23 Mayıs 2017 Salı

TIBBİYELİ HİKMET: TARİH YALANCILARININ VAHDETTİN ATATÜRK’E 40 BİN ALTIN VERDİ YALANINA CEVAP. SONUNA KADAR OKUYUNUZ

 


TIBBİYELİ HİKMET: TARİH YALANCILARININ VAHDETTİN ATATÜRK'E 40 BİN ALTIN VERDİ YALANINA CEVAP. SONUNA KADAR OKUYUNUZ

23 Mayıs 2017

Yıl 1919… Erzurum… Kongre yapılmış, yol uzun ve zorlu, Sivas'a gidilecek. Mazhar Müfit anlatıyor:

"Paşa, para ile meşgul olmaktan hoşlanmazdı. Alışveriş etmeyi ve her türlü gelir ve giderle meşgul olmayı bana bırakmış, 800 lirasını da yine bana vermişti. Bunun içindir ki para mevzuunda sıkıntılı vaziyette idik ve cepten yiyorduk. Paşa 'Hazırlığımız tamamlandı mı? Ağustos'un 29. günü hareket edebiliyor muyuz?' dedikçe, beynim burgu ile delinircesine zonkluyor, gözlerim 'Parrrra!' diye kararıyordu. Paşa'nın azim ve cesaretini kırmamak için ona 'Ne ile gideceğiz? Para nerede?' diyemiyordum…"

Sivas….

Kongre yapılmış, çalışmalar devam ediyor…

Mazhar Müfit devam ediyor:

,"Mustafa Kemal, Hüsrev Sami Bey ve bana 'Birer kahve içeriz de öyle gidersiniz' diyordu. Bu, 'Sabahlayacaksınız' demenin müjdesiydi. Kalktık. Emirber Ali'ye emretti: "Ali, bize birer şekerli kahve yap. Ali 'Paşam, şeker yok. Sade yapayım mı?' deyince, Paşa gülerek yüzüme baktı: 'Canım Mazhar Müfit, niçin şeker aldırmıyorsun?' dedi. Ben de gülerek 'Yarın inşallah aldırırım' dedim ve ilâve ettim: 'Hele şimdi sade içelim'… Emirber Ali sade kahveleri pişirmek üzere odadan çıktıktan sonra Paşa, mahzun mahzun gözlerini gözlerimde dolaştırarak 'Farkındayım, yine züğürtledik' dedi. – Evet Paşam. Hem züğürtledik, hem de mevcut paramız şeker almaya müsait değil. Şeker çok pahalı…"

Sivas'taki görev tamamlanmıştı.

Ankara'ya gidilecekti ama Mustafa Kemal e arkadaşları yine parasız, otomobilleri benzinsiz, lastiksizdi.

Buradaki para sıkıntısı, Mazhar Müfit Kansu'nun kendi adına Osmanlı Bankası'ndan bin lira borç alması ile çözümlendi. Altı teneke benzin ve iki çift iç-dış lastikler Amerikan Okulu Müdiresinden sağlandı. Okul Müdiresi bütün ısrarlara rağmen para kabul etmedi. Bu durum karşısında Mustafa Kemal, Mazhar Bey'e rica ederek, alınan malzemelerin listesini ve ısrarlara rağmen para alınmadığını gösterir bir belge düzenlenerek, imza ettirilmesini istedi. Mustafa Kemal, Mazhar Bey'e bu parayı birlikte ödemelerini şart koştu.

Yoğun hazırlıklar yapıldı, Doktor Refik Bey, ecza sandıklarını toparlarken; Cevat Abbas Bey'de otomobillerle ilgilendi.

Hareket günü gelir çatar. Sabah sekizde yüzbaşı Bedri Bey'le bankaya giden Mazhar Müfit Bey, Bitlis eski valisi imzasıyla bir senet düzenlettirdi. Bedri Bey de 'tüccardan' diye kefil oldu. Böylece gidecekleri günün sabahı bin lirayı aldılar. Lise binası önüne geldiklerinde saat dokuza beş on dakika kalmıştı ve tam dokuzda hareket edildi.

Hava çok soğuk, yerler karla kaplı, bir taraftan da kar yağmaktaydı. Otomobiller üzeri açık olduğundan kar içine doluyordu. Saatte ancak yirmi, yirmi beş kilometre hızla yola devam edebiliyorlardı. Yanlarına her zamanki gibi bir yokluk almışlardı. On ekmek, iki okka peynir ve haşlanmış yumurta.

Ankara…

Mazhat Müfit anlatmaya devam ediyor:

"Ekmekçilere bile verecek paramız kalmamıştı. Mustafa Kemal Paşa ile bu ciheti görüşürken, bulduğum çareleri eskisi gibi kabul etmedi ve yarı geceye kadar hep düşündük ise de para tedariki hususunda bir karar ve neticeye varamadık.

Çünkü bankalardan ve müesseselerden ödünç bile olsa para almayı Paşaya bir türlü kabul ettiremedim.

Ne yapacaktık? Benim bir kürküm vardı, Erzurumlu Nafiz Bey'e müracaat ederek sattırılmasını rica ettim. Nafiz Bey, Ocak ayı içindeyiz, ne giyeceksin diye satmamakta ısrar ettiyse de, ne olursa olsun kulağıma giremezdi. Aç mı kalacaktık? Nihayet onu da sattık. Kimsede satılacak bir şey kalmadı."

Bir hafta sonra…

Müftü Rıfat Börekçi ve şehrin ileri gelenleri heyeti ziyarete geldiler. Gelenleri karşılayan Mazhar Müfit, misafirlere belli etmese de büyük bir sıkıntı içindeydi. Gelenlere verecek kahveleri vardı ancak ya şekerli kahve isterlerse ne olacaktı? Mustafa Kemal Paşa 'herkes kendi şekerini temin edecek' talimatını vermişti. Masanın gözüne kendisi için sakladığı iki parça şeker vardı, bu da kime yetecekti? Peki ya sigara vermekte gerekirse ne yapacaktı? Mazhar Müfit, bu düşünceler içinde Müftü Efendiye kahve teklifinde bulundu. Vaziyeti anlayan Müftü Rıfat Efendinin cevabı net oldu: 'İçmem, Sigarada kullanmam!' dedi ve devam etti: 'Biraz sıkıntıda olduğunuzu öğrendik, az da olsa yardımda bulunmak isteriz.'

Gerisini Mazhar Müfit Bey'den dinleyelim:

Muhterem Müftü çıktı, gitti; ben de paranın miktarını derhal Mustafa Kemal Paşa'ya haber vermek üzere odadan çıktım. Paşa'yı odasının kapısı önünde bir haberi beklerken gördüm; bana, 'Ne kadar?' Dediler; 'Bin lira' dedim. Odasına girdik.

-'Gördün mü? Akşam ne kadar sıkılmıştık, bu hatıra gelir miydi? Allah bize yardım ediyor' dedi. Ben de:

-'Evet, kul sıkılmayınca, Hızır yetişmez' dedim.

-'Şimdi Hızır'ı filan bırakalım, masraf ve geliri tanzim et!' Dediler.

-'Her şeyden evvel bugün öğle yemeğinde size bir ziyafet çekeceğim, çoktan beridir et gördüğümüz yok. Şimdi emir verip on dirhem pirzola aldıracağım. Ancak yeter, bir de irmik helvası.' Mustafa Kemal Paşa;

-'İsrafa başlamayalım' dedi.

-'Bir defaya mahsus, yarın yine çorba ve bulgur pilavına geri döneriz, cevabını verdim.'

40000 altın ha, tuuu sizin sıfatınıza

kaynak: Tıbbiyeli Hikmet



http://biliyomuydun.com/115284



 
a45UyF587661-170523141145 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/05/23  15:33 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Dunyadaki en saf insan oldugunu iddaa eden kisiler, aslinda seytana danismanlik yapabilecek kapasitede kisilerdir.
Unutmayin

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri

Kendim, kabinedeki arkadaslarim, Sultan ve genis bir halk kitlesi adina katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki, umumun arzusu Ingiltere tarafindan idare edilmektir.

Hariciye Naziri Mustafa Serif Pasa - 16.12.1918, Ingiliz Ordu Komutani General Milne ye..

Din halkin afyonudur

Din-disi elestirinin temelini su olusturuyor: insani insan yapan din degil, dini yapan insandir.
Yani din, henuz kendine erismemis ya da coktan yitirmis bulunulan insanin sahip oldugu kendinin bilinci ve kendinin duygusunu olusturuyor.
Ama insan, dunyanin disinda herhangi bir yere cekilmis soyut bir oz degil.
Insan, insanin dunyasi, devlet, toplum anlamina geliyor.
Bu devlet, bu toplum, dunyanin tersine cevrilmis bilinci olan dini uretiyor, cunku kendileri alt-ust olmus bir dunya olusturuyor.
Din bu dunyanin genel teorisini, onun an$iklopedik ozetleme kitabini, onun halksal bicimdeki mantigini, onun tinselci point d honneur unu (onur sorununu), kendinden gecmesini, ahlaksal onaylanmasini, gorkemli tamamlayicisini, teselli ve aklanmasinin evrensel temelini olusturuyor.
Din insanal ozun dogaustu gerceklesmesini olusturuyor, cunku insanal oz gercek gerceklige sahip bulunmuyor.
Oyleyse dine karsi savasim vermek, dolayli olarak dinin tinsel aromasini olusturdugu dunyaya karsi savasim vermek anlamina geliyor.
Dinsel uzuntu, bir olcude gercek uzuntunun disavurumu ve bir baska olcude de gercek uzuntuye karsi protesto oluyor.
Din ezilen insanin icli ezgisini, kalpsiz bir dunyanin sicakligini, tinin distalandigi toplumsal kosullarin tinini olusturuyor.
Din, halkin afyonunu olusturuyor.
Halkin aldatici mutlulugunu olarak dini ortadan kaldirmak, halkin gercek mutlulugunu istemek anlamina geliyor.
Halkin kendi durumu uzerindeki yanilsamalardan vazgecmesini isteme, halkin yanilsamalara gereksinim duyan bir durumdan vazgecmesini istemek anlamina geliyor.
Oyleyse dinin elestirisi, dinin aylasini olusturdugu bu gozyaslari vadisinin tohum halindeki elestirisi anlamina geliyor .
((http://tr.wikipedia.org/wiki/Din-halk%C4%B1n-afyonudur#cite-note-1)

Din halkin afyonudur (Almanca asli Die Religion ...
ist das Opium des Volkes) Karl Marx in cok alintilanan bir sozudur.
Marx in 1843 yilinda kaleme aldigi Hegel in Hukuk Felsefesinin Elestirisine Katki Giris adli yazida yer almis, bu yazi bir yil sonra Marx in Arnold Ruge ile birlikte yayinladigi Deutsch-Franzosischen Jahrbucher (Alman-Fransiz Yilliklari) adli dergide yayinlanmistir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Din-halk%C4%B1n-afyonudur


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder