Genetiği Değiştirilmiş Somon Balığı Satışa Çıkarılmaya Hazırlanıyor!
19 Feb, 05:12
İster sevin ister sevmeyin, ister destekleyin ister karşı olun, genetiği değiştirilmiş organizmalar hayatlarımızın yaygın bir parçası haline gelmeye başladı. ABD'de 1990'lardan beri genetiği değiştirilmiş soya fasulyesi, mısır, kanola yağı, şeker şurupları, vb. satılıyor. Tabii sadece bunlar değil. ABD'deki işlenmiş yiyeceklerin %80'inden fazlası GDO içeriyor. Aynı şekilde, NTV'nin 15 Nisan 2013'te yaptığı habere göre Türkiye'de de 800'den fazla genetiği değiştirilmiş yiyecek satılıyor. Bu genetiği değiştirilmiş ürünlerin büyük bir kısmı mısır, soya, pamuk ve kanola içerisinde tüketiliyor. Her ne kadar bir halkın bir kısmında genetiği değiştirilmiş organizmalar üzerinde histerik bir korku bulunuyor olsa da, on yıllardır bu yiyeceklerin tüketimi sürdürülüyor. Bilim camiasının büyük bir kısmı genetiği değiştirilmiş organizmaların dikkate değer bir halk sağlığı tehditi içermediği, hatta tam tersine, organik besinler üzerindeki denetim daha gevşek olduğu için ondan bile sağlıklı olabileceği üzerinde büyük oranda hemfikir gibi gözükse de, konu hakkındaki tartışmalar sürüyor. Tartışmaların önemli bir bölümü, GDO'nun uzun vadeli etkilerinin bilinmediği, dolayısıyla halkın denek olarak kullanılamayacağı çerçevesinde sürdürülüyor. Fakat 2014 içerisinde yayımlanan, bu sahadaki en kapsamlı metaanaliz (konuyla ilgili tüm akademik makaleleri bir bütün olarak inceleyerek araştırmaların ne yönde sonuç verdiğini değerlendiren araştırma türü), GDO'nun uzun dönemde besi hayvanları üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmadığını göstermişti. Yine de, bu konudaki tartışmalar daha uzun yıllar süreceğe benziyor.
Buna karşılık, piyasaya sürülmesi beklenen ürünlerin çeşit ve miktarı da her geçen gün artıyor. Bu kervana yeni katılacak ürün, "AquAdvantage Somonu" adı verilen genetiği değiştirilmiş bir balık türü... Bu ürün, GDO araştırmaları ve pazarında önemli bir atılım olarak görülüyor. Çünkü piyasaya sürülmesi beklenen genetiği değiştirilmiş ilk hayvan ürünü bu olacak. Bugüne kadarki bütün ürünler, genomları daha dirençli, dengeli ve kolay idare edilebilir olan bitkisel ürünlerdi. Ancak teknoloji ve bilim ilerledikçe, hayvanların genleriyle oynayarak daha güçlü, etkili, dayanıklı, sağlıklı ürünler üretmek mümkün oluyor.
Kanadalı bilim insanları tarafından geliştirilen bu Atlantik Somonu, 2 ayrı balıktan aktarılan genleri taşıyor. İlki, Büyük Kral Somonu olarak bilinen bir diğer türe ait büyümeyi kontrol eden bir gen. Bu gen sayesinde, genetiği değiştirilmiş Atlantik Somonları, değiştirilmemiş olanlara göre çok daha iri olabiliyorlar. İkinci gen ise, deniz yılanı benzeri bir hayvan olan "okyanus mezgiti" diye de bilinen bir türden alınan bir gen. Bu gen, dahil edilen öteki genin faaliyetini sürdürebilmesini sağlıyor.
Araştırmacılar, genetiği değiştirilmiş bu balıkları sadece dişi ve kısır olarak üretiyorlar. Evet, aynen Jurassic Park filmindeki dinozorlar gibi (hepimiz onun sonunun nasıl bittiğini hatırlıyoruz, değil mi?). Böylece bu balıkların kontrolsün olarak üremesinin önüne geçilmek isteniyor. Aksi takdirde, ekolojik dengeler bozulabilir ve beklenmedik sorunlar çıkabilir. Genetiği değiştirilmiş balığı üreten ekibin sözcüsü Dave Conley, şöyle söylüyor:
"Başka türlerde aynı yöntemi uygulayarak Dünya'daki açlığa son verebiliriz. Genetiği değiştirilmiş organizmaların sürekli potansiyel olarak olumsuz tarafları gündeme getiriliyor. Halbuki çok sayıda faydası ya olduğundan önemsiz gibi gösteriliyor ya da tamamen göz ardı ediliyor."
Hoş, ekip daha önceden çevre yasalarını ihlal ettikleri için cezalandırılmıştı. Dahası, genetiği değiştirilmiş organizmalara karşı olanlar, bu balıkların çiftliklerden kaçarak vahşi doğada sorunlar yaratabileceğini de düşünüyorlar. Henüz Amerikan Yiyecek ve İlaç Müdürlüğü (FDA) balığın halka satışına onay vermediyse de, iznin verilmesi bekleniyor. Böyle bir durum için, Okyanus Koruma şefi George H. Leonard, net bir açıklama yapıyor:
"Bu satışa izin verilecek olursa, ürün kesinlikle GDO etiketine sahip olacak. Böylece halk, bu ürünü tüketip tüketmeme kararını kendisi vermiş olacak."
Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)
Kaynaklar ve İleri Okuma:
1. National Geographic, Ocak 2015 sayısı
2. UCBiotech
3. NTV
a45UyF587661-150219144412 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/02/19 19:34 3 49 1 undefined Ciddiyizbiz@googlegroups.com
SOFORUN KARISI
. . . . . .
Soforun karisi, kiyma bana;
El etme oyle pencereden,
Soyunup dokunup;
Senin, enistende gozun var;
Benimse gencligim var;
Mapuslarda curuyemem;
Basimi belaya sokma benim;
Kiyma bana.
Orhan Veli KANIK
Omer, peygamberden, halkin dogru yoldan sapmamalari icin kendisine birseyler soyleyip yazmasini istediginde; Peygamber: Allah in Kitabi bize yeter dedi.
Buhari Itisam 26, Ilim39, Cenaiz 32, Merza 17; Muslim Cenaiz 23, Vasaya 22)
Din ...
temel olarak korkuya dayanir ... bilinmeye karsi duyulan korku, yenilgi korkusu, olum korkusu.
Korku her acimasizligin anasidir ve o yuzden acimasizlik ve dinin el ele gitmesine sasilmamali.
Benim din hakkindaki gorusum Lucretius la ayni.
Onu korkudan dogan bir hastalik ve insan irkina buyuk bir mutsuzluk kaynagi olarak goruyorum.
Bertrand Russell
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder