6 Şubat 2015 Cuma

Türkiye'yi 'Gırtlaklamak-Boğazlamak' Girişiminde Bulunanlara....

6 Şubat 2015

Basın Toplantısı Metni ;

(Konuşmaya esas metin)

Türkiye'yi "Gırtlaklamak-Boğazlamak "  Girişiminde Bulunanlara….

Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan tarafından yeniden gündeme getirilen ve "Başkanlık Sistemi" olarak adlandırılan girişimlerle ilgili olarak; Halkımızın ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla, iş bu basın toplantısını yapma gereğini duyduk;

(I) Başkanlık, Yarı Başkanlık ve Parlamenter sistem olarak adlandırılan Hükümet rejimleri; temsili demokrasinin yönetim şekilleridir.

Bu yönetim şekillerinin demokratik olup-olmadığını belirleyen ölçüler-mekanizmalar vardır. Bu ölçüler – mekanizmalar Kurumsallaşabildiği ve bağlı olarak da uygulanabildiği takdirde ; orada gerçekten demokratikleşme ve demokratik yapıdan söz edilebilir.

(1) Buna göre ; Cumhurbaşkanı – Başkan veya Başbakana tanınan atama yetkilerinin özelliği önem kazanmaktadır. Cumhurbaşkanının veya Başbakanın Büyükelçiliklere, Rektörlüklere, Düzenleyici Kurumlara atama yapmasında; bu kararların Meclisin nitelikli çoğunlukla gerçekleştireceği denetime sahip olması halinde ; demokrasi ve iyi yönetişim anlamında ciddi bir sorun yok demektir.

Keza, bu atama ve görevlendirmelerin , Meclis Komisyonu önünde ve açık bir şekilde denetlenmesi gereği vardır.

(2) Demokratik bir Başkanlık Sisteminde; Başkanın , Meclisi fesh etmesi söz konusu olamaz.

Kararname düzenleme yetkisi yoktur.

Yargıyı şekillendirmesi söz konusu olamaz.

Bu 3 temel yetki verildiği ve yukarıda sözü edilen fren – denge mekanizmaları işletilemediği takdirde;

Güney Amerika'da uygulaması ortaya çıkan yapısal sorunların doğması kaçınılmazdır. Bu tür düzenlemeler "Kişisel İktidarların Kurumsallaşmasına" yol açmaktadır. Bu değerlendirmeyi , Türkiye Barolar Birliğinin 12-13 Ocak 2007 tarihinde Ankara'da düzenlediği Sempozyumda Konuşmacı olarak Sayın Burhan Kuzu da dile getirmiştir.

Aynı sakınca ve sonuçları, Sayın Kuzu, "Türkiye İçin Başkanlık Sistemi" başlıklı kitabında da dile getirmiştir. Mayıs 2007 Anayasa değişikliklerinde, Anayasal sistemimizin "ucubeye" dönüştüğünü itiraf eden Komisyon Başkanı , aslında çaresizlik içindedir ve bana göre ayrıca da "sorumluluk psikolojisi" içindedir.

(II) AKP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunduğu Taslak ve bugün başta Burhan Kuzu olmak üzere AKP Sözcüleri tarafından dile getirilen önerilerin ; demokrasiyle ve Kuvvetler Ayrılığı sistemiyle uzaktan-yakından ilgisi yoktur. Türkiye'de özellikle 15 Ağustos 2014 tarihinden sonra şekillenen "Anayasal Darbe" durumunu, yeni önerilerle yasal-anayasal hale getirme girişimleri söz konusudur.

15 Ağustos 2014 tarihli basın toplantımızda bu süreci –Tam Gaz "Rejim Krizi" ve "Anayasal Darbe…."- başlığıyla ve ayrıntılı bir şekilde dile getirmiştik.

Türkiye Cumhuriyetinin Anayasal Kurumları maalesef işlevini kaybetmiş, askıya alınmış durumdadır. Başbakanlığın 2012/15 sayılı genelgesi bu durumu gösteren en dramatik belgelerden birisi olarak halen geçerliliğini sürdürmektedir. 15 Ağustos 2014 tarihinden sonra yaşanan ve giderek kronik hale gelen Anayasal Darbe süreçleri , Bank Asya'ya el konulması gibi olaylar gözönüne alındığında; yapılmak istenilen düzenlemenin niteliği açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Türkiye'de bu girişim yoluyla; demokrasi, Temel Hak ve Özgürlükler ve toplumsal barışımız "gırtlaklanmak-boğazlanmak" istenilmektedir. Kişisel ve siyasi çıkarlar uğruna ve bir kadronun "koruma altına" alınması amacıyla, bu girişimler yapılmaktadır.

(III) Öte yandan, Başkanlık sistemiyle daha hızlı bir kalkınmanın ve refahın geliştirileceği yönündeki görüşlerin de ciddiye alınır bir yönü yoktur.

Taha Akyol'un 30 Ocak 2015 tarihli makalesinde sözünü ettiği gibi; gelişmiş ülkelerde yaygın olan sistem, Başkanlık değil, Parlamenter sistemdir. Parlamenter sistemlerde fert başına gelir, Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerden 1.5 kat fazladır.

Parlamenter demokrasiyle yönetilen ülkelerin ortalama kalkınma hızı da yaklaşık 1.5 puan daha yüksektir.

Bu konuda Cambridge Üniversitesinde 2009 yılında yapılan araştırma, bu sonuçları ortaya koymaktadır. Akademik anlamda saygınlığı olan bir çalışmadan söz ediyoruz.

(IV) Türkiye'nin sorunu, Başkanlık sistemi arayışı ya da girişimi değildir.

Sorunun esası şudur; Halkın 12 yıl boyunca verdiği desteğe rağmen , Türkiye, AKP tarafından iyi yönetilememiştir. Esasen, AKP , başlangıçtan itibaren Türkiye'yi "daha iyi yönetmek-hukuka uygun yönetmek" hedefi içinde olmamıştır. Örtülü gündemi hep "Devleti ele geçirme" hedefi olarak varlığını korumuştur. 2008-2009'lu yıllardan sonra bu hedef bariz bir hal almıştır. Türkiye, bu gün bu tahribatın sonuçlarını yaşamakta, bedellerini ödemektedir. Bu fotoğraf artık tüm dinamikleriyle ortaya çıkmıştır.

"Kifayetsiz ve Muhteris" kadroların, Türkiye'yi gırtlaklamasına-boğazlamasına fırsat vermeyeceğiz.

Türkiye'nin demokrasisinde, toplumsal barışında yaratılan bu tahribatı; yine hukuk ve siyaset yoluyla ve demokrasi içinde kalarak; toplumsal barışımızı koruyarak bu mücadeleyi bundan böyle de sürdürmeye devam edeceğiz.





a45UyF587661-150206150630-06

 

Gorevimiz oybirligine ya da oybirligine yakin bir karara ulasmanin yollarini aramak ve kesfetmektir

James M.Buchanan

Karsitlarimiz bize „.. evet ama biz size fikir ozgurlugu tanimistik diyorlar.
Evet siz bize tanidiniz!
Ama bu bizim de size tanimamiz gerektiginin kaniti degildir.
Bunu (fikir ozgurlugunu) bize tanimaniz sizlerin ne kadar aptal oldugunun kanitidir.

J.Goebbels 4 Aralik 1935 konusmasindan. Band 1.1932-1939
O zaman soralim, Murteciler sanki farkli mi?

Benim goruslerim Spinoza ninkine yakindir: Duzenin, bizim sadece belli bir olcude ve yetersiz bir sekilde kavrayabileyecegimiz mantiksal yalinligina duyulan inanc ve bunun guzelligine duyulan hayranlik.

My views are near those of Spinoza: admiration for the beauty of and belief in the logical simplicity of the order which we can grasp humbly and only imperfectly.

Kaynak: Albert Einstein, 1947; from Banesh Hoffmann, Albert Einstein Creator and Rebel, New York: New American Library, 1972, p.95.
(Bu goruslerinden dolayi Einstein in Panteist oldugu sonucu cikarilabilirse de, bir sonraki gorusunde de agnostiklige yakin oldugunu belirttigini gorecegiz)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder