passer diyorum yani bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler…
https://www.politikyol.com/modern-hayatin-ve-dini-nassin-cokusu/
- - - - - - - - - - - - - - - -
Fiat lux\
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
CÜBBELİ HARİKALAR KUMPANYASI
https://www.youtube.com/watch?v=Wq-Wa0JXHS0
- - - - - - - - - - - - - - - -
Safsata [( İng:Fallacy), (Osm;Kıyası-ı batıl)], bir düşünceyi ortaya koyarken ya da anlamaya çalışırken yapılan yanlış çıkarsamaların tamamına safsata denir.
Safsatalar, ilk anda geçerli ve ikna edici gibi gözüken ancak yakından bakıldığında kendilerini ele veren sahte argümanlardır.
Günümüz Türkçe'sinde safsata kelimesi kusurlu akıl yürütme anlamını kaybetmiş, yanlış inanç manasında kullanılır olmuştur.
Oysa, safsata, insanın muhakeme yetisinin yanlış yönde kullanımıdır ve çoğu kez önyargı, eksik bilgi, batıl inançlar, duygusallık, yersiz göndermeler, acelecilik, özensizlik, genelleme, duygu sömürüsü, Türkçe'yi kötü kullanma gibi sebeplerden kaynaklanır.
---
Adam Karalama Safsatası (Argument Against the Man) :
Bir kişinin önerileri yerine, önerinin reddedilmesini sağlamak için, kişiye sövgü mahiyetinde yapılan saldırı.
Örnek 1:
Tanrının olmadığını mı tartışıyorsun?
Sen bir delisin.
Örnek 2:
Barış: Hükümetin enflasyonu düşürmede başarılı olduğunu düşünüyorum.
Taner: Ne o, hükümetten kemik mi bekliyorsun?
Örnek 3:
Senin müdür hakkında söylediklerini duydum.
Nankör adam, sen müdürün o kadar ekmeğini yedin\
Köksal Toptan, Mehmet Niyazoğlu'ndan 10 milyar doları alırken bu paranın kaynağının ne olduğunu hiç merak etmez mi?
Bu paranın vergisi ödenerek kazanılmış bir gelir olup olmadığını hiç aklına getirmez mi?
Etmez.
Ve getirmez...
Çünkü hortlak...
Hortlaklar hortlarlar...
Asla merak etmezler..
10 milyarı ceplerine koyarlar.
(Necati Doğru, 15.8.2000, Sabah)
Yazar, Köksal Toptan'a, Mehmet Niyazoğlu'dan aldığı paranın kaynağını merak etmeden kullanması iddiasını hakaretle perçinlemeye çalışıyor..
Güncel Örnek 2:
Mrs.Merwe o gün Genel Kurul salonuna Nazlı ablasının kolunda, refakatte giriyor.
O ablası ki, geçmiş yaşamını herkes çok iyi biliyor.
Yalısında düzenlenen partiler, verilen içkili davetler, şarap ve rakının su gibi aktığı görkemli sofralar, sauna partileri..
Ve kocasını mektupla Demirel'e şikáyet etmekten utanmamış, en sonunda kapağı Fazilet Partisi'ne atıp milletvekili olmayı başarmış bir vatandaşımız\
Biz;yerine göre "efendi" de oluruz, "nazik" de\
"Soyguncu"ların, "vurguncu"ların, "dinsiz" ve "donsuz"ların, "lezbiyen" ve "homo"ların egemen olmaya çalıştığı ve de "kendilerinden olmayan"ları "ayak takımı" gibi gören aşağılık "soysuz"ların borusunun öttüğü bir ülkede, gerekirse "ayak takımı" olur, bozarız hepsinin "fiyaka"larını\..
Bu yüzden "uyumsuz" görünmekten de asla rahatsızlık duymayız\
Fakat "anlama özürlü" bir öğretmen, adı hiç önemli değil, kendisinin ne kadar faşist ve merhametten uzak bir zihniyete sahip olduğunun farkında bile olmadan, savunduğum teze değil de "şahsıma" yüklenen bir e-mail göndermiş.
(İlker Sarıer, 20.9.2000, Sabah)
Yazar, kendisini eleştiren kişinin fikrine değil, kendisine saldırdığını söylediği şahsın fikirlerine değil kendisine saldırarak aynı safsataya düşüyor...
Güncel Örnek 5:
Evet\
Bu transferlerin de güç simsarlığı liginde mühim karşılıkları var tabii.
Yoksa cidden, bunlar gazete değiştirse ne yazar; o can sıkıcı formüllerle işleyen köşelerini yazsa ne yazar, yazmasa ne
Yazar.(Perihan Mağden, 14.10.2000, Radikal)
Yazar burada, bazı gazetelere transfer edilen köşe
Yazarlarını tavırlarını hakaret ederek eleştiriyor.
Güncel Örnek 6:
Şahsen ben, demokrasiyi bir türlü sevemiyordum.
"İnancımın demokrasiye ihtiyaç duyacağına" inanmıyordum.
Demokrasi yokken, biz, üç kıt'aya 7 denize hâkimdik.
Şimdi emperyalistlerin kölesi durumuna düşmüştük.
Hindistan'a gitsem, ineğin önünde önümü düğmelerdim.
Gerçi bu bana zor da gelmezdi.
Zira nice öküzlerin karşısında önümüzü iliklemeye zâten alışmıştık.
(Hüseyin Üzmez, 9.10.2000, Akit)
Yazar, birilerinin karşısında saygı göstermek zorunda kalışını mecburen saygı gösterdiklerini aşağılayarak anlatıyor.
Güncel Örnek 7:
Dolayısıyla, bizim serserilerin Katmandu özlemi bile, çok gereksiz bir Amerikan özentisi olabilmişti ancak...
'Ulan, elin Amerikalısı'nın sorunu o, bizi bağlamaz, biz istediğimiz zaman gider herhangi bir torbacıdan alıveririz plakayı da diyemiyorlardı salaklar...
Sonra ne mi oldu?
Kimi genç yaşında sebil oldu, ziyan oldu gitti, kimi topluma dönüp çoluk çocuğa karıştı...
Burada da, Amerika'da da...
Şimdi çıkıp da Katmandu edebiyatı yapmalarına biz ağzımızla gülmeyiz.
Hele günümüzde buna hiç gerek yok, çünkü gençlik artık bol ve kolay uyuşturucu da bulabiliyor, şehirli ve paralı kesimi tavşanlar gibi hababam da çiftleşebiliyor...
Yani bir nevi küçük Amerika olduk bile...
Haa, sanayi toplumunun getirdiği özel sorunlardan bunalmak istiyorsanız, önce o sanayiyi kurun da sıkıntısını ondan sonra yaşarsınız\
Katmandu ha? ..
Hadi yürüyün be emekliliği gelmiş kart zibidiler.
(Engin Ardıç 11-10-2000 Star )
Yazar, muhataplarını eleştirirken, eleştirilerini hakaretleriyle destekleme gayreti gösteriyor.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bu Sevda Zehirler Seni
para para ışığa kesmiş
dingin bir sabah denizin
inacır kanat uçları uçamaz martı yavrusu
dalgalar köpük köpük ağlar gözlerinde
ben bu sevda zehirler seni demiştim
o ateş gecesinin kızıl oklu şafağından
eden hep dikenli dal uçları içinde
kanar durmadan yüreğin uzaklarda
beyaz bahar kelebekleri konar saçlarına
başında beyaz gelin çiçekleri gibi
uzak ve soğuk bir gülüş kalmışsa uzaklarda
kırılganlıklar bir kenarda hep vardır
~Gönül Duranoğlu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Cave canem
Dikkat, kopek var. (Pompeide bir evin girisinde mozayik uzerinde bulunan yazi)
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bir Yalnızlık İşareti
Bir cam gibi önünde
Yüzümü elinle sil,
Hohlayarak üstüne.
Seyret boş bir sokağa
Hüzünle yağışını yağmurun.
Sonra kaplasın yavaşça,
Ilık buğusu soluğunun
Yüzümü baştanbaşa.
Ve bırakıp gittiğinde
Bir küçük boşluk kalsın
Alnını dayadığın yerde;
Bir yalnızlık işareti
İşleyen ta içime.
~Metin Altıok~
- - - - - - - - - - - - - - - -
METAL YORGUNLUĞU...
https://www.youtube.com/watch?v=jfwI8sj513U
- - - - - - - - - - - - - - - -
BİNALİ'NİN CANLI YAYINLA SINAVI
https://www.youtube.com/watch?v=H0Yo6CLFprA
- - - - - - - - - - - - - - - -
Akillilar istedigi seyi, akilsizlar baskalarinin istedigini ogrenir.
~Sadi~
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder