25 Eylül 2013 Çarşamba

10-Ali Eralp: DEVLET YÖNETMEK CİDDİ BİR İŞTİR, ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİLDİR…

Bakın abi ne diyor?
Çocuk oyunu değildir diyor.

Alooo, kime söylüyor.
Elbette halka.
Bir de bunlara şans verelim diye başladı bu iş.
Sanki komşunun oğlu, bir tur atsın diye bisikletini veriyorsun.
Yetmedi, üç tur daha verdin.
Şimdi artık bi gör.
Herşey darma duman.


Saygılar
Oraj POYRAZ
--------------


Ali Eralp: DEVLET YÖNETMEK CİDDİ BİR İŞTİR, ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİLDİR…

19 Eylül 2013

Devlet, bacak kadar çocuğun beynine ölüm, öldürmek, savaş, silah, kan gibi sözcükleri sokar mı?

Yaşam merdivenin daha ilk basamağına adımını atmış bir yavruya, bir ana kuzusuna, kapağında eli silahlı bir çocuk resmi bulunan bir kitabı vermek; onu düşmanlık, öç alma, nefret duyguları ile yetiştirmek ve dünyanın en azılı terörist liderlerini sevimli göstermeye çalışmak, hangi çağdaş eğitimde vardır?

Bir taraftan bir ülkenin kurucusu, kurtarıcısı, önderi, yüce adam Atatürk'ü kitaplardan silecek, resimlerini duvarlardan indireceksin, öte yandan dünyanın en ünlü eşkıyasının adını küçücük fidanların beynine kazıyacaksın…

Bir taraftan bebek katili APO'yu adam yerine koyup, muhalefeti de dışlayarak onunla görüşmeler yapacaksın ve tüm Türkiye'nin geleceğini belirleyecek anayasayı birlikte hazırlayacaksın, bir taraftan da Türk ordusunun en saygın, en yiğit komutanlarını "terörist" diye zindanlara atacaksın…

Mini mini çocuklara böyle bir kitap dağıtmanın amacı, hedefi nedir?

Yoksa "Allahü ekber" sesleri arasında palalarla, bıçaklarla koyun keser gibi, kıtır kıtır adam doğrayan, yargısız hukuksuz, keyfi kararlarla insanları kurşuna dizen yeni yeni ÖSO, El Nursa, El Kaide canileri yetiştirmek amacında mıdır Milli Eğitim?

Hele bir de bu kitap Bakan tarafından okul çocuklarına dağıtılıyorsa…
Gelin siz tehlikenin büyüklüğünü anlayın.
Yandı gülüm keten helva…

Kitabın adı "Ağaç, Okul" Cahit Zarifoğlu yazmış.
İçinde çocuk şiirleri var.

İşte o şiirlerden birinin adı: "LİDERİMİZ HİKMETYAR"

Evet, yanlış duymadınız, hani şu RTE'nin dizininin dibine oturduğu şeriatçı terör örgütü lideri.
Bakın ne övgüler diziliyor kitapta ona:

"Adı Gülbeddin Hikmetyar, liderimiz bizim.
Allah adıyla konuşur.
Allah için savaşır en önde.
Ona zor değil kafasını kırmak zalimlerin, daha çocukken başladı bu işe…
Seviyoruz tüm ülke gibi biz küçük mücahitler onu…"

Peki, tüm devlet erkânımızın hayran olduğu, öve öve göklere, yerlere sığdıramadığı bu kafa koparan kahraman kimdir?

Hizbi İslami örgütünün kurucusu ve lideri.
ABD desteği ile Kızıl Orduya karşı savaştı.
Bazı kaynaklara göre Hikmetyar, üniversitede yüzü açık kızların yüzüne kezzap atmakla ünlendi.
Yakaladığı esirlerin derisini diri diri yüzdüğü söylenir…

Bu kitaptan şimdi de bir başka örnek alalım:

"Çocuklar savaş oyunu oynuyor.
Hiçbiri üstlenmiyor düşman rolüne çıkmayı.
Çocuklar saklambaç, körebe yerine savaş oyunu oynuyor.
Kovalıyor, yakalıyor ve öldürüyorlar.
Çocuklar birdirbir, küsküç yerine savaş oyunu oynuyor.
Amaçları benzemek mücahit ağabeylerine"

Çocuklara saklambaç, körebe, küsküç oynamak yasak.
Onun yerine "savaş oyunu" oynamaları öneriliyor.

Onlar, bu savaş oyunlarında "KOVALIYORLAR, YAKALIYORLAR VE ÖLDÜRÜYORLAR…"
Son durak öldürmek…
Mücahit ağabeyleri gibi kıtır kıtır adam kesmek…

Amaçları mücahit ağabeylerine benzemek…

İnsan hayatı ne kadar da ucuz bu şeriatçı kafaların yanında: "Yakalıyorlar ve öldürüyorlar…"

Esir almak, yargılamak yok.
Savaş yasalarına uymak yok.
Yakalayacaksın, keseceksin…

Felsefelerinde hiç yaşatmak, yeşertmek, yetiştirmek, geliştirmek yok.

Üretmek yok.

Hep yok etmek var.
Yıkmak.
Kesmek.
Satmak…
Vurmak…
Kırmak…

Köprü mü yapacaksın, ormanın canına okuyacaksın.
Yol mu yapacaksın, ormanların içinden geçeceksin, maden mi arayacaksın, ormanın göbeğinde sondaj yapacaksın…

Tüm canlıların, börtü böceğin, fidanın, filizin, ağaçların köküne kibrit suyu dökeceksin.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu 3.Köprü için tamı tamamına 381 bin, 96 adet ağaç; 3.Hava alanı yapımı amacıyla da yine tamı tamamına 2 milyon, 330 bin, 12 ağaç kesileceğini söylemektedir.
Yani toplam 3 milyona yakın ağaç kesilecek…

Gerçi bunu daha önceleri,1 Haziran 2013'te, Başbakan Erdoğan şu sözlerle yalanlamıştı:

"Gazeteci çıkmış, 370 bin ağaç kesilecek diyor.
Sen bu sonuca nereden vardın?
Nereden biliyorsun?
İstersen tam rakam ver!
370 bin 456 ağaç kesilecek de.
Sen gidip ağaçları mı saydın!"

Evet, bakan saymış, tam rakamını da veriyor ve BAKAN, BAŞBAKANI yalanlıyor.

Bakanın Başbakandan, Başbakanın bakandan haberi yok…

Devlet yönetmek ciddi bir iştir.

Orta oyunculuğuna benzemez.

İlkeli ve kararlı olacaksın.
Çağdaş olacaksın.
Uygar olacaksın.
Varacağın yeri, hedefini bileceksin.
Bir dediğin bir dediğini tutacak.
Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi…

Bir yerde başka, bir yerde başka söylemeyeceksin.

Bir yerde "NATO'nun ne işi var Libya'da?" derken, bir yerde "Libya halkının korunması için, NATO'nun girmesi gerekir…" demeyeceksin.

Bir yerde savaşı tetiklemek, savaş kışkırtıcılığı yapmak için, sınırı korumak bahanesiyle helikopter düşürüp, bir yerde de atlı kaçakçılara, ÖSO, EL NUSRA, EL KAİDE militanlarının geçişine göz yumup, Türkiye'yi "Yolgeçen Hanı"na çevirmeyeceksin.

Yani tutarlı olacaksın…

Yani adam gibi politikacı olacaksın…

Yani devlet yönetmek ciddi bir iştir, çocuk oyuncağı değildir…

İLK KURŞUN


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
Agir suc
. . . . . .
Konfucyus, hukumdar'in istegi uzerine bir sure icin sehrin yonetiminde olmayi kabul etti.
Yedi gun izledi.
Yedinci gun yuksek memur sao-ceng'i idam ettirdi, cesedin uc gun acikta kalmasini emretti.
Ogrencileri cok sasirdilar, yanina gittiler ve sordular:
sao-ceng bu sehirde hatirli ve kuvvetli bir adamdi.
Simdi sehrin yonetimini aldiktan sonra ilk isiniz onu astirmak oldu.
Bu yaptiginiz dogru mudur
Bildigimiz kadariyla bu adam haydutluk, hirsizlik yapmamisti...
Konficyus yaptigimin nedenlerini size aciklayayim dedi ve anlatti:
Dunyada bes agir suc vardir.
Haydutluk ve hirsizlik bunlarin arasinda degildir, daha sonra gelirler.
Bu bes suc sunlardir:
Birincisi uyumsuz ve asibir tabiatla birlikte gozupeklik;
Ikincisi asagilik bir hayat tarziyla birlikte inatcilik;
Ucuncusu cenesinin kuvvetli olmasiyla birlikte yalancilik;
Dorduncusu herkesin ayibini, kusurunu aklinda tutmakla birlikte herkesle dost gecinmek;
Besincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptigi haksizliklari suslu ve parlak gerekceler arkasina gizlemek...
Sao-ceng'de bunlarin besi de vardi.
Nereye gitse taraftar topluyor, hizipler yaratabiliyordu; aldatici fikirlerini parlak konusmalarini arkasina gizleyebiliyordu; zulmuyle adaleti tersine cevirebiliyordu.
Asagiliklar birlestigi zaman ortaya cok guclu bir kotuluk cikar.
Ben de sehir halki icin tasalanmak yerine bu adami idam ettirmeyi tercih ettim...

Konficyus
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder