6 Kasım 2016 Pazar

UĞUR KUTAY : Beynimizde çekirge sürüleri

 


UĞUR KUTAY : Beynimizde çekirge sürüleri

06.11.2016 08:35



'Uygarlık tarihinin özetini yap' deseler, çekirge istilalarının algılanış tarzındaki değişimi gösterirdim. Mesela bundan en fazla 150 yıl önce çekirge istilasına tanık olan insanlar bunun doğaüstü bir olay olduğunu düşünürdü; insanların yaptıklarına kızan tanrının gönderdiği gazap, deccalin gelişinin habercisi vs... Neyse ki 19. yüzyıldan itibaren bilimsel düşüncenin giderek toplumsal bir karakter kazanması sayesinde bugün bir çekirge istilasıyla karşılaştığımızda bunun çevresel etkenlerden kaynaklanan tümüyle doğal bir olay olduğunu biliyoruz. Yani, umarım biliyoruzdur. Kendi ülkem başta olmak üzere insanlığın dinsel inançları bilimsel bilgiye tercih etme konusundaki şehvetine bakılırsa, umut hâlâ fakirin ekmeği…

Bo Bennett 2012'de yayımladığı Logically Fallacious adlı kitapta tüm zamanların en çok kullanılan mantıksal safsatalarından biri olarak 'inanca başvurmak'tan şöyle söz ediyor:

"Genellikle bir argümanın akıl yoluyla çürütüldüğü tartışmalarda, karşı tarafı aklı terk edip inanca çağırmak. Burada iddia, argümanın düzenini anlamak için inanç sahibi -doğru inanç- olmak gerektiğidir. Buna göre akıl destekli argümanlar bile nihai olarak aklı terk edip inanmayı gerektirir.

Mantıksal biçimi şöyledir: X doğrudur. Eğer inancın varsa bunu sen de görebilirsin.

Örnek 1- Jimmie: Nasıl oluyor da uysal İsa'yı 'Oklarımı kanla sarhoş edeceğim, Kılıcım vurulanların, tutsakların kanıyla, Düşman önderlerinin başlarıyla Ve etle beslenecek.' (Eski Ahit, Yasa'nın Tekrarı, 32;42) diyen bir tanrıyla eş tutabiliyorsun?' Hollie: Sen bu sözcükleri kendi ölümlü zihninle yorumlamaya çalışıyorsun. Oysa bu sözleri inanç gözüyle okumalısın.

Jimmie: Bu da ne demek şimdi?! Hollie: İnancın olsaydı anlardın.

Açıklaması: Bazı insanlar şuna inanır: 'Öyle bazı şeyler vardır ki, akıl ve mantığın çok ötesindedir.' Diyelim ki öyle, ama bunu kabul ettiğimiz an artık ortada aklın ötesindeki şeyin ne olduğunu ve niçin öyle olduğunu gösterecek herhangi bir objektif yöntem kalmayacağı için her şey söylenebilir hale gelecektir. Hiçbir şey açıklamadan her şey açıklanması durumu.

Örnek 2- Tina: Lütfen açıklar mısınız, ortada birbiriyle konuşan iki kişi olduğu halde İsa nasıl aynı zamanda Tanrı olabiliyor?

Aziz Bingo: Ah çocuğum, bu sorunun cevabını ancak inancın gözünden bakarsan bulabilirsin."

Hafta içinde Salem dizisinin üçüncü sezon bölümüne rastlayınca bu safsatanın gücünü tekrar hissettim. 1690larda Salem kasabasında yaşanan inanılmaz cadı avı üzerine kurulan dizinin 2014'te yayımlanan ilk bölümü, iki gencin zina suçlamasıyla vahşi biçimde cezalandırıldığı bir sahneyle açılmıştı. Bu bana umut verici bir senaryo çalışmasının göstereni gibi gelmişti çünkü belli ki yargı/ceza makamlarının cadılık gibi gerçekdışı dinsel korkuları istismar ederek toplumu terörle yönetmesine dair bir öykü izleyecektik. Ne yazık ki sadece birkaç dakika sonra dizinin söylemi değişti: Nikah dışı ilişkiden gebe kalan genç Mary'nin bir kürtaj operasyonu için ormana gittiği sahne izleyicilere cadılığın aslında gerçek olduğunu söylüyordu. Salem'de doğaüstü şeyler yapan cadılar vardı! Ve şimdi dizinin üçüncü sezonu yayımlanıyor...

Tüm okulların imam-hatibe dönüştürülmeye çalışıldığı, parti ya da cemaat şeklinde örgütlenmiş tüm iktidar ve baskı kurumlarının inanç taciri olduğu, 'inanca başvurmak' saçmalığının hayatın istisnasız her alanına uygulandığı (bkz. Diyanet'e ayrılan bütçe) bir ülkede yaşarken bu safsatayı çözümlemek için bir TV dizisine ihtiyaç yok tabii… Bu sadece dinsel aklın karanlığından çıkmanın bedelini fazlasıyla ödemiş bir uygarlık tarihinin şu son durağında hâlâ bu tür kültürel üstyapı ürünleriyle karşılaşıyor olmanın sıkıntısı. Bu zorlu tarihin harcında 1692-'93 yıllarında cadı olduğu gerekçesiyle işkence gören ve öldürülen onlarca masum insanın kanı da var.

Mesele Batı'nın artık cadılık gibi şeylere inanmaması, bunları sadece fantastik anlatı malzemeleri olarak kullanması şeklinde indirgenebilirdi belki, ama 11 yaşındaki oğlumun cinlerden korktuğu için geceleri uyuyamayan arkadaşları olduğunu duyunca üzüntüyle anlıyorum ki böyle bir indirgeme yapma şansımız yok. Bu tarihselcilik karşıtı postmodernist anlatılar akıl tarlamıza dadanan çekirge sürüsünün sadece küçücük bir parçası. Ve bu sürünün herhangi bir doğaüstü kaynaktan gelmediğini bilmek beni daha fazla korkutuyor...

http://www.birgun.net/haber-detay/beynimizde-cekirge-suruleri-134448.html 
a45UyF587661-161106202914 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/11/06  21:26 4  58  aciksayfa@yahoogroups.com


 


YALNIZLIK MACERASI
. . . . . .
Oyle yalniz kaldim ki hayatimda
Kimi gun oldum kimi gun ilah oldum
Cok zaman annemin dizlerine hasret
Koydum basimi kendi dizlerime
Doya doya agladim
Paylasirsa dost paylasirmis
Insanin derdini sevincini
Dost umidiyle ortaliga dusmeye gor
Hangi kapiyi calsan kimseler yok
Hangi omuza dokunsam yabanci cikar
A$ik mi olmadim taparcasina
Bir Mecnun gecti o collerden bir de ben
Diz mi cektirmedim alemde Kerem gibi
Ferhat gibi gurz mu sallamadim daglara
Ne Leyla yar oldu bana ne Asli ne Sirin
O gun bugun sirtimi kendim sivazliyorum
Sabahlari sokaga cikmadan evvel
Cesaret sairim cesaret
Kendi saclarimi oksuyorum geceleri
Sevgilimin saclari niyetine.

Cahit Sitki TARANCI

Peygamber 30 erkegin cinsel gucune sahipti.

Buhari

Pluton, Mars ve NASA da ne dolaplar donuyor

23 Temmuz 2013

Ilkokuldan beri hepimizin severek takip ettigi bir gezegeni futursuzca silmeye calismak kamu vicdanini yaralar. NASA burada ileri gitmistir. Haddini ve maksadini asmistir. Boylesine bir karar utanc verici oldugu kadar gereksizdir de. Sanki en onemli sorunumuz buymus gibi, sanki butun halk Aman su Pluton gezegenlikten cikarilsa da bi rahat etsek demis gibi... Yok boyle bir sey!

Halkin ihtiyaci bu degil. Halk ekmek istiyor, as istiyor, is istiyor. Pluton u gezegenlikten cikarinca ciftcinin, esnafin yuzu mu guldu, emeklinin bogazina fazladan bir lokma mi girdi? Tamamen keyfi olan bu karar ayrica sunu da ortaya koydu: NASA da adamin varsa istedigin gok cismini gezegen, meteor yaparsin.

NASA nin tek vukuati bu degil. Bakin yillardir cesitli yildizlar kesfediyorlar. Bu yildizlar kainata, dolayisiyla hepimize ait. Ama ne acidir ki bu yildizlara isim verilirken dunyanin ortak mirasi isimler koyulmuyor, yildizi bulan astronotun adi veriliyor.

TEKSASLI YETIMIN HAKKI YENIYOR

Peki ayni astronot birden fazla yildiz bulursa ne oluyor? Hemen soyleyeyim, kedisinin, kopeginin adini, halasinin enistesinin ismini koyuyor yildiza. Helen diyor, Wilma diyor, Lessie1013 diyor. Okuyucularimizin daha net anlamasi icin soyle soyleyelim: Hayriye koyuyor yildizin adini mesela, Vildan1045 koyuyor, Haydut koyuyor. Ciddiyetsizlik diz boyu. Bilim bu kadar ayaga dusmemeli. Ayiptir!

NASA da bir yagma duzeni hukum suruyor ve birilerinin artik bunu gormesi lazim. Bakin yillardir ABD li kardeslerimizin vergileriyle ayakta duran bir kurum bu. Teksasli yetimin de hakki var burada, Harlemli oksuzun de. Peki bu NASA kuruldugundan beri kac tane adam gibi, yasanabilir gezegen buldu? Cevabinizi duyar gibiyim: Sifir. Evet, yaziyla da sifir, rakamla da sifir. Ne buldular peki? Yasamla alakasi olmayan, yamuk yumuk gereksiz gok cisimleri... Buna ragmen butun astronotlarin maasi, sigortasi, uc ayda bir cift maasi tikir tikir yatiyor. Ticket lar da cabasi.

Gezegen bulmayi da abartmiyorlar mi,sinirden duvarlari yumruklayasim geliyor.

Allah inizi severseniz, bugun herhangi birimiz bir uzay aracina atlasa, uzaya dogru soyle bir acilsa, illa bir gezegene denk gelmez mi zaten? Uzayin sonsuz oldugunu soyleyen gene NASA degil mi? Illa bulacaksin gezegen. Uzayin sonsuz olmasi astronotlarin isine geliyor tabii. Binlerce yil boyunca birbirinden luzumsuz gezegenler kesfedip maaslarini catir catir yiyebilirler. Uzay sonsuz nasil olsa, ye babam ye. Haram olsun.

MARS TA SU OLSA NE YAZAR?

Bakin 30 yildir arastirma icin Mars a gidiyorlar. Hic utanmadan cikip Efendim cok kucuk de olsa, Mars ta su olma ihtimali var. Bak sen! Mars ta su olma ihtimali varmis. Yahu Mars ta su olsa ne yazar, olmasa ne yazar? Su burada dolu var. Dunyanin dortte ucunun su oldugunu soyleyen gene siz degil misiniz? Ne diye kalkip kucucuk bir ihtimalin pesinde kosuyorsunuz?

Ayrica bulsan ne faydasi olacak? Mars ta su bulduk deyip ortaligi birbirine katarlar, bir sevinc dalgasi, heyecan olur. Hemen astronotlarin katildigi bir parti verirler. Limitsiz yerli icki... Ertesi sabah herkes sorar: Iyi guzel de, ne yapalim o suyu? Uzay mekikleriyle Keban Baraji na mi aktaralim? Sacmalik.

Eger NASA da torpille gelmemis bir yonetici olsa der ki: Arkadaslar bu Mars tan is cikmayacak, baska gezegenlere odaklanalim. Ama gorunen o ki oyle biri yok ve 500 yil arastirsan hicbir numarasi ortaya cikmayacak soguk ve gereksiz bir gezegenin pesinde insanlarin vergileri carcur ediliyor. Yaziklar olsun.

Insanlar artik gulmuyor

GECEN gun bir isyerini aradim, Ahmet Bey le gorusecem, orada mi? diye sordum. Sekreterin cevabi: Kim ariyordu? En sevmedigim, en sinir oldugum sekreter lafi bu. Yani demek istiyor ki Ahmet Bey var ama herkese yok. Mecbur ismimi soyledim. Sekreter ismimi yuksek sesle tekrarlayarak muhtemelen o an iceride olan Ahmet e mesaj gondermis oldu. Ondan gelen yanit herhalde olumsuzdu ki soyle dedi sekreter: Ahmet Bey su an toplantida yalniz. Iste o an belki de son aylarda yaptigim en iyi espriyle karsilik verdim: E Ahmet Bey toplantida yalnizsa o toplanti bitmistir zaten Telefonun obur ucunda sessizlik oldu. Hicbir tepki vermedi sekreter kiz. Son derece iyi kurgulanmis, bu kadar kaliteli bir espriye bile insanlarin gulecek hali kalmadiysa modernizmin ve teknolojinin mutluluk getirip getirmedigini hep beraber tartismaliyiz. Kavga etmeden elbette. Uygar insanlar gibi.

Tuzlalilar ne okuyacak?

TUZLA Belediyesi ogrenciler arasinda bir iyilik sampiyonasi tertip ediyor. Cocuklar 180 bin gibi rekor bir sayida kitap toplamis, Anadolu ya gonderecekler. Peki soruyorum: O kadar kitap Anadolu ya giderse Tuzlali ne okuyacak? Evlerde kitap kalmadi, bir fa$ikule muhtac hale gelindi. Bu Tuzla yi cahillestirme operasyonudur! Istiyorlar ki Tuzlali okumasin. Turkiye bu tarz kampanyalarla oyuna gelmemeli ve kitaplarina sahip cikmalidir.

http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo LiteCoin URL:   LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU

NameCoin URL       :  N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL     :  6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL        :  1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD

PeerCoin URL         :  PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder