29 Haziran 2015 Pazartesi

Ergun Babahan : Urfa Valisi’ne güvenebilir miyiz!

Oraj POYRAZ : ÇEVRELEME POLITIKASINDAN, KOMŞULARLA SIFIR SORUN POLITIKASINA.

Çok büyük bir virajdır. Tarihin imbiğinden geçmiş bir çevreleme politikasını kenarda bırakıp, komşularla sıfır stratejisine geçmek.

Çevreleme politikası eski Roma, Bizans, Osmanlı, Atilla, ve aklınıza gelen ne kadar büyük devlet varsa temel dış politika stratejisidir.
Amerikalılar da bu politikayı takip ederler. Soğuk savaş yıllarında Yeşil Kuşak Stratejisi deniyordu buna. Eskiden SSCB ve Komünist Çin Yeşil Kuşakla çevreleniyordu. Şimdi aynı kuşak Rusya ve Çin'i  çevrelemek için revize edildi.

Çevreleme politikası izleyen ülkelerin etrafında kendiğinden bir mozaik oluşur. Bir dost, bir düşman şeklinde. Misal Suriye hasımdır, onun ardındaki İsrail dostdur. İran ve Ermenistan hasımdır, onun ardındaki Afganistan ve Pakistan dosttur. Hatta onlarında ardındaki Hindistan hasımdır gibi. Yunanistan, Bulgaristan hasımdır, onların ardındaki Müslüman devletler ve unsurlar dosttur ve bunun gibi. Türkiye için bu stratejinin tek istisnası Gürcistandır. Doğal olarak Rusya'nın da hasımları bizim dostumuzdur.

Şimdi yüzlerce yıl takip edilen bir politik nizam ve o nizama göre şekillenmiş bir dünya, bir yakın çevremiz var. Ve sırf birileri bir kitap yazdı, bir hayal kurdu diye bu nizam elbette değişmedi.

Çevreleme deyince, uyarayım istedim. Farkında mısınız? Türkiye de çevreleniyor. Hem de Amerika tarafından çevreleniyor. Yalnızca Rusya ve Çin değil.
Haritayı önünüze alın ve bir kez daha dikkatle bakın isterseniz.

Komşularla sıfır sorun politikası ise bir hayal,  bir varsayıma dayalıdır. Komşularımla aramızda yer alan temel ihtilaf konularında taviz verirsek, yani hasım komşularımızın istediklerini verirsek sıkıntı ortadan kalkar ve o hasım komşular, kendiliklerinden dost komşulara dönüşür gibi bir varsayım söz konusu. Ekonomimizin komşulara göre daha büyük olmasına güvenerek onları ekonomimizle döveriz.

Türkiye memelerini Suriye, Kuzey Irak, Yunanistan, Ermenistan gibi eski hasım komşulara uzattığında herkes mutlu olur, kavga biter, herkes ilahi bir uyum içinde birbirine sarılarak dans eder.

Aynı salaklıkları şimdi bazı solcular iflas etmekte olan Yunanistan için öneriyor. Yunanistanın 1,6 milyar avroluk dış borcunu biz ödemeliymişiz.
Ertuğrul Kürkçü: Yunanistan'ın borcunu Türkiye ödesin HDP'li Kürkçü, iki gün sonra iflas edecek olan Yunanistan'ın borçlarının Türkiye tarafından ödenmesini istedi.

Kim bizden ne istiyorsa verelim, et isterlerse et, süt isterlerse süt, döt isterlerse döt.
İşte komşularla sıfır sorun politikasının özeti budur.

Ve şu meşhur NeoOsmanlı idealine gelelim.
Doğrusu ben Osmanlı'ya çok öykünmem, ideolojik bir tercihtir benimkisi.
Büyük Selçuklu olur, diğer büyük Türk imparatorlukları, devletleri olur.
Ama Osmanlı arızalıdır bana göre.
Aslında Osmanlıyı Bizansın Müslümanlaşmasının son noktası olarak görürüm.

Son yıllarda bazı tarihçiler Osmanlıyı Selçuklunun uç beyliği olmaktan çok Bizansın uç beyi olarak değerlendirirler.
Ve bana da gayet mantıklı gelen bir bakıştır bu.
Bizans kökenli sultan eşleri ve bu evlilikleri kutlamak için verilen düğün hediyelerini bir düşünün.
İznik Tekfurunun, Bizans İmparatorunun hediyelerini...

Daldan dala sıçrarken yolumu kaybettim.
Lafı toparlamak gerekirse.

Osmanlı taviz vererek imparatorluk olmamıştır.
Tam tersine Osmanlı kan akıtarak, hem de oluk oluk kan akıtarak imparatorluk olmuştur.
Yendiği milletler koalisyon orduları kurmuştur yeniden Osmanlı üstüne saldırmıştır.
Her zaferinde Osmanlı büyümüş ve her büyümesinden sonra karşısına daha büyük ittifak orduları çıkmıştır.
Taa ki, Osmanlı yenilmeye başlayana kadar bu böyle devam etmiştir.
Osmanlı'nın büyümesi bir güzellik değil, zorbalık hikayesidir.
Roma da öyledir, İngilizi imparatorluğu da öyledir, Cengiz Han ve Atilla da öyledir.
Tersi örnek yoktur.

Bu ülke ille de Neo Osmanlı olacaksa, yine aynı şekilde olmak zorundadır.
Yeneceksiniz.
Döve döve, öldüre öldüre, eze eze yeneceksiniz.
Bu kadar basittir.
Eğer kendi canınızı ortaya koyamıyorsanız, yani korkaksanız, hiç yola çıkmayın bence.

Amerika ve batı bunu yapıyor.
Yapabildiği sürece de devam edecektir.
Öyle çocukça masallarla olmuyor bu işler.

Oraj POYRAZ                        2fSIJNoA0xfSNxA


Ergun Babahan : Urfa Valisi'ne güvenebilir miyiz!

26 Haziran 2015 Cuma ergunbabahan@millet.com.tr

Urfa Valisi'ni artık dünya tanıyor.. İzzettin Küçük, Akçakale'deki IŞİD militanları hakkında soru soran gazetecileri gözaltına aldırarak dünya çapında bir ün elde etmişti. Şöhretin iyisi, kötüsü olmazmış derler. O da bunu yaşıyor.

Şanlıurfa, Soğuk Savaş döneminde Erzurum'un rolünü üstlenmiş durumda. Komünizmle mücadelenin kalesi olan Erzurum'un yerini, Kürtlerle savaşın kalesi olarak Urfa aldı. Valisi özel atanıyor, seçimleri özel şartlarda gerçekleşiyor. Ceylanpınar'daki yerel seçim sonuçları bunun açık göstergesiydi.

Ceylanpınar önemli, çünkü burada Ali Baba'nın değil ama devletin bir çiftliği var. TİGEM isimli bu çiftliğin yıllardır IŞİD militanlarının karargahı olarak kullanıldığı tüm dünyanın bildiği bir devlet sırrı.

DÜŞMANIMIN DÜŞMANI...

IŞİD'e gittiği iddia edilen silah yüklü TIR'ların Suriye'ye gidişi açısından da Akçakale, dolayısıyla Urfa kilit nokta. Gazetelere yansıyan haberler, silah yüklü TIR'ların Akçakale Sınır Kapısı'ndan Suriye'ye girip kökten dinci militanlara teslim edildiğini ortaya koydu. Cumhuriyet gazetesi, IŞİD militanlarının Suriye'ye Akçakale üzerinden otobüslerle taşındığını açıkça gösterdi.

Özetle, Türkiye'nin Esad'ı devirmek üzere kurulu Suriye stratejisi kısa sürede çuvallayınca, Türkiye yeni bir oyun kurdu veya kurmak istedi. Suriye Kürdistan'ın kuruluşuna engel olmak için sınırda IŞİD üzerinden Sünni-Arap devletiyle komşu olmak. Suudi Arabistan ve Katar'ın mali yardımlarıyla yürütüldü bu proje.

IŞİD'in kafa kesmeleri, kadınlara tecavüz etmeleri, çocukları mal gibi alıp satmaları, tarihi eserleri yıkmaları falan etkilemedi Ankara'yı. Düşmanımın düşmanı dostumdur sözü gereği, kararlılıkla uygulandı bu plan. Sonuçta yakalanan TIR'lar, Kürtlerin yayınları ve Washington'ın Türkiye'den umudu keserek Kürtlerin yanında açıkça yer almasıyla, Ankara IŞİD dostu bir rejim olarak ün saldı.

AKILSIZ POLİTİKALAR VE...

Türkiye'nin oyun planını havuz medyasından okumak mümkün. Kürtleri tahrik ederek Suriye'den Türkiye'ye bir saldırı düzenlemelerini sağlayıp sınıra müdahale etmek.

Çünkü artık 1915'in şartlarında olunmadığı için devlet eliyle Kürtleri tehcir etmek mümkün değil. Bu iş için kullanılan IŞİD projesi, Amerikan müdahalesiyle çöktü. ABD bombardımanı 1915'in bir benzerinin Suriye'de yaşanmasına izin vermedi.

Ancak Türkiye Kürt varlığından rahatsız ve bunu hendek kazarak, "Kobane düştü, düşecek", "Kobane'den bize ne diyerek" ortaya koydu. Tel Abyad'ın düşmesi rahatsızlığı had safhaya çıkardı.

Kobane'de dün gerçekleşen saldırıyı büyük fotoğrafın eşliğinde okumak lazım. Bu fotoğraf, akılsız politikaların Türkiye'nin başını büyük bir belaya sokabileceğini gösteriyor.

Kürt tarafı, ekmek kuyruğundaki saldırıyı Türkiye'den gelen IŞİD militanlarının gerçekleştirdiğini söylüyor. Urfa Valiliği ise bu iddiayı yalanlıyor.

Urfa Valisi ise Ceylanpınar'daki TİGEM Çiftliği'nin IŞİD Üssü olduğu yolundaki soruları soran gazetecileri gözaltına aldıran, Akçakale Sınır Kapısı'nı denetiminde tutan İzzettin Küçük… Siz kime inanırdınız!



a45UyF587661-150629164629 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/06/30  05:50 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

ASK ILE
. . . . . .
Baktim ki gokyuzu bastan basa bulut
Unut diyor o guzel gunleri unut
Baktim ki deniz her dalgasiyla dusman
Kuslar av pesinde baliklar pusuda
Cok gerilerde kalmis ciktigim liman
Yok gorunurde siginacak bir ada
Baktim ki musibet gun gelip catmis
Yolcusunda tayfasinda safak atmis
Ne yelken kar eder ne kurek ne istim
Dayandim ask ile yuruttum gemiyi
Ask ile koskoca daglari duz ettim
Avladim sonunda o civan kekligi

Cahit Sitki TARANCI

9. De ki:
Siz gercekten yeri iki gunde yaratani inkar edip duracak misiniz?
Birde O na esler mi kosuyorsunuz?
O, butun alemlerin Rabbidir.
10. O, dort gun icinde, yeryuzunde yukselen sabit daglar yaratti, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rizik arayanlarin ihtiyaclarina uygun olarak riziklar takdir etti.
11. Sonra goge dogruldu da o bir duman iken ona ve yere:
Ikiniz de ister istemez gelin! dedi.
Ikisi de: isteye isteye geldik. dediler.
12. Boylece onlari iki gunde yedi gok olmak uzere yerine koydu ve her gokte (bulunan meleklere) islerine ait emrini vahyetti.
Dunya gokyuzunu kandillerle donattik ve koruduk, iste bu, hep o cok guclu ve herseyi bilenin takdiridir.

Fussilet suresinde

Yaratiliscilar, bir teoriyi, butun gece sarhos olduktan sonra hayal ettigin bir seymis zannediyorlar.

Isaac Asimov


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder