21 Mayıs 2015 Perşembe

Mustafa Mutlu: ANITKABİR KAÇKINLARI!

Mustafa Mutlu: ANITKABİR KAÇKINLARI!

Bunu da gördük: Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devleti yönetenler, ilk kez ulusal bir bayramda Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, başbakan yardımcıları, bakanlar kurulu, milletvekilleri olmadan… Gençlik ve Spor Bakanı'nın başkanlık ettiği göstermelik bir heyetle Anıtkabir'e gidip Ata'nın huzuruna çıktı…

Neymiş; geçen yıl karar almışlar; bundan sonra böyle olacakmış!

Yerin dibine batsın kararınız…

Kimsiniz siz?

Bu halk sizi, bu devleti kuranları aşağılamanız için mi seçti?

Beğenseniz de beğenmeseniz de… İsteseniz de istemeseniz de…

"Beton Kemal" ya da "diktatör" diye hakaret etseniz de; Anıtkabir'e gideceksiniz!

Ata'nın huzurunda esas durnuşa geçeceksiniz…

Siz geçmezseniz…

Bu halk elbette sizi o saygı duruşuna geçirmesini de bilir…

***

Dünkü saygısızlık bununla kalsa yine iyi… Hiyerarşik olarak tepeden tabana doğru yayıldı.

Örneğin Beykoz'daki Atatürk Heykeli'nin önündeki törene Beykoz Kaymakamı ve AKP'li Belediye Başkanı katılmadı.

Birkaç belediye zabıtası, birkaç parti temsilcisi, Atatürk'ü gönlünden eksik etmeyen 15-20 Beykozlu vatandaş… Hepsi bu!

Törende konuşma görevi, badem bıyıklı bir okul müdürüne verilmişti. O da Atatürk ve arkadaşlarının 19 Mayıs'ta yaktıkları ateşten ve Türkiye Cumhuriyeti'nden söz etmektense, "Yeni Türkiye" idealinden söz etti.

Tabii; meydan anında karıştı…

"Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti dururken hangi Yeni Türkiye?" diyen vatandaşlar, konuşmacının üzerine yürüdü…

Konuşmacı anında toz oldu!

***

Benzer bir çirkinlik de Düzce'de yaşandı. Atatürk anıtına çelenklerin konulacağı alan, AKP bayraklarıyla donatılmıştı.

Neden?

Çünkü o meydanda öğleden sonra Başbakan'ın mitingi vardı. Vatandaşlar yine bağırdı, çağırdı, bunun büyük bir ayıp olduğunu söyledi ama…

Umursamayan olmadı!

***

Umursayacaksınız beyler…

Sandık size bu değerleri anımsatacak…

Sandık olmazsa yargı…

Yargı olmazsa bu ülkenin laik, demokrat, sosyal, çağdaş bir hukuk devletinden yana olan vatandaşları anımsatacak…

Az kaldı…

Göreceksiniz!

PARA!

Sevgili kardeşim Erdoğan Süzer dünkü Sözcü'de inanılmaz bir habere imza attı:

Gümrük Bakanlığı, yurtdışından yolcu beraberinde getirilen 10 bin doların üzerindeki nakit paranın gümrüklerde beyan zorunluluğunu kaldırmış.

Bir başka deyişle, isteyen yurtdışından istediği kadar para getirebilecek…

Merkez Bankası eski Başkanı ve MHP Milletvekili Adayı Durmuş Yılmaz bu kararı yorumlarken, "Türkiye'ye kamyonlarla rüşvet parası, terör parası getirilecek" demiş… Hadi; siz söyleyin:

AKP, tam da seçimler öncesinde böyle bir düzenlemeyi, kimler için yaptı?

GÜNÜN SORUSU-1

Dün Anıtkabir'e gitmeyen Cumhurbaşkanı, KaçAk Saray'da yandaş gençlerle bir araya gelmiş… Tahrir Meydanı'nın, Kudüs'ün, Halep'in "çileli" gençlerini selamlamış ama 19 Mayıs gençliğinden tek satır söz etmemiş… Sorum ona:

Dünkü bayramın Tahrir Bayramı olduğunu mu sandınız?

GÜNÜN SORUSU-2

Cumhurbaşkanı dünkü konuşmasında milletvekillerinin askerlikten muaf tutulmasını da önermiş… Sorum yine ona:

Hayırdır, erkek torunlar mı büyüdü?

ÇUVALLA PARALARI VAR AMA PİRİNÇ KADAR YÜREKLERİ YOK!

Özel sektör firmaları çok değil birkaç yıl öncesine kadar ulusal bayramlarımızda gazetelere çarşaf çarşaf ilan verir halkımızın bayramını kutlardı.

Bu ilanlar o kadar çok olurdu ki, örneğin Hürriyet Gazetesi'nin 100 sayfa çıkmak zorunda kaldığı günleri anımsarım!

Dünkü gazetelere baktığımda ise geldiğimiz noktanın vahameti, iyice su üstüne çıkıyor…

Migros, Eti ve en fazla bir ya da iki firma daha… Onlar da birkaç gazeteye…

Başka… Bir iki CHP'li belediye ve bir okul…

Koca koca bankalar, dev firmalar nerede?

Tırstılar!

İktidarın estireceği terörden, ödeteceği faturadan korktular!

Diyecekler ki, "İlle de ilan vermek zorunda mıyız?"

Elbette değilsiniz…

İyi de o zaman daha dört-beş sene önce neden yüz binlerce lira harcayarak kutluyordunuz?

Derdim sizin ilan verip vermemenizle değil, bayram kutlamaktan vazgeçmek!

İlan vermediğiniz gibi şirketlerinize, akıllı binalarınıza astığınız dev bayraklar bile mendile dönüştü; yalan mı?

***

Sözüm, iktidar korkusuyla bayram coşkusunu yaşamaktan ve yaşatmaktan kaçınan işadamlarına:

Hepinize yazıklar olsun!

156+24!

Abdullah Gül…

Huber'deki masrafları ödediğine dair belgeler nerede?

Kanlıca'daki 20 milyon liralık evi aldığın parayı nereden kazandın?


a45UyF587661-150521152951 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/05/22  02:28 6  64  1 undefined kemalistiz@googlegroups.com

 

Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo.
* * *
Vicdanim bana diger insanlarin soyleyeceklerinden daha cok sey ifade eder.

Latin Atasozu - (Cicero)

Kim dunyanin yuvarlak oldugunu iddia ederse kufur ve delalete dusmus olur.
Cunku bu iddia hem Allah in, hem Kuran in, hem Peygamber in reddidir.

Suudi Arabistan in bas muftulerinden olan bu seyhin bilim karsisinda dustugu rezalete sebep olan fetvasi soyle:Tarih: 1975
Kaynak: Dunya nin Sakin Gunes in Hareketli Olduguna ve Gezegenlere Cikmanin Imkansizligina Dair Akli ve Hissi Deliller

Asla rakibinizin ustun bir yani oldugunu kabul etmeyin.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder