10 Eylül 2015 Perşembe

Mustafa Mutlu: PKK’ya atılması gereken üç tokat!

Dikkat edin, bu abinin önerisi de benzeri bir motif içeriyor.

Terörle mücadele teröristle mücadeleden ibaret değil.
Teröristin temel amacı arazi ele geçirmek, arazide bir yerlerde meviler ele geçirip, buralardan daha ileri mevzilere ilerlemek değil.
Terörist her eyleminde aslında etkilemek istediği halkın beyninde bir mevzi kazanmaya çalışıyor. Her eyleminde beyinlerde kazandığı mevziyi bir ileriye taşımaya çalışıyor.
Terörle mücadele halkın beyninde mevzi tutmak esasına göre olmak zorunda.

Bu anlamda terörle mücadele en başta Kürt ayrılıkçısına, sempatizanlarına, yardım ve yataklık edenlere, militanlara, dağdaki gerillaya olumsuz, caydırıcı mesajlar vermek üzerine olmak durumunda.
Aynı zamanda tarafınızda olan halka da olumlu, güç verici mesajlar vermek durumundasınız.

Mesajlar dediğimizde hemen aklınıza demeçler, beyanlar şeklinde sözel değil, aksiyoner mesajlar olmak zorunda.
Eskiden askerler Amerika'ya gider Kontrgerilla eğitimi alırdı, o yıllarda konu askerler üzerinden yürütüldüğünden, benim söylediğim bu yönteme Psikolojik Harekat denirdi.
Son on yıldır, asker olmayan emniyet güçleri, idari sistemin yetkilileri, iliştirilmiş basın mensupları bu eğitimden geçirildi. Onlar sivil olduğu için aynı kavramlar sivil kelimelerle tanımlandır. Şimdi ALGI OPERASYONU deniyor.

Bir ara saplama ALGI OPERASYONU VE PSİKOLOJİK HAREKAT bunlar anahtar kavramlar. Kimlerin bu kavramları ne zaman, ne şekilde kullandığına çok dikkat edin. Kim kimdir, kiminle bağlantılıdır buradan anlayabilirsiniz.

PKK'ya karşı yapılacak her askeri ya da polisiye operasyonun ALGI OPERASYONU eski tabirle PSİKOLOJİK HAREKAT anlamında değeri vardır.
  • Verilecek mesaj KÜRT AYRILIKÇILIĞININ şimdi ya da gelecekte, başarıya ulaşma şansının olmadığı, rezalet derecesinde hezimet halinde olduğunun gösterilmesidir.
  • Birliğin iyi, bölünmenin ise kötü olduğunu her şekilde somutlaştırmaktır.
Bu mesajı PKK'yla açıktan yürütülen görüşmelerle, Apo'yla yürütülen görüşmelerle elbette veremezsiniz. Tam tersi bir etki olur.

Buna karşılık dağa çıkan her savaşçının keklik gibi avlandığını dosta ve düşmana göstermeniz en etkili mesaj olacaktır.
Bu sonradan dağa çıkışları sınırlayacaktır.
Dağın romantik dağ kampı, gerillanın ise Che Guevera olmadığını kanıtlayacaktır.
PKK sempatizanı kanı, pisliği, biti, pireyi, sefaleti, acizliği, zavallılığı, başarısızlığı, hezimeti, rezaleti gözleriyle görmeli, eliyle tutmalı.

Elbette başka kanallardan verilecek başka mesajlar da var.
Mesajlar sadece Kürt ayrılıkçılığı sempatizanları için değildir, bu mücadelede yanınızda olanlara da mesajlar vermeniz gerekir.
Dost ve düşman kendi hesabına gücü somut şekilde hissetmeli, geleceğe olarak yönelik kendisi için gereken dersleri almalı.
Havuç ve sopa politikası, iyi polis-kötü polis taktikleri ve daha bir sürü şey var.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / mehmet_yazici@runbox.com / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Mustafa Mutlu: PKK'ya atılması gereken üç tokat!

10 Eyl, 2015

Açılım süreci çöktü; AKP-PKK işbirliği bitti.

Bu süreçte askerin eli tutuldu; operasyon yapması engellendi. Bu da PKK'ya yaradı. Sonuç:

Terör örgütü şimdi eskisinden çok daha fazla kan döküyor.

Peki; biz ne yapıyoruz?

Askerimizin, polisimizin saldırıya uğradığı yerlere operasyon düzenliyoruz.

Bir de gidip Kandil'e bomba yağdırıyoruz. Birkaç yüz militanı yok ediyoruz.

Bir de şehit cenazelerinde gözyaşı döküp, PKK'yla hiçbir ilişkisi olmayan ve olup bitene en az bizim kadar üzülen Kürt asıllı kardeşlerimize abukluklar yapıyoruz.

Oysa PKK'yla mücadele için üç ayrı konuda yapılması gerekenler var:

BİR: BAŞLAR EZİLMELİ!

Terör örgütüyle mücadelenin etkin olması için, örgütün başını ezmek gerekiyor!

Oysa "baş"lar yerli yerinde…

Savaş uçakları yüzlerce sorti yapıyor; bu "baş"lar birkaç saat sonra yabancı medyayı ya da kendi kanallarını çağırıp röportaj veriyorlar.

Sayılarının 50 kişi olduğu söyleniyor… Ancak bu 50'nin en başında 9 katil bulunuyor:

1-MURAT KARAYILAN (CEMAL): Şanlıurfalı. PKK'ya 1979'da katıldı. Örgütteki en etkili isim. Eski kaçakçı…

2-CEMİL BAYIK (CUMA): 1951 Elazığ-Hazar doğumlu. PKK'nın 18 kurucusundan biri. Örgütün askeri kanadı ARGK'nın başında… PKK'nın iki numaralı ismi.

3- RIZA ALTUN: Adıyamanlı. Örgüte 1978 yılında katıldı. Başkanlık Konseyi üyesi. Avrupa sorumlularından ve örgütün para kasası…

4- DURAN KALKAN (ABBAS): Adana Tufanbeyli doğumlu. Başkanlık Konseyi üyesi. Örgütün ideologlarından…

5- MUSTAFA KARASU (HÜSEYİN ALİ): Sivas'ın Gürün ilçesi doğumlu. PKK'nın kurucu üyesi. Dış ilişkilerden sorumlu.

6- ALİ HAYDAR KAYTAN (FUAT): Tuncelili. PKK'nın istihbarat biriminde…

7- HALİL ATAÇ (EBUBEKİR): 1979'da PKK'ya katıldı. Bir dönem, PKK başkanlık konseyi üyeliği yaptı. PKK istihbarat sorumlusu. Örgütten ayrılmak isteyenlere işkence yapanlardan.

8- ZÜBEYİR AYDAR: 1961 Siirt doğumlu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Siirt'te avukatlık yaparken, SHP-HADEP seçim ittifakı sonucu milletvekili seçildi. PKK siyasi kanadının genel başkanı.

9- FEHMAN HÜSEYİN (DR. BAHOZ): Suriyeli. PKK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi. Örgüt içi infazları gerçekleştirenlerden. Irak'ın kuzeyinde Zap Kampı'nda yaşıyor.

Bunların dışındaki diğer azılı PKK yöneticileri ise şunlar:

Zeynep Baytar, Şahabetttin Çotak, Süleyman Şahin, Seyithan Sinet, Servet Aydın, Serdar Özdemir, Saliha Bişkin, Sabri Ok, Remzi Kartal, Nuriye Kesbir, Nurettin El Muhammed, Nulifer Koç, Nizamettin Toğuç, Muzaffer Ayata, Musa Çetiner, Mehmet Tahir Kılıç, Mehmet Şah Yildeniz, Mehmet Can Gürhan, Mehmet Tören,Mehmet Ballı, Medeni Sayılgan, Layika Gültekin, İzzettin İnan, İskan Akyüz, İsa Teres, İbrahim Çoban, Hülya Oran, Hacı Türmak, Gönül Tepe, Filiz Duman, Fethi Şarlatan, Ferhat Abdi Şahin, Fehmi Atalay, Fatih Özden, Emine Serinyel, Dalokay Şanlı, Canan Kurtyılmaz, Aynur Hülakü, Ahmet Talva, Abdurrahim Delibaş, Abdulkadir Zenger…

PKK'yı etkisizleştirmek için önce bu katilleri etkisizleştirmek gerekiyor… Herhalde bu da koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti için çok zor olmamalı…

İKİ: HDP'YE YASALAR İŞLETİLMELİ!

Atılması gereken bir başka adım da PKK'nın siyasi uzantısı olan HDP'yi "yasal sınırlar" içine çekmek…

HDP'liler bugün açıkça suç işliyor…

Yapılacak şey basit: Bu partide PKK'ya yardım ve yataklık suçunu işleyen kim varsa; milletvekili bile olsa hemen dokunulmazlığını kaldırıp yargılanmasını sağlamak…

Savcılarımız bu konuda gereken adımları artık atmalı ve "görevi ihmal suçu" işlemeye son vermeli.

ÜÇ: APO'YA HADDİ BİLDİRİLMELİ!

Tüm bunları yaparken, son 13 yıldır İmralı'dan örgütünü yönetmeye devam eden teröristbaşı da unutulmamalı…

Onun da sesi kısılmalı, yapılan pazarlıklara hemen son verilmeli ve kendisine bir "halk lideri" değil, eli kanlı bir katil olduğu hatırlatılmalı…

Tanınan ayrıcalıklar elinden alınmalı, içeriden verdiği talimatlarla yapılan eylemler için yeniden hakim önüne çıkarılmalı…

Kendisiyle pazarlık yapan kamu görevlileri hakkında da yasal işlemler başlatılmalı.

***

Anneler ağlar… Babalar ağlar… Komşular, vatandaşlar ağlar.

Ancak devlet, terör olaylarından sonra ağlamaz.

Gereğini yapar…

Tabii; devlet, hâlâ devletse…

GÜNÜN SORUSU

Sorum, PKK'ya kızıp bu vatana en az kendileri kadar bağlı olan Kürt kardeşlerimize saldıranlara:

Yaptığınızın ülkemize en az PKK kadar zarar verdiğini görmüyor musunuz?

Polisler de eylem yaparmış!

Polisimizin acısı büyük. Son iki ayda onlarca şehit verdi… Ve önceki gece Bağdat Caddesi'nde ülkücülerin yaptığı "araçlı protesto gösterisi"nde bir ilk yaşandı.

Gösteriye polisler de katıldı.

Üniformalarıyla ve resmi plakalı motosiklet ve ekip otolarıyla konvoya girdiler ve korna çalarak PKK'yı protesto ettiler.

Biliyorum; acıları büyük ama söylemeden edemeyeceğim:

Demek ki herkes canı yandığında sokağa dökülebiliyormuş polis kardeşim…

Demek ki herkes birilerini protesto etme ihtiyacı duyuyormuş günü geldiğinde…

İyi ki sizden başka polis yok da TOMA'lı, biber gazlı, basınçlı sulu, gaz fişekli saldırıya uğramadınız!

Sakın yanlış anlamayın; eyleme katıldığınız için asla eleştirmiyorum sizi… Yüreğiniz yanıyor; haklısınız…

Tek dileğim bundan sonra yürekleri yandığı için sokağa fırlayan diğer insanlara ve onların yaptıkları "demokratik kitle eylemleri"ne daha hoşgörüyle yaklaşmanız!

156+120!

Abdullah Bey…

Huber'de senin için yapılan masrafları ödedin mi? Belgeler nerede?

Kanlıca'daki evi hangi parayla aldın?

Suudi Kralı'nın getirdiği hediyeler kimin boynunda?

GÜNÜN İSYANI

Şehit haberleri geliyor; sokakta isyan artıyor: CHP, hem AKP'yi hem PKK'yı… MHP, PKK'yı… HDP, AKP'yi… Alperenler ise PKK'lı olsun olmasın tüm Kürtleri suçluyor. AKP'liler de ne hikmetse ellerinde Türk bayrağıyla iki akşamda bir Hürriyet Gazetesi'ni basıp Aydın Doğan'ı hedef alıyor. İsyanım onlara:

Kafayı mı yediniz?

Aydınlık



a45UyF587661-150910113816 Mehmet Yazici mehmet_yazici@runbox.com
2015/09/10  12:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Fortes fortuna juvat ou Audaces fortuna adiuvat
Sans ancak cesurlara yardim eder.

Latin Atasozu

Oglunu ve kizini dindar yetistirmeyen ebeveyn, onlarin manevi katili olur.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Sen de Safsatasi (Fallacy of You Also Ad Hominem Tu Quoque) :
Bir iddiaya cevap vermek yerine, iddia sahibinin soyledikleri ile davranislari tutarlilik icinde olmadigi saviyla karsi iddiada bulunmak.
Ornek 1:
Icki icmemem gerektigini soyluyorsun, ama seni de hic ayik gormedim.
Ornek 2:
Sinan:
Hayvanlari beslenme ve giyim amaciyla oldurmek yanlistir.
Aylin:
Iyi ama, sen hem deri ceket giyiyor, hem de biftek yiyorsun.
Boyle bir seyi nasil soylersin?
Ornek 3:
Vergi gelirlerinin yeni spor salonu icin kullanilmasina karsi olmaniz makul bir tutum degil.
Yeni senfoni binasi icin lehte oy kullanmistiniz ve onun maliyeti de vergi gelirleriyle karsilanmisti
Guncel Ornek 1:
Yine televizyonlarda Hakan Sukur un dedikodulari yapiliyor.
Cikiyor Hincal Uluc, Hakan muthis paragoz diyor.
Bir baskasi apayri seyler konusuyor.
Gorun iste, bunlar spor yazari!
Halbuki Hakan Sukur un Galatasaray a neler kazandirdigini sagir sultan bile biliyor.
Para canlisi olmayan kaldi mi memlekette?
Hakan a paragoz diyenler, adeta bedava degil
Yazarlik yapmak, selam verirler mi insana?
Insan biraz dusunur, hele yasini basini almis adamlarin biraz daha yutkunmasi lazim konusurken.
Cocuk gitmis Italya ya, kendini ispatlama pesinde, rahat birakin garibi.
(Sami Ozey, 29.8.2000, Akit)
Yazar, Hakan Sukur u para canlisi olarak suclayan Hincal Uluc un bu fikrine karsi, bir fikir ileri surmek yerine, Hincal Uluc a sen de para canlisisin diyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder