Mustafa Mutlu - Müjde: 'Vatan hainliği' yaşı 'dokuz'a geriledi!
Size de oluyor mu bilmem, bazen gazete okurken müthiş bir sancı giriyor yüreğime…
Ama öyle bildiğiniz sancılardan değil bu…
İsyan edesim geliyor!
Kalkıp bir yerleri yumraklamak, "Yeter ulan yeter bizi bu kör kuyulara çektiğiniz.
Bırakın yakamızı, bırakın da yol alalım" diye haykırmak istiyorum!
Dün sabah da yaşadım aynı duyguyu…
Gazeteleri karıştırırken, inanılmaz bir "haber" çarptı gözüme!
Okudum, okudukça kahroldum…
Biliyorum; yazının devamında sizin de yüreğinize düşereceğim o sancıyı, ama…
Yazmasam, olmaz!
Aynalara bakamam sonra…
***
Belki sizin de gözünüze çarpmıştır o haber:
Türkiye'nin turizm başkenti, gözümüzün bebeği Antalya'da yaşanmış olay!
Muratpaşa'daki Mustafa Asım Cula İlköğretim Okulu'nda…
Öğretmen Fikri Tezbaşar, okulun 2-A sınıfında "başkanlık seçimi" yapmış geçen hafta!
Ve geçen yılki sınıf başkanının görevine devam etmesini istemiş…
Öğrencilerden 9 yaşındaki Ö.İ.K.ise itiraz etmiş seçim yapılmasına:
"Seçim olsa ne olacak?
Seçimin güzel bir şey olduğuna inanmıyorum!
Başbakan da seçimle geldi ama ağaçları kesiyor, su sıkıyor, gaz sıkıyor!"
***
Yandaş öğretmen Fikri Tezbaşar'ı çıldırtmış bu sözler…
Önce öğrenciye bağırıp, çağırmiş; yetmemiş annesini okula davet edip azarlamış!
Sonra Facebook'taki sayfasında, bu çocuğun "vatan haini" olduğunu, bu sözleri Gezi Direnişi'ne katılan ablasından öğrendiğini iddia etmiş!
***
Yetmiş yıl önce "Nazım Hikmet" gibi aydınlar "vatan haini" olmakla suçlanıyordu bu ülkede…
Bugün ise "vatan hainliği"yle suçlanma yaşı "dokuz"a indi!
İktidarın emrine mi girmiyorsun; vatan hainisin!
Başbakan'ı mı eleştiriyorsun; vatan hainisin!
Gerçek demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü ve hepsinden önce insanca yaşamayı mı savunuyorsun; vatan hainisin!
Dokuzunda da olsan, doksanında da; ellerinde "damga"larıyla fırsat kolluyor "onur cellatları!"
***
O çocuk dokuz yaşında "seçimlere" olan güvenini kaybettiyse, "Suç onda mı, yoksa başkasında mı?" diye düşünmüyor; örümcek kafalı öğretmen!
Çocuğun yaşı küçük olduğu için, suçu ablasına atıyor!
İyi de bu çocuğun bu yargıya varmasında iktidarın, Başbakan'ın hiç mi suçu yok?
"Kafa yapısına"değil, "kelle sayısına" odaklanan siyasetçiler çok mu masum?
***
Evet; "vatan haini" olma yaşı, dokuza geriledi; baylar, bayanlar!
Ama "alçak" olmanın, "yalaka" olmanın, "sefil" olmanın "mankafa" olmanın yaşı yok!
Çıkarın dilinizi, yalayın yalayabildiğinizce…
Dokuz yaşındaki çocuktan utanmadan yalayın!
Annesine, ablasına aldırmadan yalayın!
Bu ülke için hayatını veren gençleri görmeden yalayın!
Yalayın badem bıyıklılar, yalayın bonbon kafalılar…
Devir yalama devri!
Devir yaranma devri!
Devir zulüm, devir "vatan haini" yaratma devri!
GÜNÜN SORUSU
Sorum, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya:
Dinimiz bile 9 yaşındaki çocuğu "sorumluluk sahibi" görmezken, sırf görüşleri dolayısıyla bu yaştaki öğrencisini "vatan haini" ilan eden sınıf öğretmeni hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Cezalandırmanızı beklemiyorum da ödüllendirip, Milli Eğitim Müdürü yapacak mısınız?
Tuncel Kurtiz!
Yok yok; artık eminim!
İyiler kesinlikle uzun yaşamıyor!
Dün yine "iyi bir insan"ı kaybettik; tiyatro emekçisi Tuncel Kurtiz'i…
Dikkat edin ondan "iyi sanatçı" diye söz etmedim; çünkü öyle bir ustanın sanatçılığını takdir etmek kimsenin haddi değil…
Ayrıca bana göre herkes iyi sanatçı, iyi gazeteci, iyi doktor falan olabilir ama…
"İyi insan" olmak hepsinden zordur!
O, "iyi bir insan"dı...
Huzur içinde uyusun!
'Dr.' Kadir Bey'e üç soru!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, önümüzdeki ilkbahar aylarında yapılacak olan yerel seçimler için şimdiden düğmeye bastı.
"Dr.Kadir Topbaş"imzasıyla hazırlanan reklam metni, dün bütün yandaş gazetelerin son sayfalarının tamamını, ilk sayfalarının da üçte birini kapladı!
Topbaş bu reklamda övüne övüne İstanbul'un trafik sorununu nasıl çözdüklerini anlattı…
İyi güzel de…
Merak ettiğim üç konu var:
Bir: Biz İstanbul'da 10 kilometrelik yolu iki saatte zor gidebildiğimize göre; acaba Kadir Bey, İstanbul olduğunu sanarak Erzurum'u yönetiyor olabilir mi?
İki: Dün yirmiye yakın gazetede yer alan o bir buçuk sayfalık reklam için ödenen milyonlarca lira para kimin kasasından çıktı?
Üç: Kadir Bey kendisi ödediyse, bunca parayı muhallebicilikten mi kazandı.
Belediyeye ödetiyorsa; bizim paramızla bize propoganda yapma hakkını kimden alıyor?
GÜNÜN İSYANI!
Geçen yıl kaybettiğimiz Neşet Ertaş bugün ölümünün birinci yıldönümünde Kırşehir'de düzenlenecek törenle anılacak…
Duymuşsunuzdur; Başbakan Erdoğan'ın da bu törene katılıp Ertaş'ın bir türküsünü söyleyeceği açıklanmıştı.
Sanatçının ailesi dün, Neşet Ertaş'ın politikaya alet edilmesini protesto ederek törene katılmayacaklarını duyurdu.
Ailenin bu onurlu duruşunu "Günün İsyanı" olarak görüyor ve kararı verenleri yürekten kutluyorum!
a45UyF587661-201307301451-10
Beneficium accipere libertatem est vendere.
* * *
Yapilan bir lutfu kabul etmek ozgurlugunu satmaktir.
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder