27 Ocak 2013 Pazar

11-Re: [TÜRKİYE:11408] MUAVENET FACİASINI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ...


Tanımadığım, bilmediğim birileri Muvaenet olayını hatırlatmış.
Aslında Muavenet olayı bizi bugünlere getiren bir sürü olaydan biriydi.
Türk subaylarını en çok etkileyen olaylardan birisidir.
Aslında daha başka bir sürü olay vardır.
↑↑↑ - ↓↓↓
Bu günlerde altmış yaşında general olan birisi şunları görmüştür.
Bir asker, gençliğinden itibaren, bir sürü askeri müdahale de Amerikanın ülkeye balans ayarı vermesine alet olduklarını görmüştür.
Kıbrıs harekatını, takip eden ambargoyu, Ermeni terörü, onu takip eden PKK terörünü fark etmiştir.
Irak harekatları, Keşif Güç, Çekiç Güç, küsüratıncı paralel uygulamalarının nasıl da Kürt ayrılıkçılığı lehine gelişebileceğini görmüş ve hepsinin de midesi bulanmıştır.
ABD güçlerinin PKK gruplarına yardım ettiğine şahit olmuş, batılı güçlerin PKK'ya mayın, mühimmat, silah, para desteği verdiğini fark etmiştir.
Ve bir çok kez ABD güçleriyle karşı karşıya gelmiştir.
Eşref Bitlis'in helikopterinin tacizi, paşanın suikaste uğraması bunlar hep Türk subayında tortu bırakmıştır.
Pamukoğlu Paşa zamanında ABD uçağına ateş açılmasını takip eden Muavene olayı.
Onu da takip eden Çuvallama olayı.
Bunlar hep tecrübedir.
Türk halkı bunları çok da içeriden, yakından izleyememiştir.
İşte bu nedenlerle Türk subayı zaman içinde Amerika aleyhtarı bir duygu ve düşünüş içine girmiştir.
Boşuna değil, ulusalcılık, üçüncü dünyacılık, Amerikaya ve batıya mesafe koyma, NATO'dan uzaklaşma eğilimleri.
Hepsinin de sebepleri var.
Çünkü Türk subayı batını ihanetine birinci elden, kendi gözüyle şahit olmuştur.

Şimdi başka tecrübeler de yaşanmaktadır.
Batılı güçlerin ne kadar cüretkar olduklarını,
Ülkede işbirlikçilerin ne kadar çok olduğunu.
Mürtecilerin ve bölücülerin meydanı boş bulduğunda nelere cüret edebildikleri.
Hıyanetin, ahlaksızlığın nerelere kadar uzanabileceğini,
Salt hukuka, demokrasiye bağlı, işiyle göreviyle ilgili olmanın onurunu korumakta hiçbir değer ve anlam taşımadığını.
Türk halkının nasıl da güce boyun eğdiğini, esen rüzgara göre davrandığını, dolaylı destek verdiğini.

Evet Türk subayı son beş on yıldır bunları öğrenmektedir.
Ve emin olun gelecek yüzyılları da etkileyecek tecrübelerdir bunlar.
Ve her tecrübenin de anlam kazanacağı, şekil alacağı bir an, bir durum olacaktır.
Film devam ediyor, izleyin.
↑↑↑ - ↓↓↓
Eğer yaşarsam, ben bunları sizlere hatırlatacağım.

Oraj POYRAZ



On 26.01.2013 16:59, yavuz altýndiþ wrote:
Unutulmaması gereken bir olay ,
MUAVENET FACİASINI HATIRLIYOR MUSUNUZ...?

2 Ekim 1992’de planlamasında ‘gerçek atış’ bulunmayan Display Determination Tatbikatı’nda tam gece yarısı ABD Uçak Gemisi Saratoga’nın attığı 2 Sea Sparrow füzesi Muavenet firkateynimize isabet etti.
Birer saniye arayla atılan 2 füzenin biri komutanın bulunduğu köprüüstünü, diğeri de savaş harekat merkezini vurdu; 5 şehit, 22 gazi verdik.
Olaydan sonra şehit ve gazi yakınları ABD’ ye tazminat davası açtı. Ancak dava sonucunda olayın “İki deniz kuvvetleri arasında mı yoksa iki hükümet arasında mı olduğunun” belli olmaması nedeniyle ’Political Question’ yani politik mesele olarak ele alınması kararlaştırıldı ve herhangi bir tazminat  ödenmedi.
Zaten özür de dilenmedi.
Savunma Muhabiri Tuncer Bahçıvan, bu "ihaneti" gelecek kuşakların unutmaması için 2003'te bir belgesel hazırlamıştı.
Aşağıda, Sn. Bahçıvan’ın hazırladığı belgeselin linklerini ve konuya ilişkin bir yazısını sunuyorum.
Şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Belgeseli izlemek için tıklayınız

Bölüm-1 http://www.youtube.com/watch?v=KyHcW5R2mR0&noredirect=1

Bölüm-2
 http://www.youtube.com/watch?v=bqZcCZbJt3M&feature=related

Bölüm-3 http://www.youtube.com/watch?v=tOBWm1YsiGU&feature=related

*****

↑↑↑ - ↓↓↓
MUAVENET FACİASINI HATIRLIYOR MUSUNUZ?

Yine 2 Ekim ve ben bir daha sorayım:
2 Ekim 1992'de, Muavenet Fırkateynimiz tatbikatta Amerika tarafından neden vuruldu? Ve asıl soru: Tatbikat neden kesilmedi? Hiç bir şey olmamış gibi devam etti?

Muavenet Faciası, Devletin Millete unutturmaya çalıştığı çok hazin bir olaydır.

Kısaca hatırlatayım: 2 Ekim 1992de Egede bir NATO Deniz tatbikatı vardı. Tatbikatın adı, Display Determination 92. Vakit gece yarısı herkes uykudaydı.

Amerikan Uçak gemisi SARATOGA durup dururken attığı 2 füzeyle bizim Muavenet Fırkateynini vurdu. Füzenin biri kaptan köşküne diğeri savaş harekat merkezine çarptı. Gemi komutanı Kurmay Yarbay Kudret Güngör dahil 5 şehit ve de 22 yaralı.

Muavenet kullanılmaz hale geldi ve tatbikat dışı kaldı.

Şu noktaya bir daha dikkat edelim; tatbikatta kesinlikle gerçek silah kullanmak yoktu. Saldırı yeşil peryodda, yani dinlenme-uyku zamanında iken meydana geldi.

Muavenet Fırkateynimize atılan füzeler hava savunma füzesi Sea Sparrowdu.

Bu saldırı bu füzelerin deniz hedefine karşı kullanıldığı ilk ve tek olaydır! Sea Sparrow öyle bir kişinin nişan alıp atabileceği bir füze değildir. Atılması için bir kaç aşama ve komutan onayı gerektirir. Dolayısıyle bu saldırının "kazaen" olması da mümkün değildir. Amerikan Hükümeti olaya "kaza" demiş, bizim hükümet de buna kuzu kuzu razı olmuştur.

Zaten Amerikan gemileri alarmda filan değildi. Tatbikat bölgesi ne Rus ne Kuzey Kore ne de Çin kıyılarıydı. Saros Körfezi açıklarıydı. Yani, Amerikan güçlerini gerecek hiç bir durum yoktu. Yapılan saldırının boyutları Süleymaniyedeki çuval olayından çok daha büyüktür. 5 Şehit 22 gazinin yakınlarının yaşadıkları, başlı başına bir insanlık faciasıdır.

Muavenet olayında gereken "şahsiyetli" tepki gösterilseydi, Süleymaniye'deki çuval olayı da olmazdı. 5 şehit 22 yaralı varken, gemimiz hurdaya dönmüşken, bizim "komutanlar" tatbikatı kesmedi. Bu utanılacak bir olay ve de bir skandaldır. Sanki NATO görevi, milli görevden, hakiki komutanlıktan daha önemliydi! Bu olay bir başka ülkede olsa derhal tatbikat kesilirdi. Kesmeyen komutanlar mutlaka yargılanırdı. Hatırlatalım, o zamanki Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Deniz Kuvvetleri Komutanı da Vural Beyazıt idi.

Olaydan sonra devlet şehit ve gazileri yalnız bıraktı. Gaziler Amerikan Ordusuyla karşı karşıya kaldı. Gazilerin açtıkları dava 7 yıl sürdü. Amerikan mahkemesi olayın askeri bir olay değil siyasi bir olay olduğuna, dolayısıyle bu davaya bakamayacağına karar verdi. Böylece gemimizi "siyaseten vurulduğu" Amerikan mahkemesi tarafından da ifşa edilmiş oldu.
↑↑↑ - ↓↓↓
NEDEN VURULDU?

O günlerde Muavanetin vurulması dahil 6 ay içinde şunlar oldu:

2 ekim 1992 Muavenetin vurulması.
24 ocak 1993 Uğur Mumcu suikastı.
17 şubat 1993 Eşref Bitlis uçağının düşmesi.
17 Nisan 1993 Cumhurbaşkanı Turgut Özal' ın (ani) ölümü.
O günlerde  ABDnin pkkya yardım ettiği bazı Türk komutanlar tarafından açıklanmıştı.
TSK ile ABD Ordusu arasında sürtüşme vardı.

TÜRKİYE ŞEHİTLERİNİ YİNE UNUTTU

Bugün Muavenet Fırkateynimizin ABD tarafından vurulmasının yıl dönümüydü ama.. 5 şehit 22 gazimizi, ailelerinden başka kimse hatırlamadı...

Hiç bir gazete yazmadı, hiç bir televizyon göstermedi. Hiç bir devlet kuruluşu şehitlerimizi anmadı. Balık hafızalı Türkiye şehitlerimizin kemikleri sızlattı.

MUAVENET ŞEHİTLERİ

Komutan: Kurmay Yarbay Levent Kudret Güngör.Teğmen Alper Tunga Akan, Astsubay Serkan Aktepe, Telefoncu İkmal Çavuş Mustafa Kılınç, Topçu Er Recep Akan.

Hepsinin ruhu şad olsun.↑↑↑ - ↓↓↓

--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dusmek korkusu insani dusmekten daha cok hasta eder.

Montaigne
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.

Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi

(12 Haziran 1919)
K. ATATURK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ankara'dakiler Kars'i almislar.
Demek ki islemedigimiz bir hata kalmisti.
Ermenistan'a taarruz ile onu da tamamladik...
Ankara yarani nihayet meramlarina erdiler.
Ermenistan'a yuruduler.
Kars'i isgal ettiler.

Yazar ve Nazir Ali Kemal - 11.11.1920
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben,Manevi Miras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder