29 Haziran 2015 Pazartesi

MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ : ESRA'NIN MAAŞI

Bir ülkede fukara zenginlerin varlıklarına hasetle bakmaya başladıysa, haksız bulmaya başladıysa orada kan akar.

Oraj POYRAZ                        2fSIJNoA0xfSNxA


MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ : ESRA'NIN MAAŞI

mehmet_sukru_bas@mynet.com

Geçtiğimiz hafta cuma günü 1150 Odalı AK-Saray'ımızda eski ve yeni Diyanet İşleri Başkanları ile bazı il müftülerine CİNES rekorlar kitabına girecek büyüklükteki o muhteşem yuvarlak masada verilen o muhteşem yemekle ilgili yazımıza başlarken "Zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış" ifadesini kullanmıştık.

İzin verirseniz bugünde bir başka konuda çenemizi yormaya devam edelim.

Nede olsa bu ülkede değişen bir şey olmuyor.

Hoşumuza gitse de gitmese de, beğensek de beğenmesek de su akarını bulunca yolunu da bulup gidiyor.

Bizlere de trene bakar gibi bakmak düşüyor.

Yaklaşık 8 yıldır ekranda evlendirme programı sunan Esra Erol yeni bir rekora imza attı. Fox TV'den ATV' ye transfer olan Esra Erol, bir ayda 1 milyon 100 bin TL maaşla anlaştı. Böylece "Esra Erol'la İzdivaç" Türk televizyon tarihinin en yüksek bütçeli programı olarak da tarihe geçti. (Hürriyet 26 Haziran 2015)

Program başına 50 bin lira alacak olan Esra Erol 22 günlük mesaisine karşılık ayda bir milyon yüz bin TL ücret alacak.

Asgari ücretin 940 lira olan Günümüz Türkiye'sinde;

2.200 ila 2.500 lira maaş alan, saçını süpürge, gözünü kör eden on yıllık bir öğretmenimizin tam 20 aylık maaşını Esra Erol kızımız bir ayda alıyorsa Esra Erol'u değil de on yıllık öğretmen Ayşe Hanım ile eğitimimizin içler acısı durumunu konuşmanın yeri ve zamanıdır diyorum.

Yine beyin gücü olarak nitelendirdiğimiz üniversitelerimizde on senelik bir akademisyen veya bir profesör ayda 5.000 bilemediniz 6.000 lira maaş alıyorsa "Esra Hanım'ın bir ayda aldığı maaşı bir akademisyen kaç ayda alabilir?" Sorusunu ÖSYM sınavlarında sormamız ve neden bilim adamı yetiştiremediğimizi sorgulamamamız gerekiyor.

Gece gündüz demeden it kopukla mücadele eden, namlunun ucundaki arımızın namusumuzun bekçisi on beş yıllık bir polis memuru 2.600 ila 2.800 lira alıyorsa "Asayiş berkemal" demenin anlamı var mıdır?

Esra Erol Hanımefendinin bir ayda aldığı maaşı adalet dağıtan on yıllık bir hâkime veya cumhuriyetimizin teminatı savcımıza on ayda veriyorsak bu ülkede gelir dağılımını, adaleti, hak ve hukuku masaya yatırmanın ve "Neredesin ey Adalet" diye haykırmanın tam zamanı değil midir?

Emeklileri saymıyorum onlar zaten açlık sınırındalar. Onların yaşaması bile bir mucize.

Böyle bir ülkede "Paravan açılsın" komutuyla paravanın her iki yanındaki kadın ve erkeğe izdivaç etme imkânı sunan paravanın açılmasıyla erkek ve kadına "Elektrik aldınız mı?" diyerek elektrik akımı veren Esra hanım kızımızı elektriği bulan Edison'dan daha çok yapan sebepler ne ola ki?

Bu ülkede Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "En büyük düşman cehalettir, görüldüğü yerde ezilmelidir" diyerek dile getirdiği cehaletin hala dip diri ayakta durması ve Aziz Nesin'e hak verilmesi midir?

Yoksa ülke insanına sağlıklı bir eğitimin verilmemesi hak ve adalet sloganı ile iktidara gelenlerin adaleti sağlamak yerine kendi çıkarlarını koruma sevdasına düşmeleri midir? Veya adaletin rafa kaldırılması hak ve hukukun yok edilmesi midir?

Emeğe ve alın terine saygı duyulmaması mıdır?

Faziletli ve erdemli olmanın bu ülkede aptallıkla eş değerde tutulması mıdır?

Yoksa!..

Sağlıklı bir gelir dağılımının bu ülkede hayata geçirilmemesi, sömürü düzeninin hâkim kılınması mıdır?

Nedir?..

Esra Erol'a diyecek sözümüz yok. Parasında pulunda gözümüzde yok. O sanatını icra ediyor.

Biz sanata saygı duyanlardanız.

Saygı duymadığımız bu güne kadar bin defa değiştirilmesi gereken ve hiçbir iktidar tarafından değiştirilmeyen o rezil gelir dağılımı ile hantal ve kokuşmuş bir sömürü düzendir.

İşini bilenin kılıcını kuşananın, götürenin eşek yüküyle götürdüğü çirkin bir düzen.

Minareyi kılıfı ile birlikte çalanların el üstünde tutulduğu rezil bir düzen.

Değişir mi, değişmez mi bilmiyoruz ama bugün yine zenginin malıyla çenemizi yoruyoruz.

Başınızı ağrıttıysak af ola, kalın sağlıcakla…

Mehmet Şükrü Baş 29 Haziran 2015 Elazığ Nurhak Gazetesi


a45UyF587661-150629145618 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/06/29  23:30 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Abyssus abyssum invoc
Ucurum ucurumu cagirir.
(Bir hata digerlerinin dogmasina sebep olur)

Latince Atasozleri

Nisa Suresi nin 42 inci Ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus...
Ayetin anlami:
- Eger hasta olur yahut yolculuk yaparsaniz, ya da herhangi biriniz buyuk abdestini yapar veya kadinla cinsi birlesmesi olursa iste o zaman suyu bulamadiginda -temiz toprakla teyemmum etsin
Said-i Nursi ye gore: Bu ayetteki Temiz Toprak sozuyle, Risale-i Nur a isaret edilmistir.
Ayetin isaret anlami soyledir: Yuce Allah diyor ki: 1357 yilinda; Manevi Ab-i Hayat in kaynaklari kapatildigi zaman, temiz topraga yonelin!
Onda bir yasayis kaynagini ve nur madeni bulursunuz
Bu ayetin ozellikle Risale-i Nur u anlattigini gosteren iki delil vardir
Said-i Nursi bu iki delili, uzun, uzun anlatir kitapta.

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Vurgulama Safsatasi (Fallacy of Accent) :
Birden fazla yoruma musait olan ifade veya cumleden cikarilan yargi.
Ornek 1:
Calis baban gibi esek olma.
1-(Calis baban gibi, esek olma)
2-( Calis, baban gibi esek olma)
Ornek 2:
Bu kucuk bir felaket.
1-(Olay kucuk bir felaket)
2-(Bu cocuk bir felaket)
Ornek 3:
Ali, daha baska bir Kemal Sunal filmi gormek istemedigini soyledi.
Bu yuzden ona baska bir Kemal Sunal filmi gostermeyecegiz;
Zubuk filmini tekrar tekrar seyrettirecegiz.
Guncel Ornek 1:
Sayin Cumhurbaskani, laik, demokratik cumhuriyeti ve ulke butunlugunu koruyucu yaptirimlari daha etkili kilmak amaciyla hazirlanan KHK yi geri yollamistir.
( 11.8.2000, Radikal Gazetesi)
Bulent Ecevit, fikrini iki farkli vurgu yapildiginda iki farkli anlasilacak sekilde ifade etmistir.
Amaciyla kelimesine vurgu yaparsak, laik, demokratik cumhuriyeti ve ulke butunlugunu koruyucu yaptirimlari daha etkili kilmak cumhurbaskaninin amaci, hazirlanan kelimesine vurgu yaparsak bu KHK yi hazirlayanlarin amaci olarak anlasiliyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder