21 Ocak 2016 Perşembe

Melih Aşık: Eşit yurttaşlık, Arslan Bulut: İsrail hayalleri ve CHP bildirgesi!, Nihat Genç : Cumhuriyeti satan Cumhuriyet Halk Partisi

  Ne olacak bu CHP'nin hali, önce bu soruyu cevaplamalı, sonra da ne olacak Türkiyenin şu hali dememiz lazım.

Sonuçta, mecliste ve siyasette bulunan ana akım üç  parti var.
AKP'nin işbirlikçi olduğunu biliyoruz, ondan yana zaten hiç  umut yok.
MHP'nin de AKP'nin koltuk değneği olmaya razı bir üst yönetiminin olduğunu biliyoruz.
CHP üst yönetimi de bundan çok farklı değil.

Herkes  karnından konuşuyor, bütün büyük partilerin üst yönetimleri New York icazetli.

Olup bitenin net sonucuna baktığmızda gördüğümüz  şey budur.
Yan gelmiş, çamura yatmış, estek olmuş, köstek olmuş.
Nisan 1920'de büyük ATATÜRK şöyle diyordu:

"Hududu Milliyemiz dahilinde her şeyden evvel kendi kuvvetimize müsteniden muhafazai mevcudiyet ederek millet ve memleketin hakiki saadet ve ümranına çalışmak…
Alelıtlak tûl emeller peşinde milleti işgal ve izrar etmemek…
(Boş hayaller peşinde milleti oyalamak ve ızdırabına sebep olmamak)
Medenî cihandan medenî ve insanî muameleye ve mütekabil dostluğa intizar etmektir."

Bunlar ayrıntı.

Doğrusu halkın büyük çoğunluğunun yeni bir milli mücadeleye hazır ve gönüllü olduğunu yansıtan yeni bir politik yapı ortaya çıkmadan hiç umut yok.

Konuştuğumuz her şey kırk katır mı, yoksa kırk satır mı cinsinden sonuçları olan seçenekler.

Ülke bölünsün mü, bölünürse nasıl bölünsün, sınırlar nerelerden geçsin, karşı tarafta kalanların hakları ve hukukları nasıl olacak?
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, yerel özerklik, tam özerklik, federasyon, konfederasyon ve bunun gibi daha nice formül var orta yerde.
Bütün bu formüllerin ortak payandası Kürtlerin Türklerle birlikte yaşamaktan caydığını bize gösteriyor.
Eğer öyleyse bunun adını koymamız lazım.

Doğrusu ülkenin Türk bölgelerinde kimsenin yerel yönetimin özerkleşmesini talep ettiğinin düşünmüyorum.
Eğer böylesi bir talep tek yönlü olarak Kürtlerden kaynaklandığı halde karşılanırsa, ülkenin kalan bölümlerinde derin sonuçlar olacaktır.
Gönül bağıdır bu.
Bunca zamandır Türkler buna karşı durmuş, direnmiştir.
Bu uğurda kan akıtmış, sabır göstermiş, maddi ve manevi sıkıntılara katlanmıştır.
Bunca çaba bir yenilgi şeklinde kendini ortaya çıkaran politik sonuçlar ortaya çıkarırsa durum değişir.

Uyarmak istiyorum.
Türk, Kürt ya da hangi etnik gruptan gelirse gelsin bütün insanları özellikle de aydınları.
Bu iş burda bitmez.
Bu pilav daha çok su kaldırır.
Bu filmin devamı vardır.

Bu gün siyasi kazanım olarak gördükleriniz tarihte yaşayacağınız en ağır hezimete giden bir süreci tetikleyebilir.
  • Öyle ki, tıpkı Ermeniler gibi bin yılların kan davasına saplanıp kalabilirsiniz.
  • Yüz yıllarca ovunur, ızdırap yaşar ve yaşatmaya çalışırsınız.
  • Derdiniz, işiniz, gücünüz intikam almak, kin gütmek olabilir.
  • Mağduriyet hissi milli karakterinizin bir parçası haline gelebilir.
Bu konuda şüphesi olanlar Osmanlı'nın dağılması sürecinde Rumların, Bulgarların, Arapların, Ermenilerin taze taze o günlerde ve hala daha yaşadıklarını görmesi, hesaplarını buna göre yapması gerekir.
Bu konuda Türkler için en büyük tecrübe Balkan Hezimeti, Faciasıdır.
Kürtler için ise Ermenin kalkışmasının sonuçlarıdır.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Melih Aşık: Eşit yurttaşlık

CHP'nin kurultay bildirisindeki şu cümle tartışmalara yol açtı.

"Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir."

Anayasa'nın 10. maddesi şöyle diyor:

"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir…"

Bu ifade orada dururken neden hâlâ eşit vatandaşlık veya eşit yurttaşlıktan söz ediliyor? Ne anlatılmak isteniyor? CHP eski milletvekili Birgül Ayman Güler diyor ki:

"Bu istek Türk vatandaşlığından vazgeçilmesi ve halkın etnik topluluklara bölünmesi isteğidir. Eşit vatandaşlık, bireyler arasında eşitlik, yurttaşların eşitliği demek değildir. Bu taleple istenen, etnik toplulukların anayasada kimlik olarak tanınması, etnik anadillerin ulusal ve bölgesel resmi dil haline gelmesi, tüm devlet ve toplum hizmetlerinde çok -resmi dil olması, seçimlerde parlamentonun ve belediye meclislerinin etnik topluluk kotaları temelinde oluşturulmasıdır. Bu, günümüzde Bosna-Hersek´te Dayton Anlaşmasıyla kurulmuş olan "milliyetler sistemi"ne geçilsin demektir. Elbette olmazsa olmaz şartı, Anayasa'dan Türk vatandaşlığının silinmesidir…"

CHP gerçekten bunu mu istiyor? Neden iddialara yanıt vermiyor, neden bu ifadeyi açıklığa kavuşturmuyor?

+++++++++++++++++-

Arslan Bulut: İsrail hayalleri ve CHP bildirgesi!

İsrail Adalet Bakanı Ayelet Shaked'in bir konferansta yaptığı açıklama, Hürriyet, Milliyet gibi gazetelerin İnternet sitelerinde "IŞİD'i İran'a tercih ederim" başlığı ile verildi.

Bize göre İsrail'in, IŞİD'i tercih etmesi söz konusu değildir çünkü IŞİD'in zaten bir ABD-İngiltere-İsrail projesi olduğu yolunda dünyada yaygın bir kanaat vardır.

Shaked, "İran'ı Türkiye'den ayıran, İsrail'e dost olacak bir Kürt devletinin kurulması için açık çağrıda bulunmalıyız" demişti ve bu sözler, Türk okuru açısından daha önemliydi.

Haberi bu yönüyle başlığa çıkaran Rusya merkezli Sputnik News oldu. Türkiye'de ise odatv ve haberler.com gibi birkaç site!

***

Sputnik News, haberi, "İsrail, gönlündeki Kürdistan'ı açıkladı" başlığı altında şöyle verdi:

"İsrail'den Ortadoğu'da bağımsız Kürt devleti kurulmasına yine destek geldi. Kürtlere yapılan haksızlığın düzeltilmesini isteyen Adalet Bakanı Şaked, uluslararası toplumun 'işinin kolaylaştırıp' devletin nerede kurulması gerektiğine dair koordinat da verdi. Şaked'e göre Kürdistan Türkiye ve İran arasında kurulmalı!"

Milli Merkez çalışmaları sebebiyle sık sık görüştüğümüz eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, geçenlerde, "Süleyman Demirel'in siyasi hayatı boyunca dış politikada en çok önem verdiği konulardan biri Türk-İran dostluğu idi ve ilişkilerin zedelenmesine hiçbir zaman izin vermedi. Gerektiği zaman olaylara bu yönde müdahil oldu" dedi.

Şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise "İran mezhepçilik gayesiyle Esed'in arkasında durmasaydı belki bugün Suriye diye bir meseleyi konuşuyor olmayacaktık" diyerek ilişkilere zarar verecek bir tutum takındı!

Oysa Türkiye ile İran, birbirinin milli çıkarlarına zarar vermemeyi esas alarak karşılıklı güvene dayalı sağlam bir işbirliği yapabilmiş olsa insanlık tarihinin seyri değişir! Öncelikle İslâm dünyası ayağa kalkar!

Zaten Sputnik'in haberi de "Öte yandan İsrail'in yine Kürt kartını oynaması, Ortadoğu'da yeni bir devlet kurdurup İran gibi 'düşmanlarını' zayıflatmak istediği ve Kürtlerle Araplar arasındaki husumeti kullanıp 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' politikası güttüğü yorumları yaptırdı" diye bitiyor.

Tabi burada "İsrail, sadece İran'ı mı zayıflatmak istiyor? Türkiye ile İran arasında kurulacak bir tampon devlet, Türkiye'yi de zayıflatmaz mı?" sorusunu sormak gerekiyor

***

Tam bu noktada, CHP kurultayında kabul edilen 21 maddelik sonuç bildirgesi akla geliyor!

Bildirgede "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır" ve "Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde, milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir" gibi ifadeler var.

"Eşit vatandaşlık", PKK'nın "ortak vatan" kavramıyla birlikte seslendirdiği "Yeni Anayasa" talebinin özüdür; Türkiye'yi Türk devleti olmaktan çıkarmak hedefinin ifadesidir

Eski CHP milletvekili Algan Hacaloğlu, kurultay bildirgesini "Ülkemizin kuruluş değerlerine, bağımsızlığına, varlığına, rejimine yönelik 'BOP Teslimiyetçiliği' ve 'Ilımlı İslam Devleti' konusuna yönelik politikalarımıza, 35. Kurultay Bildirgesi'nde hiç yer verilmemiş olması, en büyük eksikliktir" diye eleştirdikten sonra üniter devletin gerekleri dikkate alınmadan "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı üzerindeki şerhler kaldırılmalıdır" talebinde bulunulmasının parti ilkeleri ve programına aykırı olduğunu belirtti ve "çekincelerin kaldırılması ulusal bütünlüğümüz ile devletimizin yönetiminde zaaflar yaratır" dedi..

***

Türkiye, Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı'nın üniter yapıyı bozacak maddelerine çekince koymuştu. CHP, bu çekinceleri ortadan kaldırmayı savunmakla, Türkiye'nin Türk devleti olmaktan çıkarılması ve özerk Küret devleti de kurularak bir federasyona dönüştürülmesi şeklindeki ABD-İngiltere-İsrail projesine hizmet eder duruma düşmüyor mu?

++++++++++++++++-

Nihat Genç : Cumhuriyeti satan Cumhuriyet Halk Partisi

Bu ihanet yarasını hiçbir güç temizleyemez...

CHP kurultayında: 'Kürt sorunu eşit yurttaşlık temelinde milletin temsil edildiği TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde çözülmelidir' maddesi allem gullem hızla kimsecikler uyanmadan geçirildi..

Bu bir cümlecik maddeyle 'federasyonu' kabul edip kurultay kararıyla CHP'nin resmi görüşü haline getirdiler.

Cumhuriyet'i kuran parti son kurultayda geçirdiği bu maddeyle nihayet Cumhuriyet'i kan revan bölük pörçük bırakmış oldu.

Ve bu maddeyle Cumhuriyet Halk Partisi kendini infilak ettirdi.

'Eşit yurttaşlık' cümlesi Apo'nun İmralı'da yumurtlamasıdır.

Yurttaş zaten eşit demek, bir de başına eşit koyup 'eşit yurttaşlık'ı şimdi CHP'nin onayladığını görüyoruz.

Karadenizliler Trakyalılar Egeliler dikin bayraklarınızı çevirin haritanızı sizinle de 'eşit yurttaş' olalım.

Merak etmeyin panik yapmayın TBMM zemininde toplumsal uzlaşma ve ortak akıl ekseninde 'eşit yurttaş' olacağız.

CHP niçin bir gizli güç tarafından 'dizayn' edildi neden menşei şaibeli malumlar tarafından 'gasp' edildi, işte bu 'madde için...'

Kılıçdaroğlu ve ekibi hangi 'görevle' bu partiyi geldiğini nihayet kurultayda geçirdiği bu maddeyle deklare etti.

Artık bu parti 'ülkeyi bölen' parti olduğunu 'resmileştirdi.'

Ulus Devleti ve üniter yapıyı 'parçalama niyetini' bu maddeyle ortaya koydu.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin delegeleri il ilçe yönetimleri eski yeni genel başkanları eski yeni vekilleri, bostan korkuluğu musunuz, hayırdır, niçin susuyorsunuz?

1960'lı yıllara kadar Zerdüşlerin 'sessizlik kuleleri' bir rahip eşliğinde tapınak görevini sürdürdü, sessizlik kulesi şu: Zerdüşt dininden ölenler Sessizlik Kulesi'ne götürülüyor ve ölüler orada kimsecikler görmeden vahşi hayvanlara atılıyordu.

Cumhuriyet Halk Partisi'ni Kılıçdaroğlu ve ekibi gözlerinizin önünde bütün CHP'lileri Sessizlik Kulesi'ne götürdü ve vahşi emperyalistlerin önüne attı.

BU MADDEYİ GEÇİRENLER KİMLER

Sonuç, Cumhuriyet Halk Partisi'nin dizayn edilmesi ve gasp edilmesi basit bir hikaye değildi, etnik kalkışmaya Türkiye Cumhuriyeti'nin en köklü partisi 'payanda' yapılmak içindi ve bu etnik kalkışmaya artık Cumhuriyet Halk Partisi resmen kapılarını açtı..

Türkiye üzerinde ve Cumhuriyet Halk Partisi'nde 'hesapları' olanlar, kim genel başkan olacak totosu oynamıyordu, kim delege olacak piyangosu çekmiyorlardı.

Cumhuriyet Halk Partisi'ni gasp eden 'bahisciler' çok önceden işte bu maddeyi geçirmek için kasetlerle oynadı delegelerle oynadı genel başkanlarla oynadı, maçları kurultayları kasetleri önceden ayarladı.

Bu sonuç bir karışıklık yanlışlık ya da siyasi bir şanssızlık talihsizlik ya da partideki bir klik'in hakim olması değil, bu sonuç, önceden beri hesaplanan bir oyundu. O kadar vekil boşuna mı kovuldu.

Bahisçiler gaspçılar dizayncılar gizli güçler kasetçiler delege ağaları Halk TV'si, hepsi 'rolünü' oynadı, işi bitirdi.

Eski telefonlarda telesekreter vardı, telefonu çaldığınızda 'burada değilim, mesajınızı bırakın' derdi.

CHP 'orada mı?', mesajımızı kime bırakalım?

Arayın bakalım 'orada neler oluyor?' diyeceğiniz birini bulabilecek misiniz?

CHP ele geçirilmemiş tutuklanmamış ise orada bu 'maddeyi' allem gullem geçirenler kimler?

Kurultay salonunda hepinizin gözü önünde geçirildi bu madde, oy veren ya da izleyen ya da alkışlayan SİZLER, bu madde geçerken, siz orada mıydınız?

Telesekreterlere karşı boşuna konuşmayın, partiyi gasp edenlerin kayıt edilmiş sesleridir, sizleri artık duymazlar.

Hırsızlıktan Atatürk'e posterine hakarete kadar onlarca rezilliğe niye cevap vermediler sanıyorsunuz, işte bu 'madde' geçirilinceye kadar 'sessizlik' isteniyordu.

Şu sonuca bakın Apo emretti CHP resmen kabul etti..

Emperyalist cerrahların CHP'ye acıyacağını mı sanıyordunuz?

Bu işgalden bu köpeklik ve kölelikten bugüne kadar sessiz kalan herkes hepimiz sorumluyuz.

Artık kızgın demirlerle dağlasanız hamamlarda kırklasınız bu ihanet yarasını hiçbir güç temizleyemez.

Başından beri CHP'deki bu frengi çıbanlarına bu ihanet yaralarına bizler bu sütundan şişler sokarken, bizlere 'parazit' bizlere 'sivrisinek' muamelesi yapanlar, buyurun Apo'nun ele geçirdiği partinizi...

Nihat Genç

Odatv.com


a45UyF587661-160121112617 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/21  12:20 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 

Mese golgesinde filizlenen yosunlar cok defa kendilerini mese fidani sanirlar.

Cenap Sebabettin

Onlarla savasin ki Allah, sizin ellerinizle onlarin cezasini versin ve ...
Onlari rezil ve rusvan etsin, yardimiyla sizi onlara muzaffer kilsin.
Ve mumin bir kavmin yureklerini ferahlandirsin.

TEVBE SURESI 14.AYET.

Din ...
temel olarak korkuya dayanir ... bilinmeye karsi duyulan korku, yenilgi korkusu, olum korkusu.
Korku her acimasizligin anasidir ve o yuzden acimasizlik ve dinin el ele gitmesine sasilmamali.
Benim din hakkindaki gorusum Lucretius la ayni.
Onu korkudan dogan bir hastalik ve insan irkina buyuk bir mutsuzluk kaynagi olarak goruyorum.

Bertrand Russell


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder