29 Haziran 2015 Pazartesi

Asimetrik Savaşta Özel Eğitimli Askeri Birlikler

Bilin bakalım Ergenekon, Balyoz ve benzeri komplo davaları en çok hangi birimlerimizi vurdu.

  • Top ten'de bir numara Deniz Kuvvetleridir.
  • Sonrasında Hava Kuvvetleri.
  • Sonrasında Özel Kuvvetlerdir.

Üç tarafı denizlerle çevrili deriz ülkemiz için hep. Bir düşünün çepeçevre sınırlarımızı düşünün. Ne çok deniz sınırımız var değil mi? Ve daha elim ve vahim olmak üzere kıyılarımızda hemen birkaç yüz deniz mili açıkta devasa donanmalar geziyor. Nükleer takatli uçak gemileri, güdümlü füze kruvazörleri, nükleer takatli ama konvansiyonel mühimmat taşıyan denizaltılar, ultra sessiz, elektromanyetik gürültü çıkarmayan denizaltılar.

Doğrudan denizlere açık metropollerimiz var. Adana, Mersin, Antalya, İzmir, Zonguldak, Trabzon, Samsun vb.

Bir uçak gemisi tarihi yazdığı en güçlü silahtır. Tek bir uçak gemisi üzerinde bulunan ateş gücü orta boy bir ülkeyi taş devrine çevirmeye yeter. Bir güdümlü füze kruvazörü ise tıpkı şarjöründe yüzlerce Tomahawk füzesi bulunan kocaman bir tam otomatik tüfek gibidir. Ateş etmeye başladığında durana kadar yine orta boy bir ülkenin altyapısını, sert hedeflerini tamamıyla yerle bir eder. Uçak gemisinden sonra ikinci derecede ağır ateş gücü bundadır.

Bizi bunlara karşı kim koruyacak?

Deniz Kuvvetleri değil mi? Siz daha çok beklersiniz.

Ordu asker+komutan+silahtan oluşan bir cihazdır. Silahsız, komutansız, askersiz ordu olmaz. Komuta kademesinin üçte ikisin bir çırpıda yitirmiş bir ordu artık kağıttan kaplan sayılabilir. Bırakın savaşmayı tatbikat yapmak bile böyle bir donanma için sıkıntılı bir iştir.

Gelelim Hava Kuvvetlerine, komutanlarının yarısını bir çırpıda yitirmiştir. Pilotlarının sayısı uçaklarının sayısına yaklaşacak şekilde azalmıştır. Çok genç pilotlar aniden filo komutanı, üs komutanı olmak durumunda kalmıştır.

Bir de SAS/SAT birlikleri, Jandarma Komando Birlikleri, Özel Harekat Kolordusu var. Bunlarda olanları ballandırmayacağım.

En önemlisi bütün TSK personeli artık ardını kollamak sıkıntısını yaşıyor. İkilik var. Kahpelikler var. Herkesin elinde bir cep telefonu, herkes kayıtta. Önce bir Ergenekon dalgası esti, şimdi de Cemaat Tenkisatı fırtınası var. Sonrasını ben de bilmiyorum. Tırpan tırpan üstüne. Tıpkı Balkan Harbi öncesi Osmanlı ordusu.

Kimse hükumetine, devletine, milletine güvenmiyor. En önemlisi askerler kendi silah arkadaşlarına güvenmiyor. Ya o cemaatçiyse, ya bu hükumet yanlısıysa, ya beriki Kemalistse. Doğrusu saf saf hala daha güvenen varsa onu da uykusundan uyandırmak istemem.

Aman aman diyeyim ben size. Hal böyleyken her türden maceradan durmak gerekir. Suriye falan bizi aşar.

Suriye konusunda şunu not etmek isterim. TSK Suriye'yi çok güzel işgal eder. Çok ağır yara almış TSK dahi bunu becerebilir. Kentlerinde huzur da sağlar. Ama o huzur ortamı döner dolaşır Türkiye'yi vurur. Biti kanlanan Türkiye'yi doğrudan hedef seçer. Dört ayrı Kürt bölgesinin bir araya getirilmesini kendi elimizle bize yaptırırlar. Bizde ise buna direnecek yürek yok. Bu kesin.

Bir de dış dünya var. Onlarla uğraşmak haddinden fazla zor olur. Ne tekim bu güne kadar dış dünyayla uğraşamadığımızdan bu gün bu noktaya geldik. Dış dünya bu şakası yok. Suriye'liye, Irak'lıya benzemez. Sen bağrına bassan, o seni ötekileştirir.

Bir düşünün taa 1984 yılından bu yana Kürt ayrılıkçılığının her şekilde körüklendiğini, Irak'da buna zemin hazırlayan işler olduğunu hepimiz gördük.
Gördük ama ne değişti. Bütün iktidarlar sorunla(ABD'yle) yüzleşmektense, sorunu zamana yaymayı, sonraki iktidarların kucağına bırakmayı tercih etti. Durum şimdi de aynı. Demek ki, neymiş efendim, şu topraklarda en azından yetmiş yıldan beri küresel oligarşiyle yüzleşmeye yüreği yatan ne tek bir kahraman ne de bir kadro görülmemiş. Bu günden sonra da böylesi bir yiğit görmemiz için bir sebep yoktur.

Bizim yapmamız gereken şey çok açık. Komşu ülkelerimizin hepsinin uluslar arası hukuk, kamu oyu tarafından bilinen, tanınmış hükumetleri var. Bu hükumetler yasal, ahlaki temele sahiptir. Bizim bunların altını oymayı bir yana bırakıp, iyi komşuluk gereği tavır ve tutumlar için girmemiz yeterli olacaktır. Kanla ya da kansız, Suriye ve Irak'ın merkez hükumetleri kendi isyancıların bastırmaya muktedirdir.

Bize düşen bu yolda üstümüze yığılacak Amerikan baskısını göğüslemek olacaktır. Komşularla sıfır sorun ancak ondan sonra olabilir.

Oraj POYRAZ                        2fSIJNoA0xfSNxA


From:     Digi Security (İşnet) <Digi.Security@isnet.net.tr>

Asimetrik Savaşta Özel Eğitimli Askeri Birlikler

Asimetrik Savaş'ta, elit askerî birliklerin veya diğer yaygın isimleriyle özel kuvvetlerin, özel harp birliklerinin önemi ve ağırlığı tartışılmaz derecede büyüktür.

Bir çok ülke, bu tür birlikleri silahlı kuvvetlerinin bir parçası olarak her an savaşa hazır şekilde bulundurmakta ve özellikle kriz zamanlarında etkin bir şekilde kullanmaktadır.

Özel birlikler, konvansiyonel silahlı askerî güçlere nazaran aşağıdaki farklılıklara sahiptir.

- Silah ve teçhizat teknolojisi diğer birliklerden yüksektir.

- Organizasyon yapısı, mücadele ettikleri tarafların taktik alandaki örgütlenme yapısına benzerdir.

- Savaş taktikleri klasik askeri taktiklerden farklıdır.

- Genellikle gerilla ve karşı gerilla taktiklerini kullanırlar.

- İstihbarat ihtiyaçlarını ya kendileri karşılarlar veya kendilerine doğruluk derecesi çok yüksek istihbarat bilgileri servis edilir.

- Hareket kabiliyetleri çok yüksektir ve çeşitlilik gösterir.

- Eğitim süreleri, diğer askerî birliklere nazaran oldukça uzundur.

Ancak, Asimetrik Savaş ortamında savaşan özel birliklerin büyük çoğunluğu, operasyonları sırasında insan hakları ihlallerine, yargısız infazlara ve sorumsuz davranışlara sebep olmakla suçlanmaktadırlar.


a45UyF587661-150629160427 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/06/30  05:30 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Cesaretin en buyuk denemesi, yenilmeyi yasa dusmeden kabul etmektir.

G.
IMGERSOL

Cabir bin Abdullah ( Radiyallahu Anh ) soyle dedi :
Bayram gunu Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) ile namazda beraberdim. Hutbe okumadan once ezansiz ve kametsiz namaza basladi. Sonra Bilal ( Radiyallahu Anh ) a yaslanarak ayak ustu durup Allah a karsi takvali olmaya , ona itaatli olmaya tesvik ederek halka vaaz ve nasihatte bulundu. Sonra kadinlarin oldugu yere geldi. Onlara da vaaz ve nasihat etti ve :
Sadaka verin , zira siz kadinlarin cogu cehennem kutugudur buyurdu. Kadinlarin en hayirlilarindan yanaklari kirmizi olan bir kadin ayaga kalkip :
− Ya Rasulallah ,nicin dedi. Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ):
− Cunku siz halinizden cok $ikayet eder , kocalarinizin ihsanina karsi nankorluk edersiniz buyurdu. Bunun uzerine kadinlar kendi ziynet esyalarini tasadduk etmeye basladilar. Bilal ( Radiyallahu Anh ) in elbisesinin icine kupelerini ve yuzuklerini atiyorlardi.

( Muslim - Ahmed )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Din,insanligin asaletine edilmis bir kufurdur.
O olsun ya da olmasin,hayatinizda iyi seyler yapan iyi insanlar ve kotu seyler yapan kotu insanlar her zaman olacak.
Ama iyi insanlarin kotu seyler yapmasi icin din gerekiyor....

STEVEN WEINBERG


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder