27 Ocak 2013 Pazar

11-Sabahattin Önkibar: ‘Arşı âlâya uçtun mi Eyüp?’

{

Abi bir uçma hikayesi anlatmış.
Şimdi, malum bizim halkımızın da önemli bir bölümü şeyh-mürşit ilişkisinde.
Bir de müritlerin şeyhleri, onlarında müritleri uçurma durumu var.
Merak ediyorum, halkımız ve yüce önderimiz, pirimiz birbirlerini ne zaman ve nasıl uçuracak?
Kurunun yanında yaş misali biz inanmayan vatandaşları da uçuracaklar, onu da biliyorum.
Fakat, korkum bütün bir milletin uçurulması zor bir iş, ya uçamaz çakılırsak, nereye nasıl düşeriz?
Sabahattin Bey'in yazısındaki gibi bir bok çukuruna düşmeyelim, mazallah.
Mazallah falan diyorum ama, Osmanlı'yı korumayan Allah Türkiye Cumhuriyetini neden, nasıl korur?
Ona da güvenim yok doğrusu.

Oraj POYRAZ

Sabahattin Önkibar: 'Arşı âlâya uçtun mi Eyüp?'

Ünlü ilahiyatçı Abdulaziz Bayındır, İslam uçma-kaçma dini değil der ama hangi cemaate giderseniz gidin bütün müritler şeyh yani önderlerinin uçtuğuna yani keramet sahibi olduğuna inanırlar.

Evet Türkiye'deki istisnasız bütün cemaat müritlerine göre kendi şeyhleri Allah'ın ve peygamberin günümüzdeki acentalarıdır.

Kimileri şeyhini mehdi aleyhisselam, kimileri müceddit, kimileri asrın imamı, kimileri zaman yenileyicisi ve kimileri de büyük evliya görür.

Omerta yani Susma Yasası

İşin garip tarafı cemaat baronları kendilerinin böyle olduğuna inanırlar.

Emin olunuz şeyh uçmaz, mürit uçurur sözü bu açıdan doğrudur.

Cemaatler de müritler önderlerine öylesine yakıştırmalar yapar, öylesine kerametler izafe ederler ki gün gelir şeyhler buna inanır ve kendini ermiş gibi görmeye başlar.

Buradan bakıldığında tamamı değil ama pek çok cemaat önderinin psikolojik sorunlar yaşadığı vakıadır.

Cemaatler sadece dini değil aynı zamanda sosyal bir örgütlenmedir.

Bir başka ifade ile cemaatler dinsel gettolar ve hatta örgütlerdir.↑↑↑ - ↓↓↓

Kendi aralarında alış-verişten, kendi aralarında evlenmelere kadar bütün cemaatler kapalı devredir. Dolayısı ile bu tür bağlar sebebi ile cemaatlere bir giren bir daha zor çıkar çünkü çevre ve itibarını kaybeder. Kazara çıkmak isteyenler ise başlarına türlü felaketlerin gelmesi yani şefkat tokadı ile korkutulur. Bu açıdan bakınca cemaatler de de tıpkı mafyada olduğu gibi omerta yani susma yasası egemendir.

Biri haram diğeri helal diyor!

İlginç ayrıntı bazı cemaatlerin birbirini küfürde olmakla itham etmeleri ve de birinin haram dediğine diğerinin helal demesidir. Mesela sigara, mesela müzik, mesela faiz, mesela borsa ilk akla gelen örneklerdir.

Kendi şirketlerinde çalışan kadınları cariye gibi gören cemaatlerin bir ikisi hariç bütün şeyhleri karun kadar zengindir ve araştırıldığında servetlerinin kaynağı müritleri yani inançtır.

Bir başka ayrıntı cemaatler de müritler aslında şeyhlerini sevmez, onlardan korkar.

Hiç bir cemaat de müridin şahsi iradesi yoktur. Hiç bir şeyi sorgulayamaz, cemaat önderini sorgulamak Allah'ı sorgulamaktan daha tehlikeli görülür.

Bu arada şeyhlerin bir günü diğerini tutmaz. Mesela bir gün, "Televizyon giren evden iman çıkar" diyen bir cemaat önderi bir kaç sene sonra televizyon kanalı kurar ve pavyon karılarını ekrana taşır ve bunu da İslam'a hizmet olarak sunar.

Cemaatlerin F Tipi gibi olan bir kaçı hariç devlette kadrolaşma ve onu ele geçirme gibi bir hedefi yoktur. Ancak F Tipi gibi yine bazı büyük cemaatlerle Güneydoğu'da faaliyet yapan dinci grupların dış dinamiklerin kontrolünde olduğu ise tartışılamaz bir olgudur.

Cemaatlerle ilgili genel bilgileri sunduktan sonra gelelim İslam'ı yanlış algılamının örneklenmesine.

Evde zikir ve uçuun sesi!

Evet islam'ın uçma-kaçma dini olmadığını vurgulama bağlamında memleketim Ardeşen'de yaşanmış ve yüzlerce tanığı hala yaşayan bir olayı nakletmek istiyorum.

Zaman: 1960'lı yıllar.↑↑↑ - ↓↓↓

Bir akşam gerçekten samimi bir Müslüman olan Cumali Yılmaz'ın evinde bir zikir halkası kurulur.

Cumali Yılmaz arkadaşları ile zikir yaparken oğlu Hilmi her zamanki gibi eve alkollü gelir ve odadaki sesleri duyunca annesine, "Yine huuu mu çekiyorlar" diye sorar. "Evet "cevabını alan Hilmi, "Anne sakın sesini çıkarma, bunlara bir oyun edeceğum" deyip ahşap evin tavan arasına çıkıp elindeki pekmez topuzunu güm güm diye vurmaya başlar. Zikirde olup kendinden geçenler bu müthiş gürültüyle sarsılır ve ne oluyor demeye başlarlar. İşte tam o sırada Hilmi sesini değiştirerek avazı çıktığı kadar bağırır:

- "Uçuuun mübarekler uçuuun!"

Cumali Yılmaz bu ses üzerine, "Tamam işaret geldi, hayde uçmaya, hayde uçmaya" diye bağırmaya başlar.

Eyüp Hacıalioğlu (Algan Hacıalioğlu'nun akrabası) öne atılarak , "Cumali dur, önce ben uçacağum, önce ben uçacağum" der ve ellerini açarak pencereden, "Alllah geliyuruuum" diyerek kendini karanlığa ve boşluğa bırakır…

Bok kuyusuna düştüm Cumali!

Derken pat diye bir ses duyulur.

Hava kapalı ve yağmur var, dahası her yer zifiri karanlık. Ne olup bittiği anlaşılmaz.

Cumali Yılmaz yine avazı çıktığı kadar bağırır:

- Arşı âlâya uçtun mi Eyüp? Ben da geliyurum.

Eyüp Hacıalioğlu'ndan iniltili bir feryat:↑↑↑ - ↓↓↓

- "Gelma Cumali gelma!"

Cumali Yılmaz: "Şaşurma Eyüp, arşı âlâ hepumuze yeter. Sen vardun mi arşı âlâya onu söyle?"

Eyüp Hacıalioğlu: "Ula ne arşı âlâsi, bok kuyusuna düştüm ben!"

Cumalı Yılmaz: "Eyüp arşı âlâda bok kuyusunun ne işi var?"

Eyüp Hacıalioğlu :"Senun evinde ahırın yanındaki bok kuyusuna düştüm Cumali. Ayaklarum kırıldı. Yetişun!"

Evet bu aktardıklarım aynı ile vakidir ve bu hikayeyi bizzat babası ile arkadaşlarına "uçuuuuun" komutunu veren Hilmi kardeşimle akrabam olan rahmetli annesinden dinledim.

Bu yaşananla sabit ki İslam uçma-kaçma dini değil.




a45UyF587661-201301271241-11
↑↑↑ - ↓↓↓
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ayakta olmek, diz ustu yasamaktan daha iyidir.

G.washington
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.

Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi

(12 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ingiliz mandasi istediginizi butun itilaf temsilcilerine, hukumete ve gazetelere bildiriniz..

Ingiliz Muhipler Dernegi Baskani,
Adliye Nezareti Mustesari ve yazar Sait Molla
23.05.1919, Belediyelere genelgeden..
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder