21 Ocak 2013 Pazartesi

11-Re: [OzgurGundem] EMASYA BAHANESIYLE YONETIME EL KONULACAK ! EL KOY !

EMASYA Protokolü nedir?
Açılımı Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü.
Adı üstünde, amacı, kapsamı adında belirtilmiş.
Peki nereden icap etmiş, kimler yazmış, neyi amaçlamış?

EMASYA Protokolü’ 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında 7 Temmuz 1997’de imzalandı.
Protokolün altında İçişleri Bakanlığı adına dönemin Müsteşarı Teoman Ünüsan ile yine dönemin Genelkurmay Harekat Daire Başkanı Çetin Doğan’ın imzası var.

Peki neden ihtiyaç duyulmuştur?

Daha önceki yıllarda Kahraman Maraş, Sivas olayları gibi olaylarda doğrudan valilikler emrinde olmayan TSK birliklerinden yardım istenmiş, ancak idari yapı nedeniyle birçok durumda müdahale geçikmiştir.
Mesela Sivas olaylarını soruşturan Meclis Araştırma Komisyonu Raporlarına göre basında ŞOKE EDEN AYRINTI başlığıyla verilen habere göre.
“Saat 19.30’da otelin önündeki iki aracı ters çevirerek depolarını delmeye çalışan gruba polis müdahale etmiştir.
Ancak görevlilerimiz, yangın çıkarmak için bidonlarla benzin getiren şahısları yakalamak isterken benzin yere dökülmüş, grup benzine çeşitli kumaş parçalarını sürerek yakmış ve otele atmıştır.” 454 güvenlik görevlisinin yetersiz ve bölünmüş olması sebebiyle protestoculara engel olunamadığı kaydediliyor.
Askerin olaylara müdahale etmediği vurgulanan raporda, şunlar aktarılıyor: “Saat 14.00’ten itibaren ısrarla takviye kuvvet istenmesine rağmen özellikle cuma günü 19.00’a kadar hazır kuvvet bekletmesi talep edilen 5. Er Eğitim Tugayı’ndan destek gelmemiştir.
20 kişilik jandarma kuvveti dışında olaya müdahale eden askerî bir birim olmamıştır.
19.50’de gelen kuvvet itfaiyenin yolunu açmış, ardından bölgeden ayrılmıştır.”http://www.sonsayfa.com/Haberler/Guncel/Sivas-olaylarinda-soke-eden-ayrinti-232912.html

DİKKAT:

Dikkatinizi çekerim, doğrudan valiliğin emrinde olan jandarma, ve polis müdahale etmiş, ancak TSK birlikleri sıralı amirlerinden emir beklemiştir.
Yine dikkatinizi çekerim, oradaki birlik bir eğitim tugayıdır.
O tugayın askerleri ne içgüvenlik ne dış güvenlik operasyonları için kullanılabilecek evsafta değildir, hemen hepsi de acemi er konumundadır.
Askerliği sırasında acemi er olarak eğitim birliklerinden geçmek zorunda olanlar bunu bilir.
Yani bütün askerler.

EMASYA Protokolünün tam metni nedir?

Bu konuyu konuşanlar bu metni doğru düzgün bir şekilde okumuş mudur?
Elbette, konuşanların, yazanların büyük bölümü okumamıştır, bilmediği, öğrenmediği konularda fikir beyan etme hakkını kullanmıştır.
Arzu eden ekteki dosyaya da, en aşağıdaki metne de bakabilir.

Bu protokol darbe yapmaya imkan veya yetki verir mi?

Kesinlikle hayır, bu bir yardımlaşma anlaşmasıdır.
Çok da kafası karışık olan metni okusun, anlasın.

Hemen herkesin itiraz ettiği konu şudur;

  • Protokol’ün 9. maddesi EMASYA komutanlıklarının, mülki amirlerin yardım talebi olmaksızın olaylara müdahale edebilmesine imkan vermekte.
    Bu madde 5442 sayılı yasaya "şekil, yetki, konu ve maksat" yönlerinden aykırı düşmekte." deniyor.(Meclis Araştırma Komisyonu)
    Ancak, protokolün dayanağını oluşturan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda da aynısı öngörmektedir.
  • Bununla bağlantılı olarak da;
    Vali ve kaymakamların görev alanlarını daraltacak, takdir yetkilerini ortadan kaldıracak ve inisyatif kullanma güçlerini fiilen kısıtlayacak bir düzenlemenin getirilmesi aynı zamanda taşra yönetiminin esasını oluşturan ’il sistemi’ne de aykırıdır.... Mülki idare amirliğinin asayiş hizmetlerine ilişkin yetki ve sorumluluk düzeninin bütünlüğünü bozmaktadır."deniyor.(Meclis Araştırma Komisyonu)

Bu protokol hiç uygulamaya konmuş mudur?

Basına yansıyan haberlere göre, 20 Kasım 2003’te İstanbul’da Beyoğlu’ndaki İngiliz Konsolosluğu ve Levent’teki HSBC Bankası bombalamalarının ardından EMASYA protokolü devreye sokulmak istendi.
Patlamalardan sonra askeri birliklerden herhangi bir talep olmamasına rağmen Taksim ve Levent’e askeri birlikler sevk edildi. (Meclis Araştırma Komisyonu)

Sonuç olarak;

  • EMASYA Protokolü takip eden dönemde hemen hiçbir zaman kullanılmamıştır.
  • TSK devletin vilayet sisteminden bağımsız, ulusal bazda örgütlü bir yapıdır.
  • Askerlik bir disiplin mesleğidir, astlar yalnızca sıralı komutanlarından emir alırlar.
  • Yasal düzen valilere illerinde bulunan TSK birliklerine emretme yetkisi vermez.
Esasen böyle bir yetkinin olması da gerekmez.
Çünkü TSK bir içgüvenlik kurumu değildir.
Valilerin doğrudan emri altında olan güvenlik birimleri Jandarma, ve Emniyet güçleridir.
TSK devletin hemen bütün illerinde kendi dış tehdit değerlendirmelerine göre farklı miktarlarda ve şekillerde birlikler bulundurduğu ülkenin en büyük ve en teşkilatlı kurumudur.
Afetler, toplu kalkışmalar, katliamlar, Jandarmanın ve Emniyetin yetersiz kaldığı durumlarda bu kurumdan da istifade etmek gerekmiştir.
Bu güne kadar TSK ile ilgili sorunların büyük bölümü bu işlerin yasal ve idari altyapısının iyi şekilde hazırlanmadan, TSK'nın içgüvenlikte kullanılmasından doğmuştur.

TSK'nın komuta yapısının parçalanarak doğrudan  valiler emrine verilmesi, TSK'nın dış güvenlikle ilgili görevlerini aksatır.
Halen yapılan budur.

İki başlı bir yapı kurulması hemen herkesin kolayca tahmin edebildiği sıkıntılara yol açar.
Çünkü TSK aşağıdan yukarıya küçük birliklerden daha büyük birliklere doğru oluşturulan bir taksimat sistemine göre idare edilir.
Bölükler, taburlar, alaylar, tugaylar, tümenler, kolordular, ordular birbirinin içinde yer alan fonksiyonel birimler şeklinde tasnif edilmiştir.
Bu bütün dünya da böyledir.
Başka türlü olması da mümkün değildir.
Mesela ABD bir Irak görev kuvveti oluşturmuştur.
Bunu Irak ordusu olarak düşünebilirsizin.
Bu ordunun içinde farklı özelliklerde fonksiyonel birimler kuvvet komutanının emrine verilmiştir.
Bu görev kuvvetinin içinden bazıların aynı zamanda yerel birimlerin emrinde olması gibi bir yöntem asla düşünülemez.

Peki, bu kadar güçlü ve organize bir kurumun imkanlarından yerel olaylarda nasıl istifade etmek mümkün olur.
Bu mülki sistemle, askeri sistemi birbiriyle akord içine sokacak şekilde ortak planlar yapılmasıyla mümkündür.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin bu işler için gerekli yasal araçları vardır.
Sıkıyönetim, OHAL bunlardan bazılarıdır.
Sivil idare bu tedbirleri gereğinden fazla yetki devri içerdiğini düşünürse, düzenleme yetkisine sahiptir.
Yine geçtiğimiz yıllarda askeri ve sivil koordinasyonun geliştirilmesi için hem sivil koordinatör vali, hem de komutanlık oluşturulmuştur.
Bu da bir başka tedbirdir.
EMASYA protokolüyse bu amaca yönelik bir başka yöntemdir.

Adı üstünde protokol bir anlaşmadır.
Sivil yetkililer ve asker yetkililer belirli bir plan üzerinde anlaşmış ve bunu imza altına almıştır.
Protokol maddeleri değiştirilebilir, güncelenebilir maddelerdir.
Bu protokolün temel esaslarını düzenlemek de sivil iktidarın yetkisindedir.

İşte mürteciler ve bölücülerden oluşan koalisyonun EMASYA EMASYA diye ortalığı karıştırdığı şey budur.
Nihayetinde, her zamanki gibi din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet unsurlarından oluşan büyük bir entrikanın karapropagandasıdır.

Saygılar.
Oraj POYRAZ.


On 21.01.2013 09:22, Ülkü Bassoy wrote:
 

Hiçbir  hiçbiri uygulanmamış, hiçbir inandırıcılığı olmayan ve İmzasız-tarihsiz yalan planlardan binlercesi, her türlü emperyalizme satılmış  F'li Tuncay Güney ve onun izindeki  çok " zeki"lerin örümcekli kafalarında üretilir.
Ülkü Başsoy

2013/1/20 Birol <sehbir@gmail.com>
 

Sayın Kentel, üç - beş plan da ben yapmıştım,
siz onları ele geçiremediniz mi hala !!!!
Dayımgillerde de vardı bir kaç plan, aha da burdan söylüyom, tiz tutuklana...


20 Ocak 2013 15:52 tarihinde zeki kentel <zkentel2001@yahoo.com> yazdı:

 
Ozel Kuvvetler'deki yapilanmanin 2007 Plani

MIT’in Darbeleri Arastirma Komisyonu’na gonderdigi dosyada yer alan ihbar mektuplari, 2007’de ulkenin cok buyuk tehlikeler atlattigini gozler onune seriyor. Plan, kaos ortami olusturmak icin koprulerin bombalanmasini, Anitkabir’e provokatif saldiri duzenlenmesini ongoruyor.

AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte hazirliklarini yapan cunta yapilanmasinin 2007 yilinda yapmayi planladigi eylemler, MIT’in Darbeleri Arastirma Komisyonu’na gonderdigi ihbar mektuplarinda tek tek aktariliyor. 

‘Sayin Mustesarim’ seklinde baslayan imzasiz ve tarihsiz ihbar mektubu yazan kisi, Ozel Kuvvetler Komutanligi mensubu oldugunu belirtiyor. Ihbar mektubunda, “Asil amacim kurumu yipratmak degil, bilakis TSK’nin arkasina siginarak ona ihanet etmek isteyen vatan hainlerinin desifre edilerek faaliyetlerinin engellenmesi gerektigini dusunmekteyim. 

Ozel Kuvvetler Komutanligi maalesef ulkemizi yikmak isteyen birtakim guclere hizmet edenlerin oyuncagi olmaktadir. 

Bu kimseler OKK icinde gayri yasal gizli bir yapilanmaya girmis olup yaptiklari, ‘vatan elden gidiyor’ seklindeki menfi propagandalarla birimimizdeki subay ve genc subaylarimizin beyinlerini yikayarak sahsi menfaatleri dogrultusunda kullanmaktadirlar. 

Bir kismi rutbe ve makam heveslisi, bir kismi ise maddi menfaat beklentisi icinde olan bu hainler, kendileriyle ayni cizgide olan bazi ust duzey komutanlara bilgi destegi, (psIkolojik harekat destegi) saglayarak ulke genelindeki faaliyetleri yonlendirmektedirler.” ifadeleri kullaniliyor. 

Mektupta, yasa disi yapilanmanin aldigi kararlar 26 madde halinde siralaniyor. Iste o 26 maddeden bazilari:

Toplum icine atilmis bulunan, Turk-Turk, Alevi-Sunni, laik-antilaik gibi kavramlarin basta basin ve yayin organlari olmak uzere her turlu yontem kullanilarak koruklenmesi ve bu sayede bolunmenin hizlandirilmasi.

Bogaz Koprusu, Fatih Sultan Mehmet Koprusu, Bolu Dagi Tuneli, Yalova Feribotu, Karadeniz Sahilyolu gibi ulke icinde ve disinda buyuk ses getirecek kritik yerlerde bombalar patlatilarak hukumete ve devlete olan guvenin sarsilarak kargasa cikarilmasi.

ADD ve Cagdas Yasami Destekleme Der-negi’nin yurt genelinde duzenledigi mitinglere hukumet kanadindan kurumsal veya bireysel olarak sert tepki verilmesinin saglanarak toplumda catisma ortaminin koruklenmesi.

Soz konusu mitinglerde esas olarak irticai orgutler tarafindan yapildigi izlenimi uyandiracak sekilde bombali eylemler duzenlenerek olaylarin provoke edilmesi.

Bir taraftan Turkan Saylan, bir taraftan Tuncay Ozkan, bir taraftan ise Bulent Arinc ve Abdullah Gul gibi isimleri esgudumlu olarak suikast veya suikast girisimleriyle toplumsal kutuplasmanin artirilmasi.

Universite okuyan genclerin karsi karsiya getirilerek catisma ortami yaratilmasi.

Haydar Bas ve bu gruba ait basin ve yayin organlari tarafindan AKP aleyhine yapilan soylemlerin artirilmasi.

IKINCI MILLI MUCADELE BASLIYOR!

Icra edilmekte olan Cumhuriyet mitingleri paralelinde 19 Mayis Genclik ve Spor Bayrami kutlamalarinin Genelkurmay Baskanligi tarafindan Samsun merkezde olacak sekilde gerceklestirilmesi ve Milli Mucadele’nin baslangicina atifta bulunularak ikinci milli mucadelenin basladigi yonunde mesajlar verilmesi.

Toplumda infial uyandiracak olaylarin planlanmasi ve gerceklestirilmesi neticesinde, sokaklara dokulecek kalabaliga EMASYA birliklerinin kullanilmasi ve mevcut durum bahane edilerek mevcut hukumetin gorevine son verilmesi.

Emine Erdogan, Hayrunnisa Gul ve Munevver Arinc hakkinda kucuk dusurme propaganda teknigine uygun olarak asagilayici yazilar yazilmasi.

Irticai bir gruba mensup oldugu izlenimi uyandiran kisilerce Anitkabir’e saldiri duzenletilerek kamuoyunda infial uyandirilmasi.

Imam hatip lisesi ve turban magduru bayanlar kullanilarak provokatif aciklamalar yapmalarinin, Turkan Saylan’a yonelik hakaret ve fiziki satasmalarda bulunmalarinin saglanmasi.

Universite ogretim uyelerinin tamamina yakininin ayni anda Anitkabir’de gosteri yaparak seriat tehlikesini, Ataturk’e sIkayet etmelerinin saglanmasi.

Ekonomik istikrarin bozulmasi saglanarak, hukumete olan guven sarsilacak.

AKP icinden guclu isimlerden kopmalarin saglanmasi.

AKP hukumetinin Karadeniz ve Kurt kokenli insanlardan olustugu icin yatirimlari da bu bolgelere yogunlastirarak ayrimcilik yaptiklarinin vurgulanmasi.

Anneler Gunu’nde Turkan Saylan ve Necla Arat onderliginde Anitkabir’e yurunmesi.

Kanalturk Televizyonu’nda haber programi icinde yer alan Tayyip Erdogan ile ilgili kukla gosterisinin CD ile cogaltilarak Yenicag gazetesi ile bedava dagitilmasi.

Ulkeyi gerekirse uluslararasi sicak catismalara surukleyecek eylem planlarinin tertip edilmesi. Boylelikle kamuoyuna askerin mevcudiyetinin bir kez daha vurgulanip askerin harekat kabiliyetinin artirilmasi.

TSK’nin icinde hangi seviyede olursa olsun eylemleri desteklemeyen kisilerin resmi veya gayri resmi yollarla ikna edilmeye calisilmasi, ikna olmadiklari takdirde cevresine veya kendisine gozdagi verilecek eylemlerde bulunulmasi.
------------------------------------------------------------

I. ASALIOGLU

EMASYA BAHANESIYLE  YONETIME EL KONULACAK !  EL KOY !



--
                            


__,_._,___

EMASYA Protokolü'nün tam metni ve dayanağı

Taraf gazetesine servis edilen “Balyoz Darbesi Planı” belgeleri ile birlikte yeniden gündeme gelen EMASYA (Emniyet Asayiş Yardımlaşma) Protokolü’nün tam metni ilk kez Bugün gazetesi tarafından yayımlandı. Bu protokolün, “darbelere hukuki dayanak” sağladığı iddia ediliyordu. Protokolün 9. maddesi, ordu birliklerinin "toplumsal olaylar"a valilik emri olmadan da müdahale edebilmesini öngörüyor: "Toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi toplumsal olayların şekil değiştirerek birçok bölgede, geniş halk kitlelerine yaygınlaşması, şiddete, katliama veya anayasal düzeni bozmaya yönelmesi durumunda; İl/İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonu, olağanüstü ve ivedilikle toplanır. Bu gibi durumlarda EMASYA Komutanlıkları (bölge/ tali) olayları yakinen takip eder ve birliklerin hazırlıklarını tamamlar. Olaylara müdahale edebilecek toplanma bölgelerinde, birlikleri hazır bulundurur. Olayların gelişmesini değerlendirir. Başta mülki amirler olmak üzere, ilgili kademelere bilgi verir ve gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara müdahale eder. Bu ve benzeri durumlarda olayların yaygınlaşmasını önlemek ve olayları bastırmak esas alınır." Protokolün eleştirilen bir başka yanı, toplumsal olaylara ordu birliklerinin de müdahale etmesi durumunda, kolluk kuvvetlerinin komutasının askeri komutana geçmesi. Ancak, protokolün dayanağını oluşturan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nda da aynısı öngörülüyor: "(...) askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir." 7 Temmuz 1997’de, yani Erbakan başkanlığındaki Refahyol hükümetinin ardından Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan Anasol-D hükümetinin işbaşına gelmesinden yaklaşık bir hafta sonra İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında düzenlenen protokol, 7 yıldan uzun süredir iktidarda olan AKP tarafından yürürlükten kaldırılmamış ve bugüne kadar gizli tutulmuştu.(10 Ocak 2010 tarihi itibariyle) Aşağıda, hem EMASYA Protokolü, hem de 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesi var.

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI İLE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ARASINDA 5442 SAYILI İL İDARESİ KANUNU “11/D MADDESİ” GEREĞİNCE ALINMASI GEREKEN MÜŞTEREK TEDBİRLERE İLİŞKİN PROTOKOL

BİRİNCİ KISIM

GENEL HÜKÜMLER

AMAÇ:

MADDE-1:

Bu protokolun amacı, bir veya birden fazla ilde çıkan veya çıkabilecek olaylarla ilgili olarak valilerin isteği üzerine askeri birlik tahsis edilmesi durumunda, güvenliğin, asayiş ve kamu düzeninin sağlanması ve terörle mücadelede, askeri birlikler ile kolluk kuvvetleri arasında;

a) Kuvvet kullanılması,

b) Kuvvet kaydırılması,

c) Emir komuta ilişkileri,

d) İşbirliği ve koordinasyon

e) Gerekli görülen diğer hususları,

belirlemek, uygulanacak yöntem ve alınacak tedbirleri ortaya koymaktır.

KAPSAM:

MADDE-2:

Bu protokol, toplumsal olayların önlenmesinde ve kamu düzeninin sağlanmasında, mülki amirler (vali ve kaymakamlar), EMASYA Komutanlıkları (EMASYA Bölge Komutanlıkları, EMASYA Tali Bölge Komutanlıkları, EMASYA Birlik Komutanlıkları) ve kolluk kuvvetleri (jandarma, polis, GKK, sadece asli görevleriyle sınırlı olmak üzere özel güvenlik birimleri) arasındaki yetki, görev ve sorumlulukları ile müştereken uygulanacak tedbirleri kapsar.

DAYANAK:

MADDE-3:

Bu protokol 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11'inci maddesinin D fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır. [*]

TANIMLAR:

MADDE-4:

Bu protokolde geçen;

Olaylar: Her türlü terör ve toplumsal olayları,

Emre alma: Bir birliğin/birimin kuruluşunda bulunduğu komutanlıktan/kurumdan alınıp, geçici olarak bir başka komutanlığa/kuruma verilmesi ile emrine birlik/birim verilen komutanlığın emrine aldığı birliğin/birimin ikmal ve idaresinden sorumlu olmasını,

Harekat kontroluna alma: Fonksiyon, zaman ve yer bakımından sınırlandırılmış bulunan özel vazifeleri veya görevleri ifa edebilmesi, ilgili birlikleri/birimleri konuşlandırması ve bu birliklerin/birimlerin taktik kontrolünü elinde bulundurabilmesi veya tahsis edilmesi maksadıyla askeri birlik komutanının emrine verilen kuvvetleri sevk ve idare etmesi için tanınan yetkiyi, (Harekat kontrolu, ilgili birliklerin/kurumların bağlı unsurlarının ayrı olarak kullanılmak üzere tahsis edilmeleri yetkisini ihtiva etmez),

Koordinatör Vali: Birden fazla ili içine alan olaylarda bu protokolun uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı tarafından ilgili valiler arasından geçici olarak görevlendirilen bir valiyi,

ifade eder.

İKİNCİ KISIM

KUVVET KULLANILMASI

MADDE - 5:

Terör ve toplumsal olayları değerlendirmek, kullanılacak kolluk kuvvetlerini düzenlemek, olaylara müdahale yöntemlerini belirlemek, kesintisiz koordinasyon ve işbirliğini sağlamak maksadıyla; il ve ilçe bazında “İL ve İLÇE GÜVENLİK KOORDİNASYON KOMİSYONLARI” ihdas edilir.

İl Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; vali, garnizon komutanı veya temsilcisi, il jandarma komutanı, il emniyet müdürü, MİT temsilcisi ve gerekli görülen diğer ilgililerden teşkil edilir.

İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; kaymakam, garnizon komutanı veya temsilcisi, ilçe jandarma komutanı, ilçe emniyet müdürü/amiri, MİT temsilcisi (varsa) ve gerekli görülen diğer ilgililerden teşkil edilir.

İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; yeterli hazırlık zamanı bırakacak şekilde, olaylara karşı alınacak tedbirleri ve müdahale yöntemlerini tespit eder, askeri kuvvet talep edilmesi konusunda mülki amirlerin karar vermelerine yardımcı olur. İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonları; illerde vali, ilçelerde kaymakamların başkanlığında ayda bir defa olağan, gerekli hallerde olağanüstü toplanarak, il ve ilçenin güvenlik durumunu değerlendirir.

MADDE -6:

Mülki amirler, olaylara müdahale için (tabii afet durumları hariç) askeri birlik talebinde bulunmadan önce;

a. Kolluk kuvvetleri ile kontrol altına alınabilecek olaylarda zayıf bir ihtimal de olsa olayların kontrolden çıkması söz konusu ise, kuvvet talebinde bulunmadan önce EMASYA komutanlıklarına (bölge/tali) bilgi vererek, kademeli hazırlık süresi imkanı sağlar.

b. İl ve İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonlarında yapılan durum değerlendirmesi neticesinde, mülki amirler tarafından askeri birliklerden kuvvet talebi zorunlu görülür ise, birlik komutanları ile koordinede bulunularak, uygun müdahale usullerinin icra edilmesine imkan verecek tarzda; birliklere hazırlık ve teşkilatlanma için yeterli zamanı sağlayacak şekilde önceden uyarı yapılır.

c. Kamu düzenini bozma istidadı gösteren terör dışındaki toplumsal olayların; kolluk kuvvetleri ile bastırılması esas alınır ve gerekli görülen hallerde, askeri gücün “caydırıcılık” özelliğinden yararlanılır.

d. Sportif faaliyetler, futbol maçları, planlı gösteri yürüyüşleri gibi olağan durumlar için, askeri kuvvet talebinde bulunulması hususu özenle değerlendirilmelidir. Zorunluluk olmadıkça kuvvet talebinde bulunulmamalıdır.

MADDE - 7:

Mülki amirler tarafından, önceden yapılacak planlama ve hazırlıklarda, kolluk kuvvetlerinin kullanılmasına ilişkin esaslar, muhtemel kullanma planları ve muhabere irtibatları, EMASYA Komutanlıkları ile yeterli bir zaman öncesinden koordine edilir. Mümkün olduğu durumlarda bu planlar, esaslar ve irtibatlar; muhtelif senaryolara göre prova edilir.

MADDE-8 :

EMASYA Komutanlıkları tarafından, mülki amirler emrindeki kolluk kuvvetlerinin muhtemel olaylarda daha önceden kullanabileceği göz önünde bulundurularak; emir komutanının askeri birliğe geçtiği andan itibaren, kolluk kuvvetlerinin “emre/harekat kontroluna” alma şeklinde kullanılacağı dikkate alınır.

MADDE-9:

Toplantı ve gösteri yürüyüşü gibi toplumsal olayların şekil değiştirerek birçok bölgede, geniş halk kitlelerine yaygınlaşması, şiddete, katliama veya anayasal düzeni bozmaya yönelmesi durumunda; İl/İlçe Güvenlik Koordinasyon Komisyonu, olağanüstü ve ivedilikle toplanır. Bu gibi durumlarda EMASYA Komutanlıkları (bölge/ tali) olayları yakinen takip eder ve birliklerin hazırlıklarını tamamlar. Olaylara müdahale edebilecek toplanma bölgelerinde, birlikleri hazır bulundurur. Olayların gelişmesini değerlendirir. Başta mülki amirler olmak üzere, ilgili kademelere bilgi verir ve gecikmenin yaratacağı mahsurları ortadan kaldırmak için olaylara müdahale eder. Bu ve benzeri durumlarda olayların yaygınlaşmasını önlemek ve olayları bastırmak esas alınır.

ÜÇÜNCÜ KISIM

KUVVET KAYDIRILMASI

MADDE-10:

Bir ildeki olayların gelişmesi üzerine mevcut kolluk kuvvetleri ile birlikte askeri birliklerin de yetersiz kalacağının değerlendirilmesi durumunda ilgili EMASYA Tali Bölge Komutanı bu ilden sorumlu EMASYA Bölge Komutanlığından yardım talep ederek iller arasında kuvvet kaydırılması sağlanır.

MADDE-11:

Birden fazla ili içine alan olaylarda aynı nitelikteki olayların gelişmesi veya kırsal kesimde de yaygınlaşması ve mevcut askeri birliklerin de yetersiz kalacağının değerlendirilmesi durumunda; ilgili EMASYA Bölge Komutanı ve Koordinatör Vali arasındaki koordinasyonu müteakip EMASYA Bölge Komutanı, bir üst komutanlığından (Ordu/Kuvvet Komutanlığı, “J.Gn.K.lığı dahil”) kuvvet talebinde bulunarak, iller arasında kuvvet kaydırılır.

MADDE-12:

Bir veya birden fazla ili içine alan terör olaylarında; askeri birliklerin kullanılması için, vali ve/veya koordinatör valiler tarafından kuvvet talebi; yetkili EMASYA Komutanlıklarına yazılı olarak yapılır. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekilde şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir.

Bu yazılı talebin düzenlenmesinde kırsal alanlarda terörist unsurların yakalanması, etkisiz hale getirilerek tasfiye edilmesi için bu tür harekatın kapsam ve özelliği dikkate alınarak kesintisiz olarak sürecek seri operasyonların icrası dikkate alınmalıdır.

MADDE-13:

EMASYA Komutanlıklarının talebi ve ihtiyaç halinde ilgili vali, kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet, araç-gereç ve malzemelerinin il ve ilçeler arasında kaydırılmasını ve kullanılmasını sağlayarak personeliyle birlikte olay sürecince emre/harekat kontrolüne verebilir.

DÖRDÜNCÜ KISIM

EMİR-KOMUTA İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ

MADDE-14:

EMASYA planlarının uygulanması için mülki makamlar tarafından kuvvet talebinde bulunduğu ve olay mahalline intikal edildiği andan itibaren, kıdemli askeri komutan (Jandarma dahil) emir komutayı alır. Kolluk kuvvetleri bu andan itibaren askeri komutanın emrine girerler. Askeri komutan tarafından aksine bir emir verilmedikçe olay mahallindeki kolluk kuvvetlerinin almış olduları tertip, tedbir ve düzenler bozulmaz.

MADDE-15:

Emir komutanın askeri birlik komutanına geçtiği andan itibaren zor kullanmanın derecesinin tayini ile kullanılacak araç ve gereçler ile silah kullandırmanın yetki ve sorumluluğu askeri komutandadır.

MADDE-16:

Mülki makamların koordinatörlüğünde muhtelif senaryolara göre EMASYA planlarının uygulanması, emir komuta ilişkileri ve işbirliği esaslarının geliştirilmesi maksadıyla; ilgili EMASYA Bölge ve Tali Komutanlıkları ve kolluk kuvvetleri personelinin katılımı ile EMASYA/Komutanlıklarının koordinatörlüğünde, yılda en az bir defa EMASYA semineri düzenlenir.

Uygulamada görülen aksak ve eksik yönleri gidermek amacıyla her kurum kendi personelini eğitir.

MADDE-17:

Olaylara müdahalede hangi kurum-kuruluşların destek görevi alacağı, il valileri veya görevlendirildiyse koordinatör vali tarafından, ilgili EMASYA Bölge/Tali Komutanlıkları ile koordine edilerek, belirlenir ve bu husus önceden yapılacak planlamalarda ayrıntılı olarak belirtilir.

MADDE-18:

İlgili mülki amir tarafından görevlendirilen polis özel hareket timleri, iç güvenlik harekatı süresince EMASYA Bölge ve Tali Komutanlıkları'nın harekat kontrolunda görev yaparlar. Geçici köy korucuları da, bölgedeki ilgili jandarma komutanlığının emir-komutasında olarak EMASYA Komutanlıklarının harekat kontrolunda görev yaparlar.

BEŞİNCİ KISIM

İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON

BİRİNCİ BÖLÜM

KOORDİNATÖR VALİLİK

MADDE-19:

Birden fazla ili içine alan olaylarda, iller arasında kuvvet kaydırılması ve kullanılması, işbirliği koordinasyon, emir-komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususların uygulanmasını sağlamak üzere İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini, tercihen EMESYA Bölge Komutanlığının bulunduğu il valisini geçici olarak Koordinatör Vali olarak görevlendirilebilir.

Görevlendirilen Koordinatör Vali, bulunduğu yerdeki EMASYA Bölge Komutanından gerekli görülen hallerde kuvvet talebinde bulunur, yürütülecek faaliyetleri ve işbirliğini bu komutanlık ile takip eder, iller ve kuvvetler arasında koordinasyonu sağlar.

İKİNCİ BÖLÜM

HAREKAT MERKEZİ FAALİYETLERİ

MADDE-20:

Mülki makamlardan askeri kuvvet talebi geldiği andan itibaren, EMASYA Komutanlıkları nezdinde teşkil edilen “Asayiş Harekat Merkezleri”nde; jandarma komutanlıkları ve emniyet müdürlüklerini temsilen gerekli irtibat ve koordineyi sağlayacak şekilde, yeteri kadar irtibat personeli ve muhabere teçhizatı bulundurulur ve 24 saat esasına göre faaliyet gösterilir.

MADDE-21:

Olayları en üst seviyede takip etmek, hükümeti ve komuta katını bilgilendirmek maksadıyla, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde bir İç Güvenlik Harekat Merkezi oluşturulmuştur. İçişleri Bakanlığı seviyesinde de buna eş değer bir “ASAYİŞ HAREKAT MERKEZİ” teşkilinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Harekat Merkezlerinden faydalanılır ve her iki kurum arasında işbirliği ve koordinasyona işlerlik kazandırılır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İSTİHBARAT FAALİYETLERİ

MADDE-22:

EMASYA Bölge ve Tali Bölge Komutanlıklarında; terörle mücadelede görev yapan bütün birimlerin istihbarat gayretlerinin birleştirilmesi ve istihbaratın koordinesi için, “MÜŞTEREK İSTİHBARAT MERKEZLERİ” tesis edilir. Başbakanlığın 25 HAZİRAN 1996 gün ve 11269 sayılı genelgesi gereğince jandarma, MİT ve emniyet temsilcileri de bu merkezin çalışmalarına asil üye olarak katılırlar. Jandarma, MİT ve emniyet temsilcileri, EMASYA Bölge Komutanlığının belirleyeceği zaman, şekil ve usullerle çalışmalarını ve istihbarat bilgilerini takdim ederler ve karşılıklı istihbarat mübadelesinde bulunurlar. Elde edilen sonuçlardan ilgili valiye bilgi verilir.

ALTINCI KISIM

TAMAMLAYICI HUSUSLAR

MADDE-23:

EMASYA görevlerinde ve özellikle kırsal alanda terörist unsurlara karşı icra edilecek operasyonlarda polis özel harekat timleri ile askeri birliklerin birlikte kullanılması amacıyla, EMASYA komutanlıkları ve ilgili mülki amirlerin koordinasyonu ile müşterek tatbikatlar icra edilir.

YEDİNCİ KISIM

MALİ HUSUSLAR

MADDE-24:

Polis özel harekat timlerinin EMASYA Bölge veya Tali Bölge Komutanlıklarının harekat kontrolünde uzun süreli operasyonlara iştiraki halinde, bu timlerin iaşeleri ilgili askeri birlikler tarafından sağlanacaktır. Bu maksatla yapılan harcamalar mevcut mali mevzuat usullerine göre, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinden Milli Savunma Bakanlığı bütçesine aktarılır

SEKİZİNCİ KISIM

YÜRÜTMEYE İLİŞKİN HUSUSLAR

MADDE-25:

Bu protokol imza tarihinden itibaren geçerlidir.

MADDE-26:

Protokolun uygulanmasından doğacak ihtilaflar, aksayan hususlar ve değişiklik teklifleri karşılıklı görüşmeler yoluyla düzeltilecektir.

MADDE-27:

İş bu protokol 7/7/1997 tarihinde taraflar tarafından imza altına alınmıştır.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

ADINA

Teoman ÜNÜSAN

Vali

İçişleri Bakanlığı

Müsteşarı

GENELKURMAY BAŞKANLIĞI

ADINA

Çetin DOĞAN

Korgeneral

Harekat Başkanı

Kaynak: http://www.bugun.com.tr/haber-detay/90914-iste-darbecilerin-guvendigi-o-protokol-haberi.aspx

[*] Protokole yasal dayanak olarak gösterilen 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin D fıkrası:

D) (Değişik bent: 29/08/1996 - 4178/1 md.) Valiler, ilde çıkabilecek veya çıkan olayların, emrindeki kuvvetlerle önlenmesini mümkün görmedikleri veya önleyemedikleri; aldıkları tedbirlerin bu kuvvetlerle uygulanmasını mümkün görmedikleri veya uygulayamadıkları takdirde, diğer illerin kolluk kuvvetleriyle bu iş için tahsis edilen diğer kuvvetlerden yararlanmak amacıyla, İçişleri Bakanlığından ve gerekirse Jandarma Genel Komutanlığının veya Kara Kuvvetleri Komutanlığının sınır birlikleri dahil olmak üzere en yakın kara, deniz ve hava birlik komutanlığından mümkün olan en hızlı vasıtalar ile müracaat ederek yardım isterler. Bu durumlarda ihtiyaç duyulan kuvvetlerin İçişleri Bakanlığından veya askeri birliklerden veya her iki makamdan talep edilmesi hususu, yardım talebinde bulunan vali tarafından takdir edilir.

Valinin yaptığı yardım istemi geciktirilmeksizin yerine getirilir. Acil durumlarda bu istek sonradan yazılı şekle dönüştürülmek kaydıyla sözlü olarak yapılabilir.

1) Vali tarafından askeri birliklerden yardım istenmesi halinde; muhtemel olaylar için istenen askeri kuvvet, valinin görüşü alınarak olaylara hızla el koymaya uygun yerde, cereyan eden olaylar için ise olay yerinde hazır bulundurulur.

2) (Değişik cümle: 17/06/2003 - 4897 S.K./1. md.) Olayların niteliğine göre istenen askeri kuvvetin çapı, vali ile koordine edilerek askeri birliğin komutanı tarafından, görevde kalış süresi, askeri birliğin komutanı ile koordine edilerek vali tarafından belirlenir.

3) Askeri kuvvetin müstakilen görevlendirilmesi durumunda; verilen görev askeri kuvvet tarafından kendi komutanının sorumluluğu altında ve onun emir ve talimatlarına göre Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda belirtilen yetkiler ile kolluk kuvvetlerinin genel güvenliği sağlamada sahip olduğu yetkiler kullanılarak yerine getirilir.

4) Güvenlik kuvvetleri ile yardıma gelen askeri kuvvet arasında işbirliği ve koordinasyon, yardıma gelen askeri birliğin komutanının da görüşü alınarak vali tarafından tespit edilir.

5) Ancak, bu askeri birliğin belirli görevleri jandarma ya da polis ile birlikte yapması halinde komuta, sevk ve idare askeri birliklerin en kıdemli komutanı tarafından üstlenilir.

6) Birden fazla ili içine alan olaylarda ilgili valilerin isteği üzerine aynı veya farklı askeri birlik komutanlarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller veya kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırması, emir komuta ilişkileri ve gerekli görülen diğer hususlar yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslara göre yürütülür.

7) Bu esasların uygulanmasında, işbirliği ve koordinasyon sağlamak amacıyla gerekli görülen hallerde İçişleri Bakanı ilgili valilerden birini geçici olarak görevlendirir.

8) Olayların sınır illerinde veya bu illere mücavir bölgelerde cereyan etmesi ve eylemcilerin eylemlerini müteakip komşu ülke topraklarına sığındıklarının tespit edilmesi durumunda valinin talebi üzerine ilgili komutan eylemcileri ele geçirmek veya tesirsiz hale getirmek maksadı ile, her defasında Genelkurmay Başkanlığı kanalı ile Hükümetin müsaadesi tahtında, ihtiyaca göre kara, hava, deniz kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı unsurları ile komşu ülkelerin mutabakatı alınmak suretiyle mahdut hedefli sınır ötesi harekat planlayıp icra edebilir.

9) Bu fıkra uyarınca görevlendirilen askeri birlik mensupları hakkında bu görevlerin ifası sırasında işledikleri suçlardan dolayı tabi oldukları kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

10) Yukarıda belirtilen hususlar nedeniyle doğan acil ve zaruri ihtiyaçları karşılamak amacıyla yapılacak harcamalar Bakanlar Kurulunca uygun görülecek fonlardan yapılacak aktarmalar ve İçişleri Bakanlığı bütçesine konulan ödenekten yapılır.

11) Her yıl İçişleri Bakanlığı bütçesine aktarılacak olan paraların illere dağıtımı ve kullanımı ile ilgili esaslar İçişleri Bakanlığınca belirlenir.

12) Bu madde uyarınca kuruluş ve kişilerden sağlanan ve satın alınan malzeme, araç ve gereçlerin satın alma, kira ve kullanım bedelleri ile işçi ücretleri ve benzeri giderler için ödeme emri beklenmez. İçişleri Bakanı veya valinin onayı yeterli sayılır.

13) Bu harcamalar 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, (...) hükümlerine tabi değildir. Ödemeler usul ve esasları Maliye Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikle düzenlenir.

Kaynak: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/938.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder