13 Şubat 2015 Cuma

Cengiz Gönen E. Tuğgeneral : Dünya Harp Tarihinde Emsali Olmayan Bir Zafer

Cengiz Gönen E. Tuğgeneral : Dünya Harp Tarihinde Emsali Olmayan Bir Zafer

12 Şubat 1920 günü Maraş 22 gün ve 22 gece muhteşem bir direnişten sonra bağımsızlığına yeniden kavuşmuştur. Kent, Mondros ateşkes anlaşmasını takiben önce İngilizler ve daha sonra Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. İngiliz İşgal Komutanı yerel yöneticilere tolerans göstererek yönetime fazlaca müdahale etmemiştir. 30 Ekim 1919'da Maraş'ı işgal eden Fransızların yerel yönetimle iyi ilişkiler kurulması için İngilizler tarafından uyarılmalarına rağmen, Fransız işgal Komutanları bu uyarılara kulak asmamışlardır. Maraş'taki Ermenilerin kışkırtmalarına ilave olarak bir Ermeni Taburunun Maraş'a getirilmesi ve Fransız Birlikleri içerisinde Fransız üniformalı Ermeni askerlerinin bulunması kentteki tansiyonu süratle artırmıştır.

Fransız işgal Komutanı General Querette (Keret) 4.000 kişilik modern birliği yetmezmiş gibi Ermenileri silahlandırmış, eğitmiş ve yaklaşık 2000 kişilik bir güç oluşturmuştur. General, Türklere karşı yürütülen tecavüz ve saldırılara seyirci kalmış ve bir tepki göstermemiştir. Gerçekte 1919 yılı sonlarında Çukurova, Antep, Urfa ve yoğunlukla Maraş'ta cereyan eden emperyalist oldu-bittilere karşı direniş sorumluluğunu, henüz Sivas kongresini yeni tamamlamış ve 23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'ni kurma çalışmalarını sürdüren Heyeti Temsiliye ve Başkanı Mustafa Kemal Paşa üslenmiştir. Fransız işgalinin hemen sonrası Maraş'ta Uzunoluk (Sütçü İmam) [1] ve Bayrak olaylarının patlak vermesi üzerine Heyeti Temsiliye'nin organizesi ile tüm yurtta protestolar artırılmış ve Maraş'ı olası bir savaşa karşı organize etmeye hız verilmiştir. Bu maksatla Mustafa Kemal Paşa, bizzat Yüzbaşı Kılıç Ali ve Yüzbaşı Yörük Selim'i Maraş'taki direnişin organizesi için görevlendirmiştir. İstanbul 26 Mart 1920' de Müttefikler tarafından işgal edilmesine rağmen Padişah ve Hükümeti, Maraş'ın İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal edilmesine ve olaylara tamamen sessiz kalmayı tercih etmiştir.

Müdafaayı Hukuk Cemiyeti Başkanı Baş Komiser Aslan Beyin yönetiminde ve azami 2.500 silahlı direnişçi iyi bir istihbaratla Fransızlardan önce davranarak Direnişçilerin önemli kritik yol ve kavşak noktalarını kontrol altına alması ile savaşın hemen başlangıcında parametreler Türk direnişçilerine dönmüştür. 25 adet kale gibi muhkem Fransız+Ermeni direnek noktaları çembere alınarak, birbirlerini desteklemesi ve birinden diğerine kuvvet kaydırması engellenerek milli kuvvetler çatışmanın hemen başlangıcında üstünlüğü ele geçirmiş ve Fransızlara ilk önemli darbe indirilmiştir.

Ölüm kalım savaşının başarı ile sonuçlanmasının esas nedenlerinden biri de 4000 kişilik Fransız Kuvvetinin ihtiyacı olan silah, cephane ve ikmal maddelerinin İslâhiye ve Antep'ten Maraş'a getirilmesinin önlenmesi ve malzemenin Türk Direnişçilerinin eline geçmesidir. Yüzbaşı Kılıç Ali'nin Liderliğinde Pazarcık ve Bertiz Müfrezelerinin Antep ve İslâhiye yolundaki pusu ve baskınları ile Fransızların tüm konvoyları darmadağın edilmiş tek biri dahi Maraş'a gelememiştir. Türk Çetelerinin bu faaliyetleri sonucu, Maraş İşgal Komutanı General Keret'in Adana ile irtibatı tamamen kesilmiştir.

Düşman Topçu ateş üstünlüğünü azaltmak için bol miktarda siper ve irtibat hendekleri hazırlanmıştır. Direnişçiler "MARAŞ BİZE MEZAR OLMADIKÇA DÜŞMANA GÜLİZAR OLAMAZ" andı ile yiğitçe, cesurane ve kahramanca çarpışmışlar, şehitlik mertebesine erişmişler, yaralanmışlar ve gazi olmuşlardır.

Karşılarında muharebe ve muharebe destek birlikleri ile modern ve çok güçlü bir armada bulunan Milli Kuvvetimiz, daha çok milis (çete) kuvveti olarak demode silahlar ve av tüfekleri taşıyordu. Sonuçta, sembolik sayılabilecek nizami güçlerle takviyeli Maraş direnişçileri (milis kuvveti), Birinci Dünya Savaşı galibi kuvvete karşı, oldukça anlamlı ve muhteşem bir zafer elde etmişti. Özetle; Milis (çete) Kuvvetleri ile yürütülen ve 7'den 70'e kadın, çocuk yaşlı bütün Maraşlılar hayatlarının ne denli tehlike içerisinde olduğunun bilinci içerisinde bu savaşta görev almışlar ve muhteşem bir Zafer kazanmışlardır. Evini, sokağını, mahallesini ve kentini düşmana kaptırmamak için inanç ve moralle yapılan topyekûn bir savaşta özellikle bilhassa 14 yaşından büyük çocuklar irtibat, cephane ikmali ve idari faaliyetlerde büyük yararlıklar göstermiştir.

Kahramanmaraş topyekûn savaşı sonucu elde edilen Zafer; gerek hazırlanışı, planları ve gerekse sevk ve idaresi, manevra ve ateş gücü ile cereyan tarzları açılarından kat ve kat üstün bir işgal kuvvetine karşı kazanılan emsalsiz bir başarı olup her türlü övgüyü ve ödülü hak etmiştir. Kahramanmaraş Zafer'i; Ulusal Kurtuluş Savaşının kazanılan ilk zaferi olarak başta Heyeti Temsiliye ve Başkanı Mustafa Kemal Paşa olmak üzere tüm Anadolu için büyük bir moral kaynağı oluşturmuştur. Zafer, Anadolu'nun düşman işgalinden kurtulması çabalarının ilk olumlu işaretini teşkil etmiş ve 12 Şubat 1920'de Fransız işgalinde bulunan Antep, Adana ve Urfa direnişlerinin büyük moral kazanmasını, takviye edilmesini ve güçlendirilmesini sağlamıştır. Zaferin bir diğer sonucu ise politik alanda olmuş ve yakında kurulacak TBMM'nin başarıları konusundaki endişeler büyük çapta azalmıştır. Daha önemlisi ise, Ulusal Kurtuluş hareketinin Batılılar tarafından resmen tanınmasının ilk adımını teşkil etmiş ve Fransa'nın tüm işgal ettiği yerlerden çekilmesine ait olumlu işaretler alınmaya başlamıştır.

Savaş sonrası, Kahramanmaraş'ın dörtte üçü harabe haline gelmiş, kentin çoğunluğu ve ekonomisi neredeyse tamamen çökmüş ve hürriyet ve bağımsızlık uğruna 600 civarında şehit verilmişti ama sonuçta yaklaşık bir yıl süren bir işkence, elem ve tüm işgal çirkinlikleri ve Ermeni katliamları sona ermiş, geleceğe ümitle bakılan güzel ve mutlu günler başlamıştı.

1939 yılında Maginot (Majino) hattını gezen gazeteci Celalettin Ezine'ye Maraş harbine katılan ve kahramanlarımızı yakından izleyen bir Fransız Doktor Yarbay şunları söylemiştir:

"Dünya savaşının sonu idi. Topunuz ve tüfeğiniz yoktu. Fakat derme çatma kuvvetlerden teşkil ettiğiniz kıtalar ve kent halkı, dünyanın en muntazam ve galip ordusuna, bize karşı koydular. Kolsuz yaralıların, silahlarının mekanizmalarını dişleri ile çektiklerini, kadınlarınızın omuzlarında cephane taşıdıklarını gördüm. Akıllara sığmazdı bu. İnsan havsalası ve mantık denilen şeylerin saçmalığına o gün şahit oldum. Ordu taktiği ve kitaplarda okuduğumuz strateji kanunları, Maraş önünde iflas ettiler."

Bu muhteşem ve benzeri olmayan Topyekûn Savaşla elde edilen Kahramanmaraş zaferi önce, TBMM tarafından 5 Nisan 1925 tarihli ve 2626 sayılı kararı ile Kırmızı Şeritli İstiklal Madalyası ile onurlandırılmış ve Maraş Dünyada ve Türkiye'de ilk madalyalı kent unvanını kazanmıştır.

İkinci olarak; TBMM 5 Nisan 1926 günü, Maraş savaşında fevkalade yararlılık gösterdikleri için ödüllendirilmesi kent tarafından önerilen 271 kişiden 166 Kahramanın İstiklal Madalyası ile taltif edilmesini kararlaştırmıştır. Listenin 153. sırasına "Maraş namına İstiklal Madalyası İtası" yazılarak kurtuluş hareketine katılan bütün Kahramanmaraş halkı da ayrıca taltif edilme onuruna sahip olmuştur. [2]

Saygılarımla.

(1) Adı İmam olan, yakındaki camide müezzinlik yapan ve geçimini küçük dükkanında süt satarak sağlayan sütçü, olayda Ermeni askerine bir el ateş ederek yaralamış ve daha sonra Maraş kuzeyindeki dağda 12 Şubat gününe kadar saklanmıştır. Ancak attığı tek mermi sonrası sarhoş Fransız üniformalı Ermeni askeri daha sonra ölmüş ve başta Maraş Direnişçileri olmak üzere tarafların savaş hazırlığını artırmasına neden olmuştur.

(2) Cengiz Gönen, E. Tuğgeneral, Ulusal kurtuluş Savaşının İlk Kahramanı, Maraş, Lazer Yayınevi, 2005, Ankara kitabımdan özetlenmiştir.

 

 


a45UyF587661-150212151053 Oraj Poyraz cimcime@neomailbox.net
2015/02/13  10:20 3  49  1 GOOGLEGROUPS Ciddiyizbiz@googlegroups.com

 

Evrensel kural olacak sekilde davranis ve eylemlerde bulunan birisi ahlaklidir.

Ralph Waldo Emerson

Karsitlarimiz bize „.. evet ama biz size fikir ozgurlugu tanimistik diyorlar.
Evet siz bize tanidiniz!
Ama bu bizim de size tanimamiz gerektiginin kaniti degildir.
Bunu (fikir ozgurlugunu) bize tanimaniz sizlerin ne kadar aptal oldugunun kanitidir.

J.Goebbels 4 Aralik 1935 konusmasindan. Band 1.1932-1939
O zaman soralim, Murteciler sanki farkli mi?

Her dakika ovulmek isteyen bir Tanriya inanamam.

Friedrich Nietzs


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder