KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ COŞKUN BAŞBUĞ : İZMİR ASKERİ CASUSLUK DAVASI
19/01/2019
Türk Tarihinde bugüne kadar gelmiş geçmiş en büyük ve en tehlikeli terör örgütü olan FETÖ'nün devlete ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerine kurduğu son kumpas dava kamuoyunda "İzmir Fuhuş ve Askeri Casusluk davası" olarak bilinen davadır. Bu davayı "Ergenekon" "Balyoz" gibi diğer kumpas davalardan ayrıştıran önemli özellikleri vardır.
Bu özellikler içinde en belirgin olanı bu davada asker ve sivil mağdurların birlikte yargılanmasıdır. Bu kumpas amacına ulaşsaydı askeri ve sivil devletin tüm kurumları tamamen tasfiye edilmiş devlet ele geçirilmiş olacaktı. Bu sürecin ardından tüm kumpas davaların dosyaları birleştirilecek ve olay tek dosyalı bir yargılamaya dönüştürülerek çok kapsamlı bir örgütün olduğu ve çökertildiği havası yaratılacaktı.
Yine bu dosya kapsadığı kişi sayısı bakımından da bir ilkti. Dosyaya dahil edilecek asker-sivil mağdur sayısı toplamda 5.000 kişiye yakındı. Bu inanılmaz rakam kumpas davanın iddianamesini kaleme alan örgüt mensubu eski savcı Zafer Kılıç tarafından bizzat telaffuz edildi. Ancak dershanelerin kapatılması ile başlayan kırılma sonucu FETÖ sözde lideri tarafından verilen gizli talimatla dava dosyası 2.500 kişide dondurularak hukuki işleme kondu.
Kumpas davada ilk hamle 10 Mayıs 2012 günü saatler gece yarısını gösterdiğinde geldi. İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Organize Büro Amirliği Ekipleri; İzmir merkezli İstanbul Ankara Bursa Antalya Muğla Manisa Zonguldak ve Ordu olmak üzere toplam dokuz ilde eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Bu operasyonlar sonucu dokuzu muvazzaf asker olmak üzere toplam 26 kişi; fuhuş şantaj tehdit askeri casusluk ve insan ticareti gibi birbiriyle alakasız insan aklını zorlayan akıl almaz iddialarla gözaltına alındı.
Cumhuriyet tarihinde belki de insanlık tarihinde bugüne kadar hiç görülmemiş şeyler görülüyor hiç yaşanmamış olaylar yaşanıyordu. Bir yandan gözaltılar devam ederken diğer yandan da kamuoyunu bu oyunun içine çekmek için metni önceden karanlık ellerce kaleme alınmış birkaç kelime hariç neredeyse hepsi birbirinin aynı haberler gizli bir güç tarafından medya yoluyla millete servis ediliyordu.
İddiaya göre (!) sözde İzmir Emniyet Müdürlüğü İhbar hattına 10.08.2010 tarihinde 108.3.215.165 Ip ve "haleizmirhale@hotmail.com " adresinden bir e-mail gelmişti ve bu ihbarda;
"İzmir ilinde özellikle üniversitede okuyan genç kızları kandırarak zengin kişilere veya üst düzey bürokratlara para karşılığında pazarlayan bir çete olduğu çete mensuplarının gözlerine kestirdikleri kızlarla önce arkadaşlık kurarak güvenlerini kazandıkları daha sonra bir şekilde kızlarla birlikte oldukları daha sonra kızları ellerinde seks görüntülerinin olduğunu belirterek bu görüntüleri ailelerine ve internete vermekle tehdit ettikleri bu suretle kızları kendilerine bağımlı hale getirdikleri çetenin çok sayıda üst düzey tanıdıklarının bulunduğu ve bundan dolayı kimsenin kendilerine bir şey yapamadığı çetenin içerisinde bayanların da bulunduğu ve bu bayanların takılmış oldukları mekânlarda genç ve güzel kızları ağlarına düşürdükleri" yazıyordu.
Kamuoyunun iddialara inanması için özenle ve özel olarak hazırlanmış bu ve benzer haberlerle yüzlerce insanın üzerine şerefsizce iftiralar atılıyor ve daha neyin ne olduğu anlaşılmadan perde önünde bu insanlara perde arkasında ise Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik aşağılık ve acımasız bir linç kampanyası başlatılıyordu. Bugüne kadar geçen süre içinde ne bu üniversiteli kızların kimler olduğu ortaya çıktı ne de bu kızların kim olduğu…
Mağdurların adreslerinde yapılan sözde aramalar sonucu örgüt lideri olduğu iddia olunan sanık Bilgin Özkaynak'ın Sapanca'daki çiftlik evinde yapılan aramada "PANDORA" ismi verilmiş ve davanın asıl dayanağı olan dijital hardisk diğer sanıklarla ilgili yapılan aramalarda da benzer düzmece dijital materyallerin ele geçirildiği ve bu sahte deliller sonucu sanıkların "suç işlemek amacıyla örgüt kurma suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme yasaklanan bilgileri temin yasaklanan bilgileri açıklama ve kişisel verilerin kaydedilmesi suçlarının işlendiği iddia edilmiştir.
Bu iddialar sonucu hazırlanan birinci iddianamedeki 357 sanıktan 134'ünün adreslerinde yapılan aramalar sonucunda ele geçirilen ve suç unsuru taşıdığı iddia edilen materyaller sonucu sanık durumuna sokulan Bilgin Özkaynak Narin Korkmaz Safiye Köten Onur Süer Hakan Oğuzhan ve Filiz Albayrak'a ait yapılan aramaların hukuka aykırı olduğu dolayısıyla ele geçirilen materyallerin de kanuna aykırı delil olduğu ele geçen bu kanuna aykırı delil niteliğindeki materyaller esas alınarak diğer sanıkların adreslerinde yapılan aramaların da hem esas alınan delillerin kanuna aykırı olması nedeni ile hukuka aykırı hale geldiği hem de bu aramaların büyük bir kısmının yapılış şekli ve/veya ele geçirilen dijital materyallerin imajlarının alınmamış olması nedeni ile bizatihi hukuka aykırıdır.
Sonuçta iddiaya konu suçların işlendiğini gösteren hukuka uygun hiç bir delil mevcut olmaması itibarıyla yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin iddia olunamayacağı bu itibarla tüm sanıkların yüklenen suçları işlemedikleri sabit olduğundan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiştir.
Bu terör örgütünün gerçekleştirmiş olduğu İzmir Askeri Casusluk operasyonunda bazı mağdurların yapmış oldukları cinsel içerikli görüşmeler casusluk algısına dönüştürülmekte sonuçta yapılan operasyonla ele geçirildiği iddia edilen dijital materyaller açıldığında sözde hedef örgütün yaptığı fişleme kayıtlarına ulaşılmakta bu fişleme kayıtlarında mağdur gözüken kişiler hakkında yazılmış olan cinsel içerikli ya da meslek etiği ile bağdaşmayan durumlar kişilerin kurumlarına ve medya organlarına sızdırılmakta böylece sıfatları şüpheli müşteki veya mağdur olan kısaca dosya içerisinde adı geçen herkes bir şekilde mağdur edilmekte bu durum kişinin iş ve aile hayatında geri dönülmez vahim sonuçlara yol açmaktadır.
Bu dosyada da yaklaşık 3.100 kişi FETÖ tarafından mağdur edilmiştir. Örgütün bu eyleminin müzahir medya tarafından toplum üzerinde baskı ve kamuoyu oluşturmak yapılan eylemi meşru göstermek ve kurum ve kişileri itibarsızlaştırmak adına birçok haber yapıldığı bu haberlerin içeriğinde dosyanın en mahrem bilgilerinin bulunduğu hemen hemen bütün haberlerin Cihan Haber Ajansı tarafından servis edildiği görülmektedir.
FETÖ'nün özellikle devletin üst kademesinde stratejik öneme sahip bakanlık bürokratlarını ve TSK personelini hedef alarak yürüttüğü tasfiye planı çerçevesinde örgütün öğrencilik yıllarından başlayarak örgüt bilinci aşıladığı ve sorgusuz itaat anlayışı ile yetiştirdiği üyelerini hedef alınan kurumlara yerleştirdikten sonra öncelikle buralarda görev alan diğer şahıslar hakkında raporlar hazırlamalarını sağlayarak fişlemeler yaptığı fişlenen şahıslardan örgüte müzahir olanların devşirilmeye çalışıldığı diğerlerinin ise özel hayat bilgileri zaafları siyasi eğilimlerinin bilgilerinin toplandığı aynı zamanda kurum içinden ele geçirilebilen gizli-çok gizli-hizmete özel ayrımı yapılmaksızın her türlü bilgi ve belgenin fiziki veya dijital kopyalarının uyuyan hücre olarak faaliyet gösteren örgüt mensupları tarafından kurum dışına sızdırılarak "Abi" tabir edilen şahsılara iletildiği zamanı geldiğinde örgüt lideri Fetullah GÜLEN'den aldıkları talimat doğrultusunda kurumlar içerisindeki örgüt mensuplarının harekete geçerek bu bilgileri önce internette yayınlayarak şahısların itibarsızlaştırılmalarını sağladığı akabinde ise isimsiz ve imzasız ihbarlarla gerek adli gerekse idari soruşturmalara muhatap kılınmalarının yolunun açıldığı böylelikle hedeflenen tasfiye planının adım adım uygulamaya konulduğu anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede kamuoyunda fuhuş ve askeri casusluk olarak adlandırılan soruşturmanın temelini oluşturan ve Pandora veri tabanında bu yönde bilgilere yer verildiği göz önüne alındığında Pandora veri tabanındaki bilgi ve belgeler ile adreslerde bulunan fiziki belgelerin geçmişte TSK içerisinde yapılanan FETÖ mensupları tarafından temin edildiği anlaşılmaktadır.
Bu şekilde yürütülmekte olan bu soruşturmalar esnasında yapılan iş ve işlemlerde kullanılan yasadışı ve konusu suç teşkil eden eylemlerin TÜBİTAK TİB TSK Emniyet Yargı ve kurumların teftiş kurulları gibi diğer kurumlara yerleştirilmiş örgüt mensuplarınca düzenlenen raporlarla meşrulaştırılmasının sağlandığı tasfiye gerçekleştikten sonra ise geride delil bırakmamak adına çeşitli kayıtların silindiği görülmektedir. Soruşturma dosyasında arama ve el koyma esnasında bahse konu materyallerin imajının alınmamış ve imajı alınana kadar geçen süreçte bu materyallerin usulüne göre muhafaza edilmemiş olmasından dolayı delil niteliğini kaybetmiş olduğu görmezden gelinerek normal kullanıcı davranışlarıyla açıklanamayacak bir uyumsuzluğa rastlanılmadığı yönünde rapor düzenleyerek yapılan usulsüz işlemleri meşrulaştırarak bürokratların ve TSK mensuplarının tasfiye edilmelerini hızlandıran TÜBİTAK görevlilerince yapılan bu usulsüz işlemlerin aynı şekilde soruşturma kapsamında bulunduğu iddia edilen fiziki belgeler ile hard diskler içerisindeki dijital bilgi/belge/dokümanların da ilişkilendirilen kişiye ait olup olmadığı veya söz konusu bilgi/belgeye ulaşıp ulaşamayacağı yönünde bir araştırma yapılmadan inceleme yapıldığı incelemenin taraflı olarak emir komuta altında ve istihbarat görevlilerinin etkin olduğu bir heyet tarafından yapıldığı tarafsız olarak inceleme yapacak görevlilerin baskı uygulanmak üzere heyetten ayrılmasının sağlandığı ve belge/doküman/ bilgi notu/word belgeleri hakkında düzenlenen rapor doğrultusunda birçok kişi hakkında iddianame hazırlanmasına sebep olunarak birçok TSK personelinin tasfiye edilmesine imkân sağladıkları anlaşılmıştır.
Bu tespitler ışığında; soruşturmanın amacının aslında suç ve suçla mücadele olmadığı aksine FETÖ'nün nihai hedefi olan "devletin stratejik ve kritik görevlerinde yer alan şahısların tasfiye edilerek örgüt mensuplarının boşalan bu kadrolara yerleştirilmesi örgüt çıkarlarına karşı gelen veya daha önceden örgüt aleyhine iş ve işlemlerde bulunan birtakım şahıslardan intikam alınması amacıyla bu şahısların itibarsızlaştırılmalarının sağlanması TSK ve devlet bürokrasisinin işlerliğini kaybederek ele geçirilmesi" projesini hayata geçirmek için atılan bir adım olduğu soruşturma sonunda çok sayıda TSK mensubu ve bürokratlar hakkında adli işlem yapılmak suretiyle itibarsızlaştırılarak tasfiye edildiği göz önüne alındığında aslında örgütün asıl amacının Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini değiştirmek; devlet otoritesini zaafa uğratmak yıkmak veya ele geçirmek; temel hak ve hürriyetleri yok etmek; kamu düzenini bozarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır.
http://www.tesud.org.tr/uploads/yayin/dosya/1558524230c81e728d9d4c2f636f067f89cc14862c.pdf
- - - - - - - - - - - - -a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Ogretmenler!
Cumhuriyet fikren ilmen fennen bedenen kuvvetli ve yuksek karakterli muhafizlar ister.
Yeni nesli bu ozellik ve kabiliyette yetistirmek sizin elinizdedir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
55. HER DIN, TANRISALLIKTAN ALCAKCA VE AKILSIZCA KORKMA DUYGUSU VERMEYE CALISIR
Pek cok kimse, bize, gercek dinle hurafeler arasinda fark oldugunu ileri surer ve der ki: "Hurafeler, tanrisalliktan anlamsiz ve alcakca bir korkudur; gercek bir dindar, tanrisalliktan alcakca korkuya karsilik Allah'ina guvenir ve icten sevgi gosterir. Oysa bos inanclara inanci olan kimse, Allah'ta bir dusmandan baska bir sey goremez; ona asla guvenmez; onu kuruntulu, zalim nimetlerini vermede cimri, cezalarini dagitmakta savurgan bir zorba olarak gorur. "
Ancak aslinda her din, Allah hakkinda bu ayni fikri vermiyor mu? Allah'in sonsuz iyi oldugunu, ayni zamanda Allah'in cabuk ofkelenecegini, siddetli cezaci, yok edici, intikamci oldugunu, lutuf ve iyiliklerine pek az kimseyi eristirdigini, iyilik ve lutfuna kavusturmayi keyfinin istemedigi kimseleri buyuk bir ofkeyle cezalandirdigini bize durmadan tekrar etmezler mi?
- - - - - - - - - - - - -
Seni seviyorum sozunu gorunce, yureginde hayatta kalmak icin muthis bir istek uyanmis, birden gereksiz tehlikelere atilmayi aptalca bulmaya baslamisti.
George Orwell1984
- - - - - - - - - - - - -
Olumsuzluge filmlerim sayesinde erismek istemiyorum.
Ben olumsuzluge, olmeyerek erismek istiyorum.
VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
-------------------------------------------------
This free account was provided by VFEmail.net - report spam to abuse@vfemail.net
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas! 15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder