AYKAN SEVER : "Yeni Dünya Düzeni"nin Sekte-i Kalp Hikayeleri
Ütopyası olmayan bir dünya ile karşı karşıyayız. İnsanlığın varlığını tehdit eden küresel ısınma karşısında dahi paranın aklını terk edemeyen bir "insanlık".
Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası oluşan ve kendini uluslararası yeni düzen diye tarif eden süreç, geçtiğimiz yılın içerisinde ciddi kalp teklemeleri yaşadı.
Bu durum kendini yıl sonunda daha fazla gösterdi. Batılı liderler yeni yılda (yalan da olsa) umut vadeden açıklamalar yerine "Sizi şu kadar asker ve polis gücüyle koruyacağız, kutlamaları yapabilirsiniz " gibi şeyler gevelediler. Bu "zımni kutlama" halinin bir süreğenlik kazanma olasılığı çok yüksek. Dubai'de gerçekleşen otel yangını ise (her ne kadar üstü örtülmeye çalışılsa da) bu kutlayamama halinin pekala bir parçası olabilir.
Noel tatili sırasında Avrupa'da havaalanları tedirgin kalabalıklarla doluydu. Karşılarında ise ellerinde köpeklerle sağa sola öfkeli bakışlar atan polis ve askerler. Güvenlik, güvenlik derken adeta kendilerine güvenlerini kaybetmişlerdi.(1)
Buralara niye geldik sorusu elbette yine sorulmadı.(2) Bunun yerine "güvenlik" arayışı sağa, muhafazakarlara, milliyetçiliğe yaslanmayı makbul kıldı. Görüntü de olsa savunulan insanlık değerlerine ilişkin yaklaşımlarda, siyasal pozisyon alışlarda adeta 2. Dünya Savaşı öncesi fabrika ayarlarına dönüş yaşanıyor. Hukuk, insan hakları, ahlak başka bir dünyanın mamulü artık.
Birleşmiş Milletler, uluslararası insan hakları kurumları (biraz da olsa var olan) saygın, tarafsız konumlarını yitirdiler. En son buna örnek Orta Afrika ülkesi Burundi'de yaşanan devlet terörüne BM askeri güçlerinin müdahale edemeyişi ile gündeme geldi. Çünkü Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza BM askerlerine karşı savaşacaklarını açıkladı. Sonuç? Halkına işkence ve katliam yapan bir iktidara karşı dünyanın hiç bir yaptırım gücü yok. Bunda BM'nin bugüne kadar yaptığı müdahalelerde askerlerinin adlarının şiddet, yağma ve tecavüz olaylarıyla anılmasının yanı sıra, ABD'nin oyuncağı olması, Yemen'de sürmekte olan Suudi vahşetini onaylamasının payı olmadığını kim söyleyebilir?
Gambia'nın kendini İslam devleti ilan etmesi, İsrail'in Yahudi devleti olma yolundaki çabaları ve ABD'nin devlet başkanı adaylarından Donald Trump'ın varlığı ya da Erdoğan'ın Hitler hayranlığı aynı modern aklın teslim olduğu düzlemin ürünleri.
Öte yandan FİFA skandalı, doping suçlamaları vb. işlerse bu yıl daha fazla doruğa çıktı. Katar, Brezilya gibi ülkelerde güya düzenlenen/düzenlenecek olimpiyatlar, futbol şampiyonaları için yapılan hak gaspları, ölümler, protestolar gibi olaylar zinciri ise yeni dünya düzeninin diğer her şeyi hiçe sayan yarışmacı kültürün tadını bozdu. Nobel ödüllerinin çoğu zaman ön plana çıkan "politik" karakteri de bu işin cabası.
Emekçilerin çalışma koşulları mı dediniz? Ya da sel, deprem gibi küresel ısınmanın yarattığı felaketler? Canım ne önemi var hadise Batıdan ırakta, taa Çin'de falan cereyan ettikten sonra.
Sonuçta ütopyası olmayan bir dünya ile karşı karşıyayız. İnsanlığın varlığını tehdit eden küresel ısınma karşısında dahi paranın aklını terk edemeyen bir "insanlık".
Türkiye'de olanlar…
Artık, kendi çıkarlarını çıplak bir biçimde savunmaktan öte bir politikası olmayan Batı, Türkiye'de olanlara, Kürt illerinde sürmekte olan devlet terörüne de doğal olarak gözlerini kapatmayı tercih ediyor. Bu yukarıda saydığım 2. Dünya Savaşı öncesi "akıl"a dönme haliyle doğrudan bağlantılı. Onları ilgilendiren tek şey neredeyse göçmenlerin Avrupa'ya geçip geçemediği.
Batı deyince şunları unutmayalım derim: Otuz altışar yıl Salazar (Portekiz) ve Franco (İspanya) diktatörlükleriyle gül gibi geçinen, Hitler, Mussolini ve daha nicelerini yaratan topraklardan söz ediyoruz. Lanetle anılması gereken bu kişilerin isimlerine ve heykellerine hala orada burada rastlamak ve politik fikirlerini savunanları görmek mümkün. Sonuçta kendi yakın geçmişiyle dahi hakkıyla hesaplaşmamış bir Avrupa söz konusu.
ABD mi? Sanırım sadece Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının altını çizmem yeterli olur.
Uluslararası basının da Türkiye'deki neoliberal diktatörlüğün saldırganlığını ekran ya da sayfalarına taşımakta ki ilgisi sınırlı. Politikacılar görmezden gelerek Esedullah timlerinin sırtını sıvazlıyorlar.(3) Uluslararası insan hakları kurumları Noel tatilinde! Gözümden kaçmışsa peşinen özür dilerim ama Rojava'ya gidip "savaş suçu"ndan bahseden başta Af Örgütü olmak üzere (cek cak'ın dışında yanıtları varsa) olan biten hakkında ne zaman dünyayı uyaracaksınız, diye sormak sanırım hakkımız.
Bizim batıya gelince halkımız adeta nerede bir kuyruk ihtimali görse sıraya giren (hele emir büyük yerdense) ilkokul çocuklarını andırıyor. Bakmayın öyle. Çocuk diyerek halimizi sevimlileştirdiğimi düşünmeyin. Sadece daha ağır benzetmeler kullanmak istemedim. Ama ne desek nafile. Durumu kurtaracak bir şey yok. Çünkü bu geçilen kuyruklar çoğu zaman zulmü, katilliği kendi yerine yapacak birilerini bulmak, görmemek duymamak ya da "bak, gör" diyenlere karşı hep beraber havlamak için kullanılıyor.
Kısa bir hatırlatma
Son Habsburg hanedanı kim bilen var mı? Niye bileceksiniz ki zaten, ben de tesadüfen karşılaşmasam merak etmeyecektim. Avusturyalılara göre 1. Charles, Macarlara göre ise 4. Charles (1887-1922) ülkesinden epey uzakta otuz beş yaşında öldüğü Madeira adasında bir kilisenin köşesinde yatıyor. Bu ara onun olduğu bölmenin parmaklıklarına bayrak bağlayanların sayısı artmış. 1. Dünya Savaşı sırasında aşağı yukarı iki yıl (1916-1918) hüküm süren bu kişi kanlı savaşın bitiminde tahtsız kalmış. Sadece tahtından olsa iyi uzaklarda, sürgünde ölmüş. İktidar delilerine benden söylemesi, bazen taç, maç kar etmiyor. Yeri gelir bırakınız Kenan Evren'de olduğu gibi cenazenizi kaldıracak kimse bulamamayı, yıllar sonra çaput bağlayacak mezarınız bile bulunmayabilir. (AS/HK)
(1) Bu güven sorununu doruğa tırmandığı olaylardan birinin Germanwings Havayolları'nın 9525 sefer sayılı uçağın 24 Mart 2015 düşmesi oldu. Barselona-Düsseldorf seferini yapan Airbus A320 tipi uçakta 144 yolcu ve 6 mürettebat bulunan uçak yardımcı pilotun bir tür intihar eylemiyle düşmüştü.
(2) IŞİD'in varlığının bütün bunların sebebi olduğunu düşünmek yanlış bir yaklaşım olur. Kaldı ki yürüyen post-modern savaş ve IŞİD bu sürecin bir belirleyeni değil sadece bir parçası-ürünü, aynı zamanda var olan modern akla dair krizin hızlanmasını sağlayan faktörlerden biri. Bir yanıyla ölümsüzlüğe oynayan Batı aklı kendi inkarını IŞİD'le üretti. Ve ona karşı icat edebildiği "çare" Ebu Gureyb ve Guantanamo olan modern aklın bu yaklaşımlarla "ölümü sevenler" karşında kazanma şansı yok!
(3) Yarın bir gün bu koşulların değişmeyeceğini söylemek elbette yanıltıcı olur. Diyelim ki bugün iktidar sahibi bir şahsın uluslararası mahkemelerde yargılanması gündeme geldi. Bu durum dahi insanlık değerlerinden çok "politik ihtiyaçlar" üzerine şekillenecektir.
Aykan Sever
Aykan Sever, gazeteci, Erivan'da yaşıyor.
https://bianet.org/biamag/dunya/170909-yeni-dunya-duzeni-nin-sekte-i-kalp-hikayeleri
http://www.ozel-buro-istihbarat.com tarafından derlenmiştir.
a45UyF587661-160115115821 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/15 13:20 2 65 undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com
Halit Fahri Ozansoy bir ziyafete davet edilmisti. Ertesi gun Ercument Ekrem Talu ya rastladi. Talu takildi arkadasina,
- Dun gece nerelerdeydin yahu!
- Sorma kardesim, kendimde degildim.
Talu basini salladi:
- Kimbilir ne rahat etmissindir!
*
Unlulerden Anekdotlar
Resulullah sav buyurdular ki:
Melekler, icerisinde kopek ve timsaller bulunan eve girmezler.
Kutubu Sitte 2169
Sadece bir rakibinize odaklanin ve kotu giden her seyin sucunu onun uzerine yikin.
Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder