10 Ağustos 2017 Perşembe

MUSTAFA SOLAK : MÜFREDATLARDA ÇAĞDAŞ HUKUK VE LAİKLİK KARŞITLIĞI

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

VI. Din ve vicdan hürriyeti

MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti

MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Bir de TCK var.
TCK'nın 122. maddesinde yer alan "Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapmak" ve

TCK'nın 216'ıncı maddesindeki "Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçlarından soruşturma başlatılmasına karar verdi.

İşte İslamın insana bakışı bütün bunların hepsine ters düşer.

  • İslamiyete göre Müslümanlar Müslüman olmayanlara üstündür.
  • Erkekler yaşamın her alanında kadınlardan üstündür.
  • Sünnet ehli sünnet ehli olmayanlara üstündür.
  • İmanda, ibadette, itikatta üstün olanlar olmayanlardan üstündür.

İşte İslamiyet bu eşitsizliklerin üzerine bina edilmiştir.

Bir şeriat devletinde devletin asli görevlerinden birisi de bütün bu eşitsizliklerin gözetilmesi, korunması, sağlanması için tedbir almaktır.

İşte bu nedenle çoğu İslam ülkesinde ayrıca din polisleri vardır. Olmayan ülkelerde ise kolluk güçleri bu eşitsizliklerin denetlenmesiyle de görevlidir.

İşte bu nedenle çağdaş, batılı normlarda, modern bir devlet düzeni İslamla geçimsizdir.

En temel insan hakları, anayasa normları, ceza kanunları bu eşitsizliklerin varlığı ile bağdaşmaz.

Kısacası hangi türden olursa olsun İslami bir şeriat düzeni çağdaş, modern, batılı normlarda bir devlet düzeni ile mümkün değildir.

Bu ancak 630 yılının Arap platosunda, Arap kültürü ile yoğurulmuş, o günlerin şartlarında donup kalmış bir toplumda muteber olabilir.


Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     



 


MUSTAFA SOLAK : MÜFREDATLARDA ÇAĞDAŞ HUKUK VE LAİKLİK KARŞITLIĞI

İmam Hatip Ortaokul Temel Dini Bilgiler Dersi müfredatında "Adab-ı Muaşeret" ünitesinde "Giyim Kuşam Adabı" konusu ele alınırken tesettüre yer verilmektedir.[1] Tesettür imam hatip ders kitaplarında belirtildiği gibi el ve ayak hariç bütün vücudun kapatılmasıdır. Zaten 7. Sınıfın "Günlük Hayatta İslam" ünitesinde tesettürün dediğimiz şekilde anlaşılması gerektiği " İslam'da giyim kuşam konusu işlenirken Nur suresi 30-31; Ahzab suresi 59. ayetlerinden faydalanılacaktır" ifadesinden anlaşılmaktadır.[2]

Fıkıh Okumaları ders kitabında kadının yabancı erkekler karşısında avret yeri "yüzü, elleri ve –Hanefi mezhebine göre ayakları hariç- bütün vücududur."[3] Kadının avret yeri Hanefilik'e ve diğer mezheplere göre değişmektedir.

Şefkat değil kısasa kısas

İmam Hatip Ortaokul Temel Dini Bilgiler Dersinde ahlaki ilkeler arasından sayılanlardan biri de "Merhamet Etmeyene Merhamet Olunmaz: Şefkat" ilkesi.[4]

Şefkatten ziyade kısasa kısas uygulanması gerektiği bilinçaltına aşılanıyor.

7. sınıfta "Allah'a Kulluk ve İbadet" ünitesinde cihad başlığı da vardır. Cihad "Allah Yolunda Mücadele" olarak tanımlanmıştır.

Liselere yönelik Temel Dini Bilgiler dersinde tartışmalı kavramlar var. Bunlardan edile-i şeriyye, had, talak, mehir, tesettür, öşür dikkat çekiyor.[5]

Edille–i Şeriyye; şerî deliller, şeriat hukukuna uygun deliller demektir. Bu beraberinde "şerî cezalar" demek olan "had" kavramını da gündeme getirmektedir. Had cezaları hırsızın elinin kesilmesi, zina edenlerin recm edilmesi yahut belli sayıda sopa ya da kırbaç vurularak halkın gözü önünde cezalandırılması, dinden dönenin öldürülmesi gibi cezalardır. Dahası şerî ceza olarak "kısasa kısas" da vardır.

Mecelle'nin kabulü isteniyor

Milli Eğitim Bakanlığı, Temel Dini Bilgiler İslam 1 dersinde, 1926'da Medeni Kanun'un kabul edilmesiyle yürürlükten kaldırılan Mecelle'yi anlatacak. "İslam ve Hukuk" ünitesinde öyle bir ifade var ki Mecelle, sadece tarihte kalan bir düzenleme olarak anılmıyor, yeniden uygulanması isteniyor. İşte o ifade:

"Helal ve haram koyma yetkisinin Allah ve Resulüne ait olduğuna vurgu yapılacaktır. Ayrıca konular Mecelle'nin külli kaideleri ile ilişkilendirilerek ele alınacaktır."[6]

Görüldüğü gibi helali ve haramı anlatırken Mecelle'yle bağlantı kurulacakmış. Helal ve haramın neler olduğu İslami bir yasa olan Mecelle'deki düzenlemeye göre belirlenmesi isteniyor. Bu Mecelle'nin yeniden gündeme getirilmesini istemektir. Müftülere resmi nikah yetkisi vermek Mecelle'ye adım atmak olarak değerlendirilmelidir.

Mecelle ile bağlantılı olarak "İslam ve Sosyal Hayat" ünitesinde öğretilecek kavramlar arasında "talak" ve "mehir" de yer aldı.[7] Boşanma anlamına gelen talak, egemen anlayışa göre yalnızca erkeğin hakkı; mehir ise evlilik öncesinde erkeğin kadına verdiği maddi bedel anlamına geliyor.

Şeriat hükümlerinin işleneceği dersin tartışma yaratacak bir diğer ünitesi ise İslam ve Sosyal Hayat. Evlilik ve Nikâh, Eşlerin Karşılıklı Sorumlulukları, Boşanma, Zina konularının işleneceği bu ünitede İslam'ın sosyal hayatla ilgili temel ilkeleri ayet ve hadislerle açıklanacak. Bu ünitede öğrencilere nikâh, talak ve mehir kavramları öğretilecek. İslam ve Hayat adlı bu ünitede öğrencilere öğretilecek olan bir diğer kavram ise tesettür olacak.

Bu konuların hangi anlayışa göre işleneceği ders kitabında göreceğiz. Dahası öğretmenin din algısına göre de konu işlenebilecektir.

Erkek 3 kere "boş ol" diyerek kadını boşayabilecek

Talak, egemen dini anlayışa göre boşama hakkı sadece erkeğindir. Erkek "boş ol" dediğinde eşinin boşamış olur. Bir erkek eşini üç kez boşarsa onunla yeniden evlenebilmek için eşinin bir başka erkekle evlenip boşanması gerekir. Bu noktada hülle nikahı icat edilmiştir. Kadının, kendisini boşayan erkekle tekrar evlenebilmesi için başka erkekle göstermelik nikah yapması ve o erkekle bir süre birlikte yaşamasıdır. Mevcut müfredatta birlikte yaşamanın zifafı içereceği yazılıdır.

Erkeğin, evlendiği kadına mehir adı verilen bir maddi bedel ödemek zorunluluğu da müfredata eklenmiştir.

Laiklik ahlaki yozlaşmanın sebeplerindenmiş!

"İslam ve Sosyal Hayat" ünitesinde "ahlaki yozlaşmanın sebepleri" arasında "dünyevileşme" de sayıldı.[8] Laiklik kavramının eş anlamlısı olarak kullanılan kavram, laiklik dememek için bu adlandırmayla müfredata girmiştir.

Dinin ekonomiyi belirlemesi isteniyor

"İslam ve Ekonomik Hayat" ünitesinde İslam hukukuna göre faiz, rüşvet, hileli satışlar, infak kültürü, helal kazanç, işçi ve işveren hakkı gibi konulara yer verildi. Ekonomik hayatı olumsuz etkileyen uygulamalar arasında "faiz" de sayılarak ekonomik hayatın dine göre düzenlenmesi gündeme getirilmek istenecektir.[9]

Öğretilecek kavramlardan biri de ihtikâr. Hanefîlere göre ihtikâr, bir gıda maddesini satın alarak, fiyatların yükselmesini sağlamak amacıyla saklamaktır. İhtikâr da "İslami suç" kapsamına girmektedir.

"İş yerinde aşırı tedbiri savunmak yüce Allah'a imanı zayıflatır" mı?

"İşçi ve İşveren Hakkı" konusu işlenirken çalışanların iş sağlığı ve güvenliği bağlamında işçi ve işveren sorumluluklarına dikkat çekileceği belirtilmiştir.[10] Yalnız İstanbul Müftülüğü'nün "iş yerinde aşırı tedbiri savunmak yüce Allah'a imanı zayıflatır" vaazı vermişti. İş güvenliğini sağlamak işverenin sorumluluğu değil midir?

Müfredat işlenirken iş güvenliğine emekçiler penceresinden bakılmayacağı müftülüğün bu vaazıyla ortadadır.

İslami ceza hukuku anlatılacak

"İslam hukukunun kaynakları, edille-i erbaa ile sınırlandırılacaktır"[11] ifadesiyle modern hukuka karşı çıkılmakta ve "İslam hukuku"ndan bahsedilmektedir. Edille-i Erbaa, "dört delil" demektir. Bunlar Kur'ân, Sünnet, İcmâ, Kıyas.

"İslam ve Hukuk" ünitesinde öğrencilere şerî ceza anlamına gelen had ve edille-i şeriyye (şerî deliller) kavramları da öğretilecek.

Suçun şahsiliğinden kısasa kısasa

Bu ünite işlenirken teklif, mükellef, edille-i şeriyye, fıkıh, fıkıh usulü, hukuk, adalet, hikmet, ahlak, had, ceza kavramları öğretilecekmiş. Ünitede "suçun şahsiliği"nden bahsedilmektedir. Hal böyle olunca "islami ceza" anlamına gelen "had" içinde "kısasa kısas" var mıdır? Varsa "suçun şahsiliği" gereği eli kesilen, elini kesenin kısas uygulamasına tabi olmasını isteyebilir mi?

İnsanlar inanca göre sınıflanıyor

İslam 2 dersinde "İman" ünitesinde inanç bakımından insanlar, Mü'min, Münafık, Kâfir olarak tespit edilmiş.[12] Böyle bir adlandırma insanların birbirini günlük hayatta birbirinin inanç penceresinden sınıflandırmasına yöneliktir. Zaten "inanç bakımından insanları sınıflandırır" ifadesiyle açıkça da yazıyorlar. Ulus, ahlak, meslek gibi sınıflandırmalardan ziyade insanlar birbirini Mü'min, Münafık, Kâfir elinde dinsel bir sınıflandırmaya tabi tutsun diye bu konu müfredata eklenmiş. Bu insanları inanç temelinde bölmektir, ulusu parçalamaktır.

Tarihçi-yazar

Mustafa SOLAK

 
a45UyF587661-170810184154 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/08/10  21:33 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Zina yapan evlilerin taslanarak oldurulmesini emreden ayet, Ayse nin doseginin altindaki sahifede yazili bulunuyordu.
Peygamber olunce Ayse onun defin islemleriyle mesgul iken, evin acik kapisindan iceri giren bir keci o sahifeyi yedi ve boylece taslama cezasi Kuran dan cikti; ama hukmu devam ediyor.

Ibni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131, 132, 183; 6/269

Kim konusuyor?
ZARIYAT 50.o halde Allah a kosun.
Cunku ben, size o nun katindan (gelmis) acik bir uyariciyim.
ZARIYAT 51.Allah ile beraber baska bir tanri edinmeyin.
Zira ben size o nun tarafindan (gelmis) acik bir uyariciyim.
SURA 10.ayriliga dustugunuz herhangi bir seyde hukum vermek, Allah a mahsustur.
Iste, bu Allah, benim rabbimdir.
O na dayandim ve o na yonelirim.
TEVBE 30.yahudiler, uzeyr Allah in ogludur, dediler.
Hiristiyanlar da, mesih (isa) Allah in ogludur dediler.
Bu onlarin agizlariyla geveledikleri sozlerdir.(sozlerini) daha once kafir olmus kimselerin sozlerine benzetiyorlar.
Allah onlari kahretsin!
Nasil da (haktan batila) donduruluyorlar!
EN AM 114.Allah dan baska bir hakem mi arayacagim?
Halbuki size kitab i acik olarak indiren o dur.
Kendilerine kitap verdigimiz kimseler, Kur an in gercekten rabbin tarafindan indirilmis oldugunu bilirler.
Sakin supheye dusenlerden olma!
MERYEM 64.biz ancak rabbinin emri ile ineriz.
Onumuzde, arkamizda ve bunlar arasinda olan her sey o na aittir.
Senin rabbin unutkan degildir.
MUNAFIKUN 4.onlari gordugun zaman kaliplari hosuna gider, konusurlarsa sozlerini dinlersin.
Onlar sanki duvara dayanmis kutukler gibidir.
Her gurultuyu kendi aleyhlerine sanirlar.
Dusman onlardir.
Onlardan sakin.
Allah onlarin canlarini alsin.
Nasil bu hale geliyorlar?
ZUMER 10.(resulum!) Soyle: ey inanan kullarim!
Rabbinize karsi gelmekten sakinin.
Bu dunyada iyilik yapanlara iyilik vardir.
Allah in (yarattigi) yeryuzu genistir.
Yalniz sabredenlere, mukafatlari hesapsiz odenecektir.
HUD 2.baskasina degil, yalniz Allah a kulluk edin.
Kuskusuz, ben size o ndan gelen bir uyarici ve mujdeciyim.

Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin sahipleriler.
Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder