18 Kasım 2021 Perşembe

AÇIĞA ALINAN KAYMAKAMA ‘BAYRAK’ SORUSU


AÇIĞA ALINAN KAYMAKAMA 'BAYRAK' SORUSU

16.11.2021

29 Ekim'de yaptığı konuşma nedeniyle görevden alındığı iddia edilen Ordu'nun Korgan ilçesi Kaymakamı Miraç Akbulut'a 'CHP'den Türk bayrağı aldınız mı?' diye sorulduğu öne sürüldü.

Ordu'nun Korgan ilçesine geçen Ağustos ayında atanan Kaymakam Miraç Akbulut, 1 Kasım'da aniden görevden alınmıştı. Akbulut'un, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yaptığı konuşmasından dolayı görevden alındığı ileri sürülmüştü.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz bugünkü yazısında, açığa alınan Kaymakam Miraç Akbulut için görevlendirilen müfettişlerin 36 kişiyi dinlediği kaydetti ve Akbulut'a sorulan soruları şöyle aktardı:

"Ordu Valiliği kaynaklarından öğrendiğim kadarıyla müfettişler 36 kişiyi dinledi.

12 Kasım günü Kaymakam Miraç'ın ifadesi alındı.

İlk soru şuydu: "Törende alkollü müydünüz?"

Değildi.

Zaten CHP'li Adıgüzel ve DP'li Enginyurt da bu iddiayı yalanladı.

Koku aldığını iddia edenlerle yan yana bile gelmemişti.

Resepsiyonda içki verilmemişti.

İkinci soru şöyleydi: "Milletvekillerini ne şekilde davet ettiniz? Ayrıcalık yapıldı mı?"

Yapılmadı.

Kaymakam Miraç, tüm milletvekillerine davetiye gönderildiğini kanıtlayan, yanıtları içeren mesajları sundu.

Üçüncü soru oldukça tuhaftı.

Şöyle: "Komite toplantısında 'Marşlar belediye hoparlöründen çalınmazsa minareden çaldırırım' dediniz mi?"

Bu bir şakalaşmadan ibaretti.

Belediye yetkilisi, "Hoparlör ısınıyor" demişti.

Kaymakam Miraç da espriyle karşılık vermişti.

O an bütün katılımcıların güldüğü bir espri birden bire suç iddiasına dönüşmüştü.

Dördüncü soru içler acısı.

"CHP ilçe başkanından Türk bayrağı aldınız mı?"

Evet, almıştı.

Almış ve asmıştı."

19 SAYFALIK SAVUNMA

Saymaz'ın valilik kaynaklarından aktardığı bilgilere göre Kaymakam Akbulut, 19 sayfalık savunmasında şunları kaydetti:

"Cumhuriyet bayramını en yüksek coşkuyla ve katılımla kutlamak, Atatürk ilke ve inkılaplarını, Cumhuriyetin niteliklerini gözeterek hareket edip etkinlikler düzenlemek ve vatandaşımızda coşku hissiyatını artırmayı görevim bilerek bu bilinçle hareket ettim."

CUMHURİYET KUTLAMALARINDA NE DEMİŞTİ?

29 Ekim'de kaymakamlıkta kutlamaları kabul eden Kaymakam Miraç Akbulut, konuşmasında "Atatürk'ün deyimiyle, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz, en doğru en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır, nazarıyla yaklaşıp, her alanda gerçekleştirmiş olduğumuz inkılapları geliştirerek medeni, çağdaş ve gelişmiş bir millet olmanın gayreti içerisinde bulunmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullanmıştı.

https://www.sonhaber16.com/aciga-alinan-kaymakama-bayrak-sorusu/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bana adaletsiz islem yaparsaniz ikinci kitabi da yazarim\

~Hanefi AVCI~

- - - - - - - - - - - - - - - -

KEŞKE

Deniz kokulu taşlar döşenmişti yollara
Ben bile bilmiyordum nerde ayrıldık
söndür küllenmiş sözcüklerini geçmiş zaman
sararan filizleri geç
yorumu gökyüzüne bırakılmış uçurtmalı tepeleri
uzun bir yol için aldığın ne varsa bırak ardında
saklayabilseydim dalgın bakışlarımı böyle zamanlar için
saçlarını taradığım sular,rüzgar ve karanlık
bak adın yazılı yeşim taşından örülü duvarda

~9 Haziran 1991
Ludwigshafen~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cocuguna kucuk seylerden zevk almasini ogreten ona buyuk bir servetbirakmis olur.

~Etienne Gilson~

- - - - - - - - - - - - - - - -

AYRILIS
. . . . . .
Gun batiyor, gun batiyor,
Veda etsem hepinize.
Ufuk kanli bir denize
Donuyor, sizi biraksam.
. . . . . .
Gun batiyor, gun batiyor,
Evimi, esyami, parami
Nem varsa yaksam ve bir an
Kaybetsem kara bir duman
Arkasinda hafizami,
. . . . . .
Kossam, kossam, kossam, kossam...

~Ahmet Muhip DRANAS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Yürüyelim Seninle İstanbulda

Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu

İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da

korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuştüyü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar buluşmayan ellerimizi
deli rüzgar yine sarhoş, hovarda

tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül

yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi mağrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi

anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyür de kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı

İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeli ki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir

bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı

Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa

hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan

İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur

tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice

anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi

sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini

Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı

biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı

~Nurullah Genç~

- - - - - - - - - - - - - - - -

ÇAY KEYFİ...
https://www.youtube.com/watch?v=nSagXis4cXM


- - - - - - - - - - - - - - - -

Sevgiyi sevip dusmanliga dusman olmak, inancla cosan bir kalbin en onemli vasfidir. Herkesten nefret ise, ya gonlu seytana kaptirmislik veya bir cinnet eseridir. Sen insani sev; insanliga hayran ol\

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Alma mater
Sut annesi

~Latince Atasozleri~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ego primum tollo, nominor quoniam leo.
* * *
En iyi parcayi ben aliyorum, cunku aslan benim.

~Latin Atasozu - (Phaedrus)~


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder