30 Eylül 2013 Pazartesi

10-Arslan Bulut: Türk’üm, doğruyum, AKP’nin prangasıyım!


Arslan Bulut: Türk'üm, doğruyum, AKP'nin prangasıyım!

30 Eylül 2013

 Ben söylemedim; Tayyip Erdoğan, "demokratikleşme paketi" adını verdiği girişimin ne anlama geldiğini bir gün öncesinden açıkladı ve "11 yıldır yaptığımız reformlara yenilerini ekleyecek, Türkiye'yi ağırlıklarından, prangalarından, zincirlerinden kurtaracağız.
Bu ilk değil, son da olmayacak"
dedi.

Ve nihayet dün, "Bugün biz, bu demokratikleşme paketini açıklarken, aslında, işte tüm o şehitlerimizin de arzularını bir kez daha yerine getiriyoruz" diyerek maddeleri sıraladı.

Bir gün önceki pranga laflarını ise "Açıklayacağımız paket, elbette Türkiye'yi bütün prangalarından kurtaracak, bütün tortuları temizleyecek bir paket değildir; ancak, bu istikamette, bu hedef doğrultusunda çok önemli bir aşamadır, nihai hedefe ulaşmak için de çok önemli bir eşik noktasıdır" diye açmak ihtiyacını hissetti?

***

Paketi açıkladı ama Tayyip Erdoğan, nihai hedefinin ne olduğunu söylemedi!

"Türküm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan ilkokul andını kaldırmakla, Türkiye, bütün ağırlıklarından, prangalarından, zincirlerinden, tortularından kurtarılma yoluna giriyorsa, Tayyip Erdoğan'ın nihai hedefi Türklüğü, bu coğrafyadan bir millet adı olarak tamamen kazımak mıdır?

Ve tüm o şehitlerimizin arzusu bu muydu?
Okullarda Türkçe dışında dillerde eğitim yaptırmak mıydı veya?

Şehitler, Potamya'yı Güneysu yapmıştı, şimdi eşik noktası Güneysu'yu Potamya yapmak mıdır?

Arif Nihat Asya, bakın ne diyor bu konuda:

"Ben ki ateşle konuşurdum, selle konuşurdum

İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum

Sangaryos'u Sakarya yapan

İkonyom'u Konya yapan

Dille konuşurdum…"

Erdoğan ise Güroymak'ı Norşin yapan dille konuşuyor!

***

Daha şimdiden, sokak aralarında bile gece yarısına kadar tarikat toplantıları yapılıyor.
Yeni yasalarla Türkiye Afganistan'dan beter olur!
Türkiye'de en büyük ayırımcılık; çoğunluk olan ama yönetimi Türk'e düşmanlık güden unsurlara kaptıran Türklere karşı yapılıyor.
Nefret suçu, Türklere karşı işleniyor ama bundan sonra Ermeni mezaliminden bahsetmek nefret suçu olacak!
Rum çetecilerin katliamlarından bahsetmek, onların hakkından gelen Topal Osman'ı övmek de suç olacak!
Kapılar aralanıyor ya!

Üstelik "Gazi Mustafa Kemal" den söz ederek, böyle bir eşik atlamaya çalışmak, milletle alay etmek değil midir?

O Atatürk ki, "Şüphe yok ki, arkadaşlar, millet birçok fedakârlık, birçok kan pahasına, en nihayet elde ettiği hayat dayanağına kimseyi tecavüz ettirmeyecektir.
Bugünkü hükümetin, meclisin, kanunların, anayasanın mahiyeti ve hikmeti hep bundan ibarettir"
diyordu.

***

Tayyip Erdoğan'ın ise başka bir millet tasavvuru var!
Orta Doğu'daki bütün milletleri kapsayan bir millet anlayışına sahip…
Bu da yolu, İsrail'in "
Orta Doğu Birleşik Devletleri" hedefine doğru götürüyor…
Türk Milleti, bunun için mi bu kadar şehit verdi ve Anadolu'yu vatan yaptı?

Daha şimdiden Avrupa Birliği sözcüleri, "Paketteki maddeler çok önemli, uygulamayı bekliyoruz" diyor…
Zaten, AB temsilcisi Karen Fogg, "
Türk tarihinin hakkından gelmek lazım" demiyor muydu?
İşte şimdi Tayyip Erdoğan da ilkokullardan andımızı kaldırmakla, Türk kimliğinin hakkından geleceğini zannediyor.

Asıl bundan sonra, babalar ve anneler, çocuklarını her sabah okula gönderirken, kapıdan çıkmadan önce, "Evladım unutma, sen bir Türk çocuğusun" diyecek!
Bugüne kadar söylemek ihtiyacı hissetmiyorlardı, çünkü baştakileri Türk zannediyorlardı.
Baştakiler Türklüğü reddediyor hatta ortadan kaldırmak istiyor!

Yeniçağ


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Bir seye ait her seyi ogrenin; her seye dair bir seyler bilin.

Van Dyke
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


10-Bekir Coşkun: Şüpheli Paketten Kol Saati Çıktı…


Bekir Coşkun: Şüpheli Paketten Kol Saati Çıktı…

01 Ekim 2013

Dünyanın ilk gizli "demokratikleşme" paketi idi…

Açıldı…

*

"Milletimiz ne dediyse o" dedi Başbakan…

Millet televizyon başına geçip oturdu, baktı ne demiş…

*

Ve "tarihi an" geldi…

"Çağ atlatan demokratikleşme paketi" ile zaten okunmayan "Andımız" kalktı…

Batıyor çünkü..

Daha ilk kelimesi "Türk'üm"…

Diyelim ki onun yerine "Müslümanım"ı koy bak bakalım, nasıl da güzel oldu mu, olmadı mı?..

*

Kamuda türban ise serbest…

Din devletine bir adım daha de sen buna…

Sadece polis, asker, hâkim ve savcılar türban takamayacaklar…

Eğer "çağ atlatan demokrasinin" gereği ise niye polisler, askerler, hâkimler, savcılar bundan mahrum olsunlar?

Ya da "iman" gereği ise niçin "imansız" kalsınlar?..

*

Dinleme gibi kişisel bilgilere yasak da geldi ya…

Bu unuttu…

2010'da da yasak getirmişti, ilk yasaktan sonra 5 bin kişiyi topladılar evlerinden, telefonlarını dinleyerek…

Şimdi iki kere yasak oldu ki, iyi bir şey…

*

Paketin dibinden çıkanlar ise:

Kürtlere, kolej…

Cemaate, kurban derisi…

Alevilere, üniversitenin tabelası…

Romanlara, lojman…

Bu kadar…

Size de üç harf düştü…

*

Ne bekliyordun memleketim?..

Demokrat olmayan kafadan demokrasi mi?..

Milletten, ülke parlamentosundan, sivil toplum örgütlerinden, yargı erkinden, medyadan, kendi partisinden dahi "gizli" hazırlanan, ama adı "çağ atlatan demokrasi paketi" olan şeyden demokrasi çıkacağını sandıysanız…

Bu kadar çıktı…

*

"Türk'üm, doğruyum, çalışkanım" diye başlayan andımızın resmen de kalkması, dini sembol türbanın kamuya sokulması, yine de "çağ atlatan demokrasi" gibi gelmiyorsa…

"Deri" maddesine bakacaksın…

Koyunları koymuş içine…

Cumhuriyet


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Gel dese de bakma cimri asina, bir firsat arar da kakar basina.

Neyzen Tevfik
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


10-Mormonlar


Mormonlar

Hıristiyan dini hareketlerinden biri olarak ortaya çıkan ve zamanla bağımsız bir din görünümünde olan Mormonluk 1830 'da NewYork 'ta Joseph Simith tarafından kurulmuştur.

Teşkilatın kurucusu Joseph, Moroni adından bir meleğin(peygamberin) kendisine vahiy getirdiğini iddia ederek ortaya çıkmış, sonra bazı eski metinlere değişik bir yorum getirerek görüşlerini açıklamaya çalışmıştır.
Kendine taraftar kazanmak için 1835 yılında 12 kişiyi misyoner olarak çeşitli ülkelere göndermiştir.

Joseph Simith ve Mormon Tarihi Joseph(Yusuf) Smith Vermont şehrinde 1805 yılında doğdu.
Üç kardeşi vardı, babaları cifçilikle uğraşıyordu aile çok fakirdi.
Yusuf hangi kiliseye katılacağını bilmiyordu ve hangisinin doğru olduğunu da aklı çok karışmıştı her yerden değişik ve birbirinden tutarsız konuşmalar geçiyordu.

Mormonların anlatışına göre Mormonluk şu şekilde doğmuştur; "Bir gün Yusuf Kitaba-i Mukaddes 'i (Hıristiyanlığın kutsal kitabı) okuyordu dua etti.
O sabah hava çok güzeldi kimsenin olmadığı bir yere gitmek istedi orası da ormandı.

Dua etmeye hazırlanırken şeytan Yusuf 'un duasını engellemeye çalıştı Ardından Yusuf bir vizyon gördü.
Parlak ışıklar altından gökyüzünden Tanrı 'yı ve İsa 'yı gördü.
Tanrı İsa 'yı göstererek "
O benim oğlumdur.
O 'nu dinle!"dedi.
Yusuf İsa 'ya hangi kilisenin doğru olduğunu sordu.

İsa ;"hiç bir kilise benim kilisem değildir"dedi ve gitti.
Tüm kasabaya durumu anlattı herkes Yusuf 'a ve ailesine karşı çıktı ve onlara kötü davrandılar.
Bir gün peygamber Moroni ona görünerek bir kitaptan bahsetti kitabın yakın bir tepede altın levhalar halinde toprağın altında olduğunu ama zamanı geldiğinde bunu alması gerektiğini ve İngilizce 'ye çevirip tüm insanlara öğretmesini istedi.

Bir süre sonra Moroni Yusuf 'a tekrar görünerek "Kumorah" tepesinde bahsettiği altın levhaların yerini söyledi ve Yusuf onları söylendiği gibi buldu ( 1827 hala Utah eyaletinde bu levhalar korunmaktadır).
Yusuf, Martin Harris adında bir adamdan tercüme için yardım aldı ve 116 sayfası tercime edebildiler.
Daha sonra Yusuf hepsini tek başına tercüme edebildi.
Ve insanlara Mormon kitabini ve gerçek kiliseyi anlatmaya başladı"
 

Son Zaman Azizleri Kilisesi baskılara rağmen kuruldu.
Bir çok yerden kovuldular çok çetin ve zor şartlarla azizler (Mormon inananları) ve aileleri Utah eyaletine gelerek yerleştiler.

Hıristiyanlar tarafından Mormonlar 'a burada da baskılar devam etti.
En son Yusuf Simth ve yardımcılarının bulunduğu ev bir halk ayaklanmasında yakıldı ve Joseph Simith ve yardımcılarından Hyrum linç edilerek öldürüldü.
(27 haziran 1844) Joseph Simith öldükten sonra 12 havari adına seçim yapılarak başkanlık sistemine benzer bir örgütlenme ve hiyerarşi düzeni kurularak taraftar toplamaya devam etmişlerdir.

İnançları ve Ahlak Anlayışları

Mormonluk Hıristiyanlıktan doğduğu için Hıristiyanlıkla benzer yönleri oldukça fazladır.
Kısaca Mormonların inançlarını temellerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz; 

-Baba Tanrı'ya,Oğlu İsa Mesih'e ve Kutsal Ruha inanırlar (Hıristiyanlıktaki üçleme)

-İnsanların Hıristiyanlıkta olduğu gibi Adem'in itaatsizliğinden dolayı değil, kendi günahlarından ötürü cezalandırılacaklarına inanırlar 

-Mesih'in -İsa 'nın- kefareti sayesinde , tüm insanlığın İncil törenlerine ve kanunlarına bağlılıkları ile kurtulabileceğine inanırlar.

-İncil'in baslıca ilke ve törenlerinin; birincisi Rab İsa 'ya iman; ikincisi tövbe; üçüncüsü günahların bağışlanması için suya daldırılmak suretiyle yapılan vaftiz;dördüncüsü Kutsal Ruh armağanı için ellerin baş üzerinde konulması gerektiğine inanırlar.

-Bir kimsenin İncil'i vaaz etmesi ve ona ait törenleri icra etmesi için yetkili kişiler tarafından ellerin bas üzerine konulması suretiyle,Tanrı adına göreve çağrılması gerektiğine inanırlar.

-İsa tarafından kurulmuş olan ilk kilisede mevcut havariler, peygamberler,çobanlar,öğretmenler, İncil vaizleri ve diğer şahıslardan oluşan organizasyonun aynısına inanırlar.

-Dil, vahil, iyileştirme, diller yorumlanması, ve benzeri diğer armağanlara inanırlar.

-Doğru bir şekilde tercüme edildiği sürece,Kitabı Mukaddesin Tanrı'nın sözü olduğuna inanırlar; Mormon Kitabı'nın da Tanrı'nın sözü olduğuna inanırlar.

-Tanrı'nın vahiy etmiş olduklarının tümüne,halen vahiy etmekte olduklarının tümüne ve O' nun Tanrı Krallığı'na ait çok sayıda büyük ve önemli şeyleri daha bildireceğine inanırlar.

-İsrail'in gerçekten toplanacağına ve on kabilenin iade edileceğine; Sion'un (yeni Yerusalem'in)Amerika kıtası üzerinde kurulacağına; İsa nın şahsen yeryüzünde hüküm süreceğine;ve yeryüzünün yenileneceğine ve eskiden olduğu gibi cennetsel görkemine kavuşacağına inanırlar 

-Tanrı'ya ibadet etme özgürlüğünün sadece kendilerine değil tüm insanlara verilen bir hak olduğunu kabul ederler.

-Kanunlara itaat etmek,saygı göstermek ve onları desteklemek için Başkanlar,kural koyucular ve yargıçlara tabi olmaları gerektiğine inanırlar.

-Doğru,hakikatli,iffetli, iyiliksever , erdemli olmak gerektiğine inanırlar;Tamamen Pavlus'un öğütlerini takip ederler.
Erdemli ve latif olan veya kendisinden iyi olarak söz edilen yada edilen yada övgüye layık şeyler varsa bunları elde etmeye çalışırlar.

İnançlarına göre Hz.İsa 'nın ikinci dönüşü Amerika olacağı gibi Yeni Kudüs de Amerika 'da kurulacaktır.
Hz.İsa bizzat hükümdar olacak, saltanatı bin yıl sürecek bu süre içinde dünyayı cennete çevirecektir.

Suya daldırarak vaftiz yaparlar.
Komünyon tütün ve içki yasaktır.
Çok kadınla evlenmek inanç esaslarından biri iken sonradan bunu kaldırmışlardır.

Havariler zamanına ait gizemli bir adet olan ölü atalara vekaleten vaftiz etme adedini Mormonlar yeniden uygulamaya başladılar.
Kilise düzeninde oldukça katı bir hiyerarşi egemendir.

İki türlü ibadet şekilleri vardır.
Bunlardan biri kamuya açık oldukça basit ibadet; diğeri ise gizlidir ve yalnızca Tapınaklarda yapılır.
Mormonlar kendilerine özgü Kiliselerinde -Tapınaklarında – ibadet ederler.

Kutsal Kitapları

Mormonlar Kitabı- Mukaddes 'e inanırlar.
Ama asıl Kutsal Kitapları Joseph Simith tarafından yazılan "Mormonların Kitabı"dır.
(1830) Mormonların öğretisi vahiy yoluyla yazıldığı iddia edilen Mormonların Kitabında toplanmıştır"Kitabı Mukaddes" ve "Mormonların Kitabı 'nın" dışında "Öğreti ve Bağlaşmalar"(1835) ve "Büyük Ödülün İncisi" kitapları da kutsal kitaplarının içerisine dahil edilebilir.

Günümüzde Mormonluk 

İlk çıktığı zamanlarda Hıristiyanlığın yeni bir mezhebi görünümünde olan Mormonluk günümüzde Hıristiyanlıktan tamamen kopmuş kendine özgü bağımsız yeni bir din olarak kabul edilmektedir.
Mormonların en güçlü oldukları ülke Amerika 'dır.
Utah eyaletinde büyük bir tapınakları vardır.
Ayrıca Amerika 'nın bir çok yerinde ve Amerika dışında bazı yerlerde de tapınakları mevcuttur.

Günümüzde "Son Gün Azizleri İsa 'sının Kilisesi" adı altında örgütlenen Mormonlar tüm dünyada 5.000.000 kişilik bir taraftar topluluğuna sahiptirler.
(Bazı kaynaklarda 10-12 milyon olarak gösterilmektedir) 

Ayrıca Son Gün Azizleri İsa 'sının Kilisesi 'nin dışında Mormon olan ve sayıları 300.000 civarında olan üç ayrılıkçı Kilise daha vardır.
Türkiye 'de oldukça az sayıda (30 -40 civarında) Mormon bulunmaktadır.

 


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Dostluga ve arkadasliga onem verin.

Sakip SABANCI
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


10-Fwd: Öldürme yetkisi

-------- Original Message --------
From:     T.C. Vatandaşı <kamuoyu@gmail.com>







--
zaryop:jaro
Dil, aklin tercumanidir.

Hz.Ali
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


10-İbrahim ÇEVİK - Son Günlerin PKK'sı


İbrahim ÇEVİK - Son Günlerin PKK'sı

Daire Başkanı & Etnik Çatışmalar

PKK kendi Kürdünü yaratıyor.
Devrimci halk savaşının eksiklerini tamamlıyor.
Özerk PKK yönetiminin kurumlarının devletin görevlerini devralmasının sürecini yaşıyor.
Kırsaldaki silahlı faaliyet ustalığına yerleşim merkezlerinde eylemlilik ustalığını ilave ediyor.
Şehirde de kırsalda da silah karar verici unsur haline getiriliyor.
Bugünkü PKK özetle budur.

Özerkleşmeye giden yolda önemli bir eşiği daha aşıp alan hakimiyetinden bölge hakimiyetine geçti.
Bu bölgede artık kendi planları doğrultusunda hareket etmesinin önünde bir engel kalmadı.
Vergi almaktan asayişe kadar olan her alanda kendi kurallarını uyguluyor.

Cizre Kaymakamının açık yürekliliği bu gerçeği bir uyarı tonunda dile getirdi.
Özellikle isyan geleneğinin yaşandığı Yüksekova ve Cizre'de artık geceleri değil gündüzleri de eylem yapıyor.
Oluşturduğu militan grupları güpegündüz toplayıp gösteriler düzenliyor.

PKK kendi sektörünü kurmanın ilk adımını tekstilde attı.
Artık bizim bile görmeye alıştığımız yüzleri kapatan, sopalara bağlanan bezler, üzerinde örgütsel resim ve simgelerin bulunduğu giyeceklerin üretimi hızla devam ediyor.

Kırsalda bir zamanlar kıştan bahara çıkan tilkiye benzer yaşayanlar artık kumanyalarla, tek tip giyeceklerle, sırt çantalarıyla, uyku tulumlarıyla kısaca karınları tok sırtları pek olarak geziyorlar.

Dikkatlerden kaçırılan bir gerçekle yurt içinde ele geçen esrar ve sigaradan sıkça söz ediliyor.
Neden Esendere, Doğubayazıt sınır kapılarında ele geçirilmediği sorulmuyor.
Yıllık 1 trilyon liralık kaçak akaryakıt trafiğini yönetiyor.

Lozan'a meydan okuyarak Suriye-Türkiye sınırını ortadan kaldırıp topladıkları yardımı kendi elleriyle güneydeki yandaşlarına ulaştırıyor.
Başaramadığı zaman yardımlarını resmileştirerek Türk Kızılay'ını kullanıyor.

Şu anda (aymazların akıllarını başlarına toplamalarına belki yardım eder düşüncesiyle PKK'nın tanımlarını kullanarak) Bakûr ile Rojava arasındaki sınırı fiilen ortadan kaldırmış bulunuyor.
Suriye'de dünyanın en azılı terör örgütü El Kaide ile girdiği mücadelede bire bir güç dengesini sağlamış görünüyor.

İnsan, silah, mühimmat, mücadele stratejisi, mali kaynak vs.
gibi birçok alanda artık yeterli olduğuna şüphe kalmadı.
Bölge üzerinde planları olan bütün yabancı güçleri takdirini kazandı.
Bu kazancı diplomatik bağlantılara dönüştürmek üzere temaslarda bulunuyor.
Türkiye bu gelişmenin kendisi için büyük bir tehdit olduğunun henüz farkına bile varabilmiş değil.

Barzani'nin karşısına 1992 yılında silahlı güç olarak ilk çıktığı günlerden bugüne zamanı çok iyi değerlendiğini kanıtlıyor.
Bugün Kuzey Irak'ta yapılan seçimde Barzani muhalifleriyle ciddi bir cephe yaratarak siyaseten de büyüdüğünü ortaya koyuyor.

Türkiye'nin başkentinde bir gecede üç ayrı hedefe, üstelik emniyet teşkilatının tesislerine, saldırarak eylem gücünün hafife alınmaması uyarısında bulunuyor.
İktidar ile yürüttüğü pazarlıkta istediklerinin verilmemesinin karşısında başkentte ve iyi korunan hedeflere saldırarak tehdidin ucunu gösteriyor.

Demokratikleşme paketlerinin sadece kendisinin isteklerini kapsadığının bilincinde olduğu halde elde ettikleriyle yetinmiyor.
Talep ediyor, verilmeyince tehdit ediyor, yine olmayınca teröre başvuruyor.
Elde etmenin en etkili yolunu bulmuş oluyor.

İktidar ile yürüttüğü pazarlığı tüm birimleriyle anında değerlendirip hızla harekete geçebiliyor.
Birbirinden coğrafi olarak ve engellenmesi bakımından çok uzak olmalarına rağmen örgüt birimleri arasında hızla işleyen bir irtibat ve muhabere kanalından yararlanıyor.
Türkiye bu kanalı kontrol altına almada ve engel olmada aczi yaşıyor.

Uzun lafın kısası PKK, yarının özerk Bakûr'unu dün attığı temelleri hızla üzerinde inşa ediyor.


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
AGIR HASTA
. . . . . .
Ufleme bana annecigim korkuyorum
Dua edip edip, geceleri.
Hastayim ama ne kadar guzel
Gidiyor yuzer gibi, vucudumun bir yeri.
Nicin boyle ortmusler ustumu
Cok muntazam, ki bana huzun verir.
Agarirken uzak ruzgarlar icinde
Oyuncaklar gibi sehir.
Gozlerim ortuk fakat yuzumle goruyorum
Agliyorsun, nur gibi.
Beraber duyuyoruz yavas ve tenha
Duvardaki resimlerle, nasibi.
Annecigim, buyuyorum ben simdi,
Buyuyor gollerde kamis.
Fakat degnekten atim nerde
Kardesim su versin ona, susamis.

Fazil Husnu DAGLARCA
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


10-'Kadınlar araç kullanmamalı' diyen Şeyh'le dalga geçtiler

Partiler gelir geçer, hanedanlar gelir geçer, rejimler değişir, ama zihniyeti değiştirmek çok zor.
Yüzyıllar yetmiyor, kuşaklar geçmesi gerekiyor.

İslam alemindeki çok büyük bir sorunun bir göstergesidir.
Aslında sorunların, dinin kendinden değil, ilkel Arap örf ve adetlerinden kaynaklandığını söylemek ve düşünmek istiyorum.
Ancak, ilahiyatçılar her gün benim bu temennimi yalanlıyorlar.

Bizim ilahiyatçılarımız, Arap ilahiyatçılar ve hatta Malezyalı, Filipinli, Hint, Pakistanlı ilahiyatçılar neredeyse söz birliği etmişler.
İslamiyeti en iyi Hz. Peygamber bilir, ve biz islamı ondan öğreneceğiz.
Bunun kapsamını da söylüyorlar.
Hz. Muhammed ne yaptıysa, ne söylediyse hatadan münezzeh.
Her lafı, her hareketi sünnet.
İşte o noktada islamiyet çıkmaza giriyor.

Eski ilahiyatçılarda bu konuda farklı sesler vardı.
Son yediyüz yıldır o da yok.
Eskilerin kimileri Hz. Muhammedin sadece dine ilişkin sözleri sünnettir diyordu.
Kimileri buna ek olarak yasakladıklarını da kapsama dahil ediyordu.
Kimileri zaman bağlı konuları hariç tutuyordu.
Kimileri örfe bağlı konuları hariç tutuyordu.
Şimdikiler herşeyi dahil ediyor.


İşte o zaman islamiyet bir Arap dini, 630 yılına takılıp kalmış bir yaşam tarzı, Arapların çoktan çağıdışı olmuş adetlerinin bir harmanı olmaktan çıkamıyor.

İşin kötüsü ortalama müslümanların çoğu farkında bile değil.
Zaten Arapça bilmediklerinden, tamamıyla kendilerine yabancı bir kültür üzerine konuştuklarından haberleri dahi yok.
Sihirli sözler, büyülü dualar, anlaşılmaz ritüeller.
Söz gelimi Türkçe konuşmaya başladınız, duaların Türkçe meallerini veremeye başladınız, bir anda işin bütün sihiri kaçıyor.
İlle de Arapça olacak, ille de anlaşılmaz olacak.
Çıkmaz bir yoldur bu.

Üstelik koca koca milletleri yüzyıllardır kendi pislikleri içinde debelenme noktasına getiren bir fikirsel çıkmaz.
Ben buna fikir kanseri diyorum.
Kurtulması neredeyse olanaksız.

Ortalama müslümanlar hala daha islamın erken çağlarındaki güç mücadelelerinin yarattığı çatışmalar, Araplar arası ihtilaflar arasında kendini kaybetmiş durumda.
İslamın güncel sorunları hakkında düşünme imkanı dahi yok.


Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------

'Kadınlar araç kullanmamalı' diyen Şeyh'le dalga geçtiler

DIŞ HABERLER

30 Eylül 2013

SUUDİ Arabistan'da aynı zamanda psikolog olan Şeyh Salah el Luhaydan, 'sabq.
org.' adlı Suudi haber sitesinden ülkelerindeki araba kullanma yasağına karşı 11 bini aşkın imza toplayan kadınlara seslendi.
Araç kullanan kadınların sorunlu çocuk doğurduğunu iddia eden Şeyh'e sosyal medyada tepki yağdı.

El Luhaydan, "Kadınlar, araba sürmenin hem yumurtalıklarını ve pelvis bölgesini, hem de psikolojilerini olumsuz etkilediğini bilmeli.
Psikoloji bilimi ve tıbba göre, sürekli araba kullanan kadınlar klinik açıdan sorunlu çocuklar doğuruyor"
dedi.

Suudi Şeyh'e sosyal medyada tepki gecikmedi.
Twitter'da birçok kişi, El Luhaydan'la "müthiş bilimsel keşiflerde bulunan adam" diye dalga geçti.
Bir ortadoğu uzmanı ise, "Bugün 200 km araba kullandım ve mucizevi şekilde yumurtalıklarıma bir şey olmadı" diye tweet attı.

'Çölde sürüyorum'

SUUDİ Arabistan Prensi Talal'in eşi Prenses Amira el Tavel, ülkede kadınlara araba kullanma hakkının verilmesi gerektiğini her platformda dile getiriyor.
Newsweek'e konuşan prenses, "Arabamı çölde kullanıyorum" demişti.

 http://www.hurriyet.com.tr/planet/24812444.asp


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Justitia Virtim regina
* * *
Adalet erdemlerin kralicesidir.

Latin Atasozu
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/