18 Kasım 2021 Perşembe

İBRAHİM DUMANAY : TÜRKÇEMİZ


İBRAHİM DUMANAY : TÜRKÇEMİZ

17 Kasım 2021 Çarşamba

Yıllar önce, TRT'nin tek radyo kanalında büyüklerimizin "ajans" diye adlandırdıkları sabah, öğle ve akşam haber bültenleri yayınlanırdı. Radyo ve gazeteler dışındaki tek haber kaynağı, daha sonra hayatımıza giren televizyonun tek kanalındaki akşam ve gece haberleri oldu.

"Doğru" haber "anlaşılır" bir şekilde sunulmalıdır. Bu nedenle TRT'de spiker olmak ve halkın karşısında haberleri sunmak için, önce oldukça zor ve sıkı sınavları, sonrasında da zorlu eğitimleri geçmek gerekiyordu. "Eeee!, Iııııı!" gibi garip sesler çıkarmak her şeyden önce izleyiciye saygısızlıktı. Hele yorum, espri yapmak, laubali davranmak düşünülemezdi bile. Sunum esnasında; ses tonu kontrollü, telaffuz ve diksiyon hatasız, cümleler akıcıydı. Yalnızca işlerini yaparlar, haberi izleyiciye/dinleyiciye kusursuz bir Türkçe ile aktarırlardı.

Farkında mısınız? Son yıllarda hem haber kanallarında hem de diğer kanallarda sunulan haberlerde sanki Türkçe'den farklı bir dil kullanılıyor. Zaten kurum yöneticilerinin de "Güzel Türkçe" diye bir kaygıları yok. Sunucunun Türkçe'ye hakimiyetinden ziyade fiziği daha ön plana çıkartılıyor. Radyo programlarını saymıyorum bile.

Mikrofon başındakiler, konuşmak zorundalarmış gibi kendilerine ayrılan süreyi doldurmak için yalnızca sözcükleri yanyana getiriyorlar, o kadar…

Bütün kanallardaki haberlerde, tek elden çıkmış izlenimi veren saçma bir dil kullanılıyor. Standart kalıplar halinde, mekanik bir anlatım… İşte her akşam karşılaşabileceğiniz klişe ifadeler: "saniye saniye görüntülendi". "anbean kaydedildi", yürek hoplattı", "yürekleri ağza getirdi", "gündeme bomba gibi düştü", "şoke etti", "nefes kesti", "arbede yaşandı", "göz doldurdu" "görenleri şaşkına çevirdi", "pes dedirtti", "damakları çatlattı" … Hele bir de "adeta" sözcüğü var ki, onun olmadığı bir cümleyi duymak mümkün değil… Bu arada haber kaynakları da hep meçhullerden seçiliyor: "…..iddia edildi" ya da "iddiaya göre……."

Sosyolojide dil, "kültürün nesillere aktarılmasındaki en önemli unsur" olarak tanımlanır. Kültürün ögelerinden örf ve adetler ise genellikle yazılı değildir, sözlü olarak nesilden nesile aktarılır. Çocukken oynadığımız "kulaktan kulağa" oyunu vardı, 8-10 arkadaş yanyana oturur, en baştaki yanındakinin kulağına bir şeyler fısıldar, o da kendinden sonrakine anladığını aktarırdı. Aktarımlar sonlandığında en sondaki, anladığını -artık ne anladıysa- yüksek sesle söylerdi. Çoğu zaman ilk cümle, son oyuncuya gelinceye kadar şekil ve anlam değişimine uğrardı. Türkçe'yi doğru kullanmazsak, nesiller arasında anlaşılabilir dili kullanamazsak kültür, örf ve adetlerin aktarımını da (tıpkı oyunda olduğu gibi) sağlayamayız. Bunun sonucunda da çok değil iki-üç nesil sonra ortak değer ve özelliklerimizden uzaklaşırız.

Ulus devlet tanımında da "dil" çok önemli bir yer tutar. "Ulusları birbirinden ayıran öğe, kafatası biçimi, saç rengi gibi dış görüşler değil, dildir. Dil, ulusları birbirinden ayırır ama dile de ulus biçim verir. O halde dil, ulusun dış görünüşüdür. Ulusun dili, ruhudur." (Kemal İNAL, 2012: Dil ve Politika. Dilin Kökeni, Etnik Boyutu ve Kimlikle İlişkisi, Ütopya Yayınları)

Bunun yanında yine son zamanlarda artan bir şekilde yazılı metinlerdeki yanlış ve özensiz kullanımlar da normal sayılmaya başlandı. Bir gazete haberinde, bir dükkanın kapısındaki kısa notta, bir arabanın arka camındaki yazıda ya da birçok kitapta bolca rastladığımız yanlış kullanımlar mevcut. Bunların en başta gelenleri de/da bağlacı, ki bağlacı, mı/mi/mu/mü, mıdır/midir/mudur/müdür? soru ekleri. Yanlış kullanılan çok fazla unsur var ama en başta bu yazım bozukluklarının acilen düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum.

İnternet ve sosyal medyanın yoğun kullanımı ve "plaza dili" gibi uyduruk ifade biçimleri Türkçemizin en büyük düşmanı. Bugün bir dede torunuyla belki kısmen anlaşabiliyor ama Türkçe'nin bu kadar hoyratça kullanılmasına ve yozlaşmasına izin verirsek, sanırım bu gidişle biz torunlarımızla hiç anlaşamayacağız.

http://www.zafergazetesi.org/yazar/Turkcemiz/2940

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Roma die uno non aedificata est
Roma bir gunde kurulmadi
S [degistir]

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kendimize işkence etmek için kullanmak isteyeceğimiz bir şey hep bulunur sanırım.
Hipodromda başkalarının hislerini paylaşırsın; o ümitsiz karanlığı, pes edip vazgeçmenin kolaylığını.
Bahisçilerin dünyası gerçek dünyanın makul ölçülere indirgenmiş şeklidir; hayatın ölümle sürtüşmesi ve kaybetmesidir.
Sonuçta kimse kazanmaz.
Geciktirmektir tek isteğimiz, o göz kamaştırıcı ışıktan gözlerimizi bir an için kaçırmak.
Allah kahretsin, amaçsızlık üzerine düşünürken sigaramın yanık ucu parmağıma çarptı.
Bu da beni uyandırıp Sartre havasından çıkardı.
Mizah gerek bize, kahkaha gerek.
Eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım.
Yazmak hariç.
Artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum.

~Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Türk'e okusak anlamaz
Arap'a okusak anlamaz
Acem'e okusak anlamaz
Öyleyse bu dil ne dilidir?"

~Şemsettin Sami~

- - - - - - - - - - - - - - - -

DUNYANIN BUTUN CICEKLERI

"Bana cicek getirin, dunyanin butun
ciceklerini buraya getirin."
Koy ogretmeni Sefik Sinig'in son sozleri.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum
Butun ciceklerini getirin buraya,
Ogrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde acmis cigdemlere benzer
Butun koy cocuklarini getirin buraya,
Son bir ders verecegim onlara,
Son sarkimi soyleyecegim,
Getirin, getirin...ve sonra olecegim.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
Kir ve dag ciceklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnizlikta acarlar, kimse bilmez onlari
Genis ovalarda kaybolur kokulari...
Yurdumun sevgili ve adsiz cicekleri
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin gorun beni,
Topragi nasil orterseniz oylece örtun beni.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
Afyon ovasinda acan hashas ciceklerini
Bacimin suladigi feslegenleri,
Koy ciceklerinin hepsini, hepsini,
Avlularin pembe entarili hatmisini,
Coban yastigini, peygamber cicegini de unutmayin,
Aman Isparta gullerini de unutmayin
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dunyanin butun ciceklerini istiyorum.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
Ben koy ogretmeniyim, bir bahcivanim,
Ben bir bahce suluyordum, gonlumden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne guller fiskirir cilelerimden,
Kandir, hayattir, emektir benim gullerim,
Korkmadim, korkmuyorum olumden,
Siz cicek getirin yalniz, cicek getirin.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
Baharda Polatli kirlarinda acan,
Guz geldi mi Kopdagina gocen,
Yorukler yaylasinda Toroslarda eglesen,
Mus ovasindan, Agri eteginden,
Gucenmesin butun yurt bahcelerinden
Cicek getirin, cicek getirin, ortun beni,
Egin turkulerinin icine gomun beni.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
En guzellerini saymadim ciceklerin,
Cocuklari, ogrencileri istiyorum.
Yalniz ve cileli hayatimin ciceklerini,
Koy okullarinda acan, gizli ve sessiz,
O bakimsiz, ama kokusu essiz cicek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnizlik ortecek, yalnizlik ortecek.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
Ben mezarsiz yasamayi diliyorum,
Olmemek istiyorum, yasamak istiyorum,
Yetistirdigim bahce yarida kalmasin,
Tarumar olmasin istiyorum, perisan olmasin,
Beni bilse bilse cicekler bilir, dostlarim,
Nicin yasadigimi ben onlara soyledim,
Ciceklerde acar benim gizli arzularim.

Dunyanin butun ciceklerini diyorum,
Okulun duvari coktu altinda kaldim,
Ama ben dunya ustundeyim, toprakta,
Yaz kis bir sey soyleyen toprakta,
Cile cektim, yalniz kaldim, ama yasadim,
Yurdumun ciceklenmesi icin daima yasadim,
Bilir bunu bahceler, kayalar, koyler bilir.
Simdi sustum, ortun beni, yatirin buraya,
Dunyanin butun ciceklerini getirin buraya.

~CEYHUN ATUF KANSU~

- - - - - - - - - - - - - - - -

TCDD'DE KUSUR SIFFİR :) | Turgay Yıldız
https://www.youtube.com/watch?v=Te7VDb1peYo


- - - - - - - - - - - - - - - -

Babalar, Doğanın Yarattığı Bankerlerdir.

~FRANSIZ ATASÖZÜ~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cura ut valeas\

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dünyada şu an Adem ve Havva hikayesine inanan zeki bir erkek veya kadın kaldı mı? Eğer ona inanan birini bulursanız kafasına hafifçe vurarak tıklatın ve bir yankı duyacaksınız.
Kiralık boş bir oda var.

~Robert Ingersoll~
OrajKalip


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder