27 Ağustos 2012 Pazartesi

ABD komplo teorilerinden rahatsız

Hala kimler kimlerle işbirliği içinde anlaşılmadı mı?
Ya da işbirliğinin her bir taraf için amaçları...
Her zaman dediğim gibi tarihte var olmuş bütün mürteci oluşumları işbirlikçidir.
AKP de bundan bir istisna oluşturmuyor.

Cumhuriyet 16.07.2012

ABD komplo teorilerinden rahatsız

'Desteklerimiz takdir görmedi'

ABD Başkonsolosu Scott Kilner, ülkesinin PKK'ye karşı mücadelede Türkiye'ye büyük destek vermesine karşın, ABD'nin el altından PKK'yi desteklediğini öne süren komplo teorisinin ardındaki mantığı çözemediğini söyledi.
Türkiye'deki ABD dostlarını iki ülke ilişkileri hakkındaki olumlu düşüncelerini açıklamak yerine suskun kaldıkları için eleştiren Kilner, yardımları için takdir görmediklerini söyledi.
Kilner, "PKK ile sınırda mücadele etmelerine yardım etmek amacıyla Türk yetkililerine sağladığımız istihbarat için günde yaklaşık bir milyon dolar harcıyoruz" dedi.

ABD Başkonsolosu Scott F.Kilner Türkiye'ye terörle mücadelesinde büyük destek verdiklerini, ancak uzun süre bunun takdir görmediğini söyledi

'PKK'ye karşı günde bir milyon dolar'

ELÇİN POYRAZLAR

ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Scott F.Kilner'i tanımlayacak en iyi sözcük Türkofil olurdu.
30 yıllık diplomatlık kariyerinde Türkiye'nin farklı yerlerinde dört kez görev yapan Kilner, ülkenin siyasi ve sosyal panoramasını yakından tanıyor.
Türkiye ile ABD ilişkilerinin son dönemde yüzde 90'lık bir uyum içinde olduğunu söyleyen Kilner, en çok ABD'nin bu ülkedeki olumsuz imajından dertli.
PKK ile mücadele konusunda Türkiye'ye büyük destek verdiklerini, ancak yakın zamana kadar bunun takdir görmediğini düşünen Kilner, basın özgürlüğü içinse "savaşmayı sürdürün" mesajı veriyor.

- Şu anda Türkiye ile ABD, tarihlerindeki en yakın ilişkiyi mi yaşıyor?

Bence ABD-Türkiye ilişkileri çok yapıcı ve olumlu bir dönem içinde.
"Altın çağ" terimini abartılı olacağı için kullanmam.
Çünkü ülkeler, ve bu kesinlikle Türkiye ve ABD için doğru, işbirliği yaparlar ancak aynı görüşte olmadığımız, ortak ve müttefik olarak tartışmamız gereken konular da hep vardır ve bu her zaman olacak.
Ama şu anda olumlu yanlar cesaret verici ve hayranlık uyandırıcı düzeyde yüksek.

'Yüzde 90 uyumluyuz'

- Bunda Arap isyanlarının etkisi var gibi görünüyor.

Yalnızca bu değil ama bu en başlıca neden.
ABD Dışişleri Bakanlığı tarihçisine göre 1980-89 arası ABD dışişleri bakanları Türkiye'yi toplam dört kez ziyaret etmiş.
Son bir yılda ise ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton üç kez İstanbul'a geldi.
Clinton'un iki ayrı planlanmış ziyareti daha vardı.
Yani biz konsolosluk ve büyükelçilik olarak beş dışişleri bakanı ziyareti için hazırlık yaptık.
Bu bir göstergedir.
New York Times gazetesine göre Başkan Obama'nın İngiltere Başbakanı'ndan sonra en çok konuştuğu lider Tayyip Erdoğan idi.
Bölgedeki olayların yanı sıra Türkiye bizim için vazgeçilmez bir ortak.
Politikalarımız yüzde yüz değilse bile yüzde doksan uyuşuyor.
Konulara aynı açıdan bakıyor ve aynı yöne ittiriyoruz.

'İnsan hakları meselesine göz yummuyoruz'

- Stratejik çıkarlar yüzünden ABD'nin Türkiye'deki insan hakları meselesine göz yumduğu eleştirisine yanıtınız nedir?

Bunu kabul etmiyorum.
Kamuoyu önünde bu konuda sessiz kaldığımız görüşü yanlış.
Anımsayacaksınız Büyükelçimiz (Frank) Ricciardone buraya geldikten iki hafta sonra açıklamaları yüzünden kendisini Başbakan Erdoğan ile kaynar sularda bulmuştu.
Erdoğan ona acemi demişti ki kendisi dışişlerinde en deneyimli büyükelçilerden biridir.
Geçen yıl temmuzda Clinton buradayken bir televizyon programına katılmıştı ve açıkça basın özgürlüğü, sivil toplum konularına değinmiş ve sivil toplum kurma konusunda sorunları olan Türkleri standartlarını yüksek tutmaları ve uğraşmaya devam etmeleri konusunda cesaretlendirmişti.
Bunlar dışında da açıklamalar oldu, ama her mesaj kamuoyu önünde verilmek zorunda değil.
Kapalı kapılar ardında içten tartışmaların da rolü var.
Biz bu konuları konuşuyoruz ve buna devam edeceğiz.

http://nacikaptan.com/?p=1828



--
Düşmanca ithamda bulunanların sürdürdükleri büyük mübalağalar dışında Ermenilerin tehciri meselesi aslında şuna inhisar etmektedir:

Rus ordusu 1915'de bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.

Bu cinayetleri işleyen ve saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah cephane ve iaşe ikmallerini, bazı büyük devletlerin daha sulh zamanından beri kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan bilistifade ve bu maksada matuf olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyorlardı.

İngiltere'nin sulh zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda'ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya efkarı, Ermeni ahalinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz.

Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan ekserisi şayet İtilaf Devletleri bizi tekrar harb etmeye zorlamasa idi evlerine dönmüş olurlardı.

Brest-Littowsk Muahedesinin akdini müteakip Rusların Şark vilayetlerimizi tahliyeye başladıkları sırada Ermeni çetelerinin yapmış oldukları katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur.

Sivas'ta benle görüşmüş olan, bilahare bu bölgeleri ziyaret eden ve buralarda Ermeni çetelerinin davranışları hususunda mufassal müşahadelerde bulunarak daha sonra kendisine bu konuda anlatmış olduğum şeylerin doğru olduğunu bana yazmış bulunan Amerikan Generali Harbord Amerikan Umumi ekfarının kendisinden faydalı bilgi temin edebileceği bir şahidimizdir. Taşnaklar daha sonra da Kars ve Olti bölgelerinde Alexandropol (Gümrü) Antlaşmasının akdine kadar cinayetlerine devam etmişlerdir.

Milyonlarca Türk'ü binlerce Ermeni'nin hakimiyetine terketmeye kalkışan Wilson projesi sadece gülünçtür.

(26 Şubat 1921)
K. ATATÜRK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder