18 Şubat 2015 Çarşamba

Re: Nilgün Cerrahoğlu : ‘Yeni Türkiye’ Kılavuzu

Sayın Yücel,
ABD'de sadece Müslüman oldukları için öldürülenleri göremediğimi, küçümsediğimi, hoş karşıladığımı nasıl düşünürsünüz.
Ve hatta sadece bir aidiyet hissiyle onların ölümü başka başka yerlerde ölen diğer insanlardan çok daha fazla dikkatimi çekmişti.

Ve Güneş bey her zamanki gibi kişisel fikirlerini sabit gerçeklermiş gibi sundu.
Onun yazdıkları arasında sabit veri olarak sayabileceğimiz tek bir cümle dahi yok.
Esasen onu hiç ciddiye almıyorum.
Yazdıklarında mantıksal bir akış, bir zincir, bilinen gerçeklerle bağlantı, neden sonuç ilişkisi, referanslar, nedenler, sonuçlar adına hiçbir anlamlı cümle yok.
Kişisel kanaatler, kişisel fikirler, ön yargılar, sabit fikirlerden oluşan haddinden fazla iddialı cümleler.

Batılı ülkelere bütünüyle hayran değilim. Onların iyi oldukları çok şey var. Elbette kötü oldukları şeyler de var. Ama bir kıyas yapmak gerekirse, genel olarak batılı ülkelerin İslam ülkelerinden  daha gelişmiş, daha üstün bir seviyede olduklarını söylemek çok zor değil.

Bu aynı futbol ligi gibi. Skor önemli.

Bahanelere yer yok. Bütün takımlar aynı evrende, aynı dünyada, aynı zamanda sahada. Gözüme güneş kaçtı, rüzgar esiyordu falan bunlar boş laflar.
Fark Siirt Köy Hizmeteleri Spor  ve Liverpool arasındaki fark kadar derin.

Dikkat edin, bu dünyada var olan türler, canlılar her zaman yeteri kadar yaşam iradesi olanlardır.
Buna sebep, yeteri kadar yaşam iradesi olmayan türler ve canlıları yok olur, kaybolur gider de ondan.
Fosil kayıtları yaşama iradesi yeterli olmayan onbinlerce hayvan ve bitki türünün varlığını bize gösteriyor.

Ve bu evrenin bizzat kendisi başlı başına bir gerçeklik miyarıdır.
Bütün sınamalarınızı evrene karşı yapabilirsiniz, hatta yapmalısınız.

Bakın gerçek derken, iyi ya da kötüden, doğru ya da yanlıştan, güzel ya da çirkinden bahsetmiyorum.
Sadece gerçeklik.
İyi, güzel, doğru olabilmeniz için her şeyden önce gerçek olmanız, VAR OLMANIZ gerekir.
Sanal anlamda ne kadar iyi, ne kadar güzel ya da doğru olduğunuzun bir anlamı yoktur.
Rüyalarımızın, hülyalarımızın, sanrılarımızın belirli bir gerçeklik değeri yoktur.
En çirkin, en kötü, en yanlış gerçek(VAR OLAN), en iyi, en güzel, en iyi hayalden üstündür.

Evet, sizin yazdıklarınız, ilahiyatçıların konuşmaları ve İslam, bunların en önemli eksiği yeteri kadar gerçek olmamaları, ya da çok fazla gerçeküstü unsura dayalı olmaları.
Gerçek derken yoktur demiyorum, yanlış olmasın.

Elbette Müslümanlar var, İslam ülkeleri var.
Var ama sanki bir şizofren, bir mental özürlü gibi.
Evet, şizofrenler, mental özürlüler de var.
Ama onların gerçek dünyayı idrak ve muhakeme etmeleri, algıları sakatlanmıştır.
Birilerinin onları himaye etmesine ihtiyaçları olur.
Aksi halde kendi başlarına yaşamlarını sürdüremezler.
Ya da etrafımızı çevreleyen kötülüklerden kendilerini koruyamazlar.
Tek başlarına iyi beslenemez, korunamaz, yaşamazlar.

İşte İslam ülkelerinin durumu da aynen böyle.
Tıpkı bir şizofren gibi gerçek üstü bir dünya, gerçek üstü bir algı alemi, mantıksal bağlantılara, neden sonuç ilişkilerine değer vermeyen gerçek üstü bir idrak ve muhakeme hali içinde debelenip duruyorlar.
Tıpkı sokaklarda dolanıp duran mental özürlü insanlar gibi, sapıklar tecavüz ediyor, çakal ruhlu insanlar elindekileri alıyor, emeğini sömürüyor, suistimal ediyor.

İslam ülkelerinin hali işte aynen bunun gibi.
Sokaklarda her türlü kötülüğe maruz kalan mental özürlüler gibi.

Ben sadece sarsıyorum, sallıyorum, birkaç tokat atıyorum.
Belki içinde olduğu derin uykudan, ya da nasıl ifade edelim gerçek üstü deliryum halinden çıkar diye.
Elbette sizleri rahatsız ediyorum.
Çünkü siz uykunun ağırlığı içindesiniz.
Ya da aslında hazır olmadığınız için saklandığınız gerçek üstü dünyadan sizi çekip çıkarmaya çalışmam konforunuzu bozuyor.
Kızıyorsunuz, öfkeleniyorsunuz.
Tekrar uyumak istiyorsunuz.

İşte böyle.
Kalbiniz kırılmasın, gönlünüz incinmesin, ama uyanın artık.

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Oraj Bey,

ABD'de öldürülenler, Müslüman oldukları için öldürüldüklerini biliyorsunuz, değil mi? Bu farkı görmek mi istemediniz, gerçekten mi görmediniz. Mısırlı Hıristiyan Kıptilerin öldürülmesi biz ve tüm müslümanlar için derinden hissedilen bir acıdır. Ve bu hadise tam bir caniliktir.

Bel altı vuruşlar yapıyorsun. Müslüman derelerinin kırmızı aktığından bahisle işi çığırından çıkarak abartıyorsunuz. Sayın Güneş dün önceki gün sizin ilettiğiniz istatistiklerle ilgili daha güncel bilgiler paylaştı sağ olsun. Bunları yok sayarak yine inadına bir noktaya çalıştığınızı zannediyorsunuz. Ama dezenformasyon yapıyorsunuz. Hatta o kadar ki, gönderdiğiniz resme bile bizim nasıl baktığımızı dahi karar vererek belirtiyorsunuz. Keşke dünyanın hiçbir yerinde değil insan kanı, zulmedilen hayvanlar dahi olmasa. Ama oluyor. Oluyorsa bunun hangi ölçüde konuşulması gerekir? Vicdanlı olmak gerekir.

Kendimizden emin olmakla ilgili dedikleriniz aslında yadırganacak bir konu değil. Ama sizin sadece emin olma noktasına vurgu yaparak eleştiri vesilesi yapmanızı anlayamadım. Kendi açımdan, inandığım İslam sisteminin hiçbir noktasıyla ilgili bilerek zerre kadar şüphem olmadığı şeklinde anlayabilirsiniz. Ama tespit ettiğiniz makul bir hata varsa, somut olarak bildirmenizden de memnun oluruz. Zira muazzez din-i islamın peygamberi Hz Muhammed Mustafa Efendimiz; "Bütün insanoğlu hata yapar, hata yapanların en hayırlısı da tövbe edenlerdir/özür dileyenlerdir" buyuruyor. Dikkat ederseniz, tüm alemlere rahmet olarak gönderildiği için Efendimiz burada sadece Müslümanlar gibi bir kavram değil, tüm ben-i ademi muhatap alıyor.

Bahsettiğiniz deneyler bugün olmazsa da, bu hal üzere devam ettikçe ebedi olan ahret yurdunda başını yakacak sebepler olacaktır. İnşallah dünya hayatında fırsat elde iken, hakikatı önyargıdan uzak olarak bulma gayretine düşersiniz de, sonuçta en azından hakikatı arayan yolcu misali gidenlerden olursunuz. Sosyolojik tecrübe açısından dinlerin testi konusu ise, Osmanlı uygulaması önemli bir örnektir. O kadar ki, gayr-i Müslim bir mimar bile, İstanbul'un Fatihi Fatih Sultan Muhammed Han Hazretlerini Şeyh'ul islama şikayet edebiliyordu. Cumhuriyetin kurulmasıyla İslam ve İslami kültür kovulmaya çalışıldığı için, şu an yaşananların bundan kaynaklı bir patinaj olduğunu tespit etmemiz gerekir. Hiçbir şahsa veya olguya bilerek haksızlık yapmayacağız. Haksızlık yapmak zulümdür.

Komünizm denen kavramların din olmadığını söylememize gerek var mı? Yok. Bu tip girişimler insanların özgürlüklerini tek elde obje haline dönüştürme gayretlerinden başkası değildir. Öyle olduğu için de zaten aslı vatanı kabul edilen ülkelerdeki milletlerce de def edilmiştir. Ya da yalnız bırakılmıştır.

Batılı ülkeler hayranlık derecesinde hakikati görecek gözlerini karartmışa benziyor. Batının başarısını dinden uzaklaşma ile tefsir ederken, en büyük başarıya esas olarak gördüğünüz kurtarıcı mefkurenin adını koyamamışsınız. Yani bir muammayı tanımlamaya tevessül etmişsiniz ama, bağışlayın başarılı olduğunuzu göremiyorum.

Geleceğe baktığınızı beyanla bizim geride takılı kaldığımız ithamındasınız. Bunu bize söylemeniz yakışır mı? Mesela ne kadar ileriye bakıyorsunuz? Geçmişini bilmeden ve düşünmeden gelecek inşa edilebilir mi? Siz hangi geleceğe bakmaktan bahsediyorsunuz? Ebedi olan bir hayatı ve yurdu, ahret hayatını inkar ediyorsunuz. Gelecek mahlaslı ifadeyi kullanırken, içinde bulunduğunuz bu fikri çukuru dahi göremiyorsunuz. Farkında mısınız? Ve fark olarak da aslında kimin geleceğe baktığını anlayabiliyor musunuz? Bana göre şimdilik inançsız, deist ya da ateist vatandaşım unutma, dünya istikbal göklerde, ukba için ise, kurtuluş islamdadır. Ve İslam başlangıç süreciyle birlikte insanlığı ahrete taşıyan bir olgudur. Onun başlangıcı da ilk insan ve ilk peygamberden başlamaktadır.

Sizinle bu ifadeleri paylaşan kişiye "630 yılının savaşlarını sürdürüyorsunuz" diyebiliyorsunuz. Kanaatimdir ki, hala inkarınızı veya bize göre sapkın görüşlerinizi bir inat temelinde yürütüyorsunuz. Etme lütfen! Ebedi yaşam yurdunda pişmanlık fayda vermeyebilir.

Sizin için Allah'a dua ediyorum: Allah, sizi de hidayete ulaştırsın. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.

 

Not: Einstein ve ateizm yazısından alıntı yapıyorsun ama, Ainstein'in "…kendi varligimiza iliskin olarak zihinsel kavrayisimizin zayifligina karsilik gelen alcakgonullu bir tutum izlemeyi tercih ediyorum." Şeklindeki ifadesine de uygun görüntü veremiyorsun. Paylaşmak istedim.

 

A. YÜCEL

P Çevreye olan sorumluluklarımızı dikkate alarak gerekmedikçe çıktı almayın.

From: Oraj Poyraz [mailto:oraj.poyraz@openmail.cc] Sent: Tuesday, February 17, 2015 3:37 PM
To: Ali YÜCEL
Subject: Re: Nilgün Cerrahoğlu : 'Yeni Türkiye' Kılavuzu

 

Siz ABD'de öldürülen üç Müslümandan bahsediyorsunuz.
Ben ABD'de öldürülen üç insandan bahsediyorum.
Fark burada.
Siz dünyada yaşanan bütün acı olaylara bakarken bir mürit olarak, dini ölçüler koyarak bakıyorsunuz.
Ben sadece insani ölçülerle bakıyorum.
Siz insanları yaradandan ötürü sevdiğinizi söylüyorsunuz.
Ben insanları sadece insan oldukları için seviyorum.

Hatta tuhaftır, bazen Müslümanlar için herkesden, özellikle de Müslümanlardan çok kaygı çeken kişi acaba ben miyim diye şüpheleniyorum.
Görmüyor musunuz, Müslümanlar hem birbirini katlediyor, hem üstün batılı ordulara karşı yenilerek katlediliyor.
Oluk oluk Müslüman kanı akıyor.
Tecavüzler, yağmalar, katliamlar, gırla gidiyor.
En çok da Müslümanlar Müslümanları katlediyor.
Ortalık mezbaha gibi.
İslam ülkelerinde akarsular zaman zaman kan kırmızısı akıyor.
Yalan değil, daha dün fotografını gönderdim.

Siz o resme bakarken dahi ölen mi, öldüren mi Sünni diye baktınız.
Hiç yalan söylemeyin.

Bir de siz kendinizden çok eminsiniz. Peki bu kadar emin olmanız doğru mu?
Hak dine siz inanıyorsunuz. Ben değil öyle mi?
Ne kadar da kendinizden eminsiniz.

Ben kimin hak dine inandığını, hangi ilahın gerçek ilah olduğunu belirlemek kolay diyorum.
Evrenin gerçeklik ölçülerine bakacağız.
Hangi din evrenin gerçekliği karşısında ayakta kalıyorsa o gerçektir.
Deney yapalım diyorum yani.

Peki dinin deneyi nasıl yapılır?
Çok basit.
Toplumsal deney yaparsınız.
Bir tecrübe olur.
Mesela komünizm beş ayırı ülkede yetmiş yıl kadar test edildi, bir sosyolojik deney yapılmış oldu.
Onun gibi.
Şimdi komünizm deneyimi başarısız olmuştur diyoruz.

Peki İslamiyet ne kadar zamandır var?
En azından 630 yılından beri.
Kaç toplumda test edilmiş?
Yüzlerce.
Peki ne oranda başarılı olmuş?
Bana sorarsanız hiç mertebesinde.
Üstelik insanlık liginin son o yıllarında hepten dip yapma durumunda.
Müslüman ülkeler ve halklar ligden düşme hattında, hatta düşmüş haberi yok.
Demek ki, bu kadar uzun, kapsamlı, çeşitli bir sosyolojik deney sonrasında rahatça diyebiliriz.
Allah gerçek bir ilah değil.
İslamiyet hak din değil.

Peki doğrusu nedir?
Onun da deneyi var.
Hristiyanlık mı?
Yahudilik mi?
Budizm mi?
Şinto, animizm, şamanlık mı?
Bunlar da eski, bunlar da çok test edilmiş dinler.
Onların da başarılı olduğunu söylemek zor.

Batılı ülkelerin ise Hristiyan olduğunu söylemek imkansız.
Batılı ülkeler büyük oranda o hastalıklardan kurtulmuştur.
Batılı ülkeler Hristiyanlara müsamaha gösteren ateist, Deist, panteist, agnostik toplumlar ve halklardır büyük oranda.
Batılı ülkelerin toplumsal başarılarının sırrı bu nedenle Hristiyan olmalarında değil, Hristiyanlıktan uzaklaşmalarındadır.
Batı için Hristiyanlık romantik, etnik, otantik, nostaljik, edebiyat ve sanat değeri taşıyan eski bir unsurdur.
O kadar.

Bu güne kadar insanlık ne yaptıysa şu ya da bu din sayesinde yapmamıştır.
Tam tersine bu güne kadar olanların hepsi şu ya da bu dine rağmen olmuştur.

O halde geleceğin dini temellerini akla, bilime oturtan bir din olmak zorunda.
Başka türlüsü insanlığı ileriye değil geriye, refah ve mutluluğa değil, kan ve gözyaşına taşıyacaktır.

Esasen İslam ülkelerinde olup bitenler de tam olarak budur.

Ve ben geleceğe bakıyorum.
Siz geçmişe takılıp kalmışsınız.
630 yılının savaşlarını sürdürüyorsunuz.

Oraj POYRAZL2fSIJNoA0xfSNxA

Oraj Bey Merhaba,

Etme! Lütfen etme!

Pireye kızıp yorgan yakar gibi yapıyosun görüntüsü var. Başka olsanız da Müslüman memleketinde müslümana haram sunmamak normal şeydir. Aksi anormal olur. Bunun aksi de düşünülmelidir. Bir şartı var; Müslüman toplumların gayr-i İslami unsurlara tanıdığı tölere kapsamını, onlara da kendi ülkelerinde Müslümanlara tanımaları lazımdır. Kim böyle bir hakkın msülüman hakkı olduğunu ikrar ediyor diyebilirsiniz? Ya da başkası demesin, biz konuştuğumuz için insafla söyleyin, var mı böyle gayr-i islami bir ülke? ABD'de henüz vücut sıcaklıkları soğumayan 3 müslüman kardeş, hem de nitelikli ve insanlık için değerli insanlar., kanları heder oldu. Dikkat, abd'den bahsediyorum.

Sizin inanç veya inançsızlık sisteminiz kendinizin olsun. Bizim gözümüz değmez, merak etmeyin! Lakin bilsek ki, bize göre batıl olsa da gerçekten inanç temelli bir söylemle bunları dillendiriyorsun, diyeceğiz ki, ulan adam deist ya da ataist her ne ise, ama karalamadan, hakaret etmeden, hatta aşağılamadan kendi meşrebince döktürüp gidiyo, diye bakacak bir fırsat da vermiyorsun. Vicdanla yazsan, fikirle vursan, diyeceğimiz olmaz da, yüksek ruhlu hezeyanıyla bulunduğunuz fikri ve zihni çukurların derinliğinde yaşıyor olma hissiyatınız, inanç temelinde iyice ümitsizlik girdabına mı itiyor ki, iddiasında bulunduğunuz düzeyle zıt fotoğraf veriyorsunuz? "Olsaydı kahrederdi" ne demek arkadaş? Varlığına inanmadın bir olguyu niçin görev tayini ile haşa vazifelendiriyorsun? Saygısızlık değil mi?

Bu noktada tabii ki sizin de hidayet bulmanız için geçmişte olduğu gibi yine dua edenlerdenim. Allah sana da hidayet versin. Razı olacağı hidayet ile müşerref eylesin. Bizleri de daha güzel mertebelere nail eylesin. Her halin daha iyisi vardır, bilirsiniz.

Tabii ki sizin dine, hak dine, yani islama dönmeni arzu edenlerdenim. Allah hidayet versin. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.

 

A.     YÜCEL

P Çevreye olan sorumluluklarımızı dikkate alarak gerekmedikçe çıktı almayın.

From: Oraj Poyraz [mailto:oraj.poyraz@openmail.cc] Sent: Monday, February 16, 2015 5:22 PM
To: Ali YÜCEL; gtiecer@aol.com
Subject: Re: Nilgün Cerrahoğlu : 'Yeni Türkiye' Kılavuzu

 

Allah yok.
Olmadığı kesin.
Olsaydı sizin gibileri olmazdı.
Olsaydı sizleri kahrederdi.

Dur bidakka.
Şüpheye düştüm şimdi.
Yoksa var mı?

Müslümanların haline bakılırsa, Allah var.
Ve Müslümanlardan nefret ediyor.
Kahrediyor.
Rezil ediyor.

2014 yılı itibariyle doğrudan askeri işgal altında, ya da idari, askeri, ekonomik vesayet altında olmayan tek bir Müslüman toplum yoktur. (O.P.)

Evet, evet, sonunda benim dine dönmeme vesile olacaksınız, galiba.
Bu da size düşen bir hayır, bir şeref.

Oraj POYRAZL2fSIJNoA0xfSNxA

Allah senden razı olsun be Sayın Güneş! Bilgi ise, bilgi. Buyurup okusunlar. Üstelik makul bir bakışla mukayese imkanı da olan bir görüntüye kavuşmuş olduk. Niyet hakikati anlamak veya hakikati idrak yolcusu olmaksa, yapılacak hatalar bile ecre vesile olur. Ama niyet başka olursa, hele hele karalama ya da karambol yapma olursa, ne diyebiliriz ki, herkes kendi yoluna ve güle güle! Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.

 

A. YÜCEL

P Çevreye olan sorumluluklarımızı dikkate alarak gerekmedikçe çıktı almayın.

From: gtiecer@aol.com [mailto:gtiecer@aol.com] Sent: Monday, February 16, 2015 4:24 PM
To: cimcime@neomailbox.net; GTIecer@aol.com
Subject: Re: Nilgün Cerrahoğlu : 'Yeni Türkiye' Kılavuzu

 

Halki ne kadar da kolay suclayabilliyorsunuz.

Bale-opera Bati'da da gozden dustu.
Amerika'da klasik senfonik muzik plagi satislari toplamin %2.8'si.
Sinamaya gitmeyenlerin orani %61.
Bir dine mensup Amerikalilarin orani %78.
Bilgisayar oyunu oynamamislarin orani %48
Ulke disina hic cikmamis Amerikalilarin orani  %54

Turkiye de dunya gibi televizyonun etkisinde.
Ayrica, bilgisayar, akilli telefon alamamak fakirlikle ilgili.

Musluman Turklerin %70-80'i demokrasi istiyor.
Insan haklarina saygi istiyor.

Ama, sizin mesajiniz baska.
Siyasi basarisizliginizi halkin ilgisizligine yuklemek istiyorsunuz.

Halbuki, onlarin ilgisizligi, sizin basarisizliginizla ilgili.

Bu istatistikler sizin calisma sevkinizi artirmasi gerekirken, umutsuzlasmanizin sebebi icinizdeki halki suclama sendromu ile ilgili.
Hele hele bu sendrom, halktan ancak %0.1 oy alan bir parti mensubunda ise, umutsuzlukla basarisizlik arasindaki duz orantili iliski aciktir, degil mi Oraj bey?

Gunes

 

-----Original Message-----
From: Oraj Poyraz <cimcime@neomailbox.net>To: gtiecer <gtiecer@aol.com>
Sent: Mon, Feb 16, 2015 4:14 am
Subject: Nilgün Cerrahoğlu : 'Yeni Türkiye' Kılavuzu

TÜRK İNSANI;
% 96 bale ve operaya
% 80 sinemaya,
% 73 konsere,
% 56 sinemaya hiç gitmemiş,
% 68 internette hiç arama yapmamış,
TOPLUMUN;
1/3 hiç radyo dinlememiş ve gazete okumamış,
2/3 ünün hiçbir sosyal ağla ilgisi yok,
3/5 i hiç bilgisayar oyunu oynamamış,
yaklaşık yarısı hiç seyahat etmemiş, tatile çıkmamış,
% 94 ü yurtdışına çıkmamış,
% 84 ünün tek aktivitesi TV,
% 71 i dininin gereklerini yerine getirdiğini savunuyor..
HAL BÖYLE OLUNCA;
% 60 ı medyaya sansür uygulanabileceğini,
% 61 i internetin kapatılabileceğini,
2/3 ü parlamento yerine güçlü bir lideri tercih ediyor

Sayın Gunes Ecer ,

NİLGÜN CERRAHOĞLU - 4 OCAK 2015 - CUMHURİYET GAZETESİ KÖŞE YAZISINDAN...

SONUÇ;
BU TOPLUM ANCAK DİNSEL VERİLERİN VE YAŞAM TARZININ HAKİM OLDUĞU BİR YÖNETİMLE YÖNETİLEBİLİR.. BAŞKA SEÇENEK NE YAZIK Kİ YOK..

Tercümesi, bizden bir cacık olmaz diyen bir umutsuzluk yazısıdır.
Doğrusu yazarı hiç eleştirmiyorum, ben de umutsuzum.

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Nilgün Cerrahoğlu : 'Yeni Türkiye' Kılavuzu

nilgun@cumhuriyet.com.tr  04 Ocak 2015 Pazar

Yeni yılın ilk gecesi Beşiktaş İskelesi yanın-da bir restorana gitmek üzere taksiye bindim.

Taksici, "Abla yolu tarif eder misin?" dedi…

Şaka yapıyor zannettim…

Ama hayır… soru gayet ciddiydi…

Genç, derli toplu bir üniversite öğrencisi havasındaki sürücü "taksicilik" yapmaya yeni soyunmuş, bu sebeple "Beşiktaş İskelesi"nin nerede olduğunu bilmiyormuş…

Kendisinin "Nereli?" olduğunu sorduğumda bana "Ispartalıyım" yanıtını verdi…

Dikkat buyrunuz. Söz edilen şahıs Anadolu'nun ücra bir köşesinden gelmiyor.

Isparta gibi bir kentten çıkmış ama ailesinin yıllardır yaşadığı İstanbul'da, bir Boğaz turu için "Beşiktaş İskelesi"ne ayak basmamış…

Türkiye'nin bu damardan gerçekleri, insanı bazen en beklenmedik zamanda yakalıyor, beyninde şimşek etkisi yaratıyor.

Nerede yaşadığınızı kavrayıp, toparlanıp kendinize geliyorsunuz.

Ama gene de "Oha! Bunca ilgisizlik, meraksızlık, aymazlık olmaz… şokundan" kurtulamıyorsunuz.

'Yurdum insanı' dar çevreyle yaşıyor

Posta'da dün "Ipsos KMG Araştırma ve Danışmanlık Şirketi"nin "Türkiye'yi Anlama Kılavuzu" araştırmasını görünce yeni yılın ilk gününde yaşadığım bu "Beşiktaş iskelesinin yerini soran taksi şoförü şoku" ile hesaplaştım...

2014'te yapılan araştırma bize bir "kader seçim yılı" -yol ayrımı- olan 2015'e girerken "yurdum insanının özelliklerini" hatırlatıyor.

Manşet de zaten böyle "İşte Yurdum İnsanı!" diyerek çıkılmış…

Opera ve baleye hiç gitmeyenlerin oranı Türkiye'de yüzde 96, haydi operadan geçtik "tiyatroya hiç gitmeyenler" yüzde 80, "konsere hiç gitmeyenler" yüzde 73, "sinemaya hiç gitmeyenler" yüzde 56 ve "internette hiç sörf yapmayanlar" -sıkı durun- yüzde 68!

Araştırmayı gerçekleştirenler toplumun "yaklaşık 1/3'ünün hiç radyo dinlemediğini, hiç gazete okumadığını, 2/3'ünün hiç sosyal ağlara girmediğini, internette hiç 'chat' yapmadığını, 3/5'inin hiç bilgisayar oyunu oynamadığını" anlatıyor.

Özetle dünyadan kopuk ve bihaberler…

"Türkiye'yi Anlama Kılavuzu"nun bir parçası olan "Yaşam tarzı araştırmasının ortaya koyduğu vahim durum" deniyor internette daha sonra bulup çıkardığım çalışmada; "insanlarımızın kendilerini geliştirmek, görgü bilgi artırmak, topluma katkıda bulunmak üzere hiçbir faaliyete katılım göstermemeleridir."

"Toplumun yaklaşık yarısı oturduğu çevrede hiç günü birlik bile seyahat etmemiş, yarısı yurtiçinde hiç tatile çıkmamış, yüzde 94'ü yurtdışında hiç tatile gitmemiştir."

"Başka deyişle toplumun yarısı, içinde yaşadığı bölgeyi ve ülkeyi tanımamaktadır, dar çevresi dışında farklı insanları ve kültürleri görebileceği ana kaynak televizyon olmaktadır…"

Bu analiz, sık sık "dünyanın 17. ekonomisi" olarak anılan ülkemizin, sosyal anlamda ne denli geri ve bağnaz olduğunu gösteriyor.

Dış dünya ile "tek temas kaynağı"-Afrika'nın içlerinde olduğu gibi resmen- sadece televizyon!

Halkın yüzde 84'ünün tek aktivitesi TV izlemek!

"Dinin gereğini yerine getiriyorum" diyenlerin yüzde 71 olduğu düşünülecek olursa, ezici çoğunluğun yaşamında "din" ve "televizyon"dan başka hiçbir şey yok.

Bu şu demek: Bu iki alanı kontrol ettiğinizde insanların yaşamlarını ve zihinlerini ele geçiriyorsunuz.

İktidar için Türkiye'de bundan kolayı yok.

Ortalama yurttaşın yaşamında çünkü bu ikisi dışında- yürüyüş, seyahat, kültür, interaktif internet ve oturduğu kenti tanımak dahil- zaten başka hiçbir şey yok.

Bu nedenle "eleştirel bakış/duruş" hiç yok, sıfır.

"Otorite" her ne derse, tartışmasız kabul görüyor ve kabul ediliyor.

Yüzde 60, bu yüzden göğsünü gere gere "medyaya sansür uygulanabilir" diyor.

Aynı şekilde yüzde 61, "internet sayfalarının kapatılabileceğini" söylüyor.

Bu feci bir kısırdöngü aslında.

"Eleştirel akıl" geliştirilemediği, bunu geliştirecek ortam yaratılmadığı için itirazsız "sansür kucaklanıyor".

Daha çok sansür de "itiraz" olanaklarını bire bir ortadan kaldırıyor…

Sansür kırılmazsa umut yok

Bu sansür döngüsü kırılmadığı sürece, muhalefetin potansiyel seçmenlerine erişerek oylarını çoğaltmak olanağı yok.

"Güçlü irade", tam işte bu garanti yapı üzerinde yükseliyor.

"Türkiye'yi Anlama Kılavuzu", Profesör Yılmaz Esmer'in yıllardır yaptığı "Türkiye Değerler Araştırması"nın uzantısı gibi.

Esmer'in araştırmalarında da hatırlarsanız, Türkiye'nin muhafazakârlık haritası hiç değişmiyor; dindarlık, kadının statüsü, hoşgörü, si-yasal katılım gibi alanlardan hareketle Türkiye, Avrupa'nın kadın-erkek eşitsizliği ve kadına biçilen rolde en geri ülkesi, yaşamda dinin en kapsayıcı yer tuttuğu ülke olarak çıkıyordu.

Yılmaz'ın bulguları toplumun üçte ikisinin"güçlü lider istediğini" belirliyor; ezici çoğunluğun,"parlamento, seçimle uğraşmak yerine güçlü lidere sahip olmanın iyi fikir olduğunu düşündüğünü" ortaya koyuyordu.

Bugünlere, "dindarlıkta işbaşındakilerle yarışa girmek" dışında, tabloda en ufak bir etkili müdahale/dönüşüm sağlayamayan bir muhalefet anlayışıyla geldik.

Muhalefet böyle bu kafada devam ettiği sürece, köprüden önceki son çıkış olan 2015; Türkiye'nin kaderinin 2023 ve ötesine sıkı sıkıya bağlandığı, mühürlendiği yıl olarak hatırlanacak.


a45UyF587661-yraz oraj.poyraz@openmail.cc 2015/02/16  14:12 20  74  2 undefined

 

Bir memleketin ahlak bakimindan nasil idare edildigini anlamak isterseniz, o ulkenin muzigini inceleyini.
Confucius

Resulullah sav buyurdular ki:
Su resimleri yapanlar var ya,
-bir rivayette: Su resimlerin sahipleri var ya!
Kiyamet gunu azab olunacaklar.
Onlara: Su yaptiklarmizi diriltin denir.
Kutubu Sitte 2165

Politikacilar bu kelimeyi bilirler.Sizin uzerinizde kullanirlar.
Politikacilar geleneksel olarak uc seyin arkasina saklanmislardir:
Bayrak-Incil ve cocuklar.
Ancak bir sebebi var.Bunun bir sebebi var.
Egitimin rezil olusunun bir sebebi var.
Asla duzelmemesi ile ayni sebep.
Asla duzelmeyecek.Bosuna beklemeyin.
Elde ettiginizle mutlu olun.
Cunku bu ulkenin Sahipleri bunu istemezler.
Gercek sahiplerinden bahsediyorum: Buyuk ve Zengin.
Gercek Sahipleri: Her seyi denetleyen ve her seye karar veren buyuk ve zengin is hissedarlari.
George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri

:


Gruba mesaj gondermek icin

:

ozgur_gundem@yahoogroups.com

Gruba uye olmak icin

:

ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com

Gruptan ayrilmak icin

:

ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup kurucusuna yazmak icin

:

ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com

Grup Sayfamiz

:

http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz

:

http://orajpoyraz.blogspot.com/

\u001A

Ipsa scientia potestas est.* * *
Bilgi tek basina bir guctur.Latin Atasozu - (Bacon)

ENFAL - 65 Ey peygamber inanlari savasa tesvik et.
Eger icinizden sabirli yirmi kisi bulunursa onlarin ikiyuzune galip gelir.
Ve eger sizden yuzkisi olursa, kafirlerin binini yener.
Cunku onlar hicbir seyden anlamaz guruhturlar.
***
ENFAL - 66 Simdi Allah yukunuzu hafifletti.
Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var.
Artik sizden sabirli ve metanetli yuz kisi olursa ikiyuzunu yenerler.
Eger sizden bin kisi olursa, Allah in izniyle ikibine galebe calarlar.
Allah sabir ve sebat edenlerle beRABerdir.

Mutareke gununden beri Rum ve Ermenilerin, Itilaf Devletleri tesvik ve himayesi altinda nasil milli izzeti nefsimizi yaraladiklarini, ne suretle saltanat ve hukumet hakkini ayaklar altina aldiklarini ...(17 Eylul 1919) K.ATATURK 

Grup eposta komutlari ve adresleri

:


Gruba mesaj gondermek icin

:

ozgur_gundem@yahoogroups.com

Gruba uye olmak icin

:

ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com

Gruptan ayrilmak icin

:

ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup kurucusuna yazmak icin

:

ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com

Grup Sayfamiz

:

http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz

:

http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ipsa scientia potestas est.* * *
Bilgi tek basina bir guctur.Latin Atasozu - (Bacon)

ENFAL - 65 Ey peygamber inanlari savasa tesvik et.
Eger icinizden sabirli yirmi kisi bulunursa onlarin ikiyuzune galip gelir.
Ve eger sizden yuzkisi olursa, kafirlerin binini yener.
Cunku onlar hicbir seyden anlamaz guruhturlar.
***
ENFAL - 66 Simdi Allah yukunuzu hafifletti.
Bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var.
Artik sizden sabirli ve metanetli yuz kisi olursa ikiyuzunu yenerler.
Eger sizden bin kisi olursa, Allah in izniyle ikibine galebe calarlar.
Allah sabir ve sebat edenlerle beRABerdir.

Mutareke gununden beri Rum ve Ermenilerin, Itilaf Devletleri tesvik ve himayesi altinda nasil milli izzeti nefsimizi yaraladiklarini, ne suretle saltanat ve hukumet hakkini ayaklar altina aldiklarini ...(17 Eylul 1919) ATATURK

 

Grup eposta komutlari ve adresleri

:


Gruba mesaj gondermek icin

:

ozgur_gundem@yahoogroups.com

Gruba uye olmak icin

:

ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com

Gruptan ayrilmak icin

:

ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup kurucusuna yazmak icin

:

ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com

Grup Sayfamiz

:

http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz

:

http://orajpoyraz.blogspot.com/

A posterioriDeneysel verilerden yola cikarakLatince Atasozleri

Meyveleri olgunlasmis bir agaci silkmekle nasil meyveleri dusuyor; sitmanin titremesinden gunahlar oyle dokuluyor (Buhari, Merda: 3, 13, 16; Muslim, Birr: 45)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

EINSTEIN ve ATEIZM
Bir Cizvit rahibin bakis acisina gore, ben elbette her zaman bir ateisttim.
(...) Tekrar tekrar soyledim, bence kisisel Tanri anlayisi cocukcadir.
Bana bilinemezci diyebilirsiniz, ama en cok, gencliginde dinsel prangalarla beyni yikanmis olan ve bundan kurtulmanin icerdigi aci dolu eylemden kaynaklanan hevesle hareket eden profesyonel ateistin savasci ruhunu paylasmiyorum.
Ben doganin ve kendi varligimiza iliskin olarak zihinsel kavrayisimizin zayifligina karsilik gelen alcakgonullu bir tutum izlemeyi tercih ediyorum.
From the viewpoint of a Jesuit priest I am, of course, and have always been an atheist.
(....) I have repeatedly said that in my opinion the idea of a personal God is a childlike one.
You may call me an agnostic, but I do not share the crusading spirit of the professional atheist whose fervor is mostly due to a painful act of liberation from the fetters of religious indoctrination received in youth.
I prefer an attitude of humility corresponding to the weakness of our intellectual understanding of nature and of our own being
Albert Einstein, to Guy H.Raner Jr., September 28, 1949; from Michael R.Gilmore, Einstein s God: Just What Did Einstein Believe About God?, Skeptic, 1997, 5(2):64.
(Cizvit bir rahibin bakisiyla ateist, kendi gorusu degil.
Ve kendisine agnostik denilebilecegini belirtiyor)


 

Grup eposta komutlari ve adresleri

:


Gruba mesaj gondermek icin

:

ozgur_gundem@yahoogroups.com

Gruba uye olmak icin

:

ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com

Gruptan ayrilmak icin

:

ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup kurucusuna yazmak icin

:

ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com

Grup Sayfamiz

:

http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz

:

http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Dostlarima dost olanlari cok severim.

Hz.Ali

Resulullah sav buyurdular ki:
Kim resim yaparsa, Allah onu Kiyamet gunu, yaptigi resim sebebiyle, onlara ruh ufleyinceye kadar azab eder.
Hicbir zaman da ruh ufleyici degildir.

Kutubu Sitte 2168

Turkiye Cumhuriyeti nin resmi dini yoktur.
Turkiye de bir kimsenin fikirlerini zorla baskalarina kabul ettirmeye kalkisacak kimse yoktur ve buna musaade edilmez.
Hickimseye dini fikirlerinden dolayi birsey yapilmaz

ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Medeni Bilgiler kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder