21 Ocak 2016 Perşembe

Rifat Serdaroğlu: UTANMA DUYGUSU

 

Kırkharamiler Gulampara olunca?

Kervan malları yüklemiş yola çıkacak, halıdan ipliğe, altından gümüşe kadar ne varsa... Birden haber gelmiş...

-"Aman haa, Kırk Haramiler yol kesiyor, adamı donuna kadar soyuyorlar!"

Kervan sahibi bir muhafız aratmış, şehirde tellal bağırtmış:

-"Ey ahali duyduk duymadık demeyin, kervana bir muhafız aranmaktadır, babayiğit, mangal gibi yürekli, demir gibi bilekli, burma bıyıklı, bol saç, bol kas, bir muhafıza ihtiyaç vardır. İsteklilerin başvurusu..."

BİR babayiğit çıkıp gelmiş ki, tarifi mümkün değil!

Kervan yola çıkmış, akşam mola verilmiş, yenilmiş içilmiş, herkes bir kenara uzanmış, gönülleri rahat, nasıl olsa babayiğit onları korur...

Kırk Haramiler gece yarısı kervanı basmış, herkesi soyup malları almışlar, bir de bakmışlar ki biri horul horul uyuyor:

-"Kim ulan bu?"

-"Bizim babayiğit, güya kervanı koruyacaktı!"

Kırk Haramiler'in başı kükremiş:

-"Biz şimdi ona babayiğitliği gösteririz, hadi bakalım!..."

Haramiler sıraya girmişler, bir, üç, beş, yirmi, otuz, kırk derken babayiğit bir uyanmış ki, ne uyanma, hayttt, diye basmış nağrayı, çekmiş palayı, Kırk Haramiler'in hakkından gelmiş, kervanı kurtarmış...

Kervan şehre varmış, ertesi gün yola çıkılacak, akşam yine tellal başlamış bağırmaya:

-"Kervanı koruyacak bir babayiğit aranıyor!"

Bizim babayiğit bunu duyunca kervan sahibine koşmuş:

-"Benden niye memnun değilsiniz, eşkıyayı kovaladım, malınızı kurtardım, niye beni işten çıkarıyorsun?"

Kervan sahibi boynunu bükmüş:

-"Babayiğitliğine diyecek yok ama, uykun ağır, ben seni uyandıracak (!) Kırk Harami'yi her zaman nerede bulayım?"


Rifat Serdaroğlu: UTANMA DUYGUSU

İnsan ile hayvan arasındaki en önemli fark, utanma duygusudur!

Utanç, faziletin tamamlayıcısıdır!

Utanma duygusunu kaybeden insanın kalbi de ruhu da ölür!

Utanma duygusunu kaybeden kişiden, yani utanmazdan herkes korkar.

Çünkü bunların yapabilecekleri kötülüklerin sınırı yoktur.

Utanmaz kişi hiçbir dini, ahlaki, sosyal ve toplumsal kurala uymaz. Kendi çıkarı ne ise onu yapar.

Bu konuya el atışımızın sebebi Başbakan Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'tur!

Bu ikili, Saray'ın ve AKP'nin son günlerdeki oyuncağı olan "Akademisyenler Bildirisini" yazanlar için şunu söylediler;

"Bu bildiriye imza atanlar, tekrar okuduklarında utanç duyacaklardır!"

Bu uyarıyı yapmaya, Akademisyen Davutoğlu ve Akademisyen Kurtulmuş'un hakları var mı? Bakalım;

Numan Kurtulmuş:

Profesör. 57 yaşında. Saadet Partisi, Has Parti Genel Başkanlığı yapmış, ne söylediğini bilmesi gereken bir zekâya sahip. 5 vakit namazını aksatmadan kılan, TC Başbakan Yardımcısı!

Üstelik ne söyleyeceğini de bileceğinden "Hükümet Sözcüsü" yapılmış!

Prof. Kurtulmuş bundan tam 2 sene evvel tam tamına

55 (Elli Beş-Fifty Five-Cincuenta Y Cinco-Cinquante Cinq) yaşında iken, yani aklı baliğ iken başta Erdoğan ve Davutoğlu ile tüm AKP'liler için şunları söylemişti;

"Harun olmaya geldiler, Karun oldular. Biz AKP gibi firavunlaşmayacağız!"

Ayrıca Has Partide bıraktığı arkadaşlarına sorarsanız, bundan çok daha ağırlarını söylediğini duyacaksınız…

Kurtulmuş'un söylediği ile yaptığı maalesef aynı değil.

AKP'liler hırsızlık yapıp, haram yeyip Karun gibi zengin, Firavun gibi zalim oldularsa, niçin onların yanına gittin be Profesör?

Sen de Karun ve zalim olmak mı istedin?

Yok, eğer AKP'liler namuslu ve doğru insanlarsa, niçin bu insanlara iftira attın?

Senin Akademik Namusun bu mu be Profesör…

Profesör Davutoğlu için yüzlerce örnek verebilirim. Ama Ali Babacan ile ilgili olanı var ki, çok ilginçtir!

Babacan AKP'den Milletvekili olmak için müracaat etmedi. Profesör Davutoğlu, listelerin YSK'ye verilmesinden üç saat önce onu arayıp ısrarcı oldu, ekonomi yönetiminin başında görmek istediği sözünü vererek Babacan'ı aday olmaya razı etti!

Seçimlerden sonra Profesör Davutoğlu Başbakan oldu. Fakat Babacan Bakanlar Kurulu listesinde yoktu! Saray, Babacan'ın üstünü çizip bir kenara atmıştı!

Davutoğlu, Saray'ın emrine uyup söz verdiği Babacan'ın harcanmasını uslu-uslu kabullenmişti…

Profesör Davutoğlu, madem Babacan'ı arayıp Bakan yapma sözü verdin, neden yapmadın?

Kendi Bakanını seçemeyeceksen, niçin Başbakan oldun?

Senin Akademik Namusun bu mu be Profesör…

Bunlar ve yüzlerce benzeri yaşanacak, Türk Milleti bunları görecek ama sizler hiç bu olaylar yaşanmamış gibi bizlere namus-dürüstlük-ahlak satmaya kalkacaksınız!

İstemez, ben almayayım ilginç Akademisyen Siyasetçiler…

Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Ocak 2016

İLK KURŞUN




a45UyF587661-160121103432 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/01/21  11:20 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com

 
--

SENI..
. . . . . .
Seni
Oyle uzun seviyorum ki seni
Ya yaradilista dogmusum
Ya olumsuzun biriyim ben...

Fazil Husnu DAGLARCA

1400 yildan beri Muslumanlar Ramazan orucu tutuyor.
Her gunun aksaminda sofraya oturup iftar aciliyor.
Su zamandaki ziyafetler gibisi tarih boyunca gorulmemistir.
Luks, satafatli, israfli, gosterisli, tantanali, debdebeli, sasaali iftarlar.
Tabaklarda yenmeyen yemekler cope atiliyor.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Din,insanligin asaletine edilmis bir kufurdur.
O olsun ya da olmasin,hayatinizda iyi seyler yapan iyi insanlar ve kotu seyler yapan kotu insanlar her zaman olacak.
Ama iyi insanlarin kotu seyler yapmasi icin din gerekiyor....

STEVEN WEINBERG


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder