22 Kasım 2013 Cuma

10-Aytunç Altındal'a suikast yapıldı mı?

1945 doğumlu 2013 ölümlü, 68 yıllık bir ömrü dolu dolu yaşamış bir kişi.
Belki bazılarının moralini bozacağım ama 68 yaş ölmek için uygun bir yaştır.
2013 yılı itibariyle erkeklerde beklenen ortalama yaşam süresi 71-72 yıldır.
Elbette bu ortalamadır.
Kötü kullanılan bendenlerde dilediğiniz kadar aşağıya çekebilirsiniz.

Misal ben 39 yaşımda kalp krizi geçirdim, 40 yaşımda üç damar by-pass ameliyatı oldum.
Ya da çok iyi bakılmış, dertsiz tasasız yaşamışlarda bir on onbeş yıl daha ekleyebilirsiniz.
Toroslarda, Kaçkarlarda vardır böyle tasasız yaşlılar.
Rekor kırmaya yatkın bir genotipiniz ve yaşam tarzınız varsa elbette daha da ileri gidebilir.

Yaşı bu civarda olanlar sevinsin, fazladan yaşadıklarını kar saysınlar.
Erken vakitte ağır hastalıklara yakalananlar da, yapacak hiçbirşey yok, kalan ömürlerini verimli şekilde yaşamaya çalışsınlar.

Suikastlerde beklenen faydalar vardır.
Ya topluma etki edersiniz, ya da ölenin eksilmesi birşeyleri değiştirir.
Peki Aytunç Altındağ eksilince dünyada ne eksilmiş, ne artmıştır.
Hayır, yanlış anlamayın, küçümseme anlamında demiyorum.
Vazgeçilmez sanılan insanlar vardır.
Bazı insanlar ise gerçekten vaz geçilmezdir.
Çok azdır, nadirdir.

Peki soruyorum, elinizi vicdanınıza koyun, dünya, Aytunç Altındağ öldüğünde Türkiye, yerel siyasette, ekonomide, herhangi bir konuda ne değişmiş olabilir.
Misal sadece onun bilip de başkalarının bilmediği ne olabilir, ya da onun yazıp da başkalarının yazamadığı neler olabilir.
Komplo analizleri mi?
Hemen aklınıza gelen her konuda Aytunç Altındağ kadar derin, detaylı inceleme yapan yüzlerce insan vardır.
İllüminati mi diyorsunuz, bu işin dibini on misli çıkaranlar vardır.

Peki toplumsal bir etki oluşmuş mudur?
Bana sorarsanız, yaprak kımıldamadı derim.

Aslında benzeri lafları Muhsin Yazıcıoğlu ve Turgut Özal için de söylerim.
Her ikisi de ölünce ülkede genel gidişata etki eden ne oldu?
Bir söyleyin bakalım, samimi olarak.
Bana sorarsanız, küresel oligarkların işi ne zora bindi, ne kolay oldu.
Darbeciler, cemaatler, Almanlar, İngilizler, Amerikalılar açısından ne değişti?


Ya da şöyle bakalım.
Bu insanlar güç odaklarına, artık kimlerse istenilen neyi vermediler?
Özal mı?
Özalın ülkede menfaat vermediği yabancı güç kalmamıştı ki?
Her istenileni veren adama kim ne yapsın?
Milli olanlar dışında herkesin can dostu.

Muhsin Yazıcıoğlu mu?
Onun menfaat dağıtmakla alakası yok zaten.
Hani yem borusu kesilen birileri öldürdü bunları diyelim, ama yok öyle birşey.
Adam iktidarın yanında bile değil.

Bana sorarsanız, bunları hepsi de şöyle ya da böyle bir hayat yaşadılar.
Kimi zaman akordlu, kimi zaman akordsuz olarak kendi yaşamlarını yaşadılar.
Sonuçta insan oğlu insandı bu varlıklar.
Elbette ölümlü varlıklardı.
Ölmeyip de ne yapacaklardı?
Kazık mı çakacaklardı?
Ya da bunlar ölmeyip de kimler ölecekti?
Sonuçta ölüm, yıkım bu evrenin temel kuralı.
Bunların istisnası var mıydı?

Özellikle Turgut Özal için söylüyorum.
İddia sahipleri için hala daha çok imkan var.
Adamı suyun içine gömmüşsünüz.
Sabunlaşmış.
Bildiğiniz kocaman bir sabun kalıbı olmuş.
Saponifikasyon diyoruz biz buna.
Herşey aynen duruyor, bataklık mumyaları gibi.
Eğer son kazıda birşeyleri bozmadılarsa, aynen öyle duruyor olmalı.
Kesin, biçin, doku örnekleri alın, mide muhtevası ne diyorsanız.
Hepsi yerli yerinde.

Ve adli tıp açısından biliyorum ki, çoktaaaan çürümüş ve yok olmuş ceset artıklarında bile analiz yapılabilmekte.
Kuru kuru iddialar, şüphe, şaibe yaratan bir sürü lakırdı var.

Olağan suçlu TSK, subay ve generaller.
Sanki işgal ordusu gibi bir bakış.
Bir kin, bir nefret, bir ötekileştirme.

Üç seçim dönemi yaşamış, iktidarının artık zirvesinde olan bir sivil yönetim.
Artık lafı küfü bir kenara koymalı.
Rahmetliğin cenazesini dünyadaki bütün laboratuvarlara pay etmeli.
Taaa ki, herkes emin olana kadar.
Ya da mezarda ceset adına birşey kalmayana kadar.

Ben böyle bakıyorum.

Oraj POYRAZ


Polonyum 213'le zehirlendi !

Aytunç Altındal'ın arkadaşından şok açıklama: Tapınak Şövalyeleri Lozan'da yemeğine Polonyum 213 kattı...

Gazeteci, yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal'ın ölümü ardından iddialar sürüyor.
Dün toprağa verilen Altındal'ın en yakın arkadaşı çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Can güvenliği nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen Altındal'ın arkadaşı, "Aytunç'u Tapınak Şövalyeleri'nin ölüm timi öldürdü" dedi ve şok iddialarda bulundu:

5 YILDIR TEHDİT EDİLİYORDU

"Aytunç İstanbul'da değil, Lozan'da zehirlendi.
Kendisinin, Türkiye üzerine oynanan çeşitli planları araştırmasından rahatsızlık duyan ülkeler ve gizli servisler vardı.
Aytunç, Lozan, Montrö ve Nişantaşı'nda hep aynı kafelere gidiyordu.
Eşi sürekli kendisini farklı yerlere gitmesi konusunda uyarıyordu.
Çünkü 5 yıldan beri tehditler alıyordu.
Aytunç'un evi de yıllardan beri üzerinde çalıştığı ve araştırmasını yaptığı Lozan'da bulunan Tapınak Şövalyeleri'nin karargahının çok yakınındaydı.
Bir gün bana 'Benim yemeğime kanser yapıcı madde kattılar' dedi.
Bu maddenin Polonyum 213 olduğunu düşünüyorum.
Yani arkasında hiçbir iz bırakmayan bir zehir.
Otopside de çıkmıyor.
Verildiği kişiyi kanser yapıp kısa süre içinde öldürüyor.
Polonyum 213'ü Aytunç'un yemeğine katanın Tapınak Şövalyeleri'nin ölüm timi olduğuna inanıyorum"

TEDAVİSİ DE KUŞKULU

Son anına kadar Altındal'ın yanında olduğunu anlatan arkadaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aytunç bu durumu araştırdı.
Radyoterapi sırasında aşırı ışın verilerek zehirin daha da güçlendirildiğini söyledi.
Kanserin ilk evresinde iken 15 gün içinde 4'üncü evresine geçmesini de kendisi bu duruma bağladı"

SAÇ VE KAN ÖRNEĞİ ALINDI

Eşinin vefatı öncesi ensesinden saç ve kan örnekleri aldığını söyleyen Dr.
Naciye Selin Şenocak Altındal, "Aytunç'un zehirlenmiş olabileceğini doktorları da ifade etti.
Elimdeki örneklerin sonuçlarını bekleyeceğim"
dedi.
Aytunç Altındal'n kızı Yonca Bayrak da, babasının ölümünün şüpheli olduğunu belirterek, "Ölümünü araştıracağız" diye konuştu.

TOPBAŞ'TAN KOMPLO VURGUSU

İş, siyaset ve sanat dünyasından çok sayıda ünlü ismin katıldığı cenaze töreni sonrası Aytunç Altındal, Karacaahmet Mezarlığı'nda tekbirlerle toprağa verildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Altındal'ın farklı bir yazar olduğunu, 'komplo teorisyeni' olarak bilindiğini söyledi.

KADERLERİ BENZEDİ

Polonyum 213 adlı radyoaktif madde daha önce birçok ünlü siyasetçi ile anıldı.
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez'in Polonyum 213, Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat ve Rus gizli servis ajanı Aleksandr Litvinenko'nun ise Polonyum 210 adlı zehirle öldürüldüğü iddia edildi.
Aytunç Altındal'ın yakın arkadaşı da, ünlü yazarın son günlerinde tıpkı Chavez ve Arafat'a benzediğini vurguladı"Aytunç'a kanser yapıcı Polonyum 213 maddesi verildiği çok belliydi" diyen arkadaşı, "Ölümündeki sır perdesinin en kısa sürede kaldırılması için çalışacağım.
O da suikaste kurban gitti.
Saç ve kan örneklerinin sonuç vereceğine inanıyorum"
şeklinde konuştu.

0000

Altındal'ın eşinden 'öldürüldü' iddiası

Gazeteci, yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal, vefat etti.
Altındal'ın eşi Naciye Selin Şenocak Altındal ünlü yazarın zehirlendiği için hayatını kaybettiğini iddia etti.

Yayınlanma tarihi:18 Kasım 2013 Pazartesi

Yeşilköy İnternational Hospital Başhekim Yardımcısı Türker Kundak, 4 Kasım'da hastanelerinde tedavi altına alınan gazeteci, yazar ve araştırmacı Aytunç Altındal'ın, solunum yetmezliği nedeniyle vefat ettiğini açıkladı.

Altındal'ın eşi Naciye Selin Şenocak Altındal ve yakınlarının katılımıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Kundak, Altındal'ın saat 01.45 civarında fenalaştığını, yapılan müdahalelere rağmen saat 02.15'te hayatını kaybettiğini söyledi.
Kundak, "İleri derecede tüm vücuda yayılmış akciğer kanseri tanısıyla 4 Kasım'da hastaneye yatan Altındal, solunum yetmezliği nedeniyle vefat etti" dedi.

"Eşimi zehirlediler"

Naciye Selin Şenocak Altındal da eşinin 8 ay İsviçre'de kanser tedavisi gördüğünü, 2 hafta önce Başbakanlık tarafından gönderilen ambulans uçak ile Türkiye'ye getirildiğini bildirdi.

Eşinin zehirlenme nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia eden Altındal, şöyle konuştu:

"Aytunç Altındal, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli düşünür ve yazarlarındandı.
Gerçek bir vatanseverdi ve milli görüşcüydü.
Son isteği ülkesine geri dönüp, eğer hayatını kaybedecekse, vatanında hayatını kaybetmekti.
Vatanımıza, milletimize çok önemli katkıları olmuştur.
Onun hakkını ödeyemeyiz.
Ayrıca sadece akciğer kanseri değil, bir zehirlenme olayından şüpheleniyoruz.
Bu konuda gerekli açıklamaları, Adli Tıp Kurumu yapacaktır.
Tüm bulguları onlara gönderdik.
Bundan sonraki süreçte zehirlenme nedeni ortaya çıkacak"

Zehirlenme olayının Türkiye'de gerçekleştiğini öne süren Altındal, akciğer tanısı konulmasından sonra iki hafta içinde hastalığın yayıldığını, 4.evrenin bu kadar kısa zamanda yayılmasının mümkün olmadığını savundu.

Altındal'ın cenazesi, yarın öğle vakti Şakirin Camisi'nde kılınacak namazın ardından Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecek.

Altındal kimdir?

İstanbul'da 1945'te dünyaya gelen Altındal, 1983'te İsviçre'de Modus Vivendi Kültür Merkezi'ni kurarak 10 yıl yönetti.
1989 yılında Rusya'da Kültür Danışmanlığı görevini yaptı.

Altındal, 1992'de İngiltere Edinburg'taki Akademik Proje İdari Heyeti üyeliğine seçildi, 1993'te Uluslararası Avrupa Düşünce Çalışmaları Topluluğu Bilimsel Kuruluna üye oldu.
Gazeteci yazar Altındal, aynı yıl Avusturya'nın Graz şehrindeki Karl-Franz Üniversitesi tarafından düzenlenen Avrupa'nın Laik Vasiyeti adlı uluslararası konferansta oturum ve bölüm başkanlığına seçildi.

Ünlü Fizikçi Isaac Newton'un bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kitabını da yayınlayan Altındal, Uğur Mumcu'nun "Sakıncasız" adlı eserinin de yapımcılığını üstlendi.

Altındal'ın, 1992'de İngitere'de yayınlanan Three Faces of Jesus (Üç İsa) adlı kitabı dünyada büyük ilgi görmüştü.

0000

Aytunç Altındal öldü! CIA mi öldürdü

Aytunç Altındal yaşamını yitirdi.
Ünlü yazar Altındal suikaste mi kurban gitti?

Araştırmacı Aytunç Altındal kanser hastalığına yenik düştü.

Ünlü araştırmacı ve gazeteci Aytunç Altındal aniden ortaya çıkan ve tüm vücudunu saran kanserle mücadele ediyordu.
Derin araştırmaların adamı olarak bilinen Altındal bu savaşı 68 yaşında kaybetti.

Gece saatlerinde yaşamını yitiren Altındal'ın cenazesi, yarın öğle vakti Şakirin Camisi'nde kılınacak namazın ardından Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecek.

Altunç Altındal'ın ölüm haberi akıllara Mayıs 2013 tarihinde verdiği söyleşiyi getirdi.

Altundal,esrarengiz hastalığıylailgili 'CIA mı zehirledi' kuşkusu taşıyordu.

 

HASTALIK BİR ANDA ÇIKTI VE...

Daha önce de istihbarat örgütleri tarafından 2 kez öldürülmek istendiğini açıklayan Altındal, Alp Dağları'nın eteklerindeki bir evde kalıyordu.
Altındal esrarengiz hastalığıyla ilgili o gün ilk kez konuşmuş ve şu kuşkularını paylaşmıştı;

-"Biyopsiler yapılmıştı, iki ay öncesine kadar tertemiz çıkmıştı.
Sonra bir ay içinde bütün vücudumu saran kanserle karşılaştık.
Doktorlar çok şaşırdı.
Nükleer tıp merkezi bunda bir gariplik var.
Vücudunuza kanser ilacı verilmiş olabilir dediler.
Doktorlar böyle bir tertip var mı onu araştırıyor.
Ama bütün belirtiler bir tertipi gösteriyor"

SON GÖRÜNTÜSÜ VE SON KONUŞMASI BU OLDU;

(video 5,06 dakika)

SIRLARIN ADAMIYDI

Vatikan, KGB, sırlar, şifreler...
Bunlar söylendiğinde akla gelen ilk isim Aytunç Altındal'dı.
Sadece bu değil.
Dinler konusunda da uzman bir isimdi.
Üç İsa kitabı Avrupa'yı sarsmış ve bir çok dile çevrilmişti.

12 Mart döneminde işkencede bir böbreğini kaybeden Altındal, 1973 yılında Partizan adlı şiir kitabı nedeniyle 7.5 yıl hapse mahkum olunca yurt dışına kaçmıştı.

HAKİM İSMİN ERMENİ ADI DEYİNCE ÖYLE BİR ŞEY YAPMIŞ Kİ...

Aslında ismi kamuoyunun bildiğinin aksine Aytunç değil Aytun'du...
Ama bir davada hakim ismini Ermeni ismine benziyor deyince değiştirip Aytunç yapmıştı.
O mahkemede yaşanan olay da çok ilginç...
Zira Altundal hakimin Ermeni misin lafı üzerine pantolonunu indirmiş ve...

(AYTUNÇ ALTINDAL'IN HAYATI /TAMAMINI OKU)


a45UyF587661-201307301451-10

  ^^^^^ - vvvvv

 

zaryop:jaro
GUN EKSILMESIN PENCEREMDEN
. . . . . .
Ne dogan gune hukmum gecer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklimdan olumum gecer;
Sonra bu kus, bu bahce, bu nur.
Ve gonul Tanrisina der ki:
- Pervam yok verdigin elemden;
Her mihnet kabulum, yeter ki
Gun eksilmesin penceremden!

Cahit Sitki TARANCI
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder